Bu Benim Hayatım

ncl

Hectopat
Katılım
3 Nisan 2020
Mesajlar
1.229
Makaleler
3
Çözümler
7
Daha fazla  
Sistem Özellikleri
MSI H55M-E23 Mainboard
i3 550 3.20GHz
2x 2GB DDR3 RAM
AMD Radeon 5570 2GB
WD Green 240GB Sata SSD
Windows 10 21H2 Ognitorenks Edition
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Muzik Produktoru & Grafik Tasarim ve Video Editoru
Oncelikle herkese merhabalar, belki de hayatimin en cok degisime ugrayacagi donemdeyim. Bu yuzden simdiki ruh halimi, gunluk hayatimi ve tum yasamimi anlatmak istedim. Belki ileride isler iyiye giderse tekrar gelip okurum.

13 Ocak 2008 tarihinde Pazar günü saat 15.30 civarında doğmuşum. Aslında ismim sadece Burak olacakmış ama yılbaşına yakın bir tarihte doğduğum için tam yılbaşında doğan dedemin ismini, yani Yılmaz ismini bana da koymuşlar. Küçük yaşlarda enerjik ve çok hareketliymişim, aslında hala öyleyim ama hevesim olmadığı için sakin duruyorum. Doğuştan alerjik Astım Bronşit hastalığım var, alerjik olduğu için tüm hayatım boyunca her terlediğimde, koştuğumda, hızlı hareket ettiğimde nefes darlığı yaşamak zorundayım. 2 yaşındayken abim istediği için babam eve bilgisayar aldı. Hayatımı şekillendiren o bilgisayar, aynı zamanda hayatımda beni mutlu eden ender şeylerden birisi de. İlkokulu mahallemdeki okulda okudum ve çok hareketli biriydim, dersin ortasında sınıfta dolaşmak gibi. Sınıf öğretmenim toleranslı ve hiperaktif olduğumu bildiği için pek bir şey demiyordu. 4. sınıfta ilk defa miyop oldum ve gözlük taktım. 11 yaşıma kadar bilinen veya bilinmeyen, çeşitli birçok oyun oynadım. 11 yaşında Enes Batur'un Photoshop videosunu izledim ve o programı hemen indirmek istedim. Ortaokulda sınıfın çoğunun aksine, şehir merkezindeki okulda okudum. Gerçek dostluğu bu zamanlarda tanıdım. Dersleri sadece dinleyerek, hiç ödev yapmadan ve ders çalışmadan yüksek not alıyordum. Çevremdeki pek çok kişi derslere yatkın olduğumu sanıyordu. Halbuki ben bilgisayarda Adobe programlarıyla, yani edit programlarıyla uğraşıyordum. Eski zamanlardan beri paraya ve müziğe ilgi duyuyordum. Bu para düşkünlüğümden dolayı freelancer olmaya karar verdim ve çok az para kazanabildim. Geçen sene FL Studio programıyla tanıştım ama çok karmaşık geldiği için hiç kullanmadim. Liseye geçen sene başladım, birçok gerçek dostumun olacağını sandım ama öyle olmadı. Sadece birkaç arkadaşım var, bir de nadiren konuştuğum kişiler var. Bana göre arkadaş kavramı, her zaman yanında olan ve elindeki boş vakitte senle vakit geçirmek isteyen kişidir. Maalesef hayatımda öyle kişiler çok az. 5 ay önce 13 yıllık bilgisayarımız bozuldu ve çok masraflı hale geldi. Ben de kaderime boyun eğip mutsuz bir hayatı yaşamaya başladım. Sınıfımdaki müzik işleriyle ilgilenen birinin tavsiyesiyle FL Studio Mobile'i telefonumda kullanmaya başladım ve hala kullanıyorum.

Artık oyun oynayacak vaktim çok az, mutlu olamıyorum, mahallemdeki serseri zorbalar yüzünden dışarıda rahatça dolaşamıyorum, ailem sürekli beni azarlıyor, derslerim berbat bir halde, istek ve ihtiyaçlarım için babamın verdiği yemek parasını harcamayıp biriktiriyorum. Hayatımda birçok geri dönüşü olmayan hatalar yaptım ve keşke yapmasaydım. Bana aşık olup sevenler umrumda değil, tıpkı sevdiklerimin umurlarında olamadığım gibi. İnsanlık kavramı bana uzak geliyor, kimseyle konuşmak ve görünmek istemiyorum. Kalabalık yalnızlık yerine ıssız yalnızlık yaşamak istiyorum. Çevremde arkadaşlarıyla mutlu vakit geçiren, bir gruba dahil olmuş kişiler zoruma gidiyor. Para hayatta en sevdiğim ama hiç ulaşamadığım şey oldu. Saf ve mutluyken verdiğim sözleri tutamadım. Hayattan hala beklentilerim var ve bunlar icin gayret gösteriyorum ama ailem buna engel oluyor çünkü onlara söylemek istemiyorum. Dışarıda gözlük takmadan, ayrıntıları bulanık görerek gezmeyi seviyorum. Bazen benden kötüleri düşünüp şükrediyorum, bazen benden iyi olanları düşünüp hayata küfür ediyorum. Annem ve babam, geçmişteki başarılarının etkisinden hala çıkamamış ve kendini süper güç zanneden bu ülkede neden asgari ücretle hayatını tüketiyor?

Günlük hayatımda sabah 7'de okula gidip öğlenden sonra 5'te eve geliyorum, akşamları babam zoruyla ders başına oturuyorum ve ders çalışmış gibi yapıyorum. Okulda şarkı sözleri ve besteler yazıyorum. Tesadüfen benzer hayata ve benzer hayallere sahip biriyle tanışsam da hayatımda beni anlayabilen biri olsa.

İnsanlardan nefret ediyorum çünkü her şeyi sorguluyorlar, bazen sorgulamadan anlamanız ya da hiç bilmek istememeniz gerekiyor. Arkadaşlarım söylediğim şeylere gülüyorlar ve komik olduğumu söylüyorlar ama ben bunu inkar ediyorum çünkü söylediklerim genelde ciddiye alınmadığından komik buluyorlar. Gün geçtikçe daha da kötüye gidiyorum, bazen sinirden kendimden geçiyorum ve sevdiklerime yanlış şeyler söylüyorum.

Peki ya ne mi istiyorum? Bir şey anlatırken sözümün kesilmemesini, anlattığımın ciddiye alınmasını, toplumda kovulup küçük düşürülmemeyi. Heveslerimin küçümsenip 'boş iş' denmemesini, tam tersine ne işe yarayacağının sorulup buna göre yargılanmasını. Sevdiklerimin umrunda olmayı, plan veya etkinlik yapılırken beni de davet etmelerini. Özel hayatımın araştırılmamasını ve benim eşyalarıma dokunulmamasını istiyorum. Daha güzel ve yaşanabilir bir ülkede yaşamayı, siyasi görüşlerimin yargılanmamasını istiyorum.

Sevdiklerim benden iyice uzaklaştı. Abimi ne kadar umursasam ve onun iyiliğini düşünsem de, o bana böyle davranmıyor. Keşke yaptığım ve başardığım şeylerin bir karşılığını alabilsem, para olmasa bile takdir edilebilsem.

Ben buraya tüm hayatımı döktüm, daha önce bunun kısa halini defterime yazmıştım ama babam alıp okumuş. Bu yüzden daha anonim davranacağım. Şu anda müzik altyapılarını insanlara satmaya çalışıyorum ama satamıyorum, gelecekte sesim iyi hale gelirse şarkı yapmayı düşünüyorum.

Umarım benden iyi bir hayat yaşarsınız. Benden kötüyseniz de umarım bir gün hayatınız güzelleşir.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Oncelikle herkese merhaba, belki de hayatimin en cok degisime ugrayacagi donemdeyim. Bu yuzden simdiki ruh halimi, gunluk hayatimi ve tum yasamimi anlatmak istedim. Belki ileride isler iyiye giderse tekrar gelip okurum.

13 Ocak 2008 tarihinde pazar günü saat 15.30 civarında doğmuşum. Aslında ismim sadece Burak olacakmış ama yılbaşına yakın bir tarihte doğduğum için tam yılbaşında doğan dedemin ismini, yani yılmaz ismini bana da koymuşlar. Küçük yaşlarda enerjik ve çok hareketliymişim, aslında hala öyleyim ama hevesim olmadığı için sakin duruyorum. Doğuştan alerjik astım bronşit hastalığım var, alerjik olduğu için tüm hayatım boyunca her terlediğimde, koştuğumda, hızlı hareket ettiğimde nefes darlığı yaşamak zorundayım. 2 yaşındayken abim istediği için babam eve bilgisayar aldı. Hayatımı şekillendiren o bilgisayar, aynı zamanda hayatımda beni mutlu eden ender şeylerden birisi de. İlkokulu mahallemdeki okulda okudum ve çok hareketli biriydim, dersin ortasında sınıfta dolaşmak gibi. Sınıf öğretmenim toleranslı ve hiperaktif olduğumu bildiği için pek bir şey demiyordu. 4. sınıfta ilk defa miyop oldum ve gözlük taktım. 11 yaşıma kadar bilinen veya bilinmeyen, çeşitli birçok oyun oynadım. 11 yaşında Enes Batur'un Photoshop videosunu izledim ve o programı hemen indirmek istedim. Ortaokulda sınıfın çoğunun aksine, şehir merkezindeki okulda okudum. Gerçek dostluğu bu zamanlarda tanıdım. Dersleri sadece dinleyerek, hiç ödev yapmadan ve ders çalışmadan yüksek not alıyordum. Çevremdeki pek çok kişi derslere yatkın olduğumu sanıyordu. Halbuki ben bilgisayarda Adobe programlarıyla, yani edit programlarıyla uğraşıyordum. Eski zamanlardan beri paraya ve müziğe ilgi duyuyordum. Bu para düşkünlüğümden dolayı freelancer olmaya karar verdim ve çok az para kazanabildim. Geçen sene FL Studio programıyla tanıştım ama çok karmaşık geldiği için hiç kullanmadim. Liseye geçen sene başladım, birçok gerçek dostumun olacağını sandım ama öyle olmadı. Sadece birkaç arkadaşım var, bir de nadiren konuştuğum kişiler var. Bana göre arkadaş kavramı, her zaman yanında olan ve elindeki boş vakitte senle vakit geçirmek isteyen kişidir. Maalesef hayatımda öyle kişiler çok az. 5 ay önce 13 yıllık bilgisayarımız bozuldu ve çok masraflı hale geldi. Ben de kaderime boyun eğip mutsuz bir hayatı yaşamaya başladım. Sınıfımdaki müzik işleriyle ilgilenen birinin tavsiyesiyle FL Studio Mobile'i telefonumda kullanmaya başladım ve hala kullanıyorum.

Artık oyun oynayacak vaktim çok az, mutlu olamıyorum, mahallemdeki serseri zorbalar yüzünden dışarıda rahatça dolaşamıyorum, ailem sürekli beni azarlıyor, derslerim berbat bir halde, istek ve ihtiyaçlarım için babamın verdiği yemek parasını harcamayıp biriktiriyorum. Hayatımda birçok geri dönüşü olmayan hatalar yaptım ve keşke yapmasaydım. Bana aşık olup sevenler umurumda değil, tıpkı sevdiklerimin umurlarında olamadığım gibi. İnsanlık kavramı bana uzak geliyor, kimseyle konuşmak ve görünmek istemiyorum. Kalabalık yalnızlık yerine ıssız yalnızlık yaşamak istiyorum. Çevremde arkadaşlarıyla mutlu vakit geçiren, bir gruba dahil olmuş kişiler zoruma gidiyor. Para hayatta en sevdiğim ama hiç ulaşamadığım şey oldu. Saf ve mutluyken verdiğim sözleri tutamadım. Hayattan hala beklentilerim var ve bunlar icin gayret gösteriyorum ama ailem buna engel oluyor çünkü onlara söylemek istemiyorum. Dışarıda gözlük takmadan, ayrıntıları bulanık görerek gezmeyi seviyorum. Bazen benden kötüleri düşünüp şükrediyorum, bazen benden iyi olanları düşünüp hayata küfür ediyorum. Annem ve babam, geçmişteki başarılarının etkisinden hala çıkamamış ve kendini süper güç zanneden bu ülkede neden asgari ücretle hayatını tüketiyor?

Günlük hayatımda sabah 7'de okula gidip öğlenden sonra 5'te eve geliyorum, akşamları babam zoruyla ders başına oturuyorum ve ders çalışmış gibi yapıyorum. Okulda şarkı sözleri ve besteler yazıyorum. Tesadüfen benzer hayata ve benzer hayallere sahip biriyle tanışsam da hayatımda beni anlayabilen biri olsa.

İnsanlardan nefret ediyorum çünkü her şeyi sorguluyorlar, bazen sorgulamadan anlamanız ya da hiç bilmek istememeniz gerekiyor. Arkadaşlarım söylediğim şeylere gülüyorlar ve komik olduğumu söylüyorlar ama ben bunu inkar ediyorum çünkü söylediklerim genelde ciddiye alınmadığından komik buluyorlar. Gün geçtikçe daha da kötüye gidiyorum, bazen sinirden kendimden geçiyorum ve sevdiklerime yanlış şeyler söylüyorum.

Peki ya ne mi istiyorum? Bir şey anlatırken sözümün kesilmemesini, anlattığımın ciddiye alınmasını, toplumda kovulup küçük düşürülmemeyi. Heveslerimin küçümsenip 'boş iş' denmemesini, tam tersine ne işe yarayacağının sorulup buna göre yargılanmasını. Sevdiklerimin umurunda olmayı, plan veya etkinlik yapılırken beni de davet etmelerini. özel hayatımın araştırılmamasını ve benim eşyalarıma dokunulmamasını istiyorum. Daha güzel ve yaşanabilir bir ülkede yaşamayı, siyasi görüşlerimin yargılanmamasını istiyorum.

Sevdiklerim benden iyice uzaklaştı. Abimi ne kadar umursasam ve onun iyiliğini düşünsem de, o bana böyle davranmıyor. Keşke yaptığım ve başardığım şeylerin bir karşılığını alabilsem, para olmasa bile takdir edilebilsem.

Ben buraya tüm hayatımı döktüm, daha önce bunun kısa halini defterime yazmıştım ama babam alıp okumuş. Bu yüzden daha anonim davranacağım. Şu anda müzik altyapılarını insanlara satmaya çalışıyorum ama satamıyorum, gelecekte sesim iyi hale gelirse şarkı yapmayı düşünüyorum.

Umarım benden iyi bir hayat yaşarsınız. Benden kötüyseniz de umarım bir gün hayatınız güzelleşir.

Bazı yönlerimiz benziyor doğum günümüz aynı. Seni anlayabiliyorum bazı problemlerimiz benzer dilersen sohbet edebiliriz.
 
Benden 1 yaş küçüksünüz, sizi rahat bir şekilde anlayabiliyorum.
Öncelikle insanlardan beklentiye girmeyi bırakın, her zaman en kötü senaryoyu düşünün ama en kötü senaryoyu gerçek olarak kabullenip kendinizi yerden yere de vurmayın. Ne olursa olsun bardağın dolu tarafından bakmayı öğrenin, madalyonun öbür yüzü olduğunu unutmayın. Zor zamanlardan geçiyorsunuz ve içten içe ağlıyorsunuz, bunu anlayabiliyorum. Eğer isterseniz derdinizin ilacı olabilirim, konuşuruz ve size psikolojik olarak yardımcı olurum, burası bir forum, amaç kafasında soruları olanların cevabı olmak :)
 
Benden 1 yaş küçüksünüz, sizi rahat bir şekilde anlayabiliyorum.
Öncelikle insanlardan beklentiye girmeyi bırakın, her zaman en kötü senaryoyu düşünün ama en kötü senaryoyu gerçek olarak kabullenip kendinizi yerden yere de vurmayın. Ne olursa olsun bardağın dolu tarafından bakmayı öğrenin, madalyonun öbür yüzü olduğunu unutmayın. Zor zamanlardan geçiyorsunuz ve içten içe ağlıyorsunuz, bunu anlayabiliyorum. Eğer isterseniz derdinizin ilacı olabilirim, konuşuruz ve size psikolojik olarak yardımcı olurum, burası bir forum, amaç kafasında soruları olanların cevabı olmak :)

Akşam akşam iyi güldürdün.
 
Her şeye tepki atan tayfaya denk gelmişiz eyvah :D

Akşam akşam iyi güldürdün.

Güldürmek mi? Kendisi ergen evet bir takım sorunları kendine dert ediniyor ama ona yardımcı olunmazsa ileriki hayatında bunları dert etmeyi bırakamayabilir, sizin kadar vurdumduymaz olamayacağım :)
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Hangimiz yaşamadı bunları? Bu zamana kadar bırakamayan kaç kişi gördün?
Her çocuk aynı ortamda yetişmiyor, her çocuk aynı psikolojide büyümüyor, herkes sefa içinde yetişmiyor, ne kadar sefa içinde yetişen varsa bi' o kadar da sefalet içinde ağlayan insan var, her insanı aynı kefeye koyamazsın.
 
Dostum ben 12. sınıfım. Sayısal öğrencisiyim. Sana tavsiyem hazır ortaokul temelin iyiyken de derslerine bakman. Emin ol ders çalışmak çok zor gelebilir. Ama şunu da iyi bilmen lâzım ki ortalamanın altı bir meslek senin ömrüne bedel olacak.

Şimdiden eforunu derslere vermeye başlamalısın. Bu arada ortaokul arkadaşlarınla da sosyalleşmeni bitirme. İyi arkadaş zor bulursun çünkü.

Bir yerden sonra emin olabilirsin ki bilgisayar vs. eskisi gibi sarmaz. Artık yeni hobilerin olacak çünkü.

Sana tavsiyem 12. sınıfa çok iyi bir lise temeliyle girmen. Özellikle 11'ini çok sıkı tut. Şimdiden feragat etmeye başla ki meyvesini ömrün boyunca tutasın.
 
Çevremde arkadaşlarıyla mutlu vakit geçiren, bir gruba dahil olmuş kişiler zoruma gidiyor.

Bu kadar sorunun arasında bunu diyebilmen anlamsız, dediğinin anlamsız olduğunu anlamalıydın.
Bu hayat kime kolay? Hayat zor, herkesin yaşamında bir olay örgüsü var.
Kesinlikle yalnız değilsin, bunu bilip ilerlemelisin.

Saf ve mutluyken verdiğim sözleri tutamadım.

Ne gibi sözler?
Abartıyor olabilir misin acaba önceki dediklerini, çocukluğunu?
Sanırım daha yeni liseye geçmiş bir çocuksun.

Bazen benden iyi olanları düşünüp hayata küfür ediyorum. Annem ve babam, geçmişteki başarılarının etkisinden hala çıkamamış ve kendini süper güç zanneden bu ülkede neden asgari ücretle hayatını tüketiyor?

Sanırım çevrendekiler hayatı tozpembe sanan, liboş aile düzeniyle yaşayan, zengin ergenler... Ama sen onlar kadar vurdumduymaz olamadığın için üzülüyorsun.
Söyler misin? Kendinden iyi olanları düşünüyormuşsun? Ne yönden iyiler? Senden daha mı yetenekliler, kendi ilmini, ahlakını, bilincini geliştirmişler mi, düşünebiliyorlar mı? Yoksa sadece para mı harcıyorlar?
Çevrendekiler seni bu yönde etkilememeli, en düşük ücretle çalışan aileler çoğunlukta(ben), sığ düşünüyorsun.
Kader, herkesin bir yaşam öyküsü var.

İnsanlardan nefret ediyorum çünkü her şeyi sorguluyorlar, bazen sorgulamadan anlamanız ya da hiç bilmek istememeniz gerekiyor.

=D Şaka mı bu?
Ben de insanların sorgulamadığını, düşünmediğini söylerim hep. Onlar, sokak hayvanları gibi bilinçsizler, düşünmüyorlar, araştırmıyorlar, empati kuramıyorlar... Öyle bir kaygıları yok çünkü; yaşamlarının kolaylıkları, çevreleri, ona dayatılanlar... Sonuçta bu nimetleri dayatanlar bunu istiyor...

Bazen sinirden kendimden geçiyorum ve sevdiklerime yanlış şeyler söylüyorum.

Anladığım kadarıyla farkında olmadığın birkaç şey var. Çevrendekiler değersiz, senin seviyene çıkamazlar. Kendine bak:

Dersleri sadece dinleyerek, hiç ödev yapmadan ve ders çalışmadan yüksek not alıyordum. Çevremdeki pek çok kişi derslere yatkın olduğumu sanıyordu. Halbuki ben bilgisayarda Adobe programlarıyla, yani edit programlarıyla uğraşıyordum. Eski zamanlardan beri paraya ve müziğe ilgi duyuyordum. Bu para düşkünlüğümden dolayı freelancer olmaya karar verdim ve çok az para kazanabildim. Geçen sene FL Studio programıyla tanıştım ama çok karmaşık geldiği için hiç kullanmadim.

Bu dediklerine baktığımızda potansiyelin var gibi duruyor. Bunların farkına varıp kendine odaklansan ne olur?..
Sana önerim, sorgula.
Önce kendini sorgula, derinliğine in; ne yaptığını, neler yaptığını düşün. Düşüncelerinin farkına var, duygularının... Söylemesi kolay tabii ki, kendini denetleyebilmelisin.
Kendi ahlakına sahip çık. İnsanlardan nefret etme, sonuçta insanlık bir tek senin çevrende bitmiyor; biz buradayız, uzak da olsa. Bir avuç pislik için benliğinden cayamazsın.

Peki ya ne mi istiyorum? Bir şey anlatırken sözümün kesilmemesini, anlattığımın ciddiye alınmasını, toplumda kovulup küçük düşürülmemeyi. Heveslerimin küçümsenip 'boş iş' denmemesini, tam tersine ne işe yarayacağının sorulup buna göre yargılanmasını.

Herkesin diyeceği bir şey olur. Senin çevrendekiler senin de ima ettiğin gibi ön yargılarının gölgesi altındadır, saygısızlardır.
Yaptığın iş kötü mü?

Sevdiklerimin umurunda olmayı, plan veya etkinlik yapılırken beni de davet etmelerini.

Sevdiklerin seni sevmiyor sanırım... Kim bu sevdiklerin? Ailen dışında mı?
Çevrene çok bağımlısın, onların senin hakkında neler dediğine(saçma olsa da), neler yapıldığına çok takılıyorsun.

Özel hayatımın araştırılmamasını ve benim eşyalarıma dokunulmamasını istiyorum. Daha güzel ve yaşanabilir bir ülkede yaşamayı, siyasi görüşlerimin yargılanmamasını istiyorum.

maxresdefault (2)_preview_rev_1.png
 
Son düzenleyen: Moderatör:

Yeni konular

Geri
Yukarı