Cumhurbaşkanı olsanız ne yapardınız?

O bakanlığı kapatırdım bu bakanlığı kapatırdım ile uğraşmak yerine ilk önce eğitim sistemine el atarım. Öğretmenler ve din adamları toplumun temelidir. Hem öğretmenler, hem de dim adamları, bulunduğumuz çağın standartlarına ulaşmamızı sağlayacak vizyona sahip olmalıdır. İyi bir sisteme sahip devleti kurmak için halkın her kesimine ulaşmak gerekir, bu ise yalnızca vatansever gençler, idealist öğretmenler ve idealist din adamları ile mümkündür. Yine bu ülkede yeri olmayan 3 çeşit zümre idealleri olmayan gençler, vizyonsuz öğretmenler ve yozlaşmış din adamlarıdır. Toplumun her kesimine ulaştıktan sonra; toplum analiz edilmeli. En uzak köydeki çiftçiye yem ve yakıt, yazılım ile uğraşan idealist gence bilgisayar sağlanmalıdır. Toplumlar küçük parçalar halinde bir bütün olarak hareket etmelidir. Bu işe yalnızca vizyonlu yöneticiler ile mümkündür. Köyünün çıkarlarını düşünen bir muhtar ile şehrinin çıkarlarını düşünen bir belediye başkanı aynı oranda onur sahibidir.
Adalet sistemi saydam ve şeffaf olmalıdır. Liyakat tümüyle adalet sistemini esir almalıdır. Bu sayede toplumun her kesiminden insanlar kurallara uyar. Kanunlara uyan bir toplumdan iyi verim alınır.
Kooperatifler yaygınlaşmalı ve sıkı denetlenmeli. Özel ve devlet fabrikaları, depolar, limanlar, ticaret loncaları, çiftlikler. Tümü sıkı denetlenmeli.
Devletin geçim kaynağı vergi değil üretim olmalı. Üretim ise ancak hafif vergiler ile mümkündür.
Olmaması gereken üniversiteler kapatılmalı. Liseler seyreltilmeli. Mesleki teknik liseleri doğrudan fabrika gibi çalışmalı. Anlamsız ders yükü kalkmalı ve tümüyle pratik eğitim verilmeli. Sağlık liseleri ATT ve hemşire değil doktor yetiştirmeli. Bu liselerdeki ders yükü de azaltılmalı. Sağlık lisesi mezunları tıp fakültelerine yerleştirilmeli. Fen liselerinin ders yükleri azaltılmalı. Anlamsız müfredat, bilim içerikleri ile değiştirilmeli. Bu sayede yeni nesil dayatılan anlamsız, yobaz vizyondan kurtulur ve ideal vatandaş halini alır.

Adalet, liyakat, eğitim, vizyon. Halk bilinçlendikçe; ön plana çıkacak olan siyaset değil vatandaşlık olacaktır. Seneler sonra siyaset gündem bile olmayacaktır. Medyada, cumhurbaşkanı ve bakanlar haricî hiçbir isim konuşulmayacaktır. Koltuk anlayışı, yerini liderlik ve yöneticilik ile değiştirecektir. Bu fikirlerimin ilham kaynağı tahmin edersiniz ki Mustafa Kemal Atatürk. Yaptığı inkılaplar ile yaklaşık böyle bir sistem hedefliyordu. Ömrü bazı şeylere yetmedi. Ama geride bize bıraktığı gençliğe hitabe zaten anlayana yeter.
 
Son düzenleme:
Saysak çokça sıralanacak şey var. İnsanları aç olduğu özgürlüğe kavuşturur ve benden sonraki nesile yatırım yaparım. Minimal bir devlet anlayışını benimser ve insanların hakkını yemem. Cumhurbaşkanlığı maaşını asgari ücrete yakın bir seviyeye kadar düşürür ve basit bir apartman dairesinde hayatımı sürdürürüm. egaliteryanist bir Türkiye oluştururdum. egaliteryanist görüş çerçevesinde ülkede Diyanet İşlerinin yetkilerini en minimale indirip Hristiyanlık gibi diğer yaygın dinlerin kendini temsil edeceği vakıflara izin verirdim. Öyle bir anayasa yazardım ki bir daha asla insanların özgürlüğüne el sürülmezdi. Tüm hapishanede yatan insanlara detaylı bir af çıkarır ve haksız olarak yatan insanları oradan çıkarırdım. Tüm makam arabalarını satardım. Enerji tesisleri kurar ve elektrik kesintilerini minimuma indirirdim. Eğitim sistemini kişiye göre yapılandırır ve hukuk okumak isteyen birisi hukuk fakültesine giderken matematikten dolayı sınavdan kalmaz. Halkın içine karışır ve onları dinlerdim. Kendimden taviz verip başkanlık sürecimde hayatımı bu ülkeye adardım. Halkımın mükemmel şartlarda yaşaması için çabalardım. Hatta oldukça zor olsa bile Avrupa Birlğine sokmaya büyük çaba gösterir ve ya bu ülkelere rahatça seyahat edebilmelerini sağlardım. Ekonomiyi iyileştirir sonrasında öldükten 30-40 yıl sonrada "Ülkeye Kiliseler açtı Gavur!" şeklinde hakaretlere uğrardım. Acı ama gerçek.
 
Evet, hepsi çoğunluğun değil herkesin iyiliğini sağlayacak. Herkesin itiraz ve eleştiri hakkı olmak zorunda fakat düşünebilmeleri gerek. İlkokul mezunu 65 yaş dayı gidip boş boş sağa sola sallarsa kendini hapiste bulur. Ülkede sadece faydalı vatandaşlar kalacağı için bu düzen bozulmadığı sürece ilelebet devam eder. Dediklerime karşı çıkmakla Atatürk'ün ayrılıkçı ve isyancı sözde şeyhleri astırmasına karşı çıkmak hemen hemen aynı şey.
Ülkede faydalı vatandaşlar kalacak diyorsun, bir siteyi doldurabilirsin umarım. Senin mantığınla ülke yönetilseydi şu an tekstil, sanayi, tarım, turizm diye bir şey kalmazdı ülkede.

Üniversite okumayan oy vermeyecek diyorsun, üniversite mi kişiyi vasıflı yapıyor sanıyorsun? Meclistekilerin hepsi bir bölümün mezunu, bak bizi nereye getirdiler. Meclise çiftçiyi, işçiyi, çöpçüyü sokmazsan onların derdini kim anlatacak? Üniversiteden boş kafayla mezun olup hayat hakkında hiçbir şey bilmeyen tonla kişi var, oy verebiliyor. Zamanında okumaya şansı olmamış ama etrafında olanları gözlemlemiş ve en azından siyasette gayet yetkin hale gelmiş biri oy veremiyor. Mükemmel düzen.

Türkiye Cumhuriyeti; Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının devletidir, sadece öğretmen, filozof, doktor, mühendislerin değil. Senin vasıfsız, cahil, boş dediğin adamları şu an ülkeden gönder ya da hapse at; bakalım sistemlerin kaç hafta dayanabilecek?

(Sana demiyorum bunları, genele) Benzer şekilde düşünen çok kişi var. O güne kadar hiçbir şey yapmamış, bırak ülkeye faydayı kendine faydası dokunmamış -genellikle- ergenler çıkıyorlar "Bunlar oy vermesin!" diyor. Senin ne faydan oldu da kendini ülkenin işlemesini sağlayan adamlardan daha üstün görüyorsun?
 
Evet, hepsi çoğunluğun değil herkesin iyiliğini sağlayacak. Herkesin itiraz ve eleştiri hakkı olmak zorunda fakat düşünebilmeleri gerek. İlkokul mezunu 65 yaş dayı gidip boş boş sağa sola sallarsa kendini hapiste bulur. Ülkede sadece faydalı vatandaşlar kalacağı için bu düzen bozulmadığı sürece ilelebet devam eder. Dediklerime karşı çıkmakla Atatürk'ün ayrılıkçı ve isyancı sözde şeyhleri astırmasına karşı çıkmak hemen hemen aynı şey.

Bunun bir üstü teknokrasi oluyor zaten.

Bence teknokrasi yararlı değil her insanın hükümete katılma kabineye, meclise katılma hakkı vardır.
 
Savaşmıyorsun ki askerde :)

Postalları yalama durumu da yok :)

Seni kandırmışlar dostum.

2019'dan beri 20 asker şehit oldu. Kendi kendilerini vurmadılar herhalde.

Ayrıca uzman çavuş gelip egosunu senin üstünde tatmin edince görürsün postal yalamayı.

😉
 
O kadar iyi şeyler yapardım ki ABD tarafından suikaste uğrardım, ya da beni darbe ile iktidardan indirirlerdi.

Çünkü yapmak istediklerimin hepsi ABD, İsrail ve Avrupa aleyhine Türkiye Cumhuriyeti lehine olurdu.

Adamların 100 yıllık kirli planlarına taş koyardım çünkü. :)

Edit: Ayrıca İsveç ve Finlandiya'yı Türkiye Cumhuriyeti lehine oldukça sağlam bir şey almadan NATO'ya katılmalarını veto ederdim.

Ama maalesef görüyoruz ki İsveç ile Finlandiya NATO'ya bedava katıldı diyebiliriz, malum parti. :) Elimizdeki sağlam koz boşa kullanıldı...
 
Son düzenleme:
Ama maalesef görüyoruz ki İsveç ile Finlandiya NATO'ya bedava katıldı diyebiliriz, malum parti. :) Elimizdeki sağlam koz boşa kullanıldı...
Bunun ben de böyle olacağını düşünüyordum ki öyle de oldu. Ya para aldılar ya da "kandırıldık".😀

Yani bir hükümet bu kadar mı ülkesini, itibarını vb. düşünmez. Gerçekten şaşırtıcı.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı