En iyi ve hatasız Kur’an-ı Kerim meali

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Hatta Van Allen kuşağı ve Uzaylılardan da çöz edilmektedir Kuranı Kerimde.
Evet. Malesef günümüzde hiçbir insan doğru dürüst sorgulamadan, ayetin açıklamalarını dahi okumadan düz bir şekilde okuyorlar ve haliyle yanlış anlıyorlar ve anladıkları şeyi doğru zannedip kötülüyorlar.
 
Konu peygamberin yaptıkları değil, O'na iftira atılmasinın önüne geçilmesi
Sadece Kur'an'a inanıp, Kur'an'da da peygamberin dediklerinin dikkate alınması gerektiği özellikle belirtilmişken, onun doğru olarak bilinen bütün davranışlarını toptan reddetmek yani sadece Kur'an şeklinde devam etmek bir nevi yalanlamaktır.

Ona kötülükler isnad eden zayıf hadislere karşı temkinli davranabilirsin ama sünnet ve hadiste yer alan iyi davranışları öyle inanıp yapmanda bir beis yoktur.

Kur'an-ı Kerim'de namaz secde ederek ya da günden 5 vakit kılınması gerektiği yazmıyor. Kuranisme göre namaz ritüel bir şekilde değil ruhsal bir şekilde kılınır.
Kur'anizm diye bir şey yoktur. Bu dinin adı İslam'dır ve namaz kafana göre yapabileceğin bir şey değildir.

Bugün basit bir kıytırık toplantıya ve törene giderken bile belirli protokollere ve sıraya dikkat etmek zorundaysan, Allah'ın karşısına çıkarken de yaşayan Kur'an olan peygamberin anlattığı şekilde bunu yapmak zorundasın.

Allah'ın dinini fıkra fıkra bölmeyin, bu tarz dinin en temel noktası olan Namaz'ı bile bozan görüşlere itibar etmeyin.


Hud 114; Gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde namazı kıl. Şüphesiz iyilikler, kötülükleri giderir. Bu, öğüt alanlara bir öğüttür.

İsra 110 - 111; De ki: "Allah, diye çağırın, 'Rahman' diye çağırın, ne ile çağırırsanız; sonunda en güzel isimler O'nundur." Namazında sesini çok yükseltme, çok da kısma, bu ikisi arasında bir yol benimse. "Hamd, çocuk edinmeyen, mülkte ortağı olmayan, zillet ve âcizliğin gerektirdiği bir yardımcıya ihtiyacı bulunmayan Allah’a mahsustur” de ve O’nu tekbir ile yücelt.
Bahsettiklerim bunlar değil. Tekbir getirişin, nasıl eğilip kalkacağın, nasıl secdeye gideceğin yazıyor mu? Yazmıyor. Çünkü bu tarz uygulamaları yaşayan Kur'an peygamberler açıklar. Yazı şeklinde yazıldığında bir dilde bir kelime binlerce anlama gelebilirken Namaz'ın da farklı farklı ve doğru olmayan şekillerde uygulanması söz konusu olacaktı.

Buradaki mevzu Allah'ın dinini herkesin yarım Kur'an bilgisiyle bozmaması.
 
Sadece Kur'an'a inanıp, Kur'an'da da peygamberin dediklerinin dikkate alınması gerektiği özellikle belirtilmişken, onun doğru olarak bilinen bütün davranışlarını toptan reddetmek yani sadece Kur'an şeklinde devam etmek bir nevi yalanlamaktır.

Ona kötülükler isnad eden zayıf hadislere karşı temkinli davranabilirsin ama sünnet ve hadiste yer alan iyi davranışları öyle inanıp yapmanda bir beis yoktur.


Kur'anizm diye bir şey yoktur. Bu dinin adı İslam'dır ve namaz kafana göre yapabileceğin bir şey değildir.

Bugün basit bir kıytırık toplantıya ve törene giderken bile belirli protokollere ve sıraya dikkat etmek zorundaysan, Allah'ın karşısına çıkarken de yaşayan Kur'an olan peygamberin anlattığı şekilde bunu yapmak zorundasın.

Allah'ın dinini fıkra fıkra bölmeyin, bu tarz dinin en temel noktası olan Namaz'ı bile bozan görüşlere itibar etmeyin.



Bahsettiklerim bunlar değil. Tekbir getirişin, nasıl eğilip kalkacağın, nasıl secdeye gideceğin yazıyor mu? Yazmıyor. Çünkü bu tarz uygulamaları yaşayan Kur'an peygamberler açıklar. Yazı şeklinde yazıldığında bir dilde bir kelime binlerce anlama gelebilirken Namaz'ın da farklı farklı ve doğru olmayan şekillerde uygulanması söz konusu olacaktı.

Buradaki mevzu Allah'ın dinini herkesin yarım Kur'an bilgisiyle bozmaması.
Hadislerin doğru kaydedildiğini ve değiştirilmediğini nereden biliyorsun?
Hadisler birbiriyle çelişiyor sen burda hadis diyorsun. Hadislerde Deve idrarının içilmesi yazıyor. İçsene o zaman deve çişini.
Hadisler yalandır ve Hz. Muhammed'e iftiradır. Asıl Hadisleri kabul edenler Hz. Muhammed'in sözünü dinlememiştir.
Hz. Muhammed hadislerin yazılmaması gerektiğini söylemiştir.
 
Bahsettiklerim bunlar değil. Tekbir getirişin, nasıl eğilip kalkacağın, nasıl secdeye gideceğin yazıyor mu? Yazmıyor. Çünkü bu tarz uygulamaları yaşayan Kur'an peygamberler açıklar. Yazı şeklinde yazıldığında bir dilde bir kelime binlerce anlama gelebilirken Namaz'ın da farklı farklı ve doğru olmayan şekillerde uygulanması söz konusu olacaktı.

Bakara Suresi'nde Allah'ın Musa aleyhisselam vasıtası ile kurtardığı kişilerden bir adet öküz ya da inek kurbanlık istemesi üzerine bir kıssa vardır. Onu, tekrar tekrar okuyunuz.

İslam, rituellerle değil öz ile ilgilidir ki yine Bakara 177'de; "Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır." denmektedir.
 
Hadislerde Deve idrarının içilmesi yazıyor. İçsene o zaman deve çişini.
Bugün boğa sperminden elde edilen Taurin askeri alanda askerlerin gücünü koruması için, koyunların midesindeki sıvıdan elde edilen peynir mayası gıda alanında, uyuşturucu bitkilerden elde edilen maddeler ilaç sanayinde kullanılıyorsa açıkçası bu hadise de imkan veriyorum. Ki tıbben de bu konuda yapılmış araştırmalar mevcuttur, okuyabilirsiniz.

Hadislerin neye dikkat edilerek nasıl kaydedildiğini de yazdım zaten yukarıda, okuyabilirsin.

Bakara Suresi'nde Musa aleyhisselamın kurtardığı kişilerden bir adet öküz ya da inek kurbanlık istemesi üzerine bir kıssa vardır. Onu, tekrar tekrar okuyunuz.

İslam, rituellerle değil öz ile ilgilidir ki yine Bakara 177'de; "Yüzlerinizi doğuya ve batıya çevirmeniz erdemlilik değildir. Asıl erdemli kişi Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve peygamberlere iman eden; sevdiği maldan yakınlara, yetimlere, yoksullara, yolda kalmışlara, yardım isteyenlere ve özgürlüğünü kaybetmiş olanlara harcayan; namazı kılıp zekâtı verendir. Böyleleri anlaşma yaptıklarında sözlerini tutarlar; darlıkta, hastalıkta ve savaş zamanında sabrederler. İşte doğru olanlar bunlardır ve işte takva sahipleri bunlardır." denmektedir.
Galiba bazı hususlar hariç aynı şeyi kastediyoruz fakat anlaşamadığımız bazı hususlar mevcut. Dinin parçalanması, insanların kafasına göre uygulaması doğru değil. Benim anlatmak istediğim mevzu bu.

Her şeye rağmen gücüyle her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan Allah'ın karşısına çıkarken bunu usulüne göre yapman lazım.
 
Bugün boğa sperminden elde edilen Taurin askeri alanda askerlerin gücünü koruması için, koyunların midesindeki sıvıdan elde edilen peynir mayası gıda alanında, uyuşturucu bitkilerden elde edilen maddeler ilaç sanayinde kullanılıyorsa açıkçası bu hadise de imkan veriyorum. Ki tıbben de bu konuda yapılmış araştırmalar mevcuttur, okuyabilirsiniz.

Hadislerin neye dikkat edilerek nasıl kaydedildiğini de yazdım zaten yukarıda, okuyabilirsin.


Galiba bazı hususlar hariç aynı şeyi kastediyoruz fakat anlaşamadığımız bazı hususlar mevcut. Dinin parçalanması, insanların kafasına göre uygulaması doğru değil. Benim anlatmak istediğim mevzu bu.

Her şeye rağmen gücüyle her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan Allah'ın karşısına çıkarken bunu usulüne göre yapman lazım.

Kesinlikle katılıyorum. Lakin parçalanmaya karşı, orta yolun bulunmasını sağlayabilecek ana çözüm nedir? Ya da ayrımların kaynakları, sebepleri nelerdir? Burada cevaplarımız farklı sanırım.
 
Son düzenleme:
Kesinlikle katılıyorum. Lakin parçalanmaya karşı orta yolun bulunmasını sağlayabilecek ana çözüm nedir? Ya da ayrımların kaynakları, sebepleri nelerdir? Burada cevaplarımız farklı sanırım.
Ayrımın en büyük sebebini şu anda mevcut olan, sözde tebliğ yapayım derken kendi kendisini yalanlayan, bid'atlardan arındırıyorum diyip dinin özünü koparan birtakım "sözde" kanaat önderlerine bağlıyorum ben.

Namazı kaldır, Kader'i yalanla, Ahiret'i inkâr et, peygamberi alçalt. Amentüyü yok say, kafana göre bir din uydur. Şu an yapılan bu işte.

Ana çözüm Kur'an'a ve Allah'ın peygamberi hangi görüşte ise o görüşte olmak, o istikamette devam etmektir.

Gördüğümüz iyi olan, dine aykırı olmayan şeyleri yalanlamadan uygulamak, yeterince bilgili olmadığımız hususlarda ise aklımıza ve ümmetin ittifak ettiği yöndeki şeyleri uygulamak bize düşendir.

Farklı farklı kaynaklarda birden çok şekilde rivayet edilen bir hadis var bu konu hakkında mesela. Bu nedenle günümüzde sonradan çıkan akımlar dışında ümmetin yalanda ittifak ettiğini düşünmüyorum.

“Ümmetim asla yanlış bir hüküm üzerinde ittifak etmeyecektir.”

(bk. Buhârî, 61: 2, 61: 3; İbn Hişâm, s. 824; İbn et-Tiktikâ, el-Fahrî, s. 81; Hammâm ibn Münebbih, Sahîfe, Nº 127, 128)
 
Namazi yalanlamak buyuk bir şirktir. Ayetleri kendinize gore anlamdirmayi birakin. Kendi dininizi olusturmussunuz. Yargilamiyorum herkes kendi yasantisinda ozgurdur ama muslumana 5 vakit namaz farzdir. Ruhsal, mental işleri geçin bence.
 
Ayrımın en büyük sebebini şu anda mevcut olan, sözde tebliğ yapayım derken kendi kendisini yalanlayan, bid'atlardan arındırıyorum diyip dinin özünü koparan birtakım "sözde" kanaat önderlerine bağlıyorum ben

Güzele ve iyiye dair olanları; her çağda, kendi çıkarı için işletenler var olmuştur. Bu tip insanlarda enteresan bir özellik çoğunlukla ortaktır. Dinin direkt hayata etki eden, kesin hükümlerini anlamak ve anlatmak üzerine değil de daha çok magazinsel ya da yoruma açık, hayata ve işleyişe pek de tesiri olmayan konular hakkında edebi (?) belagatlar ile insanları bağlarlar.

İmam Ali'nin çok sevdigim bir sözü vardır.
"İlmi rivayet eden çoktur lakin ona riayet eden pek o kadar yoktur."
 
Son düzenleme:
Ayrımın en büyük sebebini şu anda mevcut olan, sözde tebliğ yapayım derken kendi kendisini yalanlayan, bid'atlardan arındırıyorum diyip dinin özünü koparan birtakım "sözde" kanaat önderlerine bağlıyorum ben.

Namazı kaldır, Kader'i yalanla, Ahiret'i inkâr et, peygamberi alçalt. Amentüyü yok say, kafana göre bir din uydur. Şu an yapılan bu işte.

Ana çözüm Kur'an'a ve Allah'ın peygamberi hangi görüşte ise o görüşte olmak, o istikamette devam etmektir.

Gördüğümüz iyi olan, dine aykırı olmayan şeyleri yalanlamadan uygulamak, yeterince bilgili olmadığımız hususlarda ise aklımıza ve ümmetin ittifak ettiği yöndeki şeyleri uygulamak bize düşendir.

Farklı farklı kaynaklarda birden çok şekilde rivayet edilen bir hadis var bu konu hakkında mesela. Bu nedenle günümüzde sonradan çıkan akımlar dışında ümmetin yalanda ittifak ettiğini düşünmüyorum.

“Ümmetim asla yanlış bir hüküm üzerinde ittifak etmeyecektir.”

(bk. Buhârî, 61: 2, 61: 3; İbn Hişâm, s. 824; İbn et-Tiktikâ, el-Fahrî, s. 81; Hammâm ibn Münebbih, Sahîfe, Nº 127, 128)
Çok güzel açiklamssiniz. İnsanlar kurani haşa yalanlamak, hatali yapmak icin ayet, kelime cimbizliyor. Dinin butunlugu ile oynuyorlar. Bunlar kendini kandirmaktan baska bir şeye gitmez.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Geri
Yukarı