yigidyum
Kilopat
- Katılım
- 24 Ağustos 2017
- Mesajlar
- 2.263
- Makaleler
- 1
- Çözümler
- 5
Selam dostlar.
Yaklaşık 2 hafta önce sevgilim beni terk etti. Şimdi detaylara boğmak istemem sizi. O yüzden uzun uzadıya olay örgüsünü anlatmayacağım.
Sadece şunu söyleyeyim, başta benden hevesli olan taraf oydu. Sürekli ben seni daha çok seviyorum tarzı cümleler kullanırdı. Ayrılmadan bir iki gün önce buluşmuştuk. O kadar iyiydi ki. Bırakmak istemedi beni. Oturduk sahile, uzun uzun sarılıp öptük birbirimizi. Bana dedi ki: "Hep bir sonu var biliyorum, ama bu sefer gerçekten gitmeni istemiyorum.". Ben taksiye binmeden uzun uzun kaç kez sarıldı bana kaç kez OPT'ü bilmiyorum.
O günün akşamı eve gitti, annesiyle bir şeyler konuşmuş ben de dahil olmak üzere. Çok kötü olduğunu ve yatmak istediğini söyledi. Tutmadım. Gece uyanıp başka bir çocukla dertleşmiş. -Yine kısa özet geçiyorum- ertesi gün bunu öğrendim ve iyice azarladım. Açıklaması şu oldu: "Seni bu kadar ailemin içine sokmak istemedim, annem de istemedi." Ve "o beni senden daha iyi tanıyor.". Nasıl içimden bir parça koptu anlatamam. Çocuk başka şehirde ve eski bir arkadaşı. Aklınız o tarafa gitmesin yani, sanmam.
O gün iyi bir kavga ettik, dedim sen bir düşün yaptığını. Hiç ses etmedi gün boyu. Normalde dayanamaz, en fazla 1-2 saate yazardı. Bu sefer ertesi gün dayanamayıp ben yazdım yine. Sordum ne düşünüyorsun diye, özür diledi. Gitmesini istemediğim bir buluşmaya gitti o gün. İşte o zaman anladım, sadakatini kaybettiğini. Çünkü ben sevdiğim biri bu kadar ısrar etse gitmezdim açıkçası.
Gittikten sonra her soruma gerçek anlamıylar bir saat sonra cevap veriyordu neredeyse. Eve geçerken yaz dedim, yazmadı, yine ben yazdım eve geçtin mi diye. Aradı beni, babam yanındaydı fazla konuşamadan kapattım ve yazdım, sesin çok kötü bir şey mi oldu yine diye. Cidden kötüydü sesi. Eve gitti, soğuk konuşmaya devam etti. Ben de dayanamayıp sordum artık beni istemiyor musun diye.
Ayrılalım dedi. Ellerim uyuştu aniden. Neden diye sordum: "Kafam bu aralar çok karışık doğru düzgün düşünemiyorum ve saçma sapan şeyler yapıyorum, seni de üzmek istemiyorum." Dedi. Tatmin etti mi, hayır. Vedalaştık, ağladım, o kadar ağladım ki yüzüm ve kollarım uyuşmaya başladı.
Daha geçtiğimiz günlerde asıl nedenini öğrendim. Çok sıkmışım, çok tartışmışız. Ailevi sorunlarıyla da birleşince dayanamamış patlamış.
Arkadaşlar cidden çok sıkan biri değilim ben. Sadece bazen gerçek anlamda ayarını kaçırırdı -ki kız arkadaşlarım bile bana hak veriyor- o zaman kızardım işte. Yani bu kısmı... Bilemedim. Bütün kız arkadaşlarım onun abarttığını ve haklı olduğumu söylüyor. Ki bu konuyu konuştuk, tatmin oldu. Yüz yüze de konuşmak istediğimde gerek yok konuştuk zaten bunu deyip sarıldı bana. Ayrıca hep derdi ki: "Sıksan da zaten, gülü seven dikenine katlanır. Boş ver."
Ne oldu peki?
Çok tartışma konusu... Haksız olduğum 1 konu belki ancak vardır. Şöyle ufak bir örnek vereyim; arkadaşının flörtünü çok beğendiğini ve yakışıklı olduğunu söyledi bana. Sevgilisine yani. Sonra ben sinirlenince suçlu oluyorum.
Arada bu tarz ufak ve büyük çaplı tartışıyorduk evet, ama ilişkinin tuzu biberi düzeyinde, abartı değil.
Yani bu da inandırıcı değil.
Şimdi dostlar, ortada geçerli bir sebep yok, benimle konuşmaktan kaçan sevdiğim kız var. Bunun da nedeni muhtemelen haklı çıkacağımı bilmesinden kaynaklı.
Son güne kadar çok iyiydi aramız. Ne oldu bir anda peki? Sevgisi mi yalandı, yoksa bir şeyden mi kaçıyor?
Sevgisi yalansa zaten konu kapanır benim için, ama dostlar cidden değildi ya. İki dakika daha fazla sesimi duyabilmek için evde iş yaparken telefonu kapatmayıp oturup dinleyen bir kızdan bahsediyorum.
Ne oldu sizce, seven insan bırakıp gidebilir mi böyle? Göze alabilir mi kaybetmeyi.
Son olarak çok dengesizdi, hep konuşurduk bunu. Yine bir duygu boşluğuna mı geldi diyorum, bu kadar da olmaz be!
Yaklaşık 2 hafta önce sevgilim beni terk etti. Şimdi detaylara boğmak istemem sizi. O yüzden uzun uzadıya olay örgüsünü anlatmayacağım.
Sadece şunu söyleyeyim, başta benden hevesli olan taraf oydu. Sürekli ben seni daha çok seviyorum tarzı cümleler kullanırdı. Ayrılmadan bir iki gün önce buluşmuştuk. O kadar iyiydi ki. Bırakmak istemedi beni. Oturduk sahile, uzun uzun sarılıp öptük birbirimizi. Bana dedi ki: "Hep bir sonu var biliyorum, ama bu sefer gerçekten gitmeni istemiyorum.". Ben taksiye binmeden uzun uzun kaç kez sarıldı bana kaç kez OPT'ü bilmiyorum.
O günün akşamı eve gitti, annesiyle bir şeyler konuşmuş ben de dahil olmak üzere. Çok kötü olduğunu ve yatmak istediğini söyledi. Tutmadım. Gece uyanıp başka bir çocukla dertleşmiş. -Yine kısa özet geçiyorum- ertesi gün bunu öğrendim ve iyice azarladım. Açıklaması şu oldu: "Seni bu kadar ailemin içine sokmak istemedim, annem de istemedi." Ve "o beni senden daha iyi tanıyor.". Nasıl içimden bir parça koptu anlatamam. Çocuk başka şehirde ve eski bir arkadaşı. Aklınız o tarafa gitmesin yani, sanmam.
O gün iyi bir kavga ettik, dedim sen bir düşün yaptığını. Hiç ses etmedi gün boyu. Normalde dayanamaz, en fazla 1-2 saate yazardı. Bu sefer ertesi gün dayanamayıp ben yazdım yine. Sordum ne düşünüyorsun diye, özür diledi. Gitmesini istemediğim bir buluşmaya gitti o gün. İşte o zaman anladım, sadakatini kaybettiğini. Çünkü ben sevdiğim biri bu kadar ısrar etse gitmezdim açıkçası.
Gittikten sonra her soruma gerçek anlamıylar bir saat sonra cevap veriyordu neredeyse. Eve geçerken yaz dedim, yazmadı, yine ben yazdım eve geçtin mi diye. Aradı beni, babam yanındaydı fazla konuşamadan kapattım ve yazdım, sesin çok kötü bir şey mi oldu yine diye. Cidden kötüydü sesi. Eve gitti, soğuk konuşmaya devam etti. Ben de dayanamayıp sordum artık beni istemiyor musun diye.
Ayrılalım dedi. Ellerim uyuştu aniden. Neden diye sordum: "Kafam bu aralar çok karışık doğru düzgün düşünemiyorum ve saçma sapan şeyler yapıyorum, seni de üzmek istemiyorum." Dedi. Tatmin etti mi, hayır. Vedalaştık, ağladım, o kadar ağladım ki yüzüm ve kollarım uyuşmaya başladı.
Daha geçtiğimiz günlerde asıl nedenini öğrendim. Çok sıkmışım, çok tartışmışız. Ailevi sorunlarıyla da birleşince dayanamamış patlamış.
Arkadaşlar cidden çok sıkan biri değilim ben. Sadece bazen gerçek anlamda ayarını kaçırırdı -ki kız arkadaşlarım bile bana hak veriyor- o zaman kızardım işte. Yani bu kısmı... Bilemedim. Bütün kız arkadaşlarım onun abarttığını ve haklı olduğumu söylüyor. Ki bu konuyu konuştuk, tatmin oldu. Yüz yüze de konuşmak istediğimde gerek yok konuştuk zaten bunu deyip sarıldı bana. Ayrıca hep derdi ki: "Sıksan da zaten, gülü seven dikenine katlanır. Boş ver."
Ne oldu peki?
Çok tartışma konusu... Haksız olduğum 1 konu belki ancak vardır. Şöyle ufak bir örnek vereyim; arkadaşının flörtünü çok beğendiğini ve yakışıklı olduğunu söyledi bana. Sevgilisine yani. Sonra ben sinirlenince suçlu oluyorum.
Arada bu tarz ufak ve büyük çaplı tartışıyorduk evet, ama ilişkinin tuzu biberi düzeyinde, abartı değil.
Yani bu da inandırıcı değil.
Şimdi dostlar, ortada geçerli bir sebep yok, benimle konuşmaktan kaçan sevdiğim kız var. Bunun da nedeni muhtemelen haklı çıkacağımı bilmesinden kaynaklı.
Son güne kadar çok iyiydi aramız. Ne oldu bir anda peki? Sevgisi mi yalandı, yoksa bir şeyden mi kaçıyor?
Sevgisi yalansa zaten konu kapanır benim için, ama dostlar cidden değildi ya. İki dakika daha fazla sesimi duyabilmek için evde iş yaparken telefonu kapatmayıp oturup dinleyen bir kızdan bahsediyorum.
Ne oldu sizce, seven insan bırakıp gidebilir mi böyle? Göze alabilir mi kaybetmeyi.
Son olarak çok dengesizdi, hep konuşurduk bunu. Yine bir duygu boşluğuna mı geldi diyorum, bu kadar da olmaz be!
Son düzenleyen: Moderatör: