Gitar Çalgı Grubu Nedir? Farkları Nelerdir?

kocamis.druid

Hectopat
Katılım
23 Kasım 2013
Mesajlar
96
Yer
Ankara
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
-Bu başlık, bu sitede de örneği görüldüğü üzere; yalnızca Türk insanına özel olmamakla birlikte yurdumuzda çokça yaygın olan bir kanıya, karşı argüman olarak hazırlanmıştır. Yine de bu saz grubuna ilgi duyan, öğrenmek isteyen, eksiğini giderme ihtiyacında olan kimseler için de yardımcı olabileceği kanaatindeyim.

İddia: Günümüzde gitar icrasının öğrenimine klasik gitar ile başlanmalıdır.

Karşı Argüman

Kabaca, Gitar ve Gitar Çalgı Grubu Nedir

Gitar; ağaçtan imal edilip, farklı özelliklerde ki teller aracılığıyla ses üreten, belirli bir ses aralığına sahip bir batı müziği çalgısıdır. Sazların, telliler grubuna dahildir. Müzik tarihi içerisinde kendisine çok büyük bir alan bulamamış olsa da günümüzde en çok icra edilmeye çalışılan çalgıdır.

Rönesans dönemi itibariyle yaygınlaşan mikrotonal müzik algısının çok yakın tarihlere kadar yeterince tesir edemediği bir çalgı olduğundan belirli sınırları olan tonal sistemlere göre imal edilir. Dolayısıyla sabit perdeleri olan bir çalgıdır.

Yine modern hayatın ortaya koyduğu yeni müzik kültürleri dolayısıyla farklı değişimlerden geçmiş dolayısıyla farklı varyasyonları üretilmiştir. Bunlar en temelde perdeli, perdesiz, mikrotonal, klasik, akustik, elekrik (elektro), gitarlardır ve kendi içlerinde de farklı ihtiyaçları karşılayacak varyasyonları mevcuttur. Bu standart varyasyonlarında ötesinde farklı sazlarla birleştirilerek elde edilen (bass gitar, harp gitar gibi) türlerde mevcuttur. Şahsen bu varyasyonlar bütününe "Gitar Çalgı Grubu" demekte de bir yanlış görmüyorum. Yazının kalanında bu çalgı grubunun 3 (perdeli olmak kaydıyla, klasik, akustik ve elektrik) elemanı üzerinde durulmaya devam edilecektir.


Tasarım Farklılıkları

a. Klasik Gitar
Günümüzde klasik gitarların ilk üç teli misinadır. İmal yapıları da ilk üç telin metal teller ile değişiminde artabilecek tel tansiyonunu taşıyabilme amacı gütmez. Eğer klasik gitarınızın ilk üç telini çelik teller ile değiştirirseniz gitarınızın sapının gövdeye kavuştuğu yerden kırılma ihtimali vardır. Oturarak icra edilen bir saz olduğundan gövde (kasa) tasarımı da buna göredir. Bu tasarım belirli akustik kriterleri de karşılamak zorunluluğuyla üretildiğinden dolayı belirli bir tutuş ve duruş şeklini de beraberinde getirmiştir.

İcracının sağlak olduğu farzedilirse:
Sol ayağın altına bir yükselti, ayaklık (hatta gerekirse sol bacağa bir minder) konulur. Gitarın kıçı icracının bacakları arasında kalacak ve gövde kavisi sol bacağın üzerine oturacak şekilde konumlandırılır. Sağ bacak gitarın kıçını hafifçe destekler. İcracı bütün bir icra süresince mümkün mertebe dik durmalıdır.

Peki bu gibi duruş ve tutuş kıstasları neden var? Gitar anlatıldığı gibi konuşlandırıldığında icracı öne yüklenmediği sürece kucağında sabit duracak, gitarı sabit tutmak için ayrıyetten çaba sarf etmeye gerek olmayacaktır. İcracının vücuduyla gitarın konumunun oluşturduğu açı ise icranın daha rahat ve akıcı bir şekilde olmasını sağlayacaktır.

Her gitarın sağlamlığı açısından belirli bir gövde ve sap uzunluğu oranına göre imal edilmesi gerekir. Klasik gitarlar hem metal hemde misina teller kullandığından ve bu teller farklı tansiyonlar yarattığından mühendislik çözümü olarak ortaya konulan tasarım gereği sap ve gövde 13. perdede buluşur. Bu da 12. perdenin ilerisinde kalan notaların çalımını güçleştirir.

Modern konserlerde klasik gitarların sesi genel olarak ses deliği civarına denk gelecek şekilde bir mikrofon yerleştirmek suretiyle yükseltilir. İmal edildiği ağacın akustik karakteristiği ve misina tellerin imza niteliğinde ki yumuşak ve yuvarlak tınıları dolayısıyla genel olarak bu tınılara uygun hafif, yumuşak müzik tarzlarında tercih edilirler.

b. Akustik Gitar
Akustik gitarlar klasik gitarların modern ihtiyaçlara göre yenilenmiş bir varyasyonudur diyebiliriz. Modern hayatın en önemli ihtiyaçlarından birisine cevap vermeye çalışırlar. Her ortama, mümkün mertebe, uygun ve daha güçlü akustik. Zira klasik gitarlar belirli akustik kıstasları karşılayan sahne ve odalarda icra edilmeye yönelik üretilirler ve farklı çalgılarla icra edildiklerinde seslerinin diğer çalgı sesleri arasında kaybolması kolaydır. Akustik gitarlar adını da sözü edilen bu durumdan alırlar. Ayrıca akustik gitarlar yalnızca oturarak değil ayakta da çalınabilecek şekilde tasarlanır.

Tabii olarak bir tasarım farkı söz konusudur. Öncelikle akustiğin güçlü olabilmesi için kasanın biraz daha geniş ve yapılı olması gerekir. Bu yüzden kavisleri daha az yahut gövdeleri sırtlarından bombelidir. Yine aynı sebepten ötürü gövde ve sap oranlarında farklılık meydana çıktığından farklı mühendislik çözümlere varılabilir. Bu da daha uzun saplara izin verebildiği gibi 12. perdeden sonra ki perdelerin rahat çalınmasını sağlayabilecek ergonomik tasarımlara (kesik kasa akustik gitarlar) izin verebilir.

Yine bu tasarım farklılıkları sazın tutuluşu ve icracının duruşunda ki zorlukları büyük bir oranda ortadan kaldırmış, rahatlatmıştır.

6 telinin de metal olması klasik gitarın misina tellerinden doğan tınısına nazaran daha sert ve keskin bir tını ortaya koyar. Bu sebeple genel olarak orta sertlikte ki müzik tarzlarında tercih edilir.

Konserlerden bahsedecek olursak akustik gitarlar biraz daha şanslıdır. Bu sazların sesleri klasik yöntemle yükseltilebileceği gibi üzerinde kablo çıkışı ve ses ayarı bulunan, modern sistemlere daha uygun hale getirilmiş varyasyonları mevcuttur.

c. Elektrik Gitar
Herhalde ilk düşülmesi gereken elektrik gitarların akustik olarak neredeyse ölü olduğudur. Eğer bir elektrik gitarla sizden 20 metre ötedeki bir insana bir beste çalmaya çalışırsanız sizi duymaması çok muhtemeldir. Zaten elektrik gitarlar daha da yüksek isteğine cevaben doğmuştur.

Genelde bir ses deliğine sahip olmadığından akustiği güçlü değildir. Tellerin oluşturduğu titreşimler manyetik adı verilen mıknatıslar aracılığıyla yakalanıp bir yükseltici (amplifikatör) yahut düzenleyici (mikser) aracılığıyla işitilebilir seviyeye çıkartılırlar.

Ses deliği barındırmaması açısından diğer gitarlara nazaran çok daha sağlam olduklarından ve aslen ayakta çalınmaya ve mümkün olduğunca çok hareket kabiliyetine izin vermeleri için tasarlandıklarından; tasarımları hemen hemen bütün ihtiyaçları karşılamaya yöneliktir lakin kusursuz da değildir.

Tınısal açıdan en çok çeşidin elde edilebileceği gitar türü elektrik gitarlardır. Zira artık tını; sazın imal edildiği ağaçlardan başlamak üzere, manyetik ve diğer elektronikler (potansiyometre kapasitörleri gibi), varsa efekt ve modülasyon pedalları, yükselticiler gibi çok daha fazla değişkene tabidir.

Konser konusunda ayrıca söylenilebilecek bir husus kaldığını sanmıyorum. Zaten elektrik gitarlar modern konserler için üretilmiştir dersek pek de yanılmayız sanırım.


İcra Farklıkları

Daha önce bahsi edilmiş bütün duruş, tutuş, tını ve mühendislik sorunlara bulunan tasarım cevapları zaten bu sazların icrasında ki farkların bir bölümünü gözler önüne seriyor. Peki icra teknikleri açısından ne gibi farklar mevcut onları da açıklayayım.

Klasik gitarlar genellikle akıcılığın bozulmaması açısından parmak ile (finger style) çalınır. Pena da tercih edilebilir ancak sazın genelde tercih edildiği bestelerin istediği akıcılığı yakalamak daha zordur. Yine klavye kalınlıkları ve tellerin birbirine olan uzaklıkları da göz önünde bulundurulduğunda parmak ile çalmak çok daha kolay olacaktır.

Hızlı tempolarda ki eserleri parmak çalımıyla icra edebilmek için geliştirilmiş çok bilinen iki de kuralı vardır. Bir parmak aynı tele üst üste ikinci sefer dokunmamalıdır. Bu pena ile çalımlarda ki altlı-üstlü (alternate picking) karşılamak için geliştirilmiştir. İkinci kural ise basan el başparmağının; bir notaya basmadığı yahut bir notayı susturmadığı sürece sapın arkasından taşmaması gerekliliği. Bu da klasik gitarın daha önce bahsi edildiği üzere vücudunuza olan konumunun ve sap genişliğinin icraya olumsuz etki etmesini önlemek için geliştirilmiştir.

Bunlar dışarısında pena ile elde etmesi çok mümkün olmayan parmak çalımına daha uygun ritm ve tarama tekniklerinin (latin ritmleri ve taramaları gibi.) kullanımları klasik gitarlarda çok daha kolaydır.

Akustik gitarlar ortada bir konumda olduklarından klasik gitarlar kadar rahat bir şekilde parmak çalımına izin verirken elektrik gitarlar kadar rahat pena çalımına da izin verirler. Hatta iki çalım tekniği büyük zorluk çekilmeksizin bir arada da kullanılabilir ve yaygındır. Yine parmak çalımına uygun ritm ve taramalar klasik gitarlara nazaran biraz daha zor da olsa rahatlıkla çalınabilinir.

Elektrik gitarlar genel olarak pena çalımı ile çalınır. En büyük etkenin sap kalınlığı, genişliği ve tellerin birbirine olan uzaklıkları olduğu düşünülür ve bunların elektrik gitarlarda mümkün olduğunca düşürülmeye çalıştığı gözlenilirse pena çalımının neden bu denli yaygın olduğu anlaşılacaktır. Parmak çalımı tekniklerinin belirli bir kısmı elektrik gitarlarda da, diğer varyasyonlara nazaran daha zorda olsa, uygulanabilirken özellikle gelişmiş ritm ve taramaların uygulanması oldukça zordur. Keza pena çalımı büyük bir çoğunlukla elektrik gitarlar üzerinden bu açığını kapatacak farklı teknikler (sweep picking - süpürme tekniği) geliştirmiştir. Bu tekniklerinde bir kısmını diğer saz varyasyonlarında yapmak oldukça zordur.


Tarzlara ve Kültürlere Bağlı Farklılıklar

Her müzisyenin ait olduğu bir kültür ve ait hissettiği ikinci bir kültür vardır. Bu kültürlerin tarih içerisinde oluşturduğu müzik tarzları, eğer ki gitar gibi bir saz ile icra edilebiliyorsa, hangi gitar sazının seçileceği müzisyenin icra etmek istediği müzik tarzının ihtiyaçlarına göre belirlenir.

Farklı sazlar için bestelenmiş eserleri gitar sazları ile icra etmek nasıl mümkünse; gitar sazları arasında ki farklar göz önünde bulundurulmak kaidesiyle, herhangi bir gitar sazını baz almış bir müzik tarzında ki eser diğer gitarlar ile çalınması da mümkündür. Bu değerli ve çokça tavsiye edilen bir etüdtür öncelikle. Ancak bu durumun en nihayetinde bir uyarlama (cover) olduğunun unutulmaması gerekir.

Buna en güzel örnekler kanımca şunlardır;

Klasik yahut akustik gitarlar ile çalınmış heavy metal bestelerin uyarlamaları,
Elektrik gitarlar ile çalınmış klasik gitar etüdlerinin uyarlamaları...

Bu bilgiler ışığında, bu sazların tercih edildiği müzik tarzlarının genel bir analizini yapacak olursak;

Klasik gitar - Klasik gitar etüdleri, klasik müzik eserleri, modern klasik gitar eserleri, Hispanik kökenli müzikler, oda müzikleri ve de 20'ler - 40'lar arası dönem müzikleri gibi daha yumuşak tarzlarda sıkça tercih edilir.

Akustik gitar - Western, country, folk, blues, jazz, soft rock, rock gibi orta sert tarzlarda tercih edilirken,

Elektrik gitar - Blues, jazz, rock ve türevleri, metal ve türeleri, psychedelic gibi çok daha çeşitli tarzlarda tercih edilebilinir.


Herkes Klasik Gitar ile Başlamalı mı?

Her müzisyen adayının da her müzisyen gibi bir kültürü ve ait hissettiği ikinci bir kültürü mevcut ya da oluşmaktadır. Burada ki en büyük etken yaş olmasına karşın modern hayatta bilgiye ve içeriği ulaşmanın son derece kolay olması bu yaş sınırını büyük ölçüde elimine edebilmektedir.

Peki klasik gitarın tercih edildiği tarzlardan farklı bir müzik tarzına ve kültürüne kendisini yakın ya da iat hisseden müzisyen adayının eğitimine klasik gitar ile başlamasının avantajı nedir? Klasik gitarın daha önce bahsedildiği gibi diğer gitar sazları için neredeyse hiç de geçerli olmayan kuralcılığı bir avantaj sağlamaz. Aksine bu kuralcılık pek çok öğrencinin gitar sazlarından hepten soğumasıyla sonuçlanabilir. Klasik gitarın tınıları farklı tarzlara yatkın öğrencilerin kulağını da doyurmaktan yoksun kalabilir. Sap genişliği ve teller arasında ki boşlukların yüksek olması da büyük bir negatif etken olabilir.

Müzik teorisi ve armoni bilgileri sazdan bağımsızdır ve her saz ile öğrenilmesi mümkün olduğu gibi sadece yazılı, sözlü ve işitsel olarak da çalışılabilir, öğrenilebilir! Müzik teorisi ve armoni bilgilerine sahip bir kimse için çalgı eğitiminde geriye kalan tek mevzu çalgıyı tanıyıp, alışarak üzerinde uzmanlaşmaktır.

Peki bu argüman nereden doğar?

1- Modern müzik tarzlarına karşı hoşgörüsüzlük.

2- "Gerçek" müziğin klasik müzikten ibaret olduğunu düşünmek.

3- Genel olarak en büyük etken: Ekonomik kaygı.

Eğer ilk iki kıstas ile orantılı bir bakış açınız varsa gitar sazları da dahil olmak üzere hiç bir sazı öğrenmeye başlamayın. İnanın dünya bu kıstaslara sahip insanlar yüzünden yeterince çekiyor. Evinizde oturun ve klasik müziğinizi dinleyin efendim. Benim için de arada bir Wagner, Beethoven, Tchaikovsky, Paganini falan dinlerseniz mesut olurum.

Eğer ki üçüncü kıstasa tabii iseniz bolca araştırıp, arayıp düşündüğünüzden daha uyguna istediğiniz saza sahip olma imkanınız olduğunu unutmayın. Bir hevesle alınıp gerçekten yüzüne bakılmayan her çeşit gitarın, pedalın, yükselticinin bir bilir kişi tarafından onaylandıktan sonra çok daha ucuza elde edilebileceğini unutmayın. Yine de şahsi tavsiyem ilk çalgınızı sıfır almanız olacaktır bu sebeple mümkünse para biriktirin, değilse ve ikinci el almak zorundaysanız gerçekten işten anlayan ve güvendiğiniz birisine çalgıyı güzelce kontrol ettirin.

Eğitiminizi bir öğretici eşliğinde almanız tavsiyem olsa da durumunuz buna hiç müsaade etmiyorsa düzgün bir disiplin ile alaylı tabirine uygun bir şekilde almanız da mümkündür.

Çalgınızı nereden alırsanız alın lütfen bir luthier kontrolünden geçirtin. Zira müzik dükkanlardan alınan sazlar bile uzunca süre bakımları düzgün yapılmadığından düzgün tınlamaya biliyor!

Karşı Argümanın Özeti: Yukarıda gerek tasarım açısından gerek icra açısından gerekse tercih açısından gitar çalgılarının arasında ki farklar mümkün olduğunca detaya girilmeden anlatılmaya çalışılmıştır. Bu denli çeşitliliğin söz konusu olduğu bir durumda mantıklı olan şahsın hevesli olduğu saz ile başlayıp ilerlemesi, isterse diğer sazlara ilerleyen zamanlarda da geçiş yapmasıdır.


Sonsöz

Bir ileti aşağıya burada da geçmiş olması muhtemel terimleri açıklayan bir sözlük ekleyeceğim ki terimlerin karşılıklarını bilmeyen insanlar rahatça okuyabilsinler, anlayabilsinler. Gözden kaçırdığım, atladığım, unuttuğum noktaları hatırlatır ve yapmışsam hatalarımı bana bildirirseniz sevinç duyarım. Zira uzun ve yorucu bir yazı oldu.
İlerleyen vakitlerde bu konu başlığı altına yahut farklı bir başlık altında daha farklı gitarlar ve tasarımsal girişimlerle ile ilgili yazmaya devam edebilirim dilerseniz, lütfen bilgilendiriniz.


Teşekkür

Öncelikle bu kadar uzun bir yazıyı sabredip okuma inceliğini gösteren, varsa hatalarımı bana bildirecek düşünceliliğe sahip herkese teşekkürü borç bilirim. Bu yazının yazılmasına temel atan konu başlığında da adı geçen Selim Işık ve Nurkan Renda ve daha nicelerine hiçbir ücret talep etmeksizin çevrim içi yollardan insanlara müzik ve gitar sazlarını öğretmeye çalıştıkları için teşekkür ederim. Bu sazları ülkeye tanıtmış, müziğinde yer vermiş ve bu saz ile ilgilenmeye meyletmiş tüm müzisyen dostlara da tekrar ve tekrar teşekkür ederim.

Son olarak bu yazının yazılmasına sebebiyet vermiş başta öğrenci ebeveynleri olmak üzere, @suhakazan isimli kullanıcı da dahil herkese ayrıca teşekkür ederim.




SÖZLÜK
Akor (Chord):
En az iki notanın armoniyi sağlayacak bir şekilde aynı anda çalınmasına verilen isimdir.
Akort (Tuning): Sazların belirli aralıklarda ki notaları doğru frekanslarda var olan seslerle çalabilmesi için yapılan ses ve gürültü ayarıdır.
Akustik (Acoustic): Dalgılanım anlamında ki kelime. Bir yerde seslerin dağılım biçimine, sesin dağılımına verilen ad. Gitar sazları içerisinde ses dağılımını en güçlü yapabilen saz.
Akustik Karakteristik (Acoustic Characteristics): Materyallerin akustik emicilik ve yansıtıcılık bakımından özellikleri.
Amplifikatör (Amplifier): Sinyal gücü yükseltici. Elektrik gitarlarda manyetikler tarafından iletilen sinyalleri yükselterek sesi duyulabilir hale getirmeye yarayan cihaz.
Armoni (Harmony): Ahenk, uyum anlamındaki kelimedir. Müzikte en basit haliyle birden fazla sesin oluşturduğu ahenge, uyuma verilen isimdir. Bu durumun sağlanamamasına Anarmoni (Unharmony, Disharmony) adı verilir.
Enstrüman (Instrument): Belirli bir işi yapmaya yarayan araç anlamında ki kelime. Müzik enstrümanlarına Türkçe'de saz ya da çalgı denilir. (Saz denilince akla yalnızca bağlama grubunun gelmesi genel bir hatadır.)
Frekans (Frequency): Devirli herhangi bir olgunun, olayın birim zamanda ki devir sayısını belirten ölçüt. Söz konusu olgu ses olduğundan, sesleri var eden titreşimlerin birim zamanda ki titreşim sayısı bu ölçüt ile bildirilir. Birimi Hz (Hertz) olarak iletilir.
Gürültü (Noise): Düzenlilik ve bir süreklilik zorundalığı olmayan titreşimlerin oluşturduğu olgunun adıdır.
Luthier (Luthier): Türkçe'de de aynen kullanılır. Aslen saz yapımcısı manasına gelse de daha çok telli sazların imal ve bakımını yapanlar için kullanılır.
Manyetik (Pickup): Aslında bir transdüserdir. Bir enerji çeşidini bir diğer enerji çeşidine çevirmeye yarayan cihaz olarak tanımlanır. Elektrik gitarlarda farklı karakteristik ypılara sahip farklı çeşitleri bulunabilir ve tele uygulanan baskının yarattığı titreşimleri elektrik sinyaline dönüştürür.
Mikser (Mixer): Birden fazla ses sinyalini birleştirip tekil ya da çoğul çıktı sağlayacak şekilde düzenleyen cihaz.
Mikrotonal (Microtonal): Yarım sesten küçük ses aralıkları. Batı müziği eşit aralıklarla bölünmüş ses aralıkları kullandığından sazları da genel olarak tam ve yarım ses aralıklarına uygun tasarlanmıştır ve mikrotonaliteye uygun değildir. Ancak Türk müziğinin de dahil olduğu farklı müzik kültürlerinde sıkça kullanılır. Türk müzik makamlarında ki arıza sesler buna bir örnektir, si bemol2 gibi.
Nota (Note): Belirli frekans aralıklarında var olan seslerin genel geçer bir şekilde tanımlanabilmesi için yaratılmış imler, damgalardır. Müzik bir dil olarak ele alınacak olursa notalar bu dilin abecesini, alfabesini oluştururlar.
Perde (Fret): Telli sazların saplarında yer alan ve ses aralıklarının doğru bölünmesine ve doğru notaların tınlamasına yarayan yardımcı parçalar. Bunlar gitarlardaki gibi sabit olabileceği gibi bağlamalarda ki gibi kaydırmalı da olabilir.
Potansiyometre (Potentiometer): Dış müdahale ile değeri değiştirilebilen dirençler. Elektrik gitarların ses ve ton düğmeleri birer potansiyometredir ve direnç değerinde yapılan değişikliğe bağlı olarak sesi açar, kısar ya da tizleştirip pesleştirirler.
Potansiyometre Kapasitörleri (Potentiometer Capacitors): Dahil olduğu elektrik devresinde ki akımın bir miktarını depolayıp gerilimin düşmesi durumunda devreye geri boşaltan birleşen. Elektrik gitarlarda frekans eksiklerini gidermede, çeşitlendirmede, ses tonlarını değiştirmede kullanılırlar.
Ses (Sound): Düzenli bir sürekliliğe sahip titreşimlerin oluşturduğu olguya verilen isimdir.
Tel Tansiyonu (String Tension): Gitar tellerinin gerildiğinde oluşturduğu çekme kuvveti, basıncı. Telin üretildiği maddeden başlayıp, sarım şekli, kalınlığı ve uzunluğu gibi faktörlerle yükselebilen kuvvet. Tel başına 20-25kg toplam olarakda 100-150kg'yu bulabiliyor.
Tını (Timbre): Birden çok farklı kaynaktan, aynı yükseklikte, titreşerek varolan sesleri ayırt etmeye yarayan ses özelliği.
Titreşim (Vibrance): Yüksek hızlı salınım deviniminin genel geçer adı.
 
Harika bir yazı olmuş. Özellikle Selim Işık ile Bilkent'in konservatuvar bölümünden mezun olan Nurkan Renda'nın adını belirtmeniz çok hoş... Bence bir ara "teoriler" başlığı altında bir konu açıp hem birbirimize hem de başkalarına yardımcı olabiliriz...
 

Yeni konular

Geri
Yukarı