Post-doc veya yurt dışı doktoranın şart olmasının amaçlarından biri, öğrencinin tüm akademik hayatını tek bir üniversitede geçirmeyip üniversiteyi dışarıdan da beslemesini sağlamaktır. 50 yılın en azından 3-5 yılını farklı yerlerde, farklı kültürlerde, farklı ülkelerde, farklı bir dile maruz kalarak (elbette başta İngilizce) geçirmesini hedefler. Bu üç üniversite, yurt dışındaki üniversitelerin, kendilerinden daha iyi olduğu düşüncesiyle bunu zorunlu tutmaz. Öğrencinin konfor alanından çıkıp ülke değiştirmesiyle, farklı kültürlerle temas etmesiyle, başka üniversite görmesiyle, dil öğrenmesiyle veya dil pratiği yapmasıyla da kaliteyi artırma amacı taşır. Önceleri yurt dışı değil de lisansı ODTÜ'yse doktorasını farklı bir üniversite olan Boğaziçi'nde yapması da yeterli görülebiliyorken sonraları yurt dışına veya en azından post-doc'a evrilmiştir muhtemelen. Temel amaç, farklı bir üniversite görmesini sağlamak ve hatta oralarda öğretim üyesi olarak çalışmaya teşvik bile etmek.
Boğaziçi Üniversitesi, Robert Koleji'yken yüksekokul kısmı 1957'de kurulup 1971'de üniversiteleşmiş, Amerikan sistemini benimsemiş sadece fen ve mühendislik öğretiminden ibaret olmayan bir kurum. Robert'i kuranlar da ABD'li bir teolog ve iş adamı zaten. ODTÜ de kurulduğunda Amerikan sistemini benimseyen bir okuldu ve yine teknik üniversite olmasına rağmen sosyal bilimleri, eğitim bilimlerini içinde barındıran bir okul. İTÜ ise bunlardan çok daha farklı, çok daha köklü ve 1-2 bölüm dışında fen ve mühendislik öğrenimi yapan ve olabildiğince erken üniversiteleşmiş bir kurum. Örneğin Yıldız, erken üniversiteleşemediği gibi, 1960'larda ve 1970'lerde özel okulları da bünyesine almasıyla (veya belki de almak zorunda kalmasıyla) kalitesine maalesef gölge düşüren durumlarla karşılaşmış bir mühendislik okuluydu. Erken üniversiteleşememenin sonucu olarak 2010'lara kadar, akademi döneminden kalma doktorasız profesörlerle öğrenim yaptı. 1982'de üniversiteleşti, 1992'de teknik üniversite oldu ama ondan sonra bir teknik üniversitede olmasını garipseyeceğiniz bölümler kuruldu. Tüm bunlar göz önüne alındığında İTÜ, İstanbul'da yaşayıp da Boğaziçi'ni kazanamayan ve ODTÜ için şehir değiştirmek istemeyen veya Amerikan sistemini benimsemiş bir okulda öğrenim görmek istemeyen başarılı öğrenciler için alternatif oluyordur galiba.
Kadro ilanı rektöre bağlı olduğu için rektöre ulaşabilecek birilerini tanıyor olmak iyi olur. Özellikle üniversite içinden bir referansınız olması size artı sağlar. Bu referans, danışmanınız olabilir, bir dekan olabilir, bölüm başkanı olabilir, hizmet süresi fazla herhangi bir öğretim üyesi olabilir.