Bilginin elde edilmesi hakkında

Andar Han

Megapat
Katılım
17 Aralık 2019
Mesajlar
8.058
Makaleler
3
Çözümler
53
Günümüz şartları içinde her bilgi, her yerden, anında ulaşılabilir bir durumdadır. Lakin pek çok kişi bu dehlizde; bilgiye nereden ulaştığını önemsemeden, kendini doğrulayana ulaştığı kaynağı baz alarak görüşünü destekleme yolunu seçmektedir. Burada bir parantez açmak gerekirse, gerçeği arayan insan; görüşüne dayanak aramaz, sadece gerçeğe dair ipuçlarının peşindedir. Bu çerçevede; kullanılan kaynak, o kaynağı yazan kişinin yeterliği, araştıran bireyin kaç farklı bakış açısından konuyu değerlendirdiği ve asparagas verilerden ziyade bilgiyi önemseyenlerin verilerine ulaşma konusunda harcanan çaba mühimdir. Bilimsel analiz için haklı çıkmanın herhangi bir değeri yoktur. Mühim olan gerçeği bulmaktır. Saygı, sevgi ve fikirlerinizi duyma ümidi ile...
 
Şimdi en basitini ve bu foruma uygununu düşünelim. Bir ekran kartı alacaksın ve internette araştırma yapacaksın. Ne yazık ki internet, bilgiye açılan kapıdır. Sana yol göstermez. Bütün koca derya deniz bir dünyaya açılan kapıdır. Orada kaybolmak ve yolunu bulmak sana kalmıştır. Yanlı bir kaynak incelersen o ekran kartını beğenirsin tabii ki.

Ben her zaman bir bilgiyi araştırırken minimum 3 ama güvenilir olmak şartıyla kaynağa bakarım. Eğer bunlar ortak görüş belirtiyorsa zaten doğruluğunu kanıtlıyorsun. Gel gelelim yine hata payı var.
Bilimsel analiz için haklı çıkmanın herhangi bir değeri yoktur.
Bak buna katılmıyorum. Çünkü bilimsel olarak bir şey gerçek olarak kabul ediliyorsa her ortamda her şartta ve herkes için doğruluğu kabul edilmişse gerçek kabul ediliyor. Ve soran her kişiye her cevabı verebilecek halde olması lazım. Yani bilimsel gerçek en somut olandır bence.
 
Yani bilimsel gerçek en somut olandır bence.
Evet ama somut bilgiler değişebiliyor yine de.
Bu zamana kadar bilim bir şeyleri kabul ederek geldi. Newton yer çekimi var dendi. Kabul edildi. Yer çekimi ivmesi hesaplandı. Bunun yerine gök itimi de var. Ama o bir şeye varmadı. Dünya düz dendi. O da bilimde ilerleyemedi. Zamanla bir zaman doğru kabul edilenin yanlış olduğu anlaşıldı.
Günümüzde bunun olma ihtimali daha düşük. Yerçekimi ivmesi yanlış dersen bütün yapılan şeyler yanlış olmuş olucak. Ya da bu bakteri değil virüs desen bütün antibiyotikler boşa olmuş olucak. Bilim bilgilerin üstüne katarak gidiyor. Bir sonraki bilgiye geçmek için öncekinin doğru olması lazım. Bu da son bilginin doğruluğu hakkında düşündürür. Ya da en baştan yanılıyor olmamız lazım.
Ama yinede katılıyorum. Her doktor kafasına göre bilgi atıyor, her gazeteci kafasına göre bilgi atıyor, her yazar, her dede... Günümüzde doğru bilginin bile doğruluğu şüpe uyandırıyor. Yapabileceğimiz bir şey yok. Hangi alanda ilgileniyorsanız o alanda önde gelenlerden doğru bilgi alabilirsiniz. Ama normal bir insan, örneğin ben, sizin aldığınız akedemik bilgiyi anlayamam. O yüzden google a yazar, başım ağrıyor, aha kanserim derim.
 
Çünkü bilimsel olarak bir şey gerçek olarak kabul ediliyorsa her ortamda her şartta ve herkes için doğruluğu kabul edilmişse gerçek kabul ediliyor.
Gerçek kabullerle alakalı değildir ki kabuller, bir sonraki herkes tarafından doğrulanıp kabul edilecek olana kadar bir şeyleri anlamamızı kolaylaştırır.
 
Son düzenleme:
Gerçek kabullerle alakalı değildir ki kabuller, bir sonraki herkes tarafından doğrulanıp kabul edilecek olana kadar bir şeyleri anlamımızı kolaylaştırır.
Hayır ama gerçek olan şeyler diğer gerçeklere ulaştırır seni. Yani sen ışığı görürsün, ışığın içindeki farklı renklerin gerçek olduğunu kabul edersin, bu gerçeklerle beraber infra-red yani görünmeyen ama varolan diğer rengin gerçekliğini kanıtlarsın. Eğer buradaki adımlardan birisi bile gerçek olmasa diğer adıma geçemezsin. Bilimsel olarak birisi sana "hop, dur bakalım orda" derdi.
Evet ama somut bilgiler değişebiliyor yine de.
Aynen. Zaten güvenilirliğinin asıl temeli bu. "Ayıp olur, usüle uymaz" diye bir şey yok bilimde. Yarın benim ak dediğime birisi kara diyebilir. Ama kara diyebilecek kadar gerçekliğini kanıtlamak zorunda. Dediğim şartlarda her şeyi kanıtlarsa o zaman ak diyen kişi bile kalkıp evet bu karadır diyebilir. Ama her şeyin gerçek olması şarttır.
 
Günümüz şartları içinde her bilgi, her yerden, anında ulaşılabilir bir durumdadır. Lakin pek çok kişi bu dehlizde; bilgiye nereden ulaştığını önemsemeden, kendini doğrulayana ulaştığı kaynağı baz alarak görüşünü destekleme yolunu seçmektedir. Burada bir parantez açmak gerekirse, gerçeği arayan insan; görüşüne dayanak aramaz, sadece gerçeğe dair ipuçlarının peşindedir. Bu çerçevede; kullanılan kaynak, o kaynağı yazan kişinin yeterliği, araştıran bireyin kaç farklı bakış açısından konuyu değerlendirdiği ve asparagas verilerden ziyade bilgiyi önemseyenlerin verilerine ulaşma konusunda harcanan çaba mühimdir. Bilimsel analiz için haklı çıkmanın herhangi bir değeri yoktur. Mühim olan gerçeği bulmaktır. Saygı, sevgi ve fikirlerinizi duyma ümidi ile...

Bilginin elde edilmesi cok kolaydir. Bugun sokaga cikip insanlara "Gunes nasil bizi isitiyor" diye sorsan herkesten bir fikir alirsin, dogru ya da yanlis.

Bilimsel zeminde onemli olan dogru bilgiyi, yanlis bilgiden ayirt etmektir. O da en temelde sunu kabul etmekle baslar => Evrensel dogru bilgi diye bir sey yoktur. Her sey yanlis olabilir, bugun dogru sandigimiz cogu sey zamanla yanlislanablir. O sebeple bilimsel metod kullanilir. O sebeple Teoriler asla ispatlanamaz.

Gozlemlenebilir, deneysel olan, tekrarlanabilir ve olcumlenebilir delillerle desteklenmedikce bilgi, bilimsel anlamda bilgi degildir.

Bizim evin orada sari bir otobus gordum bilgisi tek basina cok anlamsizdir. X enlem, Y boylaminda, GMT+3 saat diliminde 12:16 'da Sari renkli otobus gordum cok daha anlamlidir. Ama yine kesin degildir. Bunun gibi, olcumlenebilir, ispatlanabilir ve objektivize edilebilen seyler neticesinde bilgi aciga cikar, bu da cok zor bir olaydir.

Aslinda Duz Dunya iddialarini ortaya atanlarin cikis noktasi bu skeptizm uzerine kurulu, ozunde mantikli ( yani en temelde herkesin dogru kabul ettigi bir seye bile muhalefet yapmak ).

Fakat deliller neticesinde iddiasindan vazgecmemek ve diretmek de bir o kadar sacmadir.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı