Dishonored Ödüllü Kısa Öykü Yarışması

Ali Güngör

Genel Yayın Yönetmeni
Yönetici
Katılım
22 Haziran 2011
Mesajlar
52.751
Çözümler
17
Yer
İstanbul Türkiye
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Technopat
Profil Kapağı
1523300036
PlayStore katkılarıyla Dishonored hediye ediyoruz!

"Bana onursuz diyorlar... Şuan kötü bir şöhretim olduğu söylenebilir, ama bir zamanlar İmparatoriçe’nin en güvenilir korumasıyken, şimdi intikam için yanıp tutuşan bir katilim. Şahsi veya değil. Bildiğim tek şey, intikam ateşini söndürecek yeterli kanı dökmek benim yapmak istediğim yegâne amaç. İhanetin ardındaki karanlık, kentin sokaklarını kan gölüne çevirecek. Kentin gözünde kötü bir şöhrete sahip olabilirim, zaten tarih hep bunlarla saklı değil midir? Eski hayatım sonsuza dek kayboldu, silindi, yakıldı, en kötüsü ihanete tanıklık etti. Artık bu kentin kaderi bana bağlı. Tutunacakları tek kordon benim. Doğaüstü güçlere sahibim ve bunu intikam için kullanmaktan kaçınmayacağım. Bunu yaparken ve yaptıktan sonra da pişman olmayacağım. Çünkü ben onursuzum..." Dishonered kısa öykü yarışması örneği Deniz Kocatürk'ten...


dishonored.jpg


Evet siz de Dishonered oyununu PlayStore sayesinde kazanabilirsiniz, yapmanız gereken 6 Kasım -12 Kasım tarihleri arasında burada 1000 karakterlik kısa bir öykü yazmak. Dishonered hakkında bilgi için:



haberlerimize bakabilirsiniz. İlk bağlantıda Dishonered'in konusu, ikincisinde sistem gereksinimleri, üçüncüsünde ise oyundan hoş bir detay bulabilirsiniz. Son olarak da videoyu Bethesda'dan Yeni Dishonored Videosu! | Technopat izleyerek biraz daha fikir edinebilirsiniz.

"Fallout ve Oblivion serisi ile başarılı bir grafik çizen Bethesda’nın yeni oyunu Dishonored, açık dünya mantığıyla harmanlanmış, saklanmaya dayanan bir oyun olacak. Endüstriyel bir şehir olan Dunwall’da geçecek oyunda ana karakter bir suikastçi. Oyuncu görevleri gizlenerek ya da açıktan savaşarak bitirmeye çalışacak."
Hikayenizi bu temel üzerine kurabilir, kendi kafanızdan buradan yola çıkarak üretebilirsiniz.

Yarışmamızda bir katılımcıya orijinal Dishonored hediye edeceğiz, bu yepyeni ve güzel oyunu keyifle oynamanızı, kısa öykü yarışmasında da yaratıcılığınızı konuşturmanızı diliyoruz. Her türlü sorunuz için buradayız.
 
"Gözlerime iyi bak, bulunduğun yerden çok büyük görünüyor olmalıyım değil mi? Hayır bu ölüme bir bıçağın ucu kadar yakın olduğundan değil veya ayakta olanın ben olduğumdan da. Peki bunu neden yaptığımı biliyor musun? Ya da adımı? Daha da basidi bu maskenin altındaki yüzü.. Hayır sevgili dostum, benim biricik kurbanım hiiç bir şey bilmiyorsun, hemde hiç.

Ama en azından bana verdikleri adı duymuş olmalısın, beni ne olarak gördüklerini, beni ne diye çağırdıklarını. İnan veya inanma ama ben bunların hiç birini haketmedim. Evet insanlık tarihinin en parlak örneği sayılmam ama ben inandığım şeyler uğrunda görevimi yerine getirmekle yükümlüydüm. Ve son nefesini verirken şunu bil ki sevgili dostum HAİN OLAN BEN DEĞİLİM!"

Söyleyeceklerim bitmişti ve tam hançeri kalbine sapladığım o sırada bekçinin son nefesini verişini izledim, uzun bir iç geçirme gibiydi. Daha sonra gözlerine bir donukluk geldi, geriye doğru yuvarlandılar ve öyleyece kaldılar..

Pek çaba gösterdiğim bir dövüş sayılmaz idi, hatta orada olduğumu izometrik bir görüş açısıyla kendi cesedine sabitlenmiş gözleri ve suratında artık hiç çıkmayacak bir maske gibi donup kalan şaşkın ifadesiyle orada dikilen bir hayaletken bile anlamayabilirdi ama bilirsiniz her şey karar verdiğiniz gibi gitmeyebilir, hatta son anda yapılan değişikliklerdir belki herşeyi ilginç kılan. Tabii siz bana bakmayın, abartıyorum sadece. Aslında bunu yapmamın gerçek sebebi, içimde, tam göğsümün ortasında dalgalanan bu alevi bir an olsun hafifletebilmekti ya da bilirsiniz işte.. Olanları sindirmek de diyebiliriz.

Olan biten , bana yapılan bunca şeyden sonra artık her zamankinden daha sessiz olmalıyım, bilirsiniz işte o meşhur laftaki kilise faresi gibi.. Aslına bakarsanız fareler kargaşaya bayılırlar, eğer şansınıza o kadar yaşayabilirseniz bunu siz de göreceksiniz. Ah ufak çapulcular, bazen kendimi onlardan biri gibi hissetmiyor değilim.. Sessizlik diyorduk evet, bu günlerde biraz düşünceli olabiliyorum, laflar uzuyor, yapılacak işler artıyor felan filan. Karanlığa dönme vaktim geldi, ait olduğum yere. Ama şunu unutmayın belki dar bir çıkmaz sokakta, gözünüzün kenarında veya aldığınız son nefeste ben orada olabilirim. Gözünüzün ve aklınızın erişemediği her yer benim oyun alanım. O yüzden kendinize çok ama çok dikkat edin eski yoldaşlarım, ne derler bilirsiniz; Şeytan ayrıntıda gizlidir.

Edit #1: Yazacağım diye gaza gelip karakter sayısına bakmamışım, 1K'ya tamamlayayım dedim. Demesine ama böyle de çok oldu, neyse artık.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Onursuz mu ?... Hayır hayır böyle bir ithamı hak etmiyorum ben. Ben bir makzufum, evet ahvalimi en iyi izah eden kelime bu olsa gerek, yerinden edilmiş, ihanete uğramış, iftira edilmiş.
Üzerime gayri ihtiyari giydirilmiş bu kara lekeli elbiseden kurtulmam gerek, böyle biri değilim ben kesinlikle hiç kimse buna inanmasa da küçük bir kızın inanması lazım, çünkü hala temiz duygularıyla beni seven birilerinin olduğunu bilmek iyi birşey

" Ne yapmalıyım?" sorusuna bulduğum en iyi cevap intikam oldu, soğuk yenen bir yemektir derler ama beni bu hale düşürenlerin kanıyla tekrar ısıtılacak bu yemek.
Aldığım her canla intikam açlığım teskin olacak, benim intikama olan açlığım azaldıkça Dunwall'un sefil fareleride hıyanet dolu ruhların bedenleriyle doyacak.

Artık sıradan biri gibi hissetmiyorum kendimi, insanların tahayyül dahi edemeyeceği kudretle donatılmış bir varlığa dönüştüm. Yayımdan çıkan oklar, silahımdan çıkan kurşunlar onların verdiği ölüm ve acı da artık sıradan değil. Bir kalbim olmadığına dair hisler vücut buluyor bazen içimde , Samuel'in teknesine dokunduğumda hissetiğim soğukluk şimdi içime işlemiş adeta ve yüzüme taktığım bu maske de bu durumu pekiştirircesine soğukluğunu ruhuma zerk ediyor, ne zamanki layık olduğum yere gelirim işte o zaman yeniden insani duygular tekrar ruhuma işler. Daha fazla, çok daha fazla ölüm gerek bunun için, elimden olan her ölüm içime düşecek bir mutluluk zerresi olacak.

Suikastçi diyorlar bana, kimiside hain ve masumiyetim ancak ve ancak kanla yıkanarak temizlenir, işte adım o zaman Corvo olacak.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
"Hava o kadar soğuktu ki iri vucudumun her milimine kadar o kurak soğuğu en feci şekilde hissediyordum. Yada bu soğukluk başka bir şeyeydi. Açlığa mı ? Siniremi ?Kalleşliğe ? Hayır ,hayır, hayır. Vucudumda ki bu soğukluk hepsineydi. Evet açlığaydı ama yiyeceğe değil kanaydı. Bu soğukluk sinireydi, Avımın bir gün daha "Bakın biz ne kadarda zengin ve asiliz. Sizler birer hiçsiniz." diye ortalıkta dolaşmasına izin verdiğimdendi. Kallleşliğeydi. Bana ve tüm halkıma yapılanların kalleşliğiydi.


Sabahın çok erken vakitlerinde ağacın altında oturmuş kurbanımı nasıl öldüreceğimi düşünüyordum. Bir den aklıma çocukluğum geldi. Cumartesi günleri bu saatlerde kilisede annemle beraber vaaz dinlerdik. Peder sürekli her insanın içinde olan ışıktan bahsederdi. Sürekli o ışığı düşünürdüm. Acaba nasıl bir şeydi ? O ışığı nasıl bulabilirdik ? Nasıl artardı ?Şimdilerde ise tek düşündüğüm avımın içindeki o ışığı söndürmekti. Ben kimdim ? Buralara nasıl geldim ? Hayatım neden böyle birden karanlık bir çıkmaza girdi ? Aklım bu sorularla doluydu. Bazen o kadar çok düşünüyordum ki bir gün bıçağımı avımın kafasına değil kendi kafama saplayacağımdan korkuyordum. Ben hiçbir şeydim. Bir ismim yoktu. Çünkü intikamımı almayana kadar bir ismi hak etmeyecek kadar aşşağılık biriydim. Son zamanlara kadar bir hiçtim. Ama artık öyle olmayacağım. İçimdeki bu kurak soğukluk intikam ateşi ile dolmayana kadar bana durmak yalan olacak."
 
Tolga Songür son derece güzel yazmış, Dishonored onun oldu tebrik ederim. Yarışma zor bir yarışmaydı, hikaye yazan son derece az oldu bu yüzden katılan Zeratul ve Carl Sagan mahlaslı okurlara da teşekkür ediyorum. Kendilerine elime ulaşır ulaşmaz teselli hediyeleri göndermeyi düşünüyorum ama henüz bana net cevap gelmediği için ne hediye edebiliriz bilmiyorum :)

Tolga bana özel mesaj atabilirsen sana oyunu yollayacağım. Tekrar teşekkürler...
 
Geç dönüş oldu biraz ehe... Teşekkür ederim efenim, diğer arkadaşları da tebrik etmek isterim hikayeler gayet güzel idi. Açıkcası ben pek ümitli değildim ama işte bunlar böyle hep şans.
 
Tebrikler Tolga. Hediyenin gecikmesinden ötürü de, ayrıca özürlerimi kabul etmeni istiyorum.
Yarışmaya katılan diğer arkadaşlara da teşekkür ederiz.
 
Uyarı! Bu konu 12 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı