Bir İmparatorluğa Meydan Okumak

Heinrich Himmler, 15 Ağustos 1941 tarihinde, Beyaz Rusya'nın Minsk kentindeki Shirokaya Sokak Toplama Kampı'na yapılan resmi bir ziyaret sırasında genç bir Sovyet savaş esirine bakıyor. Himmler'in, Nazi Almanyasında Hitler'den sonraki en güçlü adamın yüzüne bu şekilde bakabilmek büyük cesaret ister. Bu doğru olanı mertçe savunmaktır. Bu çok şey kaybetmiş yalnız bir adamın Himmler'in karşısında korkusuzca durması ve onun bizzat gözlerinin içine bakmasıdır. Bu meydan okumaktır.

Shirokaya, 2000'den fazla mahkum bulunduran bir çalışma kampıydı; Minsk Gettosu'ndan vasıflı işçilerin ve Belarus ormanlarında partizanlarla çalışmayı ya da iş yapmayı reddeden esir alınmış Kızıl Ordu askerlerinin tutulduğu yerdi. Belarus'tan Sobibor veya Auschwitz'e gönderilecek olan Yahudiler de geçici olarak burada tutuldu. Bu teftiş gezisinde Himmler'e General Karl Wolff eşlik etmiştir. Wolff bu karede Himmler'in arkasında, yüzü kısmen örtülmüş olarak görülebilir.

Aynı gün, Himmler, General Arthur Nebe'ye, birliğinin Yahudileri vurma tekniğini göstermesi için ona bir gösteri yapmalarını emretti; Nebe 98 Yahudi erkek ve iki kadın seçti. Wolff'ün aktardığına göre, Himmler katliamın içinde bizzat bulundu ve sarışın bir genci sorguya çekti. Himmler, “Yahudi misin?” Diye sordu. Adam “Evet” dedi. Himmler sordu: “Her iki ebeveynin de yahudi mi?”. Yine “Evet” diye cevapladı. Himmler, “Yahudi olmayan atalarınız var mı?” Diye sordu, “Hayır” dedi adam. Himmler, “O zaman sana yardım edemem” dedi. Sarışın genç ve diğer 99 mahkum, başının arkasından vuruldu. Sıra sıra getirilen mahkumlar düştükçe üstleri toprakla kapatıldı ve silah sesini duyamayacak kadar uzakta olan başka bir grup daha getirildi.

Himmler, cesetlerin yattığı çukura yakından bakarken, beyin sıvısı ve kan üniformasına sıçradığında midesi bulandı. Wolff, Himmler’in ilk defa burda bir ceset gördüğünü iddia ediyor. Milyonlarca insanı öldüren bir adamın hiç elini kana bulamamış olması dikkate değer bir noktadır. Minsk 27 Haziran 1941'de Almanlar tarafından ele geçirildiğinde doksan bin yahudi ve üç yüz bin sovyet askeri esir alınmıştı. 1943'te Alman işgalinden arındırıldığında bu insanlar ya ölmüş, ya da başka bölgelere götürülmüş vaziyette idi. Bu tel örgünün arkasındaki herkes büyük ihtimalle 1943'ten önce Naziler tarafından öldürülmüştür.

Bir fotoğraf bin sözcüğe bedeldir deyiminin anlamını kazandığı karelerden birisi.

Savaş asla değişmez.