YedekŞahsiyet
Kilopat
Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Meslek
- Öğrenci
130 saatte bitirdim. Final Fantasy VII Rebirth verdiğim şu puana göre bir başyapıt değil benim için. Kusursuz oyun zaten hiç değil. Ama şöyle bir yanı var ki; bu oyun neredeyse hayalini kurduğum her şeye iyi ya da kötü sahip. Geniş dünyalar, yolculuk macerasını bozmayan farklı dizaynlar, keşif, uzun süren serüven, atmosferini verecek kadar kendini ortaya koyan hikâye ve çeşitlilik.
Oyunun grafikleri genel olarak tutarsız, başta zayıf gözüken bölgeler ile başlıyor oyun ve git gide güzelleşiyor. Bu güzel bir şey ama genel olarak oyunun görselliğinde tam bir oturmamışlık var. Oyunun grafikleri bir eksi değil, hatta yer yer çok iyi gözüküyor oyun. Ama genel tasarım yapısıyle biraz unpolished hissettirdiği anlar var.
Oyunun sonundaki hikâye açıklamaları ve olayları ise fazla dengesiz geldi bana. Hem aynı anda çok şey söylüyor oyun ama ona rağmen bir şeyi doğru düzgün tam olarak net anlatmıyor da. Ve sürekli bir şeyleri tekrar ederek hikâyedeki heyecan verici unsurları monoton noktaya sokmuş yer yer bence. Her ne kadar hikâyeyi pek umursamayan biri olsam da; sonları heyecanlandırmaya çalışırken bu tarz şikayetçi olabildiğim durumlar olduğunda gözüme batıyordu ne yazık ki.
Bir de oyunun son boss anlayışını sevmedim. Kendi party build'imi kurmama müsaade edip ona göre challenge ayarlamıyor oyun. Kendi kafasına göre partilere dağıtıyor sürekli ve bir sürü farklı sekans var. Ve ben artık sabit bir son boss istiyorum. Sürekli farklı şekillere ve konumlara girip, üstüne script olacak kadar basit kalan kısımları da serpiştirince oyun; neyse savaştığımı kafamda kalıcı olarak hatırlayamıyorum bir süre sonra. Akılda kalıcı bir son boss olmuyor Nomura oyunlarında benim için son zamanlarda, çünkü sürekli bir şeyler değişiyor.
Bunlar dışında oyunla alakalı aklıma bir sorun gelmiyor. Kritik olarak gelmiyor en azından. Ki bu sorunlar da öyle pek kritik bir durum teşkil etmedi bana. Eğer hikâyesini ve karakterlerini umursayabilseydim ve sevebilseydim; Final Fantasy 10'dan bile daha çok severdim belki.
Final Fantasy VII Rebirth gördüğüm en büyük çaplı JRPG oyunu sanırım. Persona 5'te az daha uzun saatler yaşamıştım ama o oyunun teknik alt yapısı ile sunduğu dizayn ve tasarımın yanında Final Fantasy VII Rebirth apayrı bir boyutta. Böylesi daha iyi diye demiyorum, karşınızda nasıl bir oyun olduğunu anlayın diye diyorum.
Benim için ise böylesine uzun soluklu epik bir macera ise hayalimdi hep. Her ne kadar orijinal Final Fantasy VII'yi öyle çok fazla sevmesem de; o oyunun materyallerini böylesine epik bir skala ile genişletmiş olmaları sayesinde çok daha sevilesi bir hale gelmiş benim için.
Savaş mekanikleri önceki oyuna göre daha çeşitli ve bu çeşitlilik ile mekanikler daha canlı bir hale gelmiş. 130 saat boyunca hiç sıkmadı bu mekanikler ve bu büyük bir başarı bile sayılmaz, inanılmaz bir başarı. Hem mekaniklsel, hem sistem ve de build çeşitliliği olarak oyunun savaş mekanikleri piyasadaki en iyi JRPG savaş mekaniği olarak yerini aldı benim için. Tabii savaş mekanikleri deyince aklınıza sadece gerçek zamanlı tarafı gelmesin. O açıdan bakacak olursak durumu iç açıcı olmazdı zaten. Ortada daha çok komut ve gerçek zamanlı birleşimi ile stratejik aksiyon sistemi var. Yani sıra tabanlı ile gerçek zamanlı aksiyonu az biraz bir arada tutma ama tam olarak aynı şey değil tabii.
Boss'lar bence bir önceki oyuna göre sıklıkla bir alt seviyede kalıyor kalite olarak. Akılda kalıcılık olarak da, neredeyse çoğu boss çok benzer geliyor bana tasarım ve taktik olarak. Ama önceki oyuna göre bir alt seviyede kalması bile yine güzel kılıyor, çünkü bence ilk oyunun boss'ları harikaydı. Ya da algımda öyle bir seçicilik var, belki bu oyuna göre ayrıca harika değildi. Ama fark etmez pek çünkü yine de oyunun boss'larını iyi ve sevilesi buldum.
Bunlar dışında opsiyonel olan çokça mini oyun, savaş ve boss'lara da sahip oyun. Yan görevler de çok sayıda ve pek çoğunun sunumu ve genel yapısı gayet kaliteli. İstisnasız her diyalog seslendirme içeriyor bir de bu büyüklüğe rağmen. Bir de açık dünya etkinlikleri arasında özel hikâye sunumlu yan görevler de ayrı bir artı boyutunda bence. Başka stüdyo olsa bu sunumu yan görevle sınırlamak yerine ana göreve bir şekilde eklerdi belki de.
Oyun sadece opsiyonel alanlarda çeşitliliğini koymuyor ortaya. Ana hikâye sırasında bir sürü farklı alternatif sekanslar söz konusu. Ve hepsi oyunun macerasını çok iyi renklendiriyor ve gayet eğlendiriyor. Tempoyu da diri tutuyor haliyle. JRPG macerası olarak bu oyun bence modern bir klasik. Renkli karakterler, eğlenceli ve komik olaylar, neşeli ve tatlı anlar, arkadaşlıklar, romantizm, drama v.s. JRPG deneyimi olarak tam bir paket bu oyun.
Final Fantasy VII Rebirth oynadığım en iyi JRPG'lerden biri net olarak ve aynı zamanda da hayallerimi süsleyebilme açısından buna en çok yaklaşabilen oyun ayrıca.
Oyunun grafikleri genel olarak tutarsız, başta zayıf gözüken bölgeler ile başlıyor oyun ve git gide güzelleşiyor. Bu güzel bir şey ama genel olarak oyunun görselliğinde tam bir oturmamışlık var. Oyunun grafikleri bir eksi değil, hatta yer yer çok iyi gözüküyor oyun. Ama genel tasarım yapısıyle biraz unpolished hissettirdiği anlar var.
Oyunun sonundaki hikâye açıklamaları ve olayları ise fazla dengesiz geldi bana. Hem aynı anda çok şey söylüyor oyun ama ona rağmen bir şeyi doğru düzgün tam olarak net anlatmıyor da. Ve sürekli bir şeyleri tekrar ederek hikâyedeki heyecan verici unsurları monoton noktaya sokmuş yer yer bence. Her ne kadar hikâyeyi pek umursamayan biri olsam da; sonları heyecanlandırmaya çalışırken bu tarz şikayetçi olabildiğim durumlar olduğunda gözüme batıyordu ne yazık ki.
Bir de oyunun son boss anlayışını sevmedim. Kendi party build'imi kurmama müsaade edip ona göre challenge ayarlamıyor oyun. Kendi kafasına göre partilere dağıtıyor sürekli ve bir sürü farklı sekans var. Ve ben artık sabit bir son boss istiyorum. Sürekli farklı şekillere ve konumlara girip, üstüne script olacak kadar basit kalan kısımları da serpiştirince oyun; neyse savaştığımı kafamda kalıcı olarak hatırlayamıyorum bir süre sonra. Akılda kalıcı bir son boss olmuyor Nomura oyunlarında benim için son zamanlarda, çünkü sürekli bir şeyler değişiyor.
Bunlar dışında oyunla alakalı aklıma bir sorun gelmiyor. Kritik olarak gelmiyor en azından. Ki bu sorunlar da öyle pek kritik bir durum teşkil etmedi bana. Eğer hikâyesini ve karakterlerini umursayabilseydim ve sevebilseydim; Final Fantasy 10'dan bile daha çok severdim belki.
Final Fantasy VII Rebirth gördüğüm en büyük çaplı JRPG oyunu sanırım. Persona 5'te az daha uzun saatler yaşamıştım ama o oyunun teknik alt yapısı ile sunduğu dizayn ve tasarımın yanında Final Fantasy VII Rebirth apayrı bir boyutta. Böylesi daha iyi diye demiyorum, karşınızda nasıl bir oyun olduğunu anlayın diye diyorum.
Benim için ise böylesine uzun soluklu epik bir macera ise hayalimdi hep. Her ne kadar orijinal Final Fantasy VII'yi öyle çok fazla sevmesem de; o oyunun materyallerini böylesine epik bir skala ile genişletmiş olmaları sayesinde çok daha sevilesi bir hale gelmiş benim için.
Savaş mekanikleri önceki oyuna göre daha çeşitli ve bu çeşitlilik ile mekanikler daha canlı bir hale gelmiş. 130 saat boyunca hiç sıkmadı bu mekanikler ve bu büyük bir başarı bile sayılmaz, inanılmaz bir başarı. Hem mekaniklsel, hem sistem ve de build çeşitliliği olarak oyunun savaş mekanikleri piyasadaki en iyi JRPG savaş mekaniği olarak yerini aldı benim için. Tabii savaş mekanikleri deyince aklınıza sadece gerçek zamanlı tarafı gelmesin. O açıdan bakacak olursak durumu iç açıcı olmazdı zaten. Ortada daha çok komut ve gerçek zamanlı birleşimi ile stratejik aksiyon sistemi var. Yani sıra tabanlı ile gerçek zamanlı aksiyonu az biraz bir arada tutma ama tam olarak aynı şey değil tabii.
Boss'lar bence bir önceki oyuna göre sıklıkla bir alt seviyede kalıyor kalite olarak. Akılda kalıcılık olarak da, neredeyse çoğu boss çok benzer geliyor bana tasarım ve taktik olarak. Ama önceki oyuna göre bir alt seviyede kalması bile yine güzel kılıyor, çünkü bence ilk oyunun boss'ları harikaydı. Ya da algımda öyle bir seçicilik var, belki bu oyuna göre ayrıca harika değildi. Ama fark etmez pek çünkü yine de oyunun boss'larını iyi ve sevilesi buldum.
Bunlar dışında opsiyonel olan çokça mini oyun, savaş ve boss'lara da sahip oyun. Yan görevler de çok sayıda ve pek çoğunun sunumu ve genel yapısı gayet kaliteli. İstisnasız her diyalog seslendirme içeriyor bir de bu büyüklüğe rağmen. Bir de açık dünya etkinlikleri arasında özel hikâye sunumlu yan görevler de ayrı bir artı boyutunda bence. Başka stüdyo olsa bu sunumu yan görevle sınırlamak yerine ana göreve bir şekilde eklerdi belki de.
Oyun sadece opsiyonel alanlarda çeşitliliğini koymuyor ortaya. Ana hikâye sırasında bir sürü farklı alternatif sekanslar söz konusu. Ve hepsi oyunun macerasını çok iyi renklendiriyor ve gayet eğlendiriyor. Tempoyu da diri tutuyor haliyle. JRPG macerası olarak bu oyun bence modern bir klasik. Renkli karakterler, eğlenceli ve komik olaylar, neşeli ve tatlı anlar, arkadaşlıklar, romantizm, drama v.s. JRPG deneyimi olarak tam bir paket bu oyun.
Final Fantasy VII Rebirth oynadığım en iyi JRPG'lerden biri net olarak ve aynı zamanda da hayallerimi süsleyebilme açısından buna en çok yaklaşabilen oyun ayrıca.