Çocukluğunuz nasıl geçti?

Wankula153

Picopat
Katılım
21 Haziran 2022
Mesajlar
184
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhaba arkadaşlar, güzel bir konu açayım dedim hem ben hatırlıyayım o güzel günleri hem siz. Ben başlayayım. Benim çocukluğum 4 yaşında ilk sokağa çıkmaya başladığımda başladı. Arkadaşlar edindim büyük bir kısmı ile hâlâ konuşuyorum. Evimizin yanında ufak bir bahçe vardı(apartman bahçesi)orada top oynardık. Toprak olduğu için çukur falan kazardık kendi kendimize. Genel eğlence yöntemlerimiz top, bisiklet, ateş, torpil, boncuklu silah gibi şeylerdi. Zengin bir ailem olmadığı için genelde pahalı hobiler oyuncaklar bize uygun değildi. Zaten çocukluğumdan beri çok meraklı olduğum için her oyuncağın içini açar ve kırardım. O nedenle hiç öyle sepetle oyuncağım olmadı. Bayramda seyranda verilen harçlıklarla bulabilirsek bir kumandalı araba. Oyuncak olmayınca mahallede genelde takılırdım. Orada da çoğunuzun tahmin edeceği gibi futbolcu kartı, misket, taso oynardık. Tabii tasoyu da almak bize fazla bir maliyet getirdiği için yerden topladığımız gazoz kapaklarını ezerek yapardık. 3 saat kafamın üstüne çekiç le gazoz kapağı ezdiğimi hatırlıyorum. Onların da değerleri oluyordu mesela 1 Fanta kapağı= 15 Kızılay kapağı çünkü Kızılay kolay bulunurdu. Garip şekilde ateş e bir ilgimiz vardı. Üstümüz başımız is olur derdi olmaksızın sürekli ateş yakardık her bulduğumuz ortamda maksat eğlenmek eğlencesi ne bilmiyorum ama o günleri özlüyorum anlamsız şeylerden zevk almak benim için çok uzak artık. Daha doğrusu zevk almak...sonra okula gittik tabii ilkokul mahallem de herhangi bir okuldu. Kantinde ki dandik şeyler i özleyeceğim hiç aklıma gelmezdi. Şaka sakızı(çekince böcek gibi bir şey eline atlıyordu)plastik topaç, sürpriz kutular, misket, su maymuncuğu, kalitesiz şekerler. Yemin ediyorum bulabilsem artık sürekli alırım. O zamanından mı bilmiyorum artık en kalitelisi orada yediğim jelibonun tadını vermiyor ya zaman güzeldi ya beklentimiz küçüktü mutlu oluyorduk. Okulda da futbol bizi bırakmadı her arada teneffüste bile top oynadık. Tabii çocukluğumdan beri çok koşamıyor olmamın nedeninin de kalp hastalığı olduğunu o yıllar öğrenecektim. Genelde çok tembel bir çocuk değildim o yıllar kitap okurdum, dersler e çalışmazdım ama kafam basardı benim için zor değildi. Okulda da keyfimiz gıcır dı. Keşke o yıllar a dönsek diyebileceğim yıllar olacağını bilmiyordum. İlk okulda okulun arka bahçesinde her türlü oyunu oynadım. Misket, kart, su maymuncuğu, taso, topaç yarışı, genelde çocuklar arasında bazen bir şey meşhur olur bazen söner ne meşhursa onu yapıyorduk. Hatta bir ara su maymuncuğu işini o kadar abarttık ki daha 2.sınıfken ilk baskınımı yedim. Herkes gibi bizde su maymuncuğu büyütüyoruz hatta kafayı yedik canlı olduklarına inanıp içine şeker falan atıyoruz suyun. Neyse işte hurafeler dolanıyor işte çocuklar yutuyor da öldürüyor diye. Hocalar zaten bizim ticari ağamızdan bıkmış :) çünkü ciddi ticaretini döndürüyorduk. Bir gün baskın yaptılar herkesin su maymuncuklarını topladılar. Bu da ilk arama baskınım ve yakalanışımdı. Bayramlar da çok güzeldi benim için her bayram ilk iş verilen bayram harçlığı ile gidilip erkenden boncuklu tabanca alınırdı. Sonra arkadaşlar la torpil alınırdı. Ama tek biz değil herkesin maratonu buydu. Bayram günü torpil sesinden millet ayaklanırdı. Yazın kuran kursuna gidiyorduk. Allah affetsin orada da işimiz gücümüz eğlenceydi. Yine kart oyunları, bilye, güreş. İlkokul da böyle geçti çocuk gibi geçirdiğim güzel yıllardı. Sanki ortaokul da bir büyümüşlük geldi bana yine sadece top oynuyordum. Hemen büyümek istiyordum. Şimdi o günleri özlüyorum. En son 5.sınıf da sokağa ara ara çıkar olduk. Sonra 6.sınıfta kesildi ve kapanış o gündür çocuk değilim diyorum kendi kendime yıllar geçti üzerinden. Şimdi keşke o yıllar olsaydı da tek derdim çıkıp top oynamak olsaydı diyorum. Ben anlatırken çok uzaklara gittim sıra sizde. Sizinkileri de merakla bekliyorum.
 
Sokakta son oynayan nesil olduğum için kendimi baya şanslı hissediyorum. Ben çocukken öyle her yerde apartmanlar yoktu evimizin altında bir çimenlik arsa vardı mahallenin genci çocuğu yaşlısı orada takılırdık. Öyle gürültü yapmayın diye bağıran komşularımız da olmadığı için rahattım. Bütün gün akşam ezanına kadar top peşinde koşmaktan atletim su gibi olurdu eve gelince de annemden güzel bir azarı da yerdim. Kışın kar yağardı arkadaşlar ile mahallenin yokuşunda ki karları buz haline getirip kayardık. Mahalle de herkes birbirini tanıdığı için kimsenin çocuğuna taciz, zorbalık, şiddet gibi olaylar olmazdı. Şuan 19 yaşındayım maziye dönüp bakıyorum da gerçekten kıymetli günlermiş. Şimdi ne o arkadaşlıklar ne de mahalle kültürü kaldı.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı