Bitkiler neden meyve üretir?

Parti Şapkası

Kilopat
Katılım
16 Ocak 2019
Mesajlar
3.558
Çözümler
7
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Öğrenci
Bitkilerin neslini devam ettirmek için çeşitli yöntemleri var. Kimisi tohumlarını rüzgar sayesinde uzak mesafelere uçup süzülecek şekilde üretiyor. Kimisi tatlı ve lezzetli meyvelerin içine saklıyor ve hayvanların yemesi yoluyla sonra başka yerde dışkılaması sayesinde çoğalıyor. Ancak bitkiler bunu nasıl yapıyor? Mesela diğer canlılardaki gibi duyularının olmadığını biliyoruz. Hayvanların o meyveyi beğeneceği şekilde yani güzel, sulu ve tatlı şekilde üretip onun içine tohumlarını koymayı nasıl bilebiliyor? Hayvanların daha sonrasında dışkı yoluyla o tohumları başka topraklara taşıyacağını duyuları olmadan nasıl planlıyor ve nereden bilebiliyor?
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Belki ilk organizmalarin bizim gibi hafizalari vardi ve bu kalitsal bir ozellik olarak gecip refleks haline burunmustur. Belki de toprak onlarin ne kadar guzel ve kaliteli meyveler yapacagini belirliyordur.
 
Bitkilerin neslini devam ettirmek için çeşitli yöntemleri var. Kimisi tohumlarını rüzgar sayesinde uzak mesafelere uçup süzülecek şekilde üretiyor. Kimisi tatlı ve lezzetli meyvelerin içine saklıyor ve hayvanların yemesi yoluyla sonra başka yerde dışkılaması sayesinde çoğalıyor. Ancak bitkiler bunu nasıl yapıyor? Mesela diğer canlılardaki gibi duyularının olmadığını biliyoruz. Hayvanların o meyveyi beğeneceği şekilde yani güzel, sulu ve tatlı şekilde üretip onun içine tohumlarını koymayı nasıl bilebiliyor? Hayvanların daha sonrasında dışkı yoluyla o tohumları başka topraklara taşıyacağını duyuları olmadan nasıl planlıyor ve nereden bilebiliyor?
Bitkiler sadece ne işe yaradığı belirsiz, hizmet canlıları değiller. Aynı şekilde sen neden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsun sorusuna genelleyici bir cevap verebilirsen onu da çözmüş olacaksın.
 
Belki ilk organizmalarin bizim gibi hafizalari vardi ve bu kalitsal bir ozellik olarak gecip refleks haline burunmustur. Belki de toprak onlarin ne kadar guzel ve kaliteli meyveler yapacagini belirliyordur.

Doğru bitkiler hayvanlara daha önce gelmiş bir yaşam formu olduğu için farklı özellikler geliştirmek için daha fazla zamanları olmuştur ama meyve ile beslenen hayvanların ortaya çıkmaya başladığı tarihe göre bu tip bir evrim için hala erken sayılabilir.

Bitkiler sadece ne işe yaradığı belirsiz, hizmet canlıları değiller. Aynı şekilde sen neden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsun sorusuna genelleyici bir cevap verebilirsen onu da çözmüş olacaksın.

Ben ne işe yarıyor bu bitkiler ya da hizmet dışında ne yapıyorlar diye bir soru sormadım. Meyve üretip hayvanların yemesini sağlayarak çoğalma yolunu nasıl bilebildiklerini sordum. Ayrıca metafor ile değil direkt bilimsel bir cevap istiyorum.

Bu arada soruya gülen arkadaş da @Typer31 neden güldüğünü söylerse ben de gülmek istiyorum çünkü normal ve öğrenmek amaçlı bir soru sorduğumu düşünüyordum.
 
Doğru bitkiler hayvanlara daha önce gelmiş bir yaşam formu olduğu için farklı özellikler geliştirmek için daha fazla zamanları olmuştur ama meyve ile beslenen hayvanların ortaya çıkmaya başladığı tarihe göre bu tip bir evrim için hala erken sayılabilir.



Ben ne işe yarıyor bu bitkiler ya da hizmet dışında ne yapıyorlar diye bir soru sormadım. Meyve üretip hayvanların yemesini sağlayarak çoğalma yolunu nasıl bilebildiklerini sordum. Ayrıca metafor ile değil direkt bilimsel bir cevap istiyorum.

Bu arada soruya gülen arkadaş da @Typer31 neden güldüğünü söylerse ben de gülmek istiyorum çünkü normal ve öğrenmek amaçlı bir soru sorduğumu düşünüyordum.
Bilebilme kavramını anlamamız gerekiyor. Bilimsel bir cevap istiyorsun ancak hafıza denen şeyin aslında nöronlardan olduğunu bilebiliyoruz hayvanlarda. Sinir ağı bitkilerde yok ama mutlaka alternatifi olmalı. Ben de daha hayvanların bilebilme kavramını bile öğrenemediğimizi söylüyorum.
 
Bilebilme kavramını anlamamız gerekiyor. Bilimsel bir cevap istiyorsun ancak hafıza denen şeyin aslında nöronlardan olduğunu bilebiliyoruz hayvanlarda. Sinir ağı bitkilerde yok ama mutlaka alternatifi olmalı. Ben de daha hayvanların bilebilme kavramını bile öğrenemediğimizi söylüyorum.

Bitkilerin biz ve diğer hayvanlardaki gibi nöronlardan oluşan sinir ağı yok ise bilebilme kavramının alternatifi nasıl bir şey olmalı? Bunu öğrenemeyeceğimizi mi söylüyorsun daha henüz bizimkileri bile çözmeden? Hayvanlar bu yol ile geçmişten bugüne DNA'larında saklanan bilgideki iç güdüleri yordamıyla neyi neden ve nasıl yapacakları konusunda bir idameye sahip.


@efedesu Yardımcı olduğun için sağol...
 
Bitkilerin biz ve diğer hayvanlardaki gibi nöronlardan oluşan sinir ağı yok ise bilebilme kavramının alternatifi nasıl bir şey olmalı? Bunu öğrenemeyeceğimizi mi söylüyorsun daha henüz bizimkileri bile çözmeden? Hayvanlar bu yol ile geçmişten bugüne DNA'larında saklanan bilgideki iç güdüleri yordamıyla neyi neden ve nasıl yapacakları konusunda bir idameye sahip.
DNA yapısı onlarda da mevcut. Yine de bizde kromozom sayısı çok fark ederken onları sadece büyütüyor. Onlar da hareketlerinde DNA kontrolünde protein sentezine bağlılar. Bu bir fark değil.

Örneğin bizde damar yapısı şöyle işliyor. Kan denen sıvının içinde her organa gereken ve uyaranlar var, iletip işlev görüyor. Bitkide ise odun ve soymuk boruları var, özelleşmiş şekilde hormon yollayamıyorlar. Her yere etki ediyor ama damar yapısı yine de mevcut. Bu gibi alternatifler olabilir.
Öğrenme sırasında ise "denk" gelebilir. Ancak insan üzerinde yapılan deney sayısı çok daha fazla.
 
Allah öyle yaratmış, işimize yarasın diye bitkileri hizmetimize koymuş. İnanma, şaka yaptım.

Bitkiler, insanlar ya da hayvanlar meyve yesinler meyve üretmiyor. Görevleri de diğer canlılara hizmet etmek değildir, diğer canlılar içinde meyve üretmiyorlar anlayacağın.

Bitkilerdeki meyve verme özelliği tamamen kendi menfaatleri ve çıkarları için evrimleşmiş bir özelliktir. Meyveli bitkiler yaklaşık olarak 140 milyon yıl önce evrimleşmiştir.

Meyvelerin iki avantajı vardır: Dış faktörlere karşı tohumları (bitki yavrularını) korurlar ve tohumların saçılmasını sağlayacak otçulları (insan gibi) üzerine çekerler. Yani meyveler, tam da evrimsel sürece uygun bir şekilde, "avcı-toplayıcılar için" değil, meyvenin kendisine avantaj sağladığı için evrimleşmiştir. Meyveler sayesinde bitkinin yavrularının hem hayatta kalma şansını, hem de üreme şansını artıran bir unsur haline gelerek popülasyonda hızla sabitlenmiştir.

Bizim o meyveleri beğenmemiz ile dolaylı bir ilişki vardır: Bitkilerin çeşitli meyvelerinden, çeşitli hayvanları üzerine çekebilenler (dolayısıyla onlara "tatlı" gelenler) avantajlıdır, çünkü o meyveleri tüketen hayvanlar, beslenme sonrasında hareket edebilirler. Böylece meyveyle birlikte hayvanın vücuduna giren tohumlar dışkıyla atıldığında, hayvan o bitkiden kilometrelerce uzağa ulaşmış olabilir .

Benzer şekilde kürklere bulaşan polen veya tohumlar da, hayvan ile birlikte yüzlerce metre, hatta kilometrelerce uzaktaki bireylere ulaşabilecektir. Böylece aktif hareket edemeyen bitkiler, çok geniş alanlara yayılabilirler. Hayvan da, bir yerde bu besinden faydalanmış olur. İşte buna, karşılıklı evrim adını veririz. Ancak burada amaç bitkinin hayvanı beslemesi değil, bunu kullanarak kendine fayda sağlayarak üreme ve yayılma şansını artırmasıdır.

Meyvelerin tatları (ve diğer herhangi bir şeyin "tadı") içerisindeki kimyasal kompozisyon ile ilgilidir. Çünkü bu kimyasallar dilimizdeki "tomurcuklar" dediğimiz ve algısal reseptörlere sahip hücrelere farklı şekillerde bağlanarak farklı elektrokimyasal sinyaller üretilmesine sebep olurlar. Bu da, beynimizde farklı farklı tatlar olarak algılanır. "Tatlı" ya da "ekşi" gibi kavramlar ile "güzel yiyecek" ile "kötü yiyecek" gibi nitelemeler, insan aklının evrim sürecinde getirdiği, türe ve hatta bireye özgü açıklamalardır. Evrimsel süreçte sabitlenen birkaç istisna haricinde (zehirli olabilecek bitkilerden tiksinmek gibi) tamamen özneldirler ve kesinlikle evrensel kavramlar değildirler. Örneğin bize iğrenç gelen bir tat, bir eşeğe leziz gelebilir. Bu, tamamıyla evrimsel süreçle alakalı bir durumdur. Nasıl ki bir baba-oğul ilişkisinde bile bir baba pırasanın tadını severken oğlu tiksinebiliyorsa, hayvan türleri arasında da "tat anlayışı" birbirinden farklıdır. Tavukların dışkı eşelemesi bize iğrenç gelirken, tavuğun yaşantısı için son derece normaldir Doğa koşullarını insan belirlemediği gibi, insanın onlara kendi zeka düzeyi kapsamında yüklediği anlamlar da, doğa için hiçbir şey ifade etmez .

Güzel bir konu açmışsın ayrıca.
 
@BERWAR Her şeyi güzel ve ayrıntılı açıklamışsın. Ancak aklımdaki sorunun cevabını hala alamadım. Benim bilmek istediğim şey şöyle ki: Bitki hizmet için değil kendine avantaj sağlasın diye ve tohumlarını korusun diye meyve üretiyor. Bu şey aynı zamanda bir besin maddesi oluyor ve bunu hayvanlar yiyebiliyor. Hayvanlar bitkinin ürettiği meyveyi yemeyi nasıl biliyor ve öğreniyor? Deneyerek ve nesilden nesile aktarma yoluyla neyin nasıl yeneceği öğreniliyor. Bunu algılayabildikleri için yapabiliyorlar. Peki bitki bunu nasıl algılıyor? Yani ürettiği meyvenin hayvanlar tarafından cazip, çekici ve yenebilir bir şey olduğunu nasıl öğreniyor ve bu sistemi kullanarak tohumlarını etrafta çeşitli uzaklıklara çoğalmasını sağlamış oluyor? Yoksa bitki hiçbir şeyin farkında olmayarak mı yapıyor bunu? Yani o üretilen meyve hiçbir zaman yenmese ve rüzgarla yere düşüp, çürüyüp toprağa karışsa tohum yine de amacına ulaşmış olacak mı? Ancak o zaman uzaklara dağılamayacağı için birbirine yakın çok sık ağaç yetişmek zorunda kalır. Hatta yeterince ışık alamadığı için büyüme konusunda başarısız bile olabilir. Yani bir şekilde uzaklaşması lazım. O zaman meyve üreten bitkinin çoğalma konusunda farkında olmadan başarılı olması durumu onu tüketen hayvanlara bağlı mı oluyor? Hayvan farkında olmadan yardım ediyor halbuki tek amacı beslenmek. Bitki farkında olmadan neslini devam ettiriyor. Bizim yenebilir dediğimiz şeylerden üreterek yapıyor bunu. Peki içinde hiçbir besin maddesi olmayacak şekilde, sadece tohumları taşıma görevi dışında boş bir kabuktan ibaret bir madde neden üretmiyor? İçinde birçok farklı madde bulunan bir şey üretmek bitki için daha zor değil mi madem yenebilir veya yenememezlik konusunda farkındalığı yoksa? Karşılıklı evrim tamamen farkındalıksız ve tesadüfi mi meydana gelmiş oluyor o zaman? Bunları açıkladık diyelim, hani helikopter pervanesine benzer bir tohum şekli üreten ağaç var adı dişbudak yapraklı akçaağaçmış. Bu ağaç rüzgar enerjisini nasıl bilip anlayabiliyor ki, döküldüğü zaman çok uzaklara taşınma potansiyeli olan tohumlar üretebiliyor?
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı