Başlığı görünce ürperdim. Korona döneminde bir yaz günü yakalanmıştım. Dermatoloji'ye gitmiştim, birkaç krem verip birkaç ay içinde kendiliğinden geçer demişti. Seninki yüz mü vücut mu bilmiyorum, benimki vücuttu ve güneş tetikliyordu. Bazılarında kronik oluyor, insan hayatının belirli dönemlerinde tekrarlıyor. Bende atak dönemi nereden baksan yarım yıl kadar sürdü. Keseden, güneşten, stresten ve baharattan uzak durun. Maalesef kremler hiçbir işe yaramamamıştı bende. Nemlendirici ve kortizonlu kremler dahada kudurtuyordu hatta. Tam anlamıyla iyileşmem bir yıldan uzun sürdü ama ilk 3-4 aydan sonra hayatımı etkilediğini de söyleyemem. Güneş ve stres bence bu hastalığın en büyük nedenidir. Sonrasında atak yaşamadım.Sorum başlıktaki gibidir. Bu hastalıkla deneyimi olan veya geçirip atlatabilen var mı?
Ben de yaklaşık 1.5 - 2 yıldır bu hastalıkla cebelleşiyorum. 2021 yılı yazın daha akne tedavim yeni bitmişti ve 4 yıllık sivilce esaretinden yeni yeni kurtulmaya başlamıştım. Sonra köy de bir an da yüzüm kıpkırmızı bir şekilde kızarmaya başlamıştı ben de neden olduğunu pek anlamıyordum. Sonrasında İstanbul'a geri döndüm haliyle, tam da korona safhasında oldu bu olaylar zaten.Başlığı görünce ürperdim. Korona döneminde bir yaz günü yakalanmıştım. Dermatoloji'ye gitmiştim, birkaç krem verip birkaç ay içinde kendiliğinden geçer demişti. Seninki yüz mü vücut mu bilmiyorum, benimki vücuttu ve güneş tetikliyordu. Bazılarında kronik oluyor, insan hayatının belirli dönemlerinde tekrarlıyor. Bende atak dönemi nereden baksan yarım yıl kadar sürdü. Keseden, güneşten, stresten ve baharattan uzak durun. Maalesef kremler hiçbir işe yaramamamıştı bende. Nemlendirici ve kortizonlu kremler dahada kudurtuyordu hatta. Tam anlamıyla iyileşmem bir yıldan uzun sürdü ama ilk 3-4 aydan sonra hayatımı etkilediğini de söyleyemem. Güneş ve stres bence bu hastalığın en büyük nedenidir. Sonrasında atak yaşamadım.
''Çok sıcağa gelince veya çeşitli duygular yaşadığımda iğne batması şeklinde kızarma atakları geçiriyordum.'' güzel bir tanım olmuş. Aynı şekilde bende de böyle gerçekleşiyordu. Ciltteki kızarıklıklar kadar bu durumda can sıkıyor. Stres anında o kızarma ataklarının yaşanması hastalık hakkında fikir veriyor aslında. Niye geçmiyor, başka bir şey mi var, tarzı düşünceler insanın aklında yer edip daha da stres yaratıyor. Ataklara neyin neden olduğunu bulmanız lazım. Excipial Lipo - Hydro deneyebilirsiniz. Ben Lipo'yu iki kutu kullanmıştım, atak anında cildin ateşini alıyordu. Tabi yüzüme sürmedim hiç. Bir tanesinin yarısı dolu duruyor dolapta, adı neydi diye açıp baktım kötü anılarım depreşti. Varsa Tanrı yardımcınız olsun. Teoride sizi öldüremeyecek, zarar veremeyecek bir hastalık ama mental ağırlığı var. Dışarıda atak yaşamak üzerine sosyal kaygılarınız varsa özellikle yaz dönemi çevrenizle aranıza mesafe koymak mantıklı olabilir. Ya da akşam saatlerinde dışarıya çıkın.Ben de yaklaşık 1.5 - 2 yıldır bu hastalıkla cebelleşiyorum. 2021 yılı yazın daha akne tedavim yeni bitmişti ve 4 yıllık sivilce esaretinden yeni yeni kurtulmaya başlamıştım. Sonra köy de bir an da yüzüm kıpkırmızı bir şekilde kızarmaya başlamıştı ben de neden olduğunu pek anlamıyordum. Sonrasında İstanbul'a geri döndüm haliyle, tam da korona safhasında oldu bu olaylar zaten.
Dışarı çıktığımda maske takıyordum ve stres altına girince, çok sıcağa gelince veya çeşitli duygular yaşadığımda iğne batması şeklinde kızarma atakları geçiriyordum. Utançtan vb bir şey yüzündendir deyip geçirdim bir yere kadar. Fakat özellikle şu son 6 ay da ciddi ataklar geçiriyorum. Yüz, göğüs/ karın bölgesine kadar ve bazen ayaklarıma hâlâ daha ataklar oluyor maalesef.
1 ay oldu doktora gideli el yapımı yüz kremi, göğüs için bir krem ve histamin giderici alerji hapı verdi ve bir iyileşme olmadı şu ana kadar. Guatr için dahiliye'ye bir git ondan sonra 1 ay sonra gel demişti, ayın 6'sın da dahiliye'ye gideceğim sonrasında doktora tabii ki.
Hastalığın en önemli sebeplerinden biri stres fakat benim gibi biri için hiç stresli olmamak çok zor bir durum. Olabildiğince duygu yaşamamaya, stres olmamaya çalışıyorum dediğiniz gibi. Sosyal ortamda, otobüste, arkadaş ortamında kızarma stresi yaşamamak lazım. Heyecanlanmak, gülmek bile atak geçirmeme neden olabiliyor veya başımı hafif kaldırıp yattığımda yüzümdeki sıcaklığın arttığını hissedebiliyorum.''Çok sıcağa gelince veya çeşitli duygular yaşadığımda iğne batması şeklinde kızarma atakları geçiriyordum.'' güzel bir tanım olmuş. Aynı şekilde bende de böyle gerçekleşiyordu. Ciltteki kızarıklıklar kadar bu durumda can sıkıyor. Stres anında o kızarma ataklarının yaşanması hastalık hakkında fikir veriyor aslında. Niye geçmiyor, başka bir şey mi var, tarzı düşünceler insanın aklında yer edip daha da stres yaratıyor. Ataklara neyin neden olduğunu bulmanız lazım. Excipial Lipo - Hydro deneyebilirsiniz. Ben Lipo'yu iki kutu kullanmıştım, atak anında cildin ateşini alıyordu. Tabi yüzüme sürmedim hiç. Bir tanesinin yarısı dolu duruyor dolapta, adı neydi diye açıp baktım kötü anılarım depreşti. Varsa Tanrı yardımcınız olsun. Teoride sizi öldüremeyecek, zarar veremeyecek bir hastalık ama mental ağırlığı var. Dışarıda atak yaşamak üzerine sosyal kaygılarınız varsa özellikle yaz dönemi çevrenizle aranıza mesafe koymak mantıklı olabilir. Ya da akşam saatlerinde dışarıya çıkın.
Evet, bağırsak florasındaki bozulmada neden olabilir. Stresi önlemek için bir şey yapmadım. O dönem antidepresan kullanmam gerektiğini düşünüyordum çünkü hiç iyileşmeyeceğime inanıyordum ya da başka bir şeyim olabileceğinden endişelenip iyice kötü oluyordum. Ama bu konuda aksiyon almadım. İlk yazdığımda da söylemiştim, 3-4 aydan sonra alıştım, önlemlerimi aldım ve hayatımı doğrudan etkilemeyecek şekilde yaşamaya başladım. Gittiğim doktor kese kullanmamam gerektiği konusunda özellikle uyarmıştı. Güneşten de uzak durup beslenmeme biraz dikkat ettim. Ataklar ikinci yarı yılda da devam etti ama hafifledi. Yazın markete gidip geldiğimde bileğimin, kolumun nasıl kızardığını, kabardığını hatırlıyorum. Suyu açıp altında soğutmaya çalışıyordum. Ben hastalığa yakalanmadan önce ağır bir enfeksiyon geçirdim. Ürtiker diye aratıp bakabilirsin. Enfeksiyon nedeniyle yaşadığım bir şeydi gerçi. Tam teşhiste alamamıştım. Kan tahlilinde enfeksiyon oranım çok yüksek çıkmıştı. Tablet kortizon ve antibiyotik kullandıktan sonra iyileştim. Bu olayın hemen üzerine korona dönemine girdik, sonrasında da Rosea ile tanıştım. Geçmişe dönük benzer bir hikayeniz varsa bunu değerlendirebilirsiniz. Farklı ve alakasız hastalıklar ama arka arkaya iki cilt rahatsızlığı yaşamamın tesadüf olduğunu düşünmüyorum.Hastalığın en önemli sebeplerinden biri stres fakat benim gibi biri için hiç stresli olmamak çok zor bir durum. Olabildiğince duygu yaşamamaya, stres olmamaya çalışıyorum dediğiniz gibi. Sosyal ortamda, otobüste, arkadaş ortamında kızarma stresi yaşamamak lazım. Heyecanlanmak, gülmek bile atak geçirmeme neden olabiliyor veya başımı hafif kaldırıp yattığımda yüzümdeki sıcaklığın arttığını hissedebiliyorum.
2 hafta sonra YKS sınavım da var, hiç stres yapmamaya çalışıyorum. Sınav stresim yok desem yeridir. Genellikle ev de durduğum için kötü düşünmeye daha da meyilli oluyorum. Dediğiniz gibi insanlardan biraz uzak durup, gece dışarı çıkmak mantıklı bir fikir. Gündüz ise güneş koruyucu krem sürmeden dışarı çıkmamak lazım. Siz stresten uzak durmayı nasıl başardınız? Gün için de ne yapıp ne ile meşgul oluyordunuz?
Dahiliye'ye gittiğim de röntgen veya MR'da isteyeceğim. Mide, bağırsak vb sıkıntılardan da ortaya çıkabiliyormuş. İdrar, kan ve dışkı testinde bir problemim çıkmadı.
Ürtiker'in ne olduğunu biliyorum. Ben önceden şiddetli aknesi olan bir hastaydım. Tedavi ve antibiyotikle düzelmeye başladım fakat cildim iyice kurulaştı. 3-4 ay sonra da yazın bu illet başlamıştı. Dediğim gibi idrar, kan ve dışkı testlerinde de hiçbir şey çıkmadı.Evet, bağırsak florasındaki bozulmada neden olabilir. Stresi önlemek için bir şey yapmadım. O dönem antidepresan kullanmam gerektiğini düşünüyordum çünkü hiç iyileşmeyeceğime inanıyordum ya da başka bir şeyim olabileceğinden endişelenip iyice kötü oluyordum. Ama bu konuda aksiyon almadım. İlk yazdığımda da söylemiştim, 3-4 aydan sonra alıştım, önlemlerimi aldım ve hayatımı doğrudan etkilemeyecek şekilde yaşamaya başladım. Gittiğim doktor kese kullanmamam gerektiği konusunda özellikle uyarmıştı. Güneşten de uzak durup beslenmeme biraz dikkat ettim. Ataklar ikinci yarı yılda da devam etti ama hafifledi. Yazın markete gidip geldiğimde bileğimin, kolumun nasıl kızardığını, kabardığını hatırlıyorum. Suyu açıp altında soğutmaya çalışıyordum. Ben hastalığa yakalanmadan önce ağır bir enfeksiyon geçirdim. Ürtiker diye aratıp bakabilirsin. Enfeksiyon nedeniyle yaşadığım bir şeydi gerçi. Tam teşhiste alamamıştım. Kan tahlilinde enfeksiyon oranım çok yüksek çıkmıştı. Tablet kortizon ve antibiyotik kullandıktan sonra iyileştim. Bu olayın hemen üzerine korona dönemine girdik, sonrasında da Rosea ile tanıştım. Geçmişe dönük benzer bir hikayeniz varsa bunu değerlendirebilirsiniz. Farklı ve alakasız hastalıklar ama arka arkaya iki cilt rahatsızlığı yaşamamın tesadüf olduğunu düşünmüyorum.
Hastalığınız için elinizden geleni yapmalı ama öldüm bittim moduna girmeden hayatınızı yaşamaya devam etmelisiniz. Öyle ya da böyle ataklarınız hafifleyecektir. Doktor 2-3 ay içinde geçer demişti bana ama forumları, konuları takip edersen bu hastalığın uzun sürdüğünü fark edersin. Ben DonanımHaber Forum'dan birine sorduğumda iki yıl civarı sürdüğünü söylemişti. Benim iyileşmem de zaten bir yıldan uzun sürdü. Şu hastalıklardan bahsederken bile insan kaşınıyor. Bu hastalığı ve o günleri hatırlamak kötü ama atlatınca geride bir şey kalmıyor. Sınavdan sonra daha iyi olursun diye düşünüyorum.
Bu sitenin çalışmasını sağlamak için gerekli çerezleri ve deneyiminizi iyileştirmek için isteğe bağlı çerezleri kullanıyoruz.