Askerliğimi yedek subay olarak yaptım. Asteğmen rütbeyle başlayıp Teğmen rütbeyle bitirdim. Asteğmenin görevi düştüğü yere göre değişir.
Öncelikle temelde ikiye ayrılır:
- Takım komutanı
- Meslekçi
Takım komutanı olanlar 2,5 ay eğitim alırlar. Eğer piyade çıktıysa Tuzla Piyade Okulunda, komando çıktıysa Eğirdir Dağ Komanda Okulunda (burası 3 ay), eğer istihkam çıktıysa İzmir'de, tankçı çıktıysa Ankara Zırhlı Birlikler okulunda eğitim alırsın. Ayrıca Hava veya Deniz piyadesi de olabilirsin ki bu durumda yine Tuzla Piyade Okuluna gidersin. Burada sınıfına göre temel eğitimler alırsın. Çok detaya girmiyorum ama sıradan bir Er'in 5 yılda alamayacağı kalitede bir eğitim görürsün. Çok güzel pratik ve teorik dersler vardır. Bu derslere genelde emekli albaylar girer ve dersi anlatır.
Meslekçi olanlar ise 1 ay temel askerî eğitim alırlar. Silahtır, sürünmedir vs. uğraşmazlar. Mesela tıp mezunuysan Samsun'a gidersin, eğitimi alır ve tabip olarak icra edersin askerliğini. PDR veya psikoloji mezunuysan RDM olarak gidersin askere. Kendine ait odan olur, psikolojisi bozuk veya problemleri olan askerleri dinler onlara destek olursun. Mühendislik bitirenler de genelde meslekçi olarak giderler.
Varsayalım takım komutanı olarak atandın. Sorumluluğun düştüğün yere göre değişir. Hakkârî Çukurca veya Şemdinli'de karakol komutanı olma durumun da var, batıda bir şehirde odada boş boş oturup mesai doldurma ihtimalin de var. Veya maiyetindeki askerlere eğitim verme veya başında durma ihtimalin de...
Asteğmenliğin en güzel yanı sana karışan olmamasıdır. Çünkü senin bir üstün bölük komutanıdır yani Üsteğmen veya Yüzbaşı. Tutup da yoldan geçen herhangi bir uzman çavuş ya da astsubay sana değil emir vermek, emrivaki üslupla da konuşmaz.