Gelecek Planı Hakkında Görüş Alışverişi

Warrior123

Femtopat
Katılım
30 Mart 2021
Mesajlar
93
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Merhaba arkadaşlar. Yazıyı daha önce yazmıştım bana ait, alıntı değil yani. Orada biraz farklı yazdığım için anlam farklılıkları olabilir. Yeniden yazmak istemedim uzun süreceği için. Bu yüzden kopyala yapıştır yapmak durumunda kaldım. Şimdiden teşekkür ederim sizlere.

Kendime uygun mesleği bir türlü bulamıyorum. Hangisini söylesem iş yok diyorlar. Yani araştırmacı, sorgulayıcı, öğrenmeye ve bilime merak duyan bir kişiliğim var. Ama uygun mesleği bilmiyorum.

Ben bu karar sürecinde dil bölümünü de düşündüm. Sonra vazgeçtim tabii. Yine iş oranı eşit ağırlık mesleklerine göre pek yok dediler. Ben dedim ki o zaman eşit ağırlıktan bir bölüm kazanırım, hem uzmanlaşmış bir alanım olur hem de bir şeyler öğrenirim (atıyorum psikoloji ya da sözelden tarih vb.) Sonra da dedim ki üniversiteyi kazanınca da dil kursuna gider her türlü o dili tam öğrenir, sevdiğim şeyi de hobi olarak sürdürürüm.

Şimdi şuraya bağlamak istiyorum ki, ben atıyorum psikoloji kazandım, ya da tarih. (Ama iyi bir üniversite de.) Daha sonrasın da yüksek lisansı dilden yaparım. Yani eğer varsa veya yüksek lisans yapılabiliyorsa, atıyorum Boğaziçi Dil'de yapmak isterim. İki alanda uzmanlaşmış olurum. Sonrasında da atıyorum Psikoloji veya Tarih'teki mesleğimi bu dille harmanlayıp TOEFL, IELTS'den yüksek puan alıp yurt dışı imkanı bulurum. Ya da gitmem ama yine de de bir bölüm okuyup yüksek lisansı dilden yaparım.

Bu nasıl bir fikir sizce?
 
Merhaba arkadaşlar. Yazıyı daha önce yazmıştım bana ait, alıntı değil yani. Orada biraz farklı yazdığım için anlam farklılıkları olabilir. Yeniden yazmak istemedim uzun süreceği için. Bu yüzden kopyala yapıştır yapmak durumunda kaldım. Şimdiden teşekkür ederim sizlere.

Kendime uygun mesleği bir türlü bulamıyorum. Hangisini söylesem iş yok diyorlar. Yani araştırmacı, sorgulayıcı, öğrenmeye ve bilime merak duyan bir kişiliğim var. Ama uygun mesleği bilmiyorum.

Ben bu karar sürecinde dil bölümünü de düşündüm. Sonra vazgeçtim tabii. Yine iş oranı eşit ağırlık mesleklerine göre pek yok dediler. Ben dedim ki o zaman eşit ağırlıktan bir bölüm kazanırım, hem uzmanlaşmış bir alanım olur hem de bir şeyler öğrenirim (atıyorum psikoloji ya da sözelden tarih vb.) Sonra da dedim ki üniversiteyi kazanınca da dil kursuna gider her türlü o dili tam öğrenir, sevdiğim şeyi de hobi olarak sürdürürüm.

Şimdi şuraya bağlamak istiyorum ki, ben atıyorum psikoloji kazandım, ya da tarih. (Ama iyi bir üniversite de.) Daha sonrasın da yüksek lisansı dilden yaparım. Yani eğer varsa veya yüksek lisans yapılabiliyorsa, atıyorum Boğaziçi Dil'de yapmak isterim. İki alanda uzmanlaşmış olurum. Sonrasında da atıyorum Psikoloji veya Tarih'teki mesleğimi bu dille harmanlayıp TOEFL, IELTS'den yüksek puan alıp yurt dışı imkanı bulurum. Ya da gitmem ama yine de de bir bölüm okuyup yüksek lisansı dilden yaparım.

Bu nasıl bir fikir sizce?
Dikkatli olun aileniz yada bir başkası size engel olmasın. Çünkü benimkiler hep bana karşı çıktılar. Banka hesabı açmama bile karışıyorlardı. Ders çalışmama bile boş iş git bir işe gir çalış diyorlardı.
 
Aslında çok güzel fikir lise yıllarında herkesin aklına gelmiştir fakat gerçekçi değil çünkü nepotizm(adam kayırma) var, işsizlik var, ekonomi kötü, eğitim kalitesiz...
Şu an için okumak hiç mantıklı bir hareket olmaz en iyisi sanayide usta olmak hem iş çok hem küçük yaşta para kazanırsın elin oğlu cart curt üniversitesinde "mühendis" olarak mezun olacak olsa da işsiz kalacağı garanti veya düşük maaş ile başlayacak işinden memnun olmayacak...
Biraz araştırırsan göreceksin ki; beyaz yakalıların daha düşük bir maaş ile daha anlamlı bir işte çalışmayı kabul ettiği araştırmalar var yani okuduktan sonra mesleğini yapacağını zannediyorsan yanılıyorsun patronların istediği çok daha farklı olacak zaten herkes bilmem ne mühendisliği okuyup "mühendis" oluyor ama en çok beyaz yakalılar satış departmanında çalışıyor ilginç.
Bir de yüksek lisans yaparım hayallerine kapılma zira bu çok pahalı hadi burslar vs parayı hallettin ama yüksek lisans yapmak istediğin yerde tanıdığın yoksa Türkiye'de yapamazsın yurt dışı için de çok çalışman lazım kaldı ki daha dersleri görmediğin için çalışır hallederim diyorsun veya üniversiteyi kazanayım her şey yoluna girer ama işler öyle yürümüyor gıcık olduğu için bırakan hocalara da denk gelebilirsin notu yanlış hesaplayan hocaya da dolayısıyla akademik kariyer çok zor akademik kariyer hakkında daha fazlası bilgi için youtube'daki tüm videoları izleyebilirsin.
 
Dikkatli olun aileniz yada bir başkası size engel olmasın. Çünkü benimkiler hep bana karşı çıktılar. Banka hesabı açmama bile karışıyorlardı. Ders çalışmama bile boş iş git bir işe gir çalış diyorlardı.
Sadece aileyle de sınırlı değil. Öyle saçma bir ülkede yaşıyoruz ki. Hiçbir şey öğretmiyorlar. Hiçbir konu hakkında bilgilendirilmiyoruz. Ki dolayısıyla da ne yapacağımızı bilmiyoruz. Yani adam akıllı öğretseler şu an burada sormazdım. İşi bildiğimden dolayı, ne yapmam gerektiğini bildiğimden dolayı hemen işe koyulurdum. Ama burası Türkiye.
Aslında çok güzel fikir lise yıllarında herkesin aklına gelmiştir fakat gerçekçi değil çünkü nepotizm(adam kayırma) var, işsizlik var, ekonomi kötü, eğitim kalitesiz...
Şu an için okumak hiç mantıklı bir hareket olmaz en iyisi sanayide usta olmak hem iş çok hem küçük yaşta para kazanırsın elin oğlu cart curt üniversitesinde "mühendis" olarak mezun olacak olsa da işsiz kalacağı garanti veya düşük maaş ile başlayacak işinden memnun olmayacak...
Biraz araştırırsan göreceksin ki; beyaz yakalıların daha düşük bir maaş ile daha anlamlı bir işte çalışmayı kabul ettiği araştırmalar var yani okuduktan sonra mesleğini yapacağını zannediyorsan yanılıyorsun patronların istediği çok daha farklı olacak zaten herkes bilmem ne mühendisliği okuyup "mühendis" oluyor ama en çok beyaz yakalılar satış departmanında çalışıyor ilginç.
Bir de yüksek lisans yaparım hayallerine kapılma zira bu çok pahalı hadi burslar vs parayı hallettin ama yüksek lisans yapmak istediğin yerde tanıdığın yoksa Türkiye'de yapamazsın yurt dışı için de çok çalışman lazım kaldı ki daha dersleri görmediğin için çalışır hallederim diyorsun veya üniversiteyi kazanayım her şey yoluna girer ama işler öyle yürümüyor gıcık olduğu için bırakan hocalara da denk gelebilirsin notu yanlış hesaplayan hocaya da dolayısıyla akademik kariyer çok zor akademik kariyer hakkında daha fazlası bilgi için youtube'daki tüm videoları izleyebilirsin.
Vallaha haklısınız aslında. Bazen empati kuruyorum. Bir öğretmen mesela. 20-25 sene çalışıyor, ki çoğu da bu bölümü istemiyor. Ki onu geçtim çoğu iş bile bulamıyor okuyanların. Hadi oldun öğretmen alacaksın aylık 4 bin. Zamanla artıyor işte. 15 yaşında bir işe gir sana verirler bu parayı bazı yerlerde. Zamanla işi kavrarsın, öğrenirsin (ki ticari zekan da varsa tadından yenmez.) 25'inde öğretmen olacağına (ki diğer memurlarda böyle paralar alıyorlar, arada en fazla 3-4 bin oynuyor. Neyse açtın mı işini zaten paraya para demezsin. Öğretmen olsan (ki işsiz kalma oranın yüzde %80, torpil de var tabii.) zaten 25'inde olacan. 10 sene, her ay 4'le çarp. Zaten ailen sana bakacak. Ama öğretmen ol, al aylık 4 bin. Çocuk, eş, ev, geçim... Hiç çekilmez.

Yani gerçekten de o kadar para harcıyorsun eğitime okuyorsun ama işsiz kalıyorsun. Ha iş sahibi olsan da alacağın para 4 bin, 5 bin ya da 6 bin. Şunu net söylüyorum ki, Türkiye'de tek bir bireyin adam akıllı hayat sürmesi için gerekli para 20 bin'dir. Kendiniz hesaplayın ve görün. Bakın evli, çocuklu demiyorum. Tek yalnız yaşayan. E memur olsan da boş.

Kısaca kafan çalışıyorsa (ki babada da biraz para varsa) bırakacaksın okulu (eğitim gereklidir ama bu sistemle değil, sınav odaklı öğretirsen zaten gençler de ciddiye almaz konuları ve ülke doğal olaraktan geriler) gireceksin bir işe ve zamanla yükseleceksin. İyi bir hayat yaşama ihtimalin (zamanla olsa bile) devlete bağlı kalmaktansa emin olun ki yüzde 60-70 daha yüksektir.
Var mı başka fikri olan?
 
Son düzenleme:

Yeni konular

Geri
Yukarı