Bir motorcu hikayesi

SanayZockt

Kilopat
Katılım
25 Ağustos 2016
Mesajlar
1.817
Makaleler
1
Çözümler
8
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhaba dostlar. Benim çok etkilendiğim ve motora yeni başlayacak olanlara da fikir vermek açısından sizinle bir hikaye paylaşmak istiyorum. Hikaye alıntıdır benim değilim. Hikayenin orijinal haline buradan ulaşabilirsiniz.

Not: Eğitim almadan motosiklet sürmeyin, sürdürmeyin. Motora ayıracağınız paranın bir kısmını eğitime ve ekipmana ayırın.

Adım Ahmet, Bursalıyım ve yaşım 25. gençliğin baharı derler ya. Öyle değil işte. Onu ben kendimden aldım.
Ajitasyon olsun, geçmiş olsun denilsin diye yazmıyorum. Bakmak istedim foruma kaza bölümünde bursa özdileğin orada kaza yapmış bir arkadaş.
2012'den bu yana hala ilk motor supersport 600CC alayım mı muhabbetleri bitmemiş.
Yazmak istiyorum. Bilinçlenin diye yazıyorum. Kendime kızarak yazıyorum. Belki birine derdimi anlatabilirim diye yazıyorum.
2012'nin Temmuz ayında bir motosiklet aldım ben. 2008 model YZF R1 aldım. Daha öncesi sanıyorum 5.000 km kadar motosiklet kullandım ufak tekek şeyler buna scooterlerde dahil.
2012 Ekim ayı, o karanlık gece. Bursa özdilek geçidi hemen geçince bir kavşak var. Total benzin istasyonu var orada.
Motosikleti sürme konusunda bir sıkıntım yoktu şehir içi normal şekilde kullanıyordum. Benim etrafımda motosiklet kullananda pek yoktur.
Gittim beğendim aldım. Kimse de napıyorsun demedi. (Ben kendimi bilmedikten sonra biri bir şeyler dese de ne kadar önemli ki? İşte tam da bunun için yazıyorum bunları.
Bir an geliyor ki hayatta. İşte o an. Keşke dediğin an oluyor. Ben bursa tarafından gelip görükle otobanına girecektim. Bursa'lılar bilir. Vazgeçip mudanya tepedevrent'ten dön ahmet dedim kendi kendime. Ben bunları düşünürken otoban sapağını geçtim.
Şunu belirtmek istiyorum. R1 suçlu değil. Motosiklet asla suçlu değil. Gaz verdiğinizde giden, frene bastığınızda duran bir makine yanlızca.
Yani güçlü motor öldürür demiyorum. Bilinçsizlik öldürür.
Sohbet gibi olsun istiyorum. İki dost konuşuyor gibi olsun. Öyle yazacağım.
Bak dostum. Görükleye gidiyordum ben. Okuldan sevdiğim bir kız umut verdi bana. Oldu gibiydi ya iş telefonda. Birlikte olacaktık onunla.
Seviyordum, çok.
Neler diyeceğimi düşünürek gidiyordum ben. Aklım ne yoldaydı ne de kadranda.
Sen aklın başka bir şeylerle çok meşgul iken motosiklet sürüyor musun?
Ben sürüyordum.
Sen motosiklet sürerken kulaklıkla yüksek sesle müzik dinleyip, bunun dikkatini dağıttığını bilip dinlemeye devam ediyor muydun?
Ben ediyordum.
Sen güçlü bir motosikletin suya girdiğinde ne yapacağını biliyor musun?
Ben bilmiyordum.

Ekim'de. Aklımda kıza neler diyeceğimi kurarken biraz daha vaktim olsun diye 15km öteden otobana girmek istedim, yolumu uzattım.
Ben yazın aldığım ve gerçekten çok güçlü bir motosikleti ister inanın ister inanmayın daha hiç suya sokmamıştım.
Bak dostum saat sanırım gece 2-3 arası. Olay nasıl oldu anlatayım.
Ben ne kadar hızlı gittiğimin hiç farkında değilim.
Kulağımda da muse-New born bağırıyor.
Bir an geldi. Öyle bir kaydı ki motosikletim. Beklemiyordum, bilmiyordum. Ne yapacağımı hiç bilmiyordum.
O anlık savrulmadan sonra yüzüm ibreye yaklaştı o an ben kadranda 240km/h gördüm.
Neredeydim biliyor musun? Kavşağa sanırım 50 metre uzaktaydım ben.
Hafızam o anı çok net hatırlıyor. Belki de Allah özellikle hatırlamamı istemişti. Belki de bu yazdıklarım birine yol gösterecek.
Kader böyledir çünkü.
Nasıl motosikletin altımdan kaydığını hatırlıyorum. Kaskın yerle buluştuğu anda gök yırtılırmışcasına çıkan sesi hatırlıyorum.
Sonra ne mi oldu dostum?
4 Ay sonra uludağ universitesinde açtım gözlerimi ben. Gerçekten çok şanslıydım ben.
Ne oluyor? Diye ayağa kalkmak istiyor insan dostum.
sonra farkediyorsun ki bel altını oynatamıyorsun sen...
Hıçkırarak ağlayan bir ailen oluyor etrafında dostum.
Arkadaşların çok üzgün bakıyor sana biliyor musun?
Sonra bir şekilde öğreniyorsun ömür boyu o sandalyede kalacağını dostum. Bil bak bu güzel bir duygu değil.
Ufak bir dalgınlığın mükafatını ilk sandalyeye oturduğunda iyice anlıyorsun dostum.
Kötü dostum, gerçekten kötü.
Rüyanda koştuğunu görmek, top oynadığını görmek kötü dostum.
Sosyal yaşamı dert etme. Sevdiklerin değerli dostların varsa mutlu olabiliyorsun bazı bazı.
Bak dostum;
Motosiklet ile olan kısa maceramda beni çok mutlu etti. Seninde çok mutlu olmanı diliyorum.
Ama YouTube'dan izleyerek mutlu olma olur mu?
Doğduğumuz anda konuşamıyor koşamıyorsak, tecrübe etmeden güçlü bir motosiklete binmek, doğru değil dostum.
Yazdıklarım benim kişisel görüşlerimdir. Hata bendedir.
Ekipman konusuna girersekte. Orta segment tam kıyafetim vardı. Mont, pantalon, eldiven, kask.

Sağlıcakla kalın. Dalmayın.
Vakit buldukça sürün.
Motosiklet bir tutkudur.
Ömür boyu bu keyifi yaşayabilmek adına, dikkatli sürün.
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Yeni konular

Geri
Yukarı