Bilime Yön Verenler: Charles Robert Darwin

Barış Can KURT

Hectopat
Katılım
31 Ekim 2013
Mesajlar
299
Makaleler
2
Yer
Ankara
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Charles Robert Darwin, bilimin en büyük öncülerinden biridir. Günümüzden 150 küsür yıl önce ortaya koyduğu cesareti ve çabası, bilim insanlarına bugün bile ışık tutmayı sürdürmektedir. Hayatını insanlığın mücadelesine adamış bu bilim adamı ne yazık ki öldükten sonra da asılsız suçlamalara, tutarsız yalanlara maruz kalmıştır. Kendisini çok iyi şekilde ifade etmesine rağmen bu sözleri yalanlarla çarpıtılmış, bazı kesimler tarafından günahkar ilan edilmiştir. Ve bu kesimlerin çoğu Darwin hakkında hiçbir şey bilmemektedir. Bildiklerini iddia edenler ise bu bilgileri karşıt kaynaklardan elde etmektedirler. Umarım bu makale öncelikle öğrenmeye aç olan tüm insanlara ve önceki cümlede bahsettiğim kişilere biraz olsun yardımcı olur. Ön yargınızı bir kenara koyup okumanız dileğiyle...

(Ön söz bana aittir ve makale evrimagaci.org sitesinden alınmıştır.)


Türlerin Kökeni Bitiş Paragrafı:

"Çeşitli bitkilerle kaplı, çalılıklarında kuşların ötüştüğü, türlü böceklerin uçuştuğu; nemli toprağında tırtılların, solucanların süründüğü bir yamaca bakıp, birbirinden böylesine farklı, ve birbirine böylesine karmaşık bir tarzda bağımlı ve ustalıkla yapılmış bütün o canlı biçimlerin, çevremizde etkilerini sürdüreduran yasaların ürünleri olduğunu düşünmek ilginçtir. Bu yasalar -geniş bir anlamda- Üreme ve Büyüme; Soyaçekim (hemen hemen üremenin kapsamında kalır); yaşam koşullarının ve parçalarının kullanılıp kullanılmamasının doğrudan ve dolaylı etkilerinin sonucu olan değişkenliktir; üreme öylesine hızlıdır ki Yaşama Savaşına yol açar; ve bunun sonucu Iranın Iraksamasını ve az gelişmiş biçimlerin tükenmesini zorunlu kılan Doğal Seçmedir. Böylece, doğanın savaşından, açlıktan ve ölümden, düşünebildiğimiz en yüce ereğe, daha yukarı hayvanların oluşmasına varılır. Bir ya da birkaç biçimde başlayan yaşamı böyle anlayan ve bu gezegen çekimin değişmez yasasına göre dönüp dururken, böylesine basit bir başlangıçtan en güzel, en olağanüstü biçimlerin evrimleşmiş ve evrimleşmekte olduğunu kavrayan bu yaşam görüşünde gerçekten ihtişam vardır." (Türlerin Kökeni, 1. Baskı Taslağı'ndan çeviri)


Darwin, Kuramı'na Güvenmiyor Muydu?

"Okur, yapıtımın bu bölümüne [Türlerin Kökeni'nin 6. Bölümü olan "Teorinin Güçlükleri" kısmına] varmadan önce bir yığın güçlükle karşılaşmış olacaktır. Bunların bazıları bugüne dek üzerlerinde belirli bir ölçüde duraksamadan düşünemediğim kadar çetindir; ama, bunların çoğu yalnızca görünüştedir, ve gerçek olanlarsa teorim için yıkıcı değildir diye düşünüyorum." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm giriş paragrafı, sf. 189)


"Ama, bu teoriye göre sayısız geçisel biçimler olmak gerektiğine göre, onlara yer kabuğuna gömülmüş olarak neden çok sayıda rastlamıyoruz? Bu soruyu, Yerbilmsel Belgelerin Eksiklliği bölümünde tartışmak daha uygun olacaktır; burada yalnızca şunları söylemek isterim: Gerçekte bu sorunun yanıtı belgelerin genellikle sanıldığından çok daha eksik olmasında gizlidir. Yer kabuğu pek büyük bir müzedir; ama doğal koleksiyonlar eksiktir ve ancak uzun zaman aralıklarıyla yapılmıştır. (...) Peki ama bu geçit bölgelerde, yaşam koşullarının geçiştiği yerlerde, neden birbirine yakın geçişsel çeşitlere rastlamıyoruz? Bu güçlük, uzun bir süre kafamı karmakarışık etti. Ama bunun büyük ölçüde açıklanabileceğine inanıyorum." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm, sf. 190-191, Darwin bu cümleden sonra sayfalar uzunluğunda bu güçlüğü açıklamakta ve teorisi için sorun teşkil etmediğini göstermektedir)


"Ayrı ayrı ve sayısız yaratma eylemine inanan bir kimse, böyle durumlarda [Evrimsel Süreç sonucu oluşmuş canlılardan bazılarının, atalarının yerini almasından bahsediyor] Yaradan'ın bir tipin başka birinin yerini almasını dilediğini söyleyebilir; ama bu, bana, gerçeğin yalnızca ağırbaşlı bir dille yeniden söylenmesi gibi görünüyor." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm, sf. 201)


"Gözün odağını farklı uzaklıklara uydurması, içeri bırakılacak ışık tutarını ayarlaması, küresel ve renksel sapmayı düzeltmesi gibi eşsiz düzenlenişlerinin tümünün doğal seçmeyle oluşabildiğini düşünmenin pek saçma göründüğünü açık yüreklilikle itiraf ederim. Ancak mantık bana şöyle söylüyor: Basit ve eksik bir gözden, karmaşık ve yetkin bir göze çıkan ve her biri gözü taşıyan canlıya yararlı aşamaların varlığı (durum kesinlikle budur) gösterilebilirse; daha sonra, gözün durmadan değiştiği ve değişimlerin soyaçekildiği (durum gerçekten böyledir) ortaya konabilirse; ve bu türlü değişimler, değişen yaşam koşullarında bir hayvana yararlıysa, o zaman, yetkin ve karmaşık bir gözün doğal seçmeyle oluştuğuna, bu bizim hayal gücümüzü aşsa bile, inanmanın güçlüğü teorim için yıkıcı sayılmamalıdır." (Türlerin Kökeni, Bölüm-6: Teorinin Güçlükleri, sf. 202; Darwin bu cümleden sonra sayfalar uzunluğunda gözün nasıl evrimleştiğini anlatmaktadır; Darwin'in tahmini açıklaması, bugün net bir şekilde gösterilerek gözün teori için herhangi bir yıkıcılığı olmadığı ispatlanmıştır)


"Çok sayıda, ardışık ve küçük değişikliklerle oluşamayacak bileşik bir organın varlığı gösterilebilseydi, teorim kesinlikle çökerdi. Ama böyle bir örnek göremiyorum." (Türlerin Kökeni, sf. 206)


"Bu bölümde teorimin karşılaşabileceği güçlüklerin ve itirazların bazılarını tartıştık. Bunların çoğu önemlidir; ama bağımsız yaratma eylemleri inancının tümüyle karanlıkta bıraktığı olguların bu tartışma sırasında aydınlandığını sanıyorum." (Türlerin Kökeni, 6. Bölüm'ün Özet kısmı, sf. 227)


"Bazı eski biçimlerin, bir iç güç ya da eğilimle, birdenbire değiştiğine, örneğin kanatsızken kanatlanıverdiğine inanan kimse, örneksemenin tümüne aykırı olarak, birçok bireyin aynı zamanda değiştiğini varsaymak zorunda kalacaktır. (...) Bu büyük ve ani değişimlerin embriyonda hiç iz bırakmadığını kabul etmeye zorlanacaktır. Bütün bunları kabul etmek, bana öyle geliyor ki, bilim alanını bırakıp mucizeler alanına girmektir." (Türlerin Kökeni, 7. Bölüm olan Doğal Seçme Teorisi'ne Yöneltilmiş İtirazlar kısmı kapanış paragrafı)


"Sonunda, yavru guguğun üvey kardeşlerini yuvadan atması, karıncaların köleleştirilmesi, tırtıl sineği kurtçuklarının canlı tırtılların içinde beslenmesi gibi içgüdülerin, özellikle bağışlanmış ya da yaratılmış iç güdüler olarak değil de, bütün organik yaratıkların ilerlemesine yol açan genel bir yasanın, yani çoğalmanın, değişmenin, en güçlülerin yaşamasının ve en zayıfların ölmesinin küçük belirtileri olarak görmek, mantıklı bir sonuç çıkarma olmayabilir, ama benim hayal gücüm için çok daha doyurucudur." (Türlerin Kökeni, 8. Bölüm olan İçgüdüler kısmı kapanış paragrafı)


Darwin'in Dini İnancı, Dinle ve Tanrılarla İlgili Görüşleri Neydi?

"En ciddi çalkantılarımda bile bir Tanrı'nın varlığını reddedecek kadar ateist olmadım. Genel olarak, özellikle de yaşım ilerledikçe düşünüyorum ki, akıl durumumu ve düşüncelerimi en iyi yansıtan terim, agnostik olacaktır." (1879, John Fordyce'a mektup)


"Kendinize neden ateist diyorsunuz? Tanrı'nın var olduğuyla ilgili şiddetli ısrarların doğru olmadığını bildiğinizi biliyorum. Ben de, düşünce olarak size tamamen katılıyorum. Ancak kelime olarak ateisttense, agnostiği tercih ederim. Biliyorum ki agnostisizm ateizmin kibar halidir ve ateizm de agostisizmin agresif halidir. Ancak neden bu kadar öfkeli olmak zorundasınız? İnsan kitlelerinin akıllarına bu fikri dayatmanın verdiği bir kazanç var mıdır? Dinin kanıtlarla desteklenmediğini kabul ediyorum ve 40 yaşıma gelene kadar Hıristiyanlık'ı asla terk etmemiştim. Dönüşümüm çok yavaş bir şekilde tamamlandı." (1881, ölümünden 1 sene önce, Aveling, Büchner ve Muhterem John-Brodie Innes ile yemekte)


"Uyduların, gezegenlerin, yıldızların, Evren'in ve olabilecek her türlü evren sisteminin yasalar çerçevesinde çalıştığını kabul edebiliyoruz; ancak en ufak bir böceğin bir seferde, özel bir etki ile yaratılmasını umuyoruz."


"Bir insanın hem Evrim'i savunup, hem teist olabileceğini kabul etmemek, ciddi derecede absürttür."


"Kendimi her şeye gücü yeten ve yarattıklarını çok seven bir Tanrı'nın, parazitik eşekarılarının canlı tırtılların bedenlerine yerleştirdikleri larvalarını özenle tasarladığına inandıramıyorum."


Darwin Ölümü Sırasında Korkarak Dine Döndü Mü?

"Ölmekten asla korkmuyorum. Bana çok iyi davrandınız ve bunun için size teşekkür ederim." (Ölümünden önce, eşine ve çocuklarına, oğlu Francis Darwin'in ağzından)


"Sizin tarafınızdan tedavi edileceksem, hasta olmaya bile değer!" (Ölümünden önce, doktorlarına, oğlu Francis Darwin'in ağzından)


Darwin'in Hayat Görüşüyle İlgili Diğer Sözleri:

"Bilimsel bir insanın arzuları, tutkuları olmamalıdır - tamamen taştan bir kalp..."


"Kölemiz yaptığımız hayvanları, eşitimiz olarak görmek istemiyoruz."


"Hayatının bir saatini boşa harcamaya cesaret eden bir insan, hayatın değerini anlamamıştır."


"Bir Amerikan maymunu, belli miktar brendi içip sarhoş olduktan sonra bir daha asla ona dokunmaz ve bu bakımdan, bir insandan çok daha bilgedir."


"Cehalet, bilgiden çok rahatlığı beraberinde getirir: bir problemin bilim tarafından asla çözülemeyeceğini ısrarla iddia edenler çok bilenler değil, hiçbir şey bilmeyenlerdir."


"Hayatta kalabilen en güçlü olan tür değildir, en zeki olandır. Değişime en çok adapte olabilendir."


"Bir hatayı yok etmek en az yeni bir gerçek keşfetmek veya kuram ortaya atmak kadar iyidir -ve kimi zaman daha bile fazla iyidir-."


"Eğer fakirliğin sebebi doğanın yasaları değil de bizim kurallarımız ise, suçumuz ne büyüktür!"


"Son zamanlarda Shakespeare okumaya çalıştım ve inanılmaz sıkıcı buldum, midemi bulandırdı."


"Bir insanın değerinin en iyi ölçülerinden biri gösterdiği arkadaşlıktır."


"İnsan, sahip olduğu bütün asil özellikleriyle birlikte hala düşük kökenlerinin izini bir damga gibi üzerinde taşımaktadır."


Doğum: 12 Şubat 1809

Ölüm: 19 Nisan 1882

Uzmanlık Alanı: Doğa bilimcisi, Jeoloji, Biyoloji, Davranış Bilimleri

Eserleri: Beagle Gezisi, Türlerin Kökeni, İnsanın Türeyişi, Cinsel Seçilim, İnsanlarda ve Hayvanlarda Davranışların İfadesi gibi ses getirmiş birçok kitabın yazarı, Evrim Kuramı'nın babası

Bazı Önemli Ödülleri: Kraliyet Madalyası (1853), Wollaston Madalyası (1859), Copley Madalyası (1864)

charles darwin.jpg
 
Son düzenleme:
Uyarı! Bu konu 10 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı