Burada ve benzer başlıklarda (hatta başka forumlardaki benzer başlıklarda) sık olarak şu şikayeti görüyoruz: "Binama fiber optik kablo çekildi, OFDK takıldı ve abonelere (dairelere) ince fiber optik kablolar (=OBK) çekildi ama ben halen sorgulamalarda binamda fibernetin var olduğunu göremiyorum!..."
Böyle bir durumla karşılaşyorsanız, 1) Çok düşük olasılıkla sizin binanızın fiberneti kısa sürede aktif edilmemiş hatta "sehven unutulmuştur"! 2) Yüksek olasılıkla santral veya sahada henüz tamamlanmamış işler (henüz devreye alınmamış donanımlar) mevcuttur.
Kendi altyapı yatırımları olan Turkcell Superonline ya da TurkNet'in santral veya saha altyapıları hakkında detaylı bilgiye sahip değilim; o nedenle de sadece T. Telekom altyapısını örnek alacağım.
Fibernet (FTTB veya FTTH olsun) pasif bir altyapıdır. Yani kaynak tarafında elektrik enerjisi ile çalışan cihazlar (en temel cihaz OLT'lerdir) vardır, en son abone tarafındaki ONT ve HGW'ler de elektrik enerjisi ile çalışır. Aradaki tüm kablolama (yani aktarım işlemi veya transmisyon) tamamen pasiftir. Üstelik fiber optik kabloların kullanıldığı durumlarda hemen hemen sinyal kayıpsız mesafe rahatlıkla 10-15 hatta 20 km'yi bulabiliyor.
Ancak kablo sinyal kaybı açısından bu kadar olumlu bir performansa rağmen fibernette abonenin T. Telekom Santralına doğrudan bağlanması genelde sıfır olan bir uygulamadır. Bakır altyapıda yani ADSL/VDSL kullanıcılarında abone santralda DSLAM denilen kartlara bakır kablo ile bağlıdır ve bir abone DSLAM kartındaki çok sayıda portun birisine doğrudan bağlanmıştır. DSLAM kartları Telekom'un santralının içinde de olabilr ama günümüzdeki yaygın uygulamada bunlar bir bina içinde değil caddelerde gördüğümüz Tip5, Tip7 vb. saha dolaplarının içinde yer almakta. Bu sayede abone için saha dolabı aslında bağlı olduğu santraldır ve bu sayede abone-santral arası bakır kablo mesafesi olabildiğince düşük tutularak olabilecek en düşük bakır hat kablo sinyal zayflaması hedeflenmiştir...
Günümüz uygulamasında fibernetde OLT'ler hemen tamamen T. Telekom Santrallerinde yer alıyor, zira hat zayflaması ihmal edilecek kadar düşük. Ama "santral" deyince akıllara illa ki öyle büyük çaplı, kapısında "T. Telekom Santralı" tabela olan yapılar gelmesin. Örneğin, bir AVM'deki bir Ziraat Bankası şubesinde küçük ama klimatize edimiş 15-20 m2'lik izole bir odada da içinde personel çalışmayan "lokal santrallar" da mevcuttur (veya buna benzer senaryolar var... örneğin lırsal bölgelerde, yazlık sitelerde vs.).
Fakat iş santral veya bunların konumuyla bitmiyor. Zira FTTH uygulamalarında OLT'deki bir port 128, (çok şanlıysanız) 64, çok nadiren de 32 aboneye bölüştürülmekte. Şimdi belli abonenin binasında 8 olası FTTH abonesi olduğunu varsayalım. Toplam bölünme 128 ise sahada bölünmüş ve başka binalara paylaştırılmış 120 FTTH portu daha var. İşte bu diğer bölünmeler sahada OFSD (=Optik fiber saha dolabı) denilen pasif kabinlerde ve bazen de yer (menhol) altında veya havai olarak direklere takılı MUFA denilen pasif donanımlarda gerçekleşiyor.
Eğer bu saha bölünmesinde henüz tamamlanmamış bir işler varsa burada son kullanıcı da kendi binasında altyapı tam olarak gözükmesine/var olmasına rağmen FTTH aboneliğine başvuramıyor.