Basura karşı ne yapılmalı?

Bağırsak florası gerçekten önemli Selçuk Abinin tavsiyeleri dikkate değer ama bunlar uzun sürecek olaylar. Benim pratik çözüme ihtiyacım var basurlu şekilde okulda geçirilecek günler zor günler demek. Basur kaçıncı evreydi doktora gittiğinizde? @My Funny Valentine siz ne durumdasınız soruyu sadece sizin cevaplayacağınızı düşünerek ilk size sormuştum?
 
Benim evre vb. birşey demedi yıllar önce gittiğimde. Çok seyrek olduğu için inmesini bekle demişti ve daflon vermişti.
 
İfadeler: cap
Benim evre vb. birşey demedi yıllar önce gittiğimde. Çok seyrek olduğu için inmesini bekle demişti ve daflon vermişti.
Yani bu çıkıntı bir gün inecek. Var bir hayalimiz :/ Yanıtlarınız ve açıklamalarınız için hepinize teşekkür ederim. Sağ olun var olun
 
Ayaklar üşütülüp ishal olunmaz. İshal/kabızlık bağırsak yapısında bozulma belirtisidir. Diğer türlü tüm insanlık hayatının her anında aynı sorunları yaşardı.

Tüm bu mide ve bağırsak sorunları birer tepkidir. Yaşanan denge bozulmasına karşı vücudun uyarı amaçlı verdiği tepkidir. Ve ancak o bozulma düzeltilebilirse sorun ortadan kalkar ve iyileşirsiniz.
Yoksa şunu kullandım, bunu kullandım, kendin de yazıyorsun 1-2 yılda bir tekrar ediyor.

Sağlıklı beslendim diyenlerin neredeyse tamamı ekmek yemeye yada tam buğday unlu ekmek yemeye devam ediyor. Buğday gluteni doğrudan bağırsak hücrelerini öldürür.
En öncelikle ata buğday denilen eski buğdaylar ya da ekşi mayalı ekmek gibi fermente olmuş ekmekler dışında hepsini bırakmanız lazım.

İşte ancak yaşadıkça ve araştırıp öğrendikçe çözüm mümkün.
Duyduğunuz her şeyi Wikipedia kullanarak kendiniz araştırın. Bu neden yapılıyor, o maddenin vücuduma nasıl bir etkisi var diye öğrenmek çok kolay.
Elbette İngilizce bilmek gerekli ama çoğunluğun okuduğunu anlayacak kadar bildiğini düşünüyorum.
Sonuçta bir şeyler bozulunca tamir etmek çok ağrılı ve uzun sürüyor. Bu sizin vücudunuz ise ağrıyı sadece siz yaşıyorsunuz, dışarıdan bu konuyu okuyanlar gülünç buluyorlardır, kendileri bir ağrı yaşamadıklarından anlamıyorlardır. Sadece ağrıyı yaşayan kişinin kendi çözmesi gereken işler bunlar.

Tekrar yazayım. Normal doğuştan, çocukluk boyunca sağlıklı olan yapı yanlış şeyleri yiyerek ya da antibiyotik ve ağrı kesici kullanarak bozulduğunda ancak doğru beslenerek ve çok uğraşarak düzeliyor.
Beslenmeyi "doğru şekilde" düzeltmeden, spor ve hareketle ilgili alışkanlıkları değiştirmeden kurtulmak mümkün değil.
 
İfadeler: cap
Ayaklar üşütünce ya da soğuk zemine oturunca veya genel olarak soğuk alınca ishal olunur neden olunmasın. Bağırsakta zaten mevcut bakteriler var. Üşütünce direnç düşüyor ve bunlar harekete geçiyor. Arada üşütüp ishal olunuyor diye bir insanın bağırsakları, beslenmesi, yaşam tarzı vs. sağlıksız yanlış denemez. Doktorların kendisi zaten bel-karın / ayak sıcak tut diyor. İstediğiniz kadar spor yapın, sağlıklı beslenin vs. Arada ishal olursunuz. Zaten bu tür ishaller sadece 1 gün ve 1 dışkılama şeklinde kısa sürer genelde.

Bu arada internette birçok şey maalesef oldukça büyütülüyor ve ciddi sorunmuş gibi yazılıyor. Oysa doktora gittiğinizde bunların çoğu normal sayılabiliyor. (özel hastaneye giderseniz ayrı tabi, her tarafınıza bakarlar para için ) Misal benim durumumda birkaç senede bir olan hemoroid bir problem sayılmıyor bile.

Son olarak mide bağırsak durumunu sürekli optimum sağlıklı seviyede tutmak imkansız olabiliyor. En başta ilaçlar. Ben günde 4 ayrı ilaç alıyorum. Bu ilaçların da muhtemelen bir etkisi oluyor mide bağırsağa. Ama neticede kar zarar. Ölmekten iyidir yani
 
İfadeler: cap
Herkes 1-2 yılda bir basur yaşamıyor. Kendiniz yazdınız öyle diye.
Ayakları üşütmek, soğuk su içmek, cereyanda kalmak ya da ıslak saçla dışarı çıkmak hastalık nedeni değildir.

Kişi bağışıklık, yani savunma sistemini bozucu kötü alışkanlıklara sahipse, dengesiz uyuyor ve besleniyorsa ya da daha önceden başlayan şeker hastalığı gibi vücudu sürekli enfeksiyon varmış gibi mücadele halindeyse hastalıklara kolay yakalanır ve zor iyileşir.

Aksine doğru beslenen, sürekli güneş görüp D vitamini depolayan, düzgün yaşayan ve düzenli çalışan insanlar "aksi gibi" turp gibidir, hiç hasta olmazlar.
Bunu şu mesajda yazmıştım.

İnternet konusunda da dün şu mesajı yazmıştım:
Araştırmacı olunursa, reklam tık tuzağı ya da şarlatan yazanla bilimsel kanıt yazanı ayırt etmek çok kolay. Ne yazık ki Türkçe internet çok bozuk ama İngilizceyi doğru kullanıp Google ve Youtube'dan doğru kaynakları bulmak mümkün. Özellikle İngilizce Wikipedia bu iş için güvenilirdir. Konusu insan olmayan tarihi/siyasi konularda çarpıtmak mümkün ama sağlık ve beslenme 7.5-8 milyar için ortak.

Neden ilaç aldığınızı ayrıntılı yazarsanız kesmek için ne yapılması gerektiğine belki yardımcı olabilirim.
Doğuştan gelen genetik anormallikler/ya da kazayla kaybedilen organlar hariç hiç bir ilacı ölene kadar kullanmak zorunda değilsiniz.
 

Öncelikle doktor olmadığınız için ilaçlarımı kesmek için ne yapılması gerektiği hakkında bir yorumunuz olmamalı. Sadece bana değil kimseye bu yönde yorum yapmamalısınız. Soğuk bir hastalık sebebidir. Çünkü bağışıklık sistemini düşürür. Islak saç sinüzitü iyice azdırır, kronikleştirir. Tüm bunları herhangi bir dahiliye doktoruda size söyleyecektir. Zaten klasik bel/karın ve ayak bölgesini sıcak tut, ıslak saçla dışarı çıkma vb. doktorlar sürekli söylüyorlar.

Sosyal evrimimize biyolojik evrimimiz yetişemediği için bazı durumlar kaçınılmaz. Misal D vitamini demişsiniz. İnsan kıyafeti bulduğu için D vitaminini asla tam olarak alamıyor. İstediğiniz kadar güneşe çıkın. Ellerden kıyafetlerden açık kalan yerlerde tam olarak yeterli D alınamıyor. Soğuk iklimdekiler zaten gıda yoluyla alıyorlar genelde kültürleride o yönde gelişmiş oluyor. (deniz mahsülü). Şuan Türkiye'de harici ilaç olarak D vit almayan herkeste D vit eksikliği var. Öyleki artık biokimyadan D vitaminini çıkardı sağlık bakanlığı. Devlet hastanelerinde bakılmıyordu en son. Çünkü herkeste eksik ve herkese ilaç yazılıyor sürekli.

İlaç konusuna tekrar dönersek; Hypotiroidiniz varsa (haşimato) tiroid ilacını ölene kadar hergün kullanmak zorundasınız. Tansiyon hastasıysanız tansiyon ilacınızı almazsanız ömrünüz önemli ölçüde kısalır ve düzenli almak zorundasınız. Migreniniz varsa yaşam kaliteniz için SSRI vb. anti depresan kullanarak atak sayısını düşürürsünüz. Sürekli alarak olur bu da. Ataklar da ise harici olarak ağrı kesici geçici olarak alınır. Tüm bunların ne aktarda, ne sebze meyvede, ne alternatif tıpta ikamesi yoktur. Bazı sebze meyve veya baharatlar X ilacındaki maddeyi ya da aynı etki eden maddeyi içerebilir evet ama onda 1 varsa ilaçta 1000 var o maddeden.

Babamın ayağı kırılmıştı geçen sene. Hastanede paça çorbası içmeliyim falan diye doktorlara soruyordu sürekli. Ve doktorların hepsi "yok öyle birşey" dedi. İçinde iyileşmesine yardımcı olan maddeler var evet ama o kadar az ki etkisi "0"'a yakınmış. Aynı şekilde kan sulandırıcı iğne yerine kirazda olmadı

Spor yapmak, hareket ise her türlü elzem tabi.
 
İfadeler: cap
Doktorların çoğu size sadece ilaç veriyorlar ve gönderiyorlar. Düzgün, iyi niyetli ve insanları iyileştirmeyi amaçlayan Canan Karatay gibi doktorlar ve Sağlıklı Yaşıyoruz Facebook grubu gibi bu tür doktorların isim ve adreslerini paylaşan yerler de var.

Bunlardan yararlanmak ya da ölmek sizin kendi tercihiniz, kimse zorlamıyor.
Derdinizin ne olduğunu anlatırsanız eğer bildiğim veya yaşadığım bir konuysa daha önce yaptığım gibi tavsiyede bulunurum. Ve söylüyorum "duyduğunuz her şeyi kendiniz araştırdıktan sonra, içinde ne olduğunu Wikipedia'da öğrendikten sonra kullanın diye"
Ve yorum da yaparım, yapacağım da, ağzı olan boş beleş konuşacak, bilip tecrübe edenler susacak sessiz olacak? Böyle olduğu için zaten bu kadar çok karmaşa ve cahillik yaşanıyor.

Soğuk hastalık sebebi değildir. Tamamen kulaktan dolma yanlış biliyorsunuz.
Sizde zaten kronik hastalık olduğu için vücudunuz sürekli zayıf, o yüzden kötüleşiyorsunuz.
İnsanlar doğuştan sinüzit olmuyorlar, hastalıklar kronikleşiyor yani hiç iyileşmiyorlar,
bağışıklığın düştüğü anlarda da şiddetleniyor ve yeni hastalıklara yakalanıyorlar.

Siz zahmet edip mesajımı okudunuz mu?

D vitamini ile ilgili yazdıklarınız ne yazık ki yanlış bilgi.
Sorun insanların giderek içeride büro ortamında çalışmaya başlamasında. Eskiden tarlada, denizde balıkçı olarak çalışırken tüm kış boyunca yetecek kadar D vitamini depolanıyordu.
Şimdi de bunu bilip yaz ayları boyunca kremsiz güneşlenenler yine kışı rahat geçiriyorlar.

Güneşlenmenize karşın D eksikliği yaşıyorsanız bu kronik hasta olmanızdandır.
En yaygın hastalık şeker. Şeker hastası olanların hücreleri sürekli tıpkı mikroplarla savaş hali gibi mücadele halindedir. Sürekli D vitamini harcar. O yüzden de takviye şeklinde D alsanız bile 1 ay gibi kısa sürede yine gerekir.
Siz kronikleşmiş hastalıklarınız iyileştirmeden bu kısır döngüden kurtulamazsınız.

Bir önceki mesajda yazdım, gözünüzden kaçmış anlaşılan:
"Doğuştan gelen genetik anormallikler/ya da kazayla kaybedilen organlar hariç hiç bir ilacı ölene kadar kullanmak zorunda değilsiniz."

Alternatif tıp vs gibi şeylere ilgim yok. Ben her şeye şifalıdır yazan ama zırnık bilimden habersiz cahil kişilerle de ilgilenmiyorum. İngilizcem var, 1986'dan beri bilgisayar, 1997'den internet kullanırım, Google ve diğer yöntemleri kullanmasını iyi bilirim. Araştırmadan kulaktan dolma hareket etmem. Bilmediğim hiç bir sağlık konusunda da dahil olup yorum yazmadım. Başkalarıyla ne sorun yaşadıysanız o sizin sorununuzdur, benim değil.

Kelle paça konusunda da:
Doktorlar iyi niyetli olmadıkları için halen hastasınız. Onlar iyi niyetli olsaydı sizi çoktan iyileştirmiş olurlardı.

Doğru doktorları seçecek iradeniz ve araştırıp öğrenecek kadar eğitiminiz olduğunu düşünüyorum.
Her konuda sorabilirsiniz. Eğer biliyorsam üşenmeden uzun uzun bildiklerimi yazarım. Bilmiyorsam yazmam.
 

Şişmeyi sürdürse o cevabı verir miydim sende dostum benim.
 

Doktorlara ve dediğiniz gibi doğru ve düzgün kaynaklara güveniyorum. Ve onlar benim yazdıklarımı onaylayan bilgileri içeriyor. Bende 1998'den beri internet kullanıyorum ve sağlık konusunda da sürekli araştırma yapıyorum. Soğuk zaten çok temel bir bilgidir. Maruz kalmak bağışıklığı düşürür. Vücutta zaten hali hazırda hastalık yapıcı bakteriler vs. var. Bunun kronik hastalıkla, sağlıklı yaşamla vs. ile ilgisi yok. Bağışıklık düşünce hastalık yapıyorlar. Soğukta bağışıklığı düşürüyor. Ayaklarını üşüten insanların ishal olması bunun basit bir örneği.

Canan Karatay'ın da açıkçası şarlatan olduğunu düşünüyorum. Verdiğiniz facebook grubunun mottosu; “Beslenme yanlışsa ilacın yararı yok, beslenme doğruysa ilaca gerek yok!”. Bu bile direkt uzaklaşmak için yeterli Bundan 150-200 sene öncesinin yaşam süresi ortalamasına bakın, birde ilaçlar icat edildikçe artan ortalamaya. Bu tür ilaç karşıtı grupların dediklerini yapıp, kronik hastalıkları yüzünden kullandıkları ilaçları bırakıp ölen ya da çok daha kötü olan insanlar dolu ortalıkta.

Doğuştan gelen bir anomalim yok, kaybedilen organımda yok. Ama tiroid ilacını ölene kadar hergün almazsam, hypotiroid tablo gelişir, almamayı sürdürürsem bu tablo daha da kötüleşir ve en sonunda öteki tarafa geçiş yaparım.

Doktorunuz bir ilacı ölene kadar kullanacaksın dediyse kullanın arkadaşlar. İnternetteki grupların yorumlarına, doktor olmayanların dediklerine ve Canan Karatay gibi söylediği çoğu şey bilim tarafından aksi ispatlanmış, meslekten geçici men edilmiş insanları dinlemeyin. Aklınızda soru varsa şüphe varsa çözüm çok basit; Başka doktora gidin. Hala varsa başka doktora. Hepsi aynı şeyi söylüyorsa ortada sorun yoktur Ve doktorların ilaçlar ameliyatlar vs. dışında söyledikleri zaten spor yapmak, hareket etmek, düzgün beslenmek vb.'de içeriyor. Ne zaman gitsem kırmızı eti azaltın, sebze meyve tüketin vb. diyor zaten doktorlar.
 
Bu siteyi kullanmak için çerezler gereklidir. Siteyi kullanmaya devam etmek için çerezleri kabul etmelisiniz. Daha Fazlasını Öğren.…