Epic Games'in bedava vermiş olduğu oyun Darkest Dungeon incelemesi

Artizan

Hectopat
Katılım
26 Ağustos 2020
Mesajlar
577
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Belki de çoğu kişinin daha önce görmediği. Belki de çoğu kişinin "Bu ne?" Deyip almadığı bir oyun. Zamanında uzun saatler oynadığım ama zevk aldım mı almadım mı anlayamadığım nadir oyunlardan birisi.

Öncelikle Darkest Dungeon nedir? Nasıl bir oyundur?

Darkest Dungeon bir macera, sıra tabanlı RPG, bolca gerilim, bolca psikoloji içeren gotik ortamlı oyundur. 4 adet masum vatandaş ile bir zindana girip sağı solu dağılmış neredeyse yok olmuş bir biçimde sürüne sürüne zindandan çıktığınız bazen de çıkamadığınız "ne olur kurtarın bizi buradan" dediğiniz bir oyundur. Evet doğruları konuşmak gerekirse Darkest Dungeon size eziyet edecek. Bunu açık bir şekilde söylemeliyim ki bu oyun sadece oyun karakterlerinizin psikolojisini değil sizinde psikolojinizi bozabilir. Şimdi böyle söyleyince mazoşist insanlar heveslenmesin. Bu olayı Dark Souls gibi bölüm sonunda sizi bekleyen bölüm sonu canavarını kestiğinizde biten bir eziyet olarak düşünüyorsanız yanılacaksınız. Zindan bitince eziyet bitmiyor, askine daha da çoğalabilir. Nasıl ama merak uyandırıcı değil mi? Uyandırmasın.

Kaç yıl önce oynadım bilmiyorum ama gotik atmosferli oyunlar beni her zaman çekmiştir kendine. Hatta oyun değil sanırım gotik atmosferi beni içine çekiyor. Zaten gotik atmosferinden de hoş bir şey çıkması imkansız gibi bir şey. Neyse oyuna dönecek olursak. Birkaç yıl evvel bu oyuna başladığım da "sanırım ben bu oyunu çözemeden silerim" diyordum. Neredeyse öyle de olacaktı. Keşke öyle de olsaydı be. Ah şu bende ki inat yok mu? Dark Souls'ta da aynısını yapıyordum. Oyun zorlaştıkça bende inat edip kendime eziyet ederek oyunun üstüne gidiyordum. Bunda da aynısını yaptım. Oyun karmakarışık bir hal aldı bende inatla üstüne gittim. Bir noktadan sonra o kadar çok şey düşünmeye başladım ki zindana girmeye korkar oldum cidden. Arkadaşlar bu korku Dark Souls'ta bossun kapısına gelip "ulan girsem mi girmesem mi?" Demeye benzemiyor. Bu başka bir korku. İnanın bak Dark Souls'un o cesaret edememe özelliği bu oyunun yanında hiç kalır. Ben böyle bir psikoloji parçalayan oyun görmedim.

Girdiğiniz zindanın sonunu göremiyorsunuz. Meşaleniz yetecek mi? Karakterleriniz çıldırmaya başlıyor dayanabilecekler mi? Yeterli yiyeceğiniz var mı? Tekrar güneş sizin üzerinize doğacak mı? Bu lanet zindanın bir sonu var mı? Akşam yemekte ne var? (Pardon o kısım yanlış oldu oyunla alakalı değil o sanırım karnım aç) bunları düşünmekten oyundan zevk alamıyorsunuz. Zaten oyunda zevk unsurunu unutun. Bu oyunda zevk falan yok. Direk işkence bu. Arkadaşlar elinize bir zincir alın ve sırtınızı zincirleyin bundan daha çok zevk alırsınız. Örnek vermek gerekirse Dark Souls'ta (ne çok Dark Souls dedik be) bir bossa ulaştınız ve zorlandığınız halde belki de çıldıra çıldıra kestiniz bossu. O an içinizde muhteşem bir his oluşur ya hani. Kelebekler uçar bir anda. Hani kuşlar ağaçlaaar diye müzik başlar bir anda rahatlarsınız. "Kestim ulan seni" dersiniz. Ferahlatır oyun sizi. Hepsini unutun. Bu oyunda o yok. Bu oyunda ferahlamak istiyorsanız silin.

Arkadaşlar bir düşünün daha önce hangi oyunda karakterlerinizin ölmesi üzerine plan yaptınız? Yapmadınız mı, endişelenmeyin bu oyunda yapacaksınız. Evet bu oyunda sadist ruhunuz ortaya çıkacak ve bir müddet sonra tek zevk aldığınız yer bu olabilir. Ekran başında sinsi sinsi sırıtırken bulursanız kendinizi hiç düşünmeden silin. Şimdi diyeceksiniz ki "karakterlerimi neden öldürme üzerine plan yapayım ki?" Arkadaşlar bu oyunda bir sistem var. Açıklayayım.

Zindana girdiğinizde karakterlerinizle koridorlar boyunca ilerlersiniz. Koridorlarda tabii ki sizi bekleyen çiçek satıcıları yok. Garip garip yaratıklar var. Bu garip yaratıklar ne gariptir ki size saldırıyor. Evet bu sizi şok edebilir ancak size saldırıyorlar. Size saldırdıklarında önemli olan canınızın gitmemesidir değil mi? Hayır. Şimdiye kadar ki çıkan tüm oyunlarda ki "canını koru oyunu kazan" stratejisini unutun. Bu oyunda canınız psikolojiniz kadar önemli değil. Saçma geldi değil mi? Gelmesin. Karakterleriniz yaratıklar tarafından saldırıya uğradıkça psikolojileri bozulmaya başlıyor yavaş yavaş. Bu olay %200 üzerinden değerlendiriliyor ve şöyle bir mantığı var. Karakteriniz %100 delirmeye ulaştığında bir olay oluyor. 2 seçenek var burada. Karakteriniz ya deliriyor ve grubunuzda bulunan diğer karakterlere "biz bu zindandan çıkamayacaz. Kaldık burada. Hepimiz öleceğiz. Kız senin saçların ne güzel olmuş öyle hehehe şaka şaka rezalet duruyor" tarzı şeyler söyleyip karakterlerinizin moralini bozmaya başlıyor. Yavaş yavaş onlarında psikolojisini bozuyor yani. Bu kötü olan senaryo. Diğer seçenek ise karakteriniz olumlu yönde deliriyor ve saldırı gücü artıyor. Bir anda içinden battal gazi fırlıyor. "Allah'u ekber" çekip yaratıkları şamar manyağı yapabilir. Tabi ki bu olay bana hiç denk gelmedi. Öyle bir şey varmış duyduk :D merak etmeyin o benim şansızlığım size denk gelebilir.

Oyunun diğer bir zor kısmı ise zindana girmeden yaptığınız ayarlamalar. Karakter seçimleriniz ve onları sıraya koyuş biçiminiz. Evet arkadaşlar ilkokul günlerine dönüyoruz ve önümüzde ki arkadaşımızın omzuna elimizi koyuyoruz. Düz bir biçimde karakterlerimizi sıraya diziyoruz. Her bir karakterin sıraya koyuş biçimine göre yeteneklerini kullanma şansınız var. Genel olarak şifacılar arkaya kılıçlı olanlar öne. Mantığa ters bir şey yok. Ancak rakip size merhametli davranmıyor. 1 metrelik canavar en arkada ki şifacı bacımızı tokatlayabilir. Kadına el kalkar mı LAN? Bu oyunda kalkıyor arkadaşlar. Maalesef kalkıyor :( tabii ki bacımızın intikamını almamak erkek adama yakışmak diyerek biz de intikamını alıyoruz. Ancak zindan bittiğin de yani sürünerek çıkarken bir şey farkediyorsunuz ki oda karakterlerinizin psikoloji bozulmaları zindanda kalmamış. Sizinle birlikte geliyor. Evet Dark Souls'ta ki gibi bossu yendin mi canın Full bir şekilde yoluna devam edemiyorsun. Psikoloji bozuklukları kene gibi yapışıyor ve bırakmıyor peşinizi. Bu kısımda yapabileceğiniz şeyler mevcut elbette. Karakterinizin özelliklerine göre dine yönlendirebilir, bir bira ısmarlayabilir, ya da (söylemesem mi acaba? Neyse merak ettirdik diyelim) genel eve gönderebilirsiniz. (Çok kurcalamayın arkadaşlar böyle bir şey de var evet) bu saye de psikolojilerini bir nebze de olsa düzeltebilirsiniz. Ancak tamamen kurtulmuyorlar ve ayrıca ciddi miktar da altınınıza mal oluyor bu durum. İşte bu nokta da dediğim yere geliyorsunuz. Karakterlerinizi ölüme terk ediyorsunuz. Zindanda psikolojisi bozulan karakter mi var? Bırakın ölsün. Size yük olur. Korsan taktiği arkadaşlar arkada kalan arkada kalmıştır yapacak bir şey yok. Zindan tehlikeli zayıflara yer yok.

Ben bu incelemeyi sabaha kadar sürdürürüm ancak buraya kadar okuyan olur mu bilemem. Eğer okuyabilen varsa yarın bordo bereli olarak işe başlar zaten. Sonuca gelirsek eğer bu oyunu oynamalı mıyız oynamamalı mıyız? Bence denenmesi gerek bir oyun ancak bazı şeyler eksikmiş gibi hissettim ben açıkcası. Her şey güzel planlanmış ancak gerçekten zevk alma duygusu oyunda ben bulamadım. Yani bosslar falan var ama kestiğinizde o rahatlama hissiyatını ben tadamadım. Çünkü karakterim sağlam durmuyor ki. Perişan bir halde çıkıyorum bosstan. Ne anladım ben bu işte. Yamulduk yamulduk :D Oyun çok uğraş gerektiriyor düşünmeniz gereken çok şey var. Oyunun başında bu dediklerimi çok yaşamayabilirsiniz hatta "ne abarttın be kardeşim" diyebilirsiniz ancak ilerleyen kısımlarda siz zindandan sürünerek kaçmaya çalışırken arkanızdan bir canavar tutup tekrar sizi içeri çektiğin de benim bu yazdıklarımı hatırlayacaksınız. Işığınız hiç sönmesin arkadaşlar iyi oyunlar :)

Önemli not: Oyunu istediğiniz an silebilirsiniz. Spoiler: Oyunu sildiğiniz de canavarlar peşinizi bırakıyor merak etmeyin ve psikolojiniz düzeliyor.
 

Geri
Yukarı