Bence bahsettiğiniz şey çok fazla takmak değil de çok fazla düşünmek, kimi zaman iyi kimi zaman kötü bir huy. Çok düşünen insanlar en alakasız şeylerde bile altında bir sebep yattığını düşünmektedir. Hem duygusal hem de mantıksal açıdan her şeyi değerlendirirler, beyin asla dinlenmeyip her şeyi analiz etmeye uğraşır. Çok düşünen insan içten içten kendini yiyordur, bana göre probleminiz çok fazla duygusal olmak. Çok düşünmek zararlı değil ta ki duygusala bağlayana kadar. Başka insanlar için üzüle dururken kendinizi unutuyorsunuz. Tam bu durumu anlatan bir söz var: Dünya düşünenler için bir komedi, hissedenler için bir trajedidir. -Hugh Walpole. Siz düşüncelerinizle hissediyorsunuz. Bana göre bunun en mantıklı çözümü özgüvenden ve biraz da başka birilerini düşünmemekten geçiyor. Başka birini düşünmemekten kastettiğim şey insanlara iyilik yapmamak tarzında değil, insanları direkt olarak düşüncelerini düşünmemek. Verdiğiniz örneklerden size örnek vereyim. Mesela birisinin PC'si yandığında o kişinin üzüntüsünü ve düşüncelerini düşünmek yerine, ona nasıl yardım edebileceğinizi düşünün. Eskiye takılma hakkında da geçmişte kalan şey geçmişte kaldı ona yapılabilecek bir şey yok (zaman makinesi bulunursa onu bilemem
). Birisiyle tanıştınız ama niye tanıştı, neden tanıştı gibi şeyler için de yukarıda dediğim gibi başkasının düşüncesini düşünmenize gerek yok çünkü zaten düşünmenin bir anlamı yok. Sizin onu düşündüğünüz kadar acaba o sizi bu kadar düşünüyor mu? Tanıştığınız veya düşündüğünüz insanlar, onları düşündüğünüz kadar sizi düşünüp sorguluyor mu? Yani kısacası çok düşünen adama dünya dar gelir, erken yaşlanır. Emin olun dünya öyle bir hal aldı ki düşünme birimi diye bir şey çıksa, sokaktan 10 tane insanı getirip düşünme birimlerini toplasak sizin gibi insanların düşüncesine yetişemez. O yüzden çok fazla takmamak lazım, hayata bir kere geliyoruz. Bazen başkasını düşündüğün kadar kendini de düşünmen lazım. Sağlıcakla kal.