Disco Elysium'a neler oluyor?

Disco Elysium'un arkasındaki orijinal yaratıcı ekip geçen yıl stüdyodan çıkarıldı. Perde arkasında yatırımcıların da dahil olduğu bazı şaibeli kurumsal işler yaşandı ve bunun sonucunda orijinal yaratıcı ekip artık stüdyonun çoğunluk hissesine ve Disco Elysium'un fikri mülkiyet haklarına sahip değil.
 
Disco Elysium baştan sona nakış gibi işlenmiş bir eser. Muazzam diyalogları var, bir oyun için çok üst düzey. RPG türünün ilk üçüne gözüm kapalı sokarım. Genel oyun sıralamamda da ilk ona elini kolunu sallayarak girer. Eğer bu oyunu geliştirenler artık emeğini almıyorsa birine bu oyunu önerdiğim zaman parantez içinde korsan indirmesini de söylerim.

Umarım geliştiriciler içinde bulundukları durumu aşar ve böyle sanat eserleri geliştirmeye kaldıkları yerden devam ederler. Her türlü destek de verilir topluluktan. Mesela benim kickstarterı için bağış yapabileceğim nadir kişilerdenler.
 
T.C. için böyle bir atraksiyona gerek yok. Oyunun ham fiyatı $39,99 değerindedir. Gelen 75% indirim ile oyun $9,99’a satın alınıyor. Biz aynı indirim ile ₺15,25’e satın alıyoruz ve an itibarıyla bu değer $0,78’e tekabül etmektedir.

Yani zaten bedavaya alıyoruz sayılır, korsan oynayarak hem bilgisayarınız için risk almayın, hem de kazandırdığınız meblağ üç kuruş bile değilken Steam’de kütüphanenizde hali hazırda kaliteli bir oyuna yer verin.

Yaşanan “aksiliği” ise şöyle özetleyebiliriz:
Hakkı yenen geliştirici ekip, gaspçı zorba aşağılık patronları tek tek teşhir etmelidir ve hatırı sayılır bir kitleyle o ahtapotların evlerine doğru yürüyüşe geçilmelidir ve ecel teri dökmenin ne demek olduğunu onlara hatırlatmak, göstermek gerekir. Fakat bu yalnızca Sosyalist bir toplumda mümkündür. Gerçi Sosyalist bir toplumda bu tip dalaverelere ve türlü türlü biçimlerde gasplara veya mobbinglere taviz verilmediği için böyle bir şeyin varlığını bile göremezsiniz. Bu Kapitalist toplumda görülebilecek türden bir şeydir ve protestosu bile “artık bu oyunu almayın, kaçak/korsan oynayın” mesajından ileri gidemez. Çünkü günümüz Türkiye’sinden hala ders alamayanlar için belirtmekte fayda var: Mahkemeler ve hukuk adı altındaki bütün kavramlar, sadece egemen sınıf için var ve emekçi sınıf için hiçbir anlam ifade etmemektedirler.

Son olarak, hak yemenin, birilerinin ayağını kaydırmanın örneği, dünyada her gün yüzlerce farklı biçimde bulunmaktadır. Siz tutup bir oyun geliştiricisinin derdine düşmeden evvel, yanıbaşınınızda gerçekleşen arsızlıkların, her çeşit ahlaksızlıkların peşine düşmelisiniz, alın teri emenlere ve esas düşmana odaklanmalısınız; çünkü Karl Liebknecht’in de dediği gibi:
“Esas düşman kendi ülkemizdedir”.

Bu da benim size gelişigüzel bir teşhirim olsun, kimin evine doğru yürüyüp yürümemek de size kalmış olsun.
 
T.C. için böyle bir atraksiyona gerek yok. Oyunun ham fiyatı $39,99 değerindedir. Gelen 75% indirim ile oyun $9,99’a satın alınıyor. Biz aynı indirim ile ₺15,25’e satın alıyoruz ve an itibarıyla bu değer $0,78’e tekabül etmektedir.

Yani zaten bedavaya alıyoruz sayılır, korsan oynayarak hem bilgisayarınız için risk almayın, hem de kazandırdığınız meblağ üç kuruş bile değilken Steam’de kütüphanenizde hali hazırda kaliteli bir oyuna yer verin.

Yaşanan “aksiliği” ise şöyle özetleyebiliriz:
Hakkı yenen geliştirici ekip, gaspçı zorba aşağılık patronları tek tek teşhir etmelidir ve hatırı sayılır bir kitleyle o ahtapotların evlerine doğru yürüyüşe geçilmelidir ve ecel teri dökmenin ne demek olduğunu onlara hatırlatmak, göstermek gerekir. Fakat bu yalnızca Sosyalist bir toplumda mümkündür. Gerçi Sosyalist bir toplumda bu tip dalaverelere ve türlü türlü biçimlerde gasplara veya mobbinglere taviz verilmediği için böyle bir şeyin varlığını bile göremezsiniz. Bu Kapitalist toplumda görülebilecek türden bir şeydir ve protestosu bile “artık bu oyunu almayın, kaçak/korsan oynayın” mesajından ileri gidemez. Çünkü günümüz Türkiye’sinden hala ders alamayanlar için belirtmekte fayda var: Mahkemeler ve hukuk adı altındaki bütün kavramlar, sadece egemen sınıf için var ve emekçi sınıf için hiçbir anlam ifade etmemektedirler.

Son olarak, hak yemenin, birilerinin ayağını kaydırmanın örneği, dünyada her gün yüzlerce farklı biçimde bulunmaktadır. Siz tutup bir oyun geliştiricisinin derdine düşmeden evvel, yanıbaşınınızda gerçekleşen arsızlıkların, her çeşit ahlaksızlıkların peşine düşmelisiniz, alın teri emenlere ve esas düşmana odaklanmalısınız; çünkü Karl Liebknecht’in de dediği gibi:
“Esas düşman kendi ülkemizdedir”.

Bu da benim size gelişigüzel bir teşhirim olsun, kimin evine doğru yürüyüp yürümemek de size kalmış olsun.
Çok doğru. Bu tarz küçük stüdyolar sırf arkalarında bir güç olmadığından hakları çok kolayca yeniyor.
 
Oyunun fazla şişirildiğini düşünüyorum. Türkçe dil desteği geldikten sonra da oynayan ve bunu bizzat görenlerin yorumlarıdır veya şirket ile alakalı bir sorun vardı sanırım. Artık oyunun yapımcıları oyunun satışlarından falan para mı ne kazanmıyorlarmış diye de buna tepki amaçlı yazanlarda olabilir ama bu şahsen beni pek ilgilendirmiyor. Oyunu hiç beğenmemiştim zaten.
 

Technopat Haberler

Yeni konular

Geri
Yukarı