Uzun bir aranın ardından yeni bir inceleme yazısından tekrar merhaba. Bu sefer sizleri Cthulhu efsanesine doğru yola çıkartacağım. Aslında oyuna başlarken bu konsept ile pek alakası yokmuş gibi gözükse bile, kendinizi farklı şekilde gelişen olaylar zinciri içerisinde bulacaksınız. Oyunun genel olarak atmosferi ve hikayesi dikkat çekiyor. Özellikle Cthulhu efsanesinden bahsediyorsak, elbette bunlar olmalı.
Jack Walters olarak yönettiğimiz ana karakterimiz bir dedektif. Kendisine bir gün bir görev veriliyor. Kasabanın birinde, tarikat diyebileceğim bir grup karışıklıklara yol açıyor. Polisler ve Jack olay yerine geliyor. Aslında Jack Bey'in görevi olay yerine gidip orta bir yol bulmak.
Eh elbette işler yolunda gitmiyor. Ortalık iyice karışıyor ve siz, girdiğiniz evin derinliklerinde gizemli bir mahzen buluyorsunuz. Bu mahzene girdikten sonra akıl almaz olaylara şahit oluyorsunuz. Jack Bey'in kafası işte bu noktadan sonra gidiyor. Yaşadığı olaylardan sonra travma geçiriyor ve bir süre tedavi görüyor. Ancak dedektiflik ruhu, yaşadığı bu olayların peşini bırakmaması gerektiğini söylese bile, günlük işlerinden bir tanesini alıyor. Bir kasabadaki kayıp olan bir oğlanı aramak üzere oraya yolculuğa çıkıyoruz.
Şimdi buraya kadar tamam. Çünkü oyun tam burada başlıyor. Önceki anlattıklarım giriş kısmı. Oyun hakkında genel bir fikir sahibi olmanızı sağlayacak. Jack Bey görevini alır ve kasabaya doğru ilerler. Aslında amacı basit değil mi? Gidecek ve oğlanın tekini bulacak. Keşke öyle olsaydı...
Gittiği kasabada aslında karanlık olaylar dönüyor ve Jack, yaşadığı travmatik olayın ayak izlerine ulaşabileceğini düşünüyor. Öyle oluyor mu yoksa olmuyor mu göreceksiniz.
Şimdi bu oyun eski bir oyun. Grafiklerinden bir şey beklemeyin. İncelemelerimin konseptini biliyorsunuz zaten. Her çeşit oyun yer alabilir. Zamanında oynarken güzel çökmeler yaşıyordum oyunda. Sonrasında bir yama ile düzelttim bu durumu. Satın aldığınız bir oyunu sonradan yamalamak biraz üzüyor, ancak oyunun atmosferi ve hikayesi sayesinde bunu görmemezlikten gelebiliyorsunuz.
Karakterimiz oyunda ilerlerken konuşuyor. Bir nesneye tıklamanız halinde o nesne hakkında kendince bilgiler veriyor. Bulmacaları çözerken de aynı şekilde. Yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz. Bulmacalar arasından cidden zorlayanlar var. Hatta yardım bile alabilirsiniz farklı kaynaklardan. O derece.
Atmosfer zaten güzel. Kasabanın karanlık sokakları arasında gezerken ve insanların umutsuzluğunu gördükçe, gerçekten olmuş bu dedim. Adamlara soru soruyorsunuz, sorduğunuza bin pişman ediyorlar. Keşke sormasaydım diyebiliyorsunuz. Öyle tersliyorlar yani...
Elbette bunun sebepleri var. Bir şeyden korkuyorlar. Ancak neyden? Bunu siz çözeceksiniz.
Envanter sistemi... Yani bildiğimiz envanter sistemi işte. Amnesia gibi. Nesneler bulup, bulmacalar için kullanacaksınız. Topladığınız sağlık paketleri ile kendinizi iyileştirebilirsiniz. Yalnız aldığınız ufak bir hasarı iyileştirmezseniz, ağır bir kanamaya dönüşebilir ve hızlı bir şekilde can kaybetmenize yol açabilir. Haliyle ölebilirsiniz. Bacağınızdan aldığınız bir hasar, topal yürümenize yol açıyor mesela. Böyle şeyler de var.
Silahınız olacak. Mermi konusunda aşırı bir sıkıntı çektiğimi söyleyemem. Can hızlı kaybediliyor bunu belirteyim. Öyle 4-5 kişinin arasına dalıp indiremezsiniz. Bazen yediğiniz tek bir mermi, çok ağır bir yara almanıza sebep olabilir. Saklanarak ilerleyin veya mümkünse siper alarak çatışın.
Call Of Cthulhu benim için listede yerini edinmiştir. Sizi uzun bir maceraya sürüklüyor ve çeşitli mekanlarda buluyorsunuz kendinizi. Fiyatı da ucuz zaten. Türkçe yamasını indirip oynayabilirsiniz. Dedektiflik ve gizem dolu bir oyun arıyorsanız, bu oyunun tam size göre olduğunu düşünüyorum.
Okuduğunuz için teşekkürler.
Jack Walters olarak yönettiğimiz ana karakterimiz bir dedektif. Kendisine bir gün bir görev veriliyor. Kasabanın birinde, tarikat diyebileceğim bir grup karışıklıklara yol açıyor. Polisler ve Jack olay yerine geliyor. Aslında Jack Bey'in görevi olay yerine gidip orta bir yol bulmak.
Eh elbette işler yolunda gitmiyor. Ortalık iyice karışıyor ve siz, girdiğiniz evin derinliklerinde gizemli bir mahzen buluyorsunuz. Bu mahzene girdikten sonra akıl almaz olaylara şahit oluyorsunuz. Jack Bey'in kafası işte bu noktadan sonra gidiyor. Yaşadığı olaylardan sonra travma geçiriyor ve bir süre tedavi görüyor. Ancak dedektiflik ruhu, yaşadığı bu olayların peşini bırakmaması gerektiğini söylese bile, günlük işlerinden bir tanesini alıyor. Bir kasabadaki kayıp olan bir oğlanı aramak üzere oraya yolculuğa çıkıyoruz.
Şimdi buraya kadar tamam. Çünkü oyun tam burada başlıyor. Önceki anlattıklarım giriş kısmı. Oyun hakkında genel bir fikir sahibi olmanızı sağlayacak. Jack Bey görevini alır ve kasabaya doğru ilerler. Aslında amacı basit değil mi? Gidecek ve oğlanın tekini bulacak. Keşke öyle olsaydı...
Gittiği kasabada aslında karanlık olaylar dönüyor ve Jack, yaşadığı travmatik olayın ayak izlerine ulaşabileceğini düşünüyor. Öyle oluyor mu yoksa olmuyor mu göreceksiniz.
Şimdi bu oyun eski bir oyun. Grafiklerinden bir şey beklemeyin. İncelemelerimin konseptini biliyorsunuz zaten. Her çeşit oyun yer alabilir. Zamanında oynarken güzel çökmeler yaşıyordum oyunda. Sonrasında bir yama ile düzelttim bu durumu. Satın aldığınız bir oyunu sonradan yamalamak biraz üzüyor, ancak oyunun atmosferi ve hikayesi sayesinde bunu görmemezlikten gelebiliyorsunuz.
Karakterimiz oyunda ilerlerken konuşuyor. Bir nesneye tıklamanız halinde o nesne hakkında kendince bilgiler veriyor. Bulmacaları çözerken de aynı şekilde. Yalnız olmadığınızı hissediyorsunuz. Bulmacalar arasından cidden zorlayanlar var. Hatta yardım bile alabilirsiniz farklı kaynaklardan. O derece.
Atmosfer zaten güzel. Kasabanın karanlık sokakları arasında gezerken ve insanların umutsuzluğunu gördükçe, gerçekten olmuş bu dedim. Adamlara soru soruyorsunuz, sorduğunuza bin pişman ediyorlar. Keşke sormasaydım diyebiliyorsunuz. Öyle tersliyorlar yani...
Elbette bunun sebepleri var. Bir şeyden korkuyorlar. Ancak neyden? Bunu siz çözeceksiniz.
Envanter sistemi... Yani bildiğimiz envanter sistemi işte. Amnesia gibi. Nesneler bulup, bulmacalar için kullanacaksınız. Topladığınız sağlık paketleri ile kendinizi iyileştirebilirsiniz. Yalnız aldığınız ufak bir hasarı iyileştirmezseniz, ağır bir kanamaya dönüşebilir ve hızlı bir şekilde can kaybetmenize yol açabilir. Haliyle ölebilirsiniz. Bacağınızdan aldığınız bir hasar, topal yürümenize yol açıyor mesela. Böyle şeyler de var.
Silahınız olacak. Mermi konusunda aşırı bir sıkıntı çektiğimi söyleyemem. Can hızlı kaybediliyor bunu belirteyim. Öyle 4-5 kişinin arasına dalıp indiremezsiniz. Bazen yediğiniz tek bir mermi, çok ağır bir yara almanıza sebep olabilir. Saklanarak ilerleyin veya mümkünse siper alarak çatışın.
Call Of Cthulhu benim için listede yerini edinmiştir. Sizi uzun bir maceraya sürüklüyor ve çeşitli mekanlarda buluyorsunuz kendinizi. Fiyatı da ucuz zaten. Türkçe yamasını indirip oynayabilirsiniz. Dedektiflik ve gizem dolu bir oyun arıyorsanız, bu oyunun tam size göre olduğunu düşünüyorum.
Okuduğunuz için teşekkürler.
