Tüm zamanların gelmiş geçmiş en iyi oyunu Witcher 3'tür. Bencesi falan yok bunun tamamiyle resmi.
Buna oyun demek hakaret olur yahu. Tam manasıyla bir sanat eseri. Başından sonuna kadar kendimi fantastik bir filmin içinde hissettim. Karakterlerin her birinin kendine has dokusuna hayran oldum. Birkaç başlıkta değerlendirmem gerekirse,
- Karakterler
Ben bu kadar güzel kadınları filmlerde dahi görmedim. Her birinin kendine has bir havası var. Hepsi hem aşırı güzeller hem çekiciler. Bir çizim bu kadar mı gerçek olur? Ses tonları, mimikleri bu kadar mı cezbeder? Saç şekillerine kadar ince ince çizilmiş resmen. Ama özellikle Ciri hayranı oldum. Kül rengi ve toplu saçları, hafif anarşist kural tanımayan halleri, dövüşürken sahip olduğu yetenekler, ses tonu ve daha birçok şey. Her şeyiyle muhteşem bir karakter. Kısaca oyunun şımarık, asi ve çekici ana karakterlerinden biri. Yennefer ise tam bir dişi. Her şeyiyle komplike bir kadın. Çok yetenekli, bakışları derin ve libidosu yüksek seksi bir kadın.
Ana karakterimiz Geralt ise tam bir kırık kelimelerindeki hınzırlık, libidosunun aşırı yüksek oluşu ve bunu efsungerliğin özünde var oluşuna bağlaması
tam bir kırık aslında. Çok sevdim. Karakter budur.
- Oyun oynanış motoru
Ufak tefek eksikler var. Ama öyle bir hikaye, öyle bir yapımki ufak tefek eksikler var demeye bile utanıyor insan. Open world bir oyun ama tam bir sınırsızlık yok. Biraz daha derinlik olursa tadından yenmez. Oyuncu silahları ve dövüş teknikleride biraz geliştirilirse süper olur.
- Hikaye
Buna söyleyenecek yorum bulamıyorum. Oyun başlıyor ve filmin içine giriyorsunuz. Ne fil mi? O dünyaya ışınlanıyorsunuz adeta. Temeryanın dağlarında kayboluyorsunuz. Oyun oynarken diyaloglar aşırı fazla. Bunları okuyup hikayeyi takip etmek çok güzel. Yalnızca pata küte bir oyun oynamak değil size sunulan. Aynı zamanda fantastik bir destanın içine giriyorsunuz.