Final Fantasy X/X-2 İncelemesi

Ahmet Said Aybak

Hectopat
Katılım
8 Temmuz 2016
Mesajlar
30
Yer
İzmir
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Meslek
Doktor
İlk oynadığım JRPG oyunu, ilk severek oynadığım RPG olduğundan mıdır nedir aşırı gereksiz bir sevgi besliyorum bu oyuna karşı. O yüzden değişik bir inceleme yazacağım gibi duruyor.

İlk oynadığım günü hatırlıyorum. Hayatında RPG oynamayı becerememiş bir çocuk yeni aldığı PS2'sine oyunun korsan CD'sini takar. O 'To Zanarkand'ın başlama anında çok fena vurulmuştum.

Oyun başladığında ise daha karakteri hareket bile ettirememiştim. O kadar yabancıydım o türe artık siz düşünün. Neyse bir süre sonra karakteri hareket ettirmeyi öğrenmenin mutluluğuyla oyuna başladım. Yaklaşık 10 saat oynadıktan sonra bir bossu zor bela geçemeyip oyunun karakter gelişim sistemini anlamadığımı farkedince oyunu bıraktım. Uzun bir süre sonra yani tam 20 Aralık 2014 akşam üstü saat 17:00 civarında oyunu PS3 için aldım. Yaklaşık 40 saat oynadım. Sonra 2-3 item almak oyunun başında daha kolay oluyor diye 40 saatlik emeğimi hiçe saydım ve baştan başladım. 130 saat de oradan gitti. Her şeyini yaptım oyunun. Her şeyini. Yetmedi, challenge'lar yaptım, sadece tek bir karakteri kullanarak, karakterleri hiç geliştirmeyerek vs baştan baştan oynadım. Tüm bunlara rağmen oyunun deli gibi PC'ye çıkmasını bekliyordum. Niye diye sorarsanız ben de bilmiyorum. Kafayı yemiştim resmen. Her neyse... Şöyle genel bir şekilde değerlendirecek olursam oyunun en çok tartışma konusu olan ana karakterin isminin nasıl telafuz edildiğine hiç girmeyip hikayeden girmek istiyorum.

Oyun Zanarkand isimli şehirde, Blitzball (su küresinin içinde oynanan futbol) yıldızı olan Tidus'ın yine kendisi gibi Blitzball yıldızı olan rahmetli babasının anısına düzenlenen turnuvaya gitmesiyle başlar. Lakin maç o kadar iyi gitmez çünkü maçın ortasında Sin denen yaratık bütün şehrin altını üstüne getirir. Maçtan kaçarken kendisine göz kulak olan Auron'ı görür ve koşmaya başlarlar. Derken Auron Tidus'ın yakasından tutar ve kendi elleriyle Sin'e teslim eder. Tidus uyandığında kendini Spira denilen bir dünyada bulur ve Al Bhed denilen bir topluluk tarafından esir alınır. Bu topluluk kendilerine özgü bir dil konuşur lakin içlerinden biri Tidus'la aynı dili biliyordur. Muhabbet ederken Tidus ona Zanarkand'dan geldiğini söyler. Kız anlam veremez çünkü Zanarkand aslında 1000 yıl önce Sin tarafından yok edilmiş bir şehirdir. Ve o sırada Sin saldırır...

Spoilersız hikaye bu şekilde başlıyor. İlerledikçe gelmiş geçmiş en iyi hikayenin nasıl ilerlediğini göreceksiniz. Ha abartıyorum evet. İncelemenin başında yeterince anlattım bu konuyu.

Oyunda bulunan karakterlere gelirsek:

Tidus: Sarı saçlı, genç, değişik bir karakter. Küçükken babası Jecht'ten çok çekmiştir ve babası ona sulugöz lakabını vermiştir. Detaya inersem spoiler olur gibi hissediyorum. Bu kadar.

Yuna: Oyunda açık ara en sevdiğim ve en saygı duyulası karakter. Kendisi bir summonerdır. Summoner ne demek derseniz bu oyunda Sin'i yok etmek, daha doğrusu bi süreliğine ortadan kaldırmak için yolculuğa çıkan kişilere deniyor. Bütün Spira insanlarının yükünü omzunda taşıyor. Buna rağmen en kötü durumlarda bile gülümsüyor. Saygı duyulası olmasının asıl sebebi spoiler yine. Ama bi "I will conquer it" diyişi var akıllara zarar.

Auron: Eski summoner ve Yuna'nın babası Braska'nın gardiyanlığını yaptıktan sonra babasının yokluğunda Tidus'a bakmış katanalı matanalı havalı abimiz. Çok sevilesi bir herif. Havalı lafları var baya.

Wakka: Irkçı, faşist ama babacan karakter. Bıyıksız.

Kimahri: Ronso kabilesinden ayrılarak hayatını Yuna'yı korumaya adamış bir yaratık. İçlerinden Yuna'ya en sadık olanı açık ara Kimahridir. Sevdiğim yanı da budur.

Rikku: Grubun neşesi. Al Bhed kızıdır. Bu yüzden Wakka ile anlaşamaz. Victory fanfare'ine hastayım ayrıca.

Karakterler böyle. Aslında yazılası 2 yan karakter var ama spoiler vermeden anlatmak baya zor.

Bir başka efsane olaya değineyim. Müzikleri tabii ki.

Nasıl bir RPG peki bu? Pek farkı yok diğer Final Fantasy'lerden. Sphere Grid denilen karakter geliştirme ekranının anlatıldığı kısımları atladıysanız anlamanız zorlaşabilir. Onun dışında alışılması kolay, oynanışı rahat, savaş sistemi güzel. Başarımlara girişmenizi tavsiye etmem. Ben giriştim ve bir bakmışım 200-300 tane Earth Eater kesip kasıtsız bir şekilde 600 Dark Matter toplamışım. Tüm başarımları almam da tam doğum günüme denk gelmişti. 8 Mart 2015 saat sabah 7'yi 7 geçe...

PC'ye gelen yeni özelliklerden bahsedeyim. Oyunu oynanış halindeyken 4 katına kadar hızlandırabiliyorsunuz. Rastgele düşmanlarla karşılaşmak istemiyorsanız devre dışı bırakabiliyorsunuz. Yapay zekya bırakabilirsiniz oyunu. Karakterlerinizin overdrive barını direk doldurabiliyorsunuz, oto kayıt özelliği felan da eklenmiş. Bu arada bir takım hileler de eklenmiş. Sınırsız para, tüm itemlar, tüm skiller vs.

O kadar da abartılacak bir oyun değil 10/10

Not: Sitede henüz yeniyim, kuralların hepsini çok dikkatli okumadım ve yanlış bir iş yapmamak için youtube'dan vermek istediğim birkaç linki şu an paylaşmıyorum. Tam olarak okuduktan sonra güzel bir düzenleme ile incelemeyi daha iyi hale getireceğim :)
 
Uyarı! Bu konu 8 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı