En sevdiğiniz Şiir/Dize hangisi?

yigidyum

Kilopat
Katılım
24 Ağustos 2017
Mesajlar
2.267
Makaleler
1
Çözümler
5
Sevdiğiniz bir şiir ya da bir dize var mı?

Ben başlıyorum, Mevlana'dan:

Allah der ki;
Kimi benden çok seversen onu senden alırım.
Ve ekler;
Onsuz yaşayamam deme, seni onsuz da yaşatırım.
Ve mevsim geçer, gölge veren ağaçların dalları kurur,
Sabır taşar,
Canından saydığın yar bile bir gün el olur.
Aklın şaşar, dostun düşmana dönüşür.
Düşman kalkar dostun olur.
Öyle garip bir dünya,
Olmaz dediğin ne varsa olur.
Düşmem dersin düşersin.
Şaşmam dersin şaşarsın.
En garibi de budur ya;
Öldüm der durur yine de yaşarsın…
 
Nazım Hikmet'in Yaşamaya Dair şiirini her zaman sevmişim ve seslendirmişimdir.
Yaşamak şakaya gelmez,
Büyük bir ciddiyetle yaşayacaksın
Bir sincap gibi mesela,
Yani, yaşamanın dışında ve ötesinde hiçbir şey beklemeden,
Yani bütün işin gücün yaşamak olacak.
Yaşamayı ciddiye alacaksın,
Yani o derecede, öylesine ki,
Mesela, kolların bağlı arkadan, sırtın duvarda,
Yahut kocaman gözlüklerin,
Beyaz gömleğinle bir laboratuvarda
İnsanlar için ölebileceksin,
Hem de yüzünü bile görmediğin insanlar için,
Hem de hiç kimse seni buna zorlamamışken,
Hem de en güzel en gerçek şeyin
Yaşamak olduğunu bildiğin halde.
Yani, öylesine ciddiye alacaksın ki yaşamayı,
Yetmişinde bile, mesela, zeytin dikeceksin,
Hem de öyle çocuklara falan kalır diye değil,
Ölmekten korktuğun halde ölüme inanmadığın için,
Yaşamak yanı ağır bastığından.

Ayrıca Genco Erkal bu şiiri gayet güzel seslendirmişti.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Son düzenleme:
Orhan Veli'nin "Anlatamıyorum" şiiri.

Anlatamıyorum

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;
Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum.
 
Arada bir açıp açıp okuduğum veya dinlediğim şiirlerdir...
Hüseyin Nihal Atsız'dan Geri Gelen Mektup;
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Ve Erdem Beyazıt'tan Soru;
Artık beni parktaki ağaç bile anlamıyor
Siyah kedinizin kuyruğunda sallanan zaman
Bir zamanlar sevinçle giyindiğim
Ak bir güvercin kanadı gibi gururla giyindiğim
Temiz ve mavi giysim değil artık.
Yalnız imkansızlığı mı anlatır bir bulut
Yağmaya hazır bekliyorsa gökyüzünde.
 
Hüseyin Nihal Atsız'dan Geri Gelen Mektup;
Ruhun mu ateş, yoksa o gözler mi alevden?
Bilmem bu yanardağ ne biçim korla tutuştu?
Pervane olan kendini gizler mi hiç alevden?
Sen istedin ondan bu gönül zorla tutuştu.
Katılıyorum.
 
Orhan Veli Kanık'ın öncüsü olduğu Garip akımının gerçek şiir anlayışını yansıttığını düşündüğümden dolayı özellikle Orhan Veli Kanık şiirlerini beğenmekteyim. Ayrıca estetik olarak Fransız şairlerinin de şiirlerini beğenmekteyim. Bu mesajımda Orhan Veli Kanık'ın sevdiğim şiirlerinden biri olan ve eski usûl ile yazmış olduğu "Odamda" şiirinden şu pasajı paylaşıyorum:​
"Kardeşini öldürüyor Kabil,​
İçimde bir yalnızlık duygusu;​
Ölüm kadar uzun yaz uykusu,​
Sıkıntı ile geçilen sahil."​
 
Arkadaşım, hayat bu daha ne olsun?

Ama en önce ve illaki sağlık olsun!
Bende tarçın sende ıhlamur kokusu.
Yürürüz başkentin sokaklarında.

Bir nehir şu tutuk konuşan cumartesi.
Üstünde iki yonga: Çarşamba, bir de cuma.

Ayrılık lafları etme sevgilim.
Önümüz temmuz önümüz ağustos nasıl olsa.
Ah şiir yazabilsem keşke. :(
 

Geri
Yukarı