Edirne'de sahte doktor Ayşe Özkiraz'a tahliye kararı

  • Konuyu başlatan die
  • Başlangıç Tarihi
  • Mesaj 33
  • Görüntüleme 1B
Sanki kız mağdur durumdaymış gibi olayı lanse ediyorsunuz. Kız masun falan değil.
Kız masum mu dedim kardeşim algılayamıyor musun? 12 yıl hapis verilse mağdur olurdu dedim. Zaten aylardır tutukluydu kız.

Emek vererek girmeye çalışanlar atanamadığı için intihar ederken sahte belgelerle girenlerin sayısı kim bilir ne kadardır.
Yine konuyla alakanız 0. Kız sahte belgeyle fakülteye kaydolup eğitim/diploma falan almamış. Sahte belgeyle işe girip çalışıp maaş almamış. 2 ay doktorun yanında hasta gözlemlemiş öyle boş boş anlamsız anlamsız. Hiçbir faydası yok sahtekarlıkla kazandığı.
 
İnsanların hayatının değeri bu kadar mı değersiz olur ya. Bu kadına insanların canı emanet ediliyordu hiç mi kötü hissetmedi. Tutuklanmalıydı bu kdaar ciddi bir işe "pişman oldum" diyerek tahliye olması saçmalık. Yetişkin bir insan sonuçta doğru ile yanlışı ayırt edebilir ama işine gelmemiş.

Evet insanların hayatı bu kadar değersiz liberal ve kapitalist sistemde keza rekabette bunun üzerine kurulu , şimdi devam tekrar rekabetten kalite doğar yok şu yok bunlara , Neo liberal ekonomi popülizm vahşi kapitalizm böyledir .

Örneğin mümessilin beş yıldız otelde konaklama her şey dahil bir de seminer konuşmacı olacağım diye ilaç yazanlarda var hayat böyle , bu hayatın destekçileri de sizlersiniz .
 
Ruhsatsız silahı bulundurdunuz: cezası farklı.
Ruhsatsız silahı havaya sıktınız: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ölmedi: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ama normalde ölüm riski çok azken öldü: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, ölmedi: cezası farklı
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, öldü: cezası farklı

Hukuk bildiğinizi iddia ediyorsunuz inatla ama hukuk böyle işler. Gerçekleşen olaya bakar, gerçekleşen olayın yarattığı risklere bakar, o vakaya özgü bir sonuç çıkarır.
Zaten anlamayacağınızı tahmin ederek örnekleri uzatmak istemiyorum fakat hala bilmediğiniz yerden girmeye çalışıyorsunuz. Adli tabip ataması bulunmayan bir hastanede bile, dosyayı bilirkişi olarak adli tıp uzmanı olmayan pratisyen hekimlerin devralması çok nadir görülüyorken "kardeşim biz o raporları yazıyoruz" saçmalığını hastanede gördüğünüz, şahit olduğunuz olaylardan mı üstleniyorsunuz? Büyük ihtimal yumruk yumruğa gerçekleşen kavgalardan attığınız 3-5 dikişle biliyorsunuz bu işleri.

Yazdıklarımı anlamayıp, verdiğiniz örneklerle neden çeliştiğini 7 yaşındaki çocuğa anlatır gibi anlatıyorum dinleyin.
Ortada bir suç var. İncelenen detaylar, o suçu 2 katına katlıyor, ağır ceza mahkemesine taşıyor, kişinin aleyh nezdinde hiçbir inceleme yapılmıyor.
Ruhsatsız silahı bulundurdunuz: cezası farklı. = Para cezası, adli kayıt, silaha el koyma, infaz hakkı.
Ruhsatsız silahı havaya sıktınız: cezası farklı = Para cezası, adli kayıt, silaha el koyma, infaz hakkı.
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ölmedi: cezası farklı = Adli kontrol, yargı, silaha el koyma, adli kayıt.
Ruhsatsız silahı birinin topuğuna sıktınız, ama normalde ölüm riski çok azken öldü: cezası farklı = En az 4 yıl kapalı cezaevi, silaha el koyma, adli kayıt.
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, ölmedi: cezası farklı = Yargı, adli kayıt, silaha el koyma.
Ruhsatsız silahı birinin göğsüne sıktınız, öldü: cezası farklı = Ağır ceza, silaha el koyma.
Amacım kişiyi öldürmek değildi, silahın içinde mermi unutmuşum, boş sanıyordum. Daha önce kavgalı olduğumuzdan dolayı buluşmaya silah getirdim. Boğuşma esnasında göz dağı vermek amacıyla silahı havaya ateş etmek isterken, kişi önüme atılınca mermi ona isabet etti.

Bir hakimin suç dosyasında hangi cümlelere göre karar verdiğini gösterdim. Aynısını kızın ifadesine uyguluyorum.
Ortaokulu Çerkezköy 75’inci Yıl Ortaokulu’nda okudum. Liseyi Veliköy Meslek Lisesi’nde okudum ve 2021 yılında mezun oldum. Ben lisede öğrenciyken ailem tıp fakültesinde okumamı istiyordu. Bana güvenip yüksek puan alacağımı düşünüyorlardı. Liseden mezun olurken üniversite sınavına girdim. Ancak başarısız olduğum için tercih yapmadım. Ailemin güvenini sarsmamak için evde sorun olmasın diye anneme, üvey babama ve üvey kardeşlerime Çapa Tıp Fakültesi'ni kazandığımı söyledim. Ailem sınav sonuç belgesini görmek istediğinde de gerçek sınav sonuç belgem üzerinde telefonda oynama yaparak sahte bir sınav sonuç belgesi hazırlayıp gösterdim.

Burada hem öğrenciler hem de çalışanlar kalıyordu. İlk başta çalışan olarak kalmayı düşündüm. Sonra vazgeçip yurt idaresinde görevli olan soy ismini bilmediğim N. isimli görevli kadına kendimi tıp fakültesi öğrencisi olarak tanıttım. Benden bir takım resmi belgeler istediler. İstenilen belgelerden sadece öğrenci belgesini daha sonra getireceğimi söyledim. Sonraki süreçte de sürekli olarak getireceğim diyerek bu kişileri oyaladım. Yurdun masrafları için de ailemle görüştüm. Ailem zaten bu fakülteyi kazandığımı düşündüğü için bana para gönderiyordu. Yurda yerleştim soy ismini bilmediğim S. ve A. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi öğrencileriyle birlikte kalmaya başladım. Bu öğrencilere Çapa Tıp Fakültesi’nde öğrenci olduğumu söyledim. Bu süreçte Çapa Tıp Fakültesi’nin bahçesine ara ara gittim. Burada öğrencilerle tanıştım. Bunlardan birinin ismi Hatice idi. Diğerlerini hatırlamıyorum. Bu kişilerle hiçbir zaman samimi olmadım. Bende numaraları yoktur. Hiçbir şekilde derse girmedim.

Çapa Tıp Fakültesi’ne girebilmek için İstanbul Eminönü’nde bir pasajda öğrenci kimlik kartı bastırdığını söyleyen Özkiraz, "Bu kartların üzerine Ayşem Özkiraz yazdırdım. Aramada ele geçen kartlar bu öğrenci kartlarıdır. Okula girerken bu öğrenci kartlarını gösterip giriyordum. Bu sebeple şüphe duyulmuyordu. Okula gitmediğim zamanlarda da İstanbul'da part time farklı yerlerde çalıştım. Ayrıca aynı yerde Ankara Şehir Hastanesi, Tekirdağ Çerkezköy Devlet Hastanesi, İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi personel kimlik kartlarını da bastırdım. Ancak bunları hiçbir yerde göstermedim. Plaketleri de Instagram'dan bir sayfa ile görüşerek yaptırdım” dediği öğrenildi.

Son ifade bölümünde suçunu itiraf etmesi iyi bir şey. Fakat sizin bakış açınızla hiçbir yere göstermediği için ceza alması uygun değil, değil mi?

Ayrıca Instagram üzerinden S.U. ve F.G. isimli Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde hemşire ve personel olan şahıslarla tanıştım. Bunlara kendimi doktor olarak tanıttım. Bunlarla zamanla arkadaş olduk.

Daha da devamında hastane ve doktorlarla olan ilişkisini anlatıyor. Bahsi geçen 4 farklı belge türünde sahtecilikten dolayı 12 yıl alıyor. Yani eğer benim zaten savunduğum madde ile yargılanıyor olsaydı 3. defa hakim karşısına çıkabileceğini mi düşünüyordunuz? Bu sahte belgeleri, okula giriş yetkisinin sonucu kötü ameller olsaydı? Allah'a şükür ki kimseye bir şey yapmamış. Yapmış olsaydı, yargılandığı maddeler bunlar olmazdı. 12 yıllık cezası bold haline getirdiğim cümlelerdeki ifadeleri.

Kendi elinizle yazdığıma zaten örnek vermişsiniz. Silahı kişiye doğrultup ateşlediğinizde, o merminin karşındaki insana zarar verme olayı, zarar vermeme olayı o dosyadan sizi asla kurtarmıyor. Eğer zarar verirseniz, cezanız katlanıyor. Bilirkişinin raporunda sunduğu vücut lezyonunun az olması cezanızı hafifletmiyor fazla olursa cezanır katlanıyor. Duruma göre de dosyaya ek suçlama ekliyor.

Bu size verdiğim son cevap. Anlamak istemeyen adama zaten anlatamazsın. Bu tarz insanları topluma kazandırmaya çok hevesliysen, sokaklarda bi dolaş. Hayat sandığınız kadar toz pembe değil.
 
Zaten anlamayacağınızı tahmin ederek örnekleri uzatmak istemiyorum fakat hala bilmediğiniz yerden girmeye çalışıyorsunuz. Adli tabip ataması bulunmayan bir hastanede bile, dosyayı bilirkişi olarak adli tıp uzmanı olmayan pratisyen hekimlerin devralması çok nadir görülüyorken "kardeşim biz o raporları yazıyoruz" saçmalığını hastanede gördüğünüz, şahit olduğunuz olaylardan mı üstleniyorsunuz? Büyük ihtimal yumruk yumruğa gerçekleşen kavgalardan attığınız 3-5 dikişle biliyorsunuz bu işleri.

Yazdıklarımı anlamayıp, verdiğiniz örneklerle neden çeliştiğini 7 yaşındaki çocuğa anlatır gibi anlatıyorum dinleyin.
Aynı küçümseyici üsluba birebir devam ediyorsunuz, harika gerçekten. Olayı o kadar farklı yerlere çektiniz ki inanamıyorum.

Benim tek söylediğim, kişinin cinayete teşebbüs falan gibi bir şekilde yargılanamayacağı, kimsenin hayatını tehlikeye atacak bir pozisyonda olmadığıydı. Siz verdiniz "ehliyetsiz araba kullanan kaza yaparsa, silahı olan havaya sıkarsa cinayete teşebbüsten yargılanır" diye örneği, ben aksine bu kişinin yaptığının bu durumlarla alakasız olduğunu, benzete benzete ruhsatsız silah bulunduran ama ateş etmeyen kişiye benzetebileceğinizi belirttim. Ben hiçbir zaman yargılanmasın, ceza almasın demedim. Özel koşulları değerlendirmeden 19 yaşında birine çat diye 12 yıl hapis cezası verilmesini saçma bulduğumu belirttim sadece.

Zaten 8 yıl hapis almış kendisi haberlere göre: özel belgede sahtecilik, resmi belgede sahtecilik ve yetkisiz hekimlik suçlarından. Farkındaysanız hiçbiri cinayete teşebbüs falan değil zaten, ben de onu söylemeye çalışıyorum. Cinayete teşebbüs gibi ciddi bir suçla yargılanacak bir durumu yoktu kendisinin. Siz ehliyetsiz kaza yapmak, silahla havaya ateş açmak falan gibi alakasız örnekler eklediniz olaya. Herhalde benim kızın tamamen suçsuz bulunması gerektiğini düşündüğümü falan sandınız ama durum öyle değil.

Olayın en başından beri bu kız sanki toplum sağlığını tehlikeye atmış, doktorluk yaparak insanları tedavi etmiş gibi anlatılıyor. "Sahte diplomayla doktorluk yaparken yakalandı" falan diye aktarılıyor haberlerde. Oysa olayın bununla alakası yok. Kızın kimsenin hayatını tehlikeye atabileceği bir pozisyonu yok. Sadece dikiş atmış 1 kere, onun da zaten ne kadar basit bir işlem olduğunu, birden fazla kişi tarafından gözetlenerek yapıldığını size söyledim. Dolayısıyla da zaten cinayete teşebbüs gibi ağır suçlardan değil, evrakta sahtecilik, hasta gizliliğinin ihlali, devlet memuru/doktor numarası yapma gibi suçlardan yargılanabilirdi, onlardan yargılanmış. Yaşını, pişmanlığını, ilk vakası olmasını, ortada bir zarar olmamasını vs de göz önünde bulundurarak tam da benim mantıklı bulduğum gibi cezasını verip geri bırakmışlar, hemen hapse atmamışlar. Bu yaklaşımın sebebi de hukukun kesinlikle insanları topluma kazandırma amacı olması zaten. Hukukun amacının insanları topluma kazandırmak olduğunu düşünmeyen biri kadar dandik bir hukukçu olamaz. Çok ciddi suçlular hariç herkes suçuna oranla makul cezalar almayı ve ikinci bir şansı hak eder. Bu kızı da kimsenin hayatını tehlikeye atmamışken cinayete teşebbüsten falan yargılayıp 10+ yıl hapse atmak, 19 yaşındaki birinin hayatını orantısız bir şekilde kaydırmak olurdu. Yoksa tabii ki evrakta sahtecilik vs suçlardan hak ettiği neyse alsın, ona bir lafım yok. Tabii ki yetkisiz hekimlikten ceza alsın uygun şekilde. Ama adam yaralama, cinayete teşebbüs vs olarak değerlendirilecek, 10-15 yıl hapislik bir suç yok ortada. Düşüncem mantıklıymış ki 8 yıl almış zaten.

2 yılın üstündeki cezası nasıl geri bırakılıp tahliye edilebilmiş orası kafamı karıştırdı gerçi, haberler de pek ayrıntılı değil, ama doğrudan hapse atılmamasına sevindim ben, ceza almamasına değil. O konuda bir türlü anlaşamadık sizinle.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı