Evrim ile din çelişiyor mu?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
O şöyle olacak.
Hem İslam'ın kaynağı sadece Kur'an değil. İslam hakkındaki bilgilerinizi düzeltmeniz lazım.

Hocam o tefsirler Kur'an-ı'n içeriğini açıklıyorlar. Bir dildeki bir şeyin başka bir dilde tam karşılığı yoktur. Hele Kur'an gibi bir ilahi kitabın ise hiç olmaz.

Şunu diyorum. Siz türler geçici olarak düzensizliğe karşı koyuyor dediniz ya. Düzenliliğe gitmiyor dediniz. Evrilince düzenliliğe gitmiş oluyor işte. Tek hücreli canlı ile bir miyiz? Tabii ki hayır. İşte bu yüzden mümkün olamaz diyorum.
Hadislerin hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu bilemeyiz, bu yüzden dini hadisler uzerinden yorumlamak mantıklı değil. Zaten attığım hadisin günümüz bilgilerine göre yanlış olduğunu biliyoruz. Bu da her hadisin doğru olmadığını ve hadislerin genel olarak dikkate alınmaması gerektiğini ifade eder. Tanıdığım çoğu Müslüman arkadaşlarım genelde hadisleri reddediyor bu nedenlerden dolayı. Attığın linkteki yazıyı okudum ama "yeryüzü balığın sırtındadır, sallanınca deprem olur." ifadesi düpedüz eski çağ inancıdır. Buhari ve Hakimden geçen bu hadisin hiçbir mantıklı yanı yok.

Bu yüzden Kur'an'ı 4-5 çeviriden okudum dostum. İnan bana yüzde 95 oranında çeviriler aynı. Sadece insanların ayetleri cımbızlayıp anlamını değiştirmesini farklı. Mesela avret yerlerinizi örtün diye bir ayet var hangisi olduğunu unuttum kusura bakma ama bu din yorumcuları kafa bölgesini de avret yer sayıyor. Hatta yüz kısmını bile avret yer sayan var. Oysa sadece avret yerlerinizi örtün demiş. İlk anlamı buyken ayeti bükmek bence yanlış bilgiyi getirir.

Bir de bu kitapta genel olarak edebi bir dil yok. Hani Dostoyevski kitabı çevirilecek olsa tamam ama bu kitapta edebi bir dil bazı kısımları hariç kesinlikle yok. Bu nedenle belli başlı kelime grupları hariç belli bir çeviri ortaya çıkıyor. Dediğim gibi neredeyse yüzde 95'i benzer.

Dostum sabahtan beri burada açık sistem ve kapalı sistem diyorum :D. Dünya kapalı bir sistem değildir yani düzensizlikten düzene gidebilir. Çünkü canlılar geçici olarak entropiye karşı koyabilir. Dünyada sürekli gelişen bir olaydır. Bigbang teorisi, evrenin sürekli genişlemesi, doğa olayları, evrim teorisi gibi bir sürü alanda düzenliliğe gidiş vardır. Çünkü dünya ideal bir kapalı sistem değildir, açık sistemdir. Zaten canlılar bir anda evrimleşmiyor, bunlar çok uzun süreçler. Bir anda 2 kolu varken 6 kolu olmuyor. Bu nedenle ani değişimler olmadığı için her türde azıcık daha kompleksleşiyor ve düzenli hale geliyor. Ama ne kadar düzenli hale gelirlerse gelsinler her canlı eninde sonunda ölür ve entropiye yenik düşer.

Kısacası termodinamiğin ikinci yasası izole sistemlerin entropisinin sürekli artma eğiliminde olması gerektiğini söyler. Tabii dünya izole bir sistem değildir, güneşten sürekli bir enerji akışı vardır. Böylece dünya kendi entropisini düşürebilir ama bu durum da termodinamik yasalarıyla çelişmeyecektir çünkü güneş yaydığı enerji ile dünyanın düzensizliğini düşürürken kendi düzensizliğini arttırmaktadır.
Konu ifşa vs. meselesi değil adam böyle anlatmış sadece bunun yorumu ile düşüncemi şekillendirecek değilim de diğer videolarda da evrim din ile çelişir diyor ister saygı duy ister duyma.
Evrimin net açıklamasını bilmiyorum ama insanların maymundan evrimleştiğini söylüyor eğer bu doğru diyelim hadi bu sefer Adem ile Havva'nın yaratılışına ne diyeceğiz kafam iyice karıştı.
Hocam evrimde maymundan gelme diye bir şey yoktur. Sadece maymunlarla atamız ortak ve bize en yakın tür yine maymunlar. Çünkü ortak DNA miktarımız yüzde 96 aynı gibi bir şey. O yüzde 4'lük fark ne kadar büyük siz hayal edin. Yukarıda arkadaşın attığı videoya bakabilirsiniz. Açıklayıcı bir videodur.
 
Son düzenleme:
Hadislerin hangisinin doğru hangisinin yanlış olduğunu bilemeyiz, bu yüzden dini hadisler uzerinden yorumlamak mantıklı değil. Zaten attığım hadisin günümüz bilgilerine göre yanlış olduğunu biliyoruz. Bu da her hadisin doğru olmadığını ve hadislerin genel olarak dikkate alınmaması gerektiğini ifade eder. Tanıdığım çoğu Müslüman arkadaşlarım genelde hadisleri reddediyor bu nedenlerden dolayı. Attığın linkteki yazıyı okudum ama "yeryüzü balığın sırtındadır, sallanınca deprem olur." ifadesi düpedüz eski çağ inancıdır. Buhari ve Hakimden geçen bu hadisin hiçbir mantıklı yanı yok.
Hadisler de Kur'an-ı Kerim gibi günümüze ulaşmıştır. Kur'an 100%100 hadisler 100%95-90 falan ulaşmıştır. Mesela Buhari'de ışık diye geçiyor. Başka birisinde kandil diye geçiyor. Aynı manada ikisi de. Hem zaten sahih hadis diye bir şey var. Bazı hadisler zayıf olabiliyor.
Ve hadislere inanmamak söz konusu olmamalı. “... Resul size neyi getirdiyse onu alın, hangi şeyden siz sakındırdıysa ondan sakının...”(Haşr, 59/7)
Kaynakta atayım. "Bir kişi hadisi reddedince üç şeyi reddetmiş olur; Allah'ı, Resulü ve hadisi söyleyeni." Bu söz hadis midir? | Sorularla İslamiyet

Hem o hadis söz sanatı mı ne oluyor. Sadece o hadiste yok. Açıklamasının linlini bırakayım.

Mesela şu hadiste de söz sanatı var.

Peygambere bildirilen umûr-u gaybiye, bir kısmı tafsil ile bildirilir. Bu kısımda hiç tasarruf edilmez ve karışamaz. Kur’anın ve hadîs-i kudsînin muhkematı gibi. Ve diğer bir kısmı icmal ile bildirilir, tafsilât ve tasviratı onun içtihadına havale edilir. İmana girmeyen hâdisat-ı kevniyeye ve vukuat-ı istikbaliyeye dair hadîsler gibi. Bu kısımda, Peygamberimiz (Aleyhissalâtü Vesselâm) belâgatıyla -temsiller suretinde- sırr-ı teklif hikmetine muvafık tafsil ve tasvir eder. Meselâ: Bir sohbette derin bir gürültü işitildi. Ferman etti ki: “Bu gürültü, yetmiş seneden beri Cehennem tarafına yuvarlanan bir taşın bu dakikada Cehennem’in dibine yetişip düşmesinin gürültüsüdür.” Bu garib haberden beş-altı dakika sonra birisi geldi dedi: “Yâ Resulallah! Yetmiş yaşında bulunan filan münafık vefat etti, Cehennem’e gitti.” Peygamber’in yüksek beligane kelâmının tevilini gösterdi.
İhtar: Hakaik-i imaniyeye girmeyen cüz’î hâdisat-ı istikbaliye, nazar-ı nübüvvette ehemmiyetsizdir.

Şualar – 579




Bu yüzden Kur'an'ı 4-5 çeviriden okudum dostum. İnan bana yüzde 95 oranında çeviriler aynı. Sadece insanların ayetleri cımbızlayıp anlamını değiştirmesini farklı. Mesela avret yerlerinizi örtün diye bir ayet var hangisi olduğunu unuttum kusura bakma ama bu din yorumcuları kafa bölgesini de avret yer sayıyor. Hatta yüz kısmını bile avret yer sayan var. Oysa sadece avret yerlerinizi örtün demiş. İlk anlamı buyken ayeti bükmek bence yanlış bilgiyi getirir.
4-5 çevirisinden okudum diyorsunuz da Arapça'sına baktınız mı ki? O anlamda dememiştim.
Ve evet ayetleri büküp, cımbızlayıp yorumlayanlar yok değil.


Ve yazınızın entropi ile ilgili kısmına yanıt olarak biraz daha bilgi edineyim. Cevap verebilirim o zaman.
 
Birçok Müslüman alimin evrim üzerine çalışmaları var. Çelişseydi üzerine çalışmazlardı.
 
El-Cahiz, Farabi, İbn Miskeveyh (Umarım doğru yazmışımdır.), İbn El - Heysem, Ragıb El - İstefani, Mevlana, İbn Haldun, Gazzâlî, Halis Kardeşler (İhvan El - Safa) ve daha bir çok İslam aliminin çalışmaları var.
Araştıracağım, sağol da çalışmaları hangi yönde? Ona da bakmak lazım.
 
Hadisler de Kur'an-ı Kerim gibi günümüze ulaşmıştır. Kur'an 100%100 hadisler 100%95-90 falan ulaşmıştır. Mesela Buhari'de ışık diye geçiyor. Başka birisinde kandil diye geçiyor. Aynı manada ikisi de. Hem zaten sahih hadis diye bir şey var. Bazı hadisler zayıf olabiliyor.
Ve hadislere inanmamak söz konusu olmamalı. “... Resul size neyi getirdiyse onu alın, hangi şeyden siz sakındırdıysa ondan sakının...”(Haşr, 59/7)
Kaynakta atayım. "Bir kişi hadisi reddedince üç şeyi reddetmiş olur; Allah'ı, Resulü ve hadisi söyleyeni." Bu söz hadis midir? | Sorularla İslamiyet

Hem o hadis söz sanatı mı ne oluyor. Sadece o hadiste yok. Açıklamasının linlini bırakayım.

Mesela şu hadiste de söz sanatı var.

Peygambere bildirilen umûr-u gaybiye, bir kısmı tafsil ile bildirilir. Bu kısımda hiç tasarruf edilmez ve karışamaz. Kur’anın ve hadîs-i kudsînin muhkematı gibi. Ve diğer bir kısmı icmal ile bildirilir, tafsilât ve tasviratı onun içtihadına havale edilir. İmana girmeyen hâdisat-ı kevniyeye ve vukuat-ı istikbaliyeye dair hadîsler gibi. Bu kısımda, Peygamberimiz (Aleyhissalâtü Vesselâm) belâgatıyla -temsiller suretinde- sırr-ı teklif hikmetine muvafık tafsil ve tasvir eder. Meselâ: Bir sohbette derin bir gürültü işitildi. Ferman etti ki: “Bu gürültü, yetmiş seneden beri Cehennem tarafına yuvarlanan bir taşın bu dakikada Cehennem’in dibine yetişip düşmesinin gürültüsüdür.” Bu garib haberden beş-altı dakika sonra birisi geldi dedi: “Yâ Resulallah! Yetmiş yaşında bulunan filan münafık vefat etti, Cehennem’e gitti.” Peygamber’in yüksek beligane kelâmının tevilini gösterdi.
İhtar: Hakaik-i imaniyeye girmeyen cüz’î hâdisat-ı istikbaliye, nazar-ı nübüvvette ehemmiyetsizdir.

Şualar – 579





4-5 çevirisinden okudum diyorsunuz da Arapça'sına baktınız mı ki? O anlamda dememiştim.
Ve evet ayetleri büküp, cımbızlayıp yorumlayanlar yok değil.


Ve yazınızın entropi ile ilgili kısmına yanıt olarak biraz daha bilgi edineyim. Cevap verebilirim o zaman.
Hocam ben şunu anlamıyorum Kur'an'da bas bas Kur'an'ın eksik olmadığı, kusursuz ve tüm gerekli bilgilere sahip olduğu, sadece vahyedilene inanın vs. yazıyor.

Ayrıca ben hadislerin müslüman kitlesini böldüğü de düşünüyorum, çünkü islam günümüze ulaşana kadar çok farklısın mezheplere bölündü ve bu mezheplere bölünme biraz da hadisler yüzünden gerçekleşti. Attığım hadiste söz sanatı var diyelim tamam ama buna benzer bir sürü hadis var, evrim vardır diyen hadisler de var, deve sidiği için diyen hadisler de var (dalga geçmiyorum, gerçekten böyle bir hadis var.), sabah 7 acve hurması yiyene zehir etki etmez diyenleri de var. Bunlar Buhari'nin kitaplarında geçiyor.

Bir de işin şu boyutu var :

75:19, "Onu zihninde toplayıp okumanı sağlama işi bize aittir."

45:6, "İşte şunlar, sana gerçekten okuduğumuz ayetlerdir. Allah’tan ve O’nun ayetlerinden sonra (buna değil de) hangi habere inanacaklar?"

6:38, "Yeryüzünde yürüyen hayvanlar ve gökyüzünde iki kanadıyla uçan kuşlardan ne varsa hepsi sizin gibi topluluklardır. Biz kitapta hiçbir şeyi eksik bırakmadık. Nihayet (hepsi) toplanıp rablerinin huzuruna getirileceklerdir."

10:15, "Kendilerine ayetlerimiz açıkça okunup anlatılınca bize geleceklerine inanmayanlar, bundan başka bir Kur’an getir veya bunu değiştir” dediler. Onlara şöyle de: “Onu kendiliğimden değiştirmeye hak ve yetkim yoktur, ben ancak bana vahyedilene uyuyorum. Eğer rabbime itaatsizlik edersem şüphesiz dehşetli bir günün azabından korkarım.”

Bu ayetlerde düpedüz Kur'an'ın kusursuz olduğu ve onu tek kaynak olarak ele almamız gerektiği anlatılıyor. Bana kalırsa sadece Kur'an'ı en iyi şekilde anlamak gerek.
 
Evrim de bilim de Tanrı'nın insanoğluna kendini geliştirmesi için verdiği bir lütuf ise?
Ayrıca Din deyince herkes İslam üzerinden düşünmüş.
Çeliştiğini iddia edenler bir hayvanın nasıl durduk yere akıl sahibi olabileceğini de bilimsel olarak kanıtlarlarsa iyi olur.
Örneği biziz. Ama sanırım sen bizim gruptan değilsin.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı