Evrime inanır mısınız?

Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Evrim teorisi adı üstünde bir teoridir. Yasa canlılardaki değişimi içeren "evrim"dir. Arkadaşın bahsettiği evrim teorisi.
Hayır. Arkadaş "Evrime inanıyor musunuz?" diye sormuş. Lütfen bir yanlışta bu kadar ısrarcı olmayın.
 
Bilimde "inanc" olmaz. Evrim teorisine inanmamak, manyetizma teorisine inanmamak ile semantik olarak ayni şey ve esit derecede absürt.

Bilim bolumunde bu tarz konulara onay verilmesi yanlış. Evrim teorisinin kisiye mantikli gelmeyen bir yonunu tartismaya acar, ogrenirsin. Komple teoriyi "Inaniyor musunuz" diye cahil cuhelanin onayina sunmak bilimsel nosyon eksikliginden baska bir şey degil.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Bu konunun 1 haftadır boş bir şekilde devam ettiğimi gördüğüm için net bir cevap vereyim en iyisi. Evrim teorisine inanmak zorunda değilsiniz fakat evrim dediğimiz şeye inanmak lazım. Çünkü evrim özet şekliyle gelişim denilebilir. Evrim teorisi ise Darwin'in geçmişten günümüze olan uzun zamandaki evrimin işleyişini anlatmak için kullanılan teoridir. %100 doğru olmak zorunda değildir. Fakat şuan bu konuda en elde tutulan teori Darwin'inin. Bilimsel yanını bir yana bırakıp psikolojik yanına geçersek, açıkçası insanın kendini çok özel bir varlık olarak hissetmesinden dolayı gerçeği kendine genellikle yakıştıramamasından dolayı genel olarak bu tarz konularda böyle şeyler hisseder. Kimse kafese aldıkları, inceledikleri ve kendisinden zeka anlamında geri olan bir şeyle aynı atadan geldiğini gerçeğini (kesin olmamakla beraber) istemez. İşin dini kısmını incelersek, arkadaşlar Kuran Darwin'in teorisine ters düşmüyor. Bu Celal Şengör'ün zamanında söylediği gibi Doğu Avrupa'nın dini işlerinden çalıntı. Çoğu kişi bu sakallı dayıların veya halk arasında hocaların söylediği birçok şeye inanmazken, bu evrim hakkında söylenenleri direkt kabul etmeyi tercih etmesi yukarıda bahsettiğim insan psikolojisinden ötürü. Konudan uzaklaşmadan son cümlelerimi yazıp noktayı koyuyorum. Gerçekten üstün olduğumuzu düşünüyorsanız, kendi düşüncelerinizden dolayı doğruyu yalanla örtbas edecek kadar düşük bir varlık olduğumuzu unutmayın. Bu düşük zeka göstergesidir. Bu nedenle IQ test yapıldığında 89 yani sınır zekanın 1 kademe yükseği çıkıyoruz. Bilmediğiniz veya konu hakkında yarım yamalak bilginiz olduğu durumlarda lütfen "Bilmiyorum veya araştırmadım." kelimelerinden birini kullanın. Malumumuz ülkemizde her 6 kişiye 1 kitap okuma oranı düşsede, her konuda çok bilgili olmamızdan ötürü bu bilgelik veya aptal cahilliği ortalamayı hayli aşağı çekiyor. Sağlıcakla kalın.
 
Saçma geliyor. Maymundan insana dönüşmek bana çok saçma geliyor.
İşte bu yorum ve bunu beğenenler ülkenin bilgi seviyesinin tipik özeti.

Evrim hakkında en ufak bir bilgisi yok ama evrime inanmıyorum der durur ülke insanı. Neymiş efendim maymundan insana dönüşmek saçmaymış. Evrim hakkında en ufak bir bilgisi olan biri bile evrimin maymundan insan olduğunu söylemediğini bilir. Ortak atadan geliyoruz der evrim. Araştırma desen yok, merak desen hiç yok bu ülkede. Tamamen dogmatik düşüncelere göre hareket edip, birbirlerini dolduruşa getirip gece gündüz evrim düşmanlığı yaparlar ama evrim hakkında da hiçbir şey bilmezler.

Pandemi dönemi boyunca da mutasyon kelimesini kullanmadan durmazlar güya evrim yalan. Hiç sormaz kendine ben mutasyonu kabul ediyorsam evrimi nasıl kabul etmem diye. Çünkü bilmiyor ki bu da bir evrim mekanizması.

Evrim yok, akıllı tasarım var diyenlere çok basit örnekler vereceğim. Yüzlerce daha sıralayabiliriz.

Bebeklerde gaz sorunu

Çocuk büyüten ve gecelerini uykusuz geçiren herkes şunun farkındadır. Çocuklar doğdukları ilk birkaç ay boyunca veya daha uzun süre gaz sorunu yaşayarak kendilerini ve ailelerini perişan ederler. Bu gaz ya anneden geçer ya da çocuğun sindirim sistemindeki tasarım hatasından kaynaklanır. Hiçbir kusuru olmayan bir çocuğa bu eziyet niye? Dogmatiklerin verdiği yanıt hazır takdiri ilahi.

Evrim ne diyor? Yavrusunu sırtında veya göğsünde taşıyan bir maymun daldan dala atlarken yavrunun karnını sıkıştırdığı için arkadan gaz çıkarmasına neden olur. Bu da karın sancısını önler. Bu nedenle primat yavruları gaz sancıları çekmez.

Ne zamanki doğal yaşamdan ve doğal evrim sürecinden ayrıldık çocuklarımızı günlük işler yaparken onları göğsümüzden, sırtımıza dayamaktan uzaklaştırıp yataklarda sırt üstü yatırmaya başladık o zaman gaz sorunu ortaya çıktı. Giderebilmek için kucağımıza alıp sırtına vurmayı çare olarak bulabildik. Çünkü yapısal evrimsel değişim, hız bakımından sosyal evrime ayak uyduramadığı için bebeklerde zamanında gerekli uyum oluşamadı.

20190905_165522.jpg

Balıkların kuyruk yüzgeçleri yatay doğrultuda hareket eder. Deniz memelilerin kuyrukları ise dikey doğrultuda hareket eder. Bunun temel sebebi yaklaşık 50 milyon yıl önce karada yaşayan bir memelinin kuyruğu evrimsel süreçte kuyruk yüzgeçine dönüşmüştür. Çünkü bu memelilerin kemik yapısı sadece dikey doğrultuya izin verir.

20190911_225808.jpg

Bu resimde gördüğünüz canlilar balina. Balinalar bu şekilde uyur. Akciğere sahip bir hayvan oldukları için yarım saatte bir su yüzeyine çıkıp nefes almak zorundalar. Bu işlemi yapmazlarsa ölürler. Balinalar bu şekilde uyurken beynin bir lobu uyurken, diğer lob uyanık kalır ve böylece balina nefes alir. Sonra diğer lob nöbeti devralir. Evrim gerçek olmasa memeli ve akciğerli hayvanlarin denizde ne işi olur yahu?

1932325_1491957921092709_9143603311783658580_n.jpg

Kuyruk sokumu kemiği kuyruğu olan tüm omurgali hayvanlarda kuyruk ile omurgayi birbirine bağlayan bir kemik parçasidir.

Kuyruğumuz olmadığı halde neden bir kuyruk kemiğine sahibiz? Cevabi evrim.

Bu kemiğe sahip olmamizin nedeni atalarimiza dayaniyor. 30 milyon yıl önce, ağaç tepelerinde yaşayan primat atalarımızda kuyruk vardı. 15 milyon önce ise kuyruğumuzu yitirdik. Bu durumu; 15 milyon yıl önce yaşamış ve orangutan, goril ve şempanzelerle birlikte ortak atamız olan Proconsul isimli primat türünde de görüyoruz. Onda da aynen biz, goril, şempanze vs. gibi kuyruk sokumu kemiği var ama kuyruk bulunmuyor.

Ağaç tepelerinde yaşayan primat akrabamalarimiz için kuyruk bir denge unsuruydu. Atalarimiz yerde yaşamaya başlayınca kuyruğun bir işlevi kalmadi artik ve zamanla kuyruk körelmiş bir organa dönüştü.

Proconsul isimli atalarımızda da ayni bu kuyruk sokumu kemiği var fosili de bunu kanitlar nitelikte.

Peki sadece fosil ile mi yeterliyiz? Elbette ki hayir. DNA'mizda da bu kuyruk geni bulunuyor, DNA'miz %95 oranında hurda DNA'dan oluşuyor yani atalarimizdan kalma DNA, bu kuyruk geni de bu hurda DNA kısmında gen olarak mevcut.

Gen var diyorsun şimdi hakli olarak şu soruyu sorabilirsiniz gen varsa kuyruk nasil cikmiyor o zaman?

Başka bir gen kuyruk genini baskiladigi için embriyonun ilk ayı içerisinde gelişen kuyruk daha sonra kayboluyor.

Kuyruk genini baskilayan gende eğer mutasyon olursa o zaman kuyruk çıkar. Google bir sürü kuyruklu insan ve bebek örneği var onlara bakmamiz size yararli olur.

IMG_20190617_001453.jpg

Mağaralarda yaşayan tetra balığı olarak da bilinen Astyanax mexicanus gözleri olmasina rağmen doğuştan kör doğar. Bu balığın göz çukurları halen bulunmaktadır ancak bu çukurlar arasinda gözler asla içinde oluşmaz. Karanlık mağaralardaki sularda yaşayan bu türün, gözlere ihtiyacının olmamasından ötürü, zaman içerisinde giderek körelmiştir.

Bu türün varlığı bile kusursuz yaratıcı fikrini çürütmeye yeter de artar. Kusursuz bir yaratıcı doğuştan kör yaratacağı varlığa ne diye göz versin.

IMG_20190810_114740.jpg

Karada yaşayan tüm omurgalilarin ortak atasi 375 milyon yıl önce karaya çıkan et yüzgeçli balıklardır.

Bundan dolayı uzuv yapilari benzerdir. Tüm türlerde 5 parmakli el ve ayak yapısı görülür, bazi parmaklar türün yaşadığı çevrede geçirdiği evrim neticesinde körelmiştir.

1594586560118.png

Omurgalı hayvanlarda böyle bir sinir mevcut. Bu sinir bloğu beyinden gırtlağa kadar uzanıyor. Bu sinirin olayı ne değinelim biraz.

Beyinden çıkan bu sinir ile gırtlak arasında en fazla 5-10 CM var. Sinir gırtlağa kısa yoldan varmak yerine görseldeki zürafa gibi kısa yoldan gitmiyor metrelerce dolaşıp kalbin etrafından dönüp, tekrardan yukarı çıkıp beyne ulaşıyor.

Neden böyle yapıyor kısa yol varken uzun yolu seçiyor sebebi evrim. Bir tasarımcı yapsaydı eğer böyle bir yol izlemezdi elbette.

Gırtlak siniri 400 milyon yıl önce balık benzeri canlılarda beyinden kalbin yakınındaki solungaçlara bağlantı sağlamak için evrimleşmişti. O zamanlar sinir bloğu kısa yolu izliyordu, uzun yolu değil.
1594588223217.png

Tiktalik benzeri balıklar karaya çıktı, milyonlarca yılda karada boyunları uzadı, gırtlak sinirleri kalp civarındaki atardamarlardan dolaştığı için uzayan boyunlara adapte olmak zorunda kaldı. Böylece 5-10 CM'lik mesafeyi 5 metre dolaşır hale geldiler. İnsanda da bu sinir var ve kısa yolu seçmez uzun yolu seçer.

Bir tasarımcı daha önceki çizim tahtasına geri dönebilir, önceki tasarımını çöpe atıp daha mantıklı bir çizim yapabilir. Evrim ise daha önceki çizim tahtasına geri dönemez. Tasarımcının öngörüsü vardır, ancak evrimin öngörüsü yoktur.
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı