İslam'da duaların etkisi hakkında ne düşünüyorsunuz?

Anlamıyor musunuz anlamak mı istemiyorsunuz bilmiyorum ama konu cennet veya cehennem değil dua hakkında düşünülen şey dua tek seferliktir kabul olur veya olmaz cennet ve cehennem uzun vadelidir ve senin iyi veya kötü yaptığın şeylerin birikimlerinin sonucudur. İkisi farklı şey.

Tamam duada yuzde 50'ye 50 şans var.
 
Kanka daha bugün dedim ki o kadar beddua ettim bugün basima da hiç bela gelmedi dedim. Sehir ici otobus duraginda beklerken kafa kafaya 2 araba biri H100 digeri fiesta carpisti Hyundai'deki adam uctu on camdan. Kazayla aramda 1.5metre falan var. Hala aklimda. Dedim ki bir daha beddua etmem bu bana bir isaretti dedim.
 
Sen tanrısal varlık mısın nereden biliyorsun yarı yarıya olduğunu😂 keşke öyle olsa.

Keşke öyle olsa dediğinize göre siz tanrısal varlıksınız ve biliyorsunuz.

Tamam duada yuzde 50'ye 50 şans var.

Tamam ben başka bir şey mi söyledim ilk mesajımda bunu söylüyorum zaten yarı yarıya demek yüzde 50ye 50 demek.
 
Konuyu açan arkadaşın ikilemi umarım son bulur ve doğrunun ne olduğunu anlar. Bazılarına yalan gelebilir bazıları sallıyor diyebilir ama içimden gelenleri ve yaşadıklarımı yazıyorum.

Askere gidene kadar klasik yurdum müslümanı birisiydim. Cumadan cumaya ramazandan ramazana. Onun dışında namaz abdest yok. +18 videolara bayılırdım. Bilmediğim site yoktu. Sürekli kızlarla konuşma isteği vardı ve çok kız arkadaşım vardı. Aynı anda başka başka sevgililerim olmuştu. Yüzeysel anlamda sevişmelerim bile çok olmuştu.

Askerde koğuş arkadaşlarımin çoğu namaz kılıyordu. Tabi normal yaşantımda öyle insanlar yoktu. Ailemde de annem babam ablam namaz kılıyordu. Ortam her şeydir. Orada bir akşam namazıyla birlikte namaza başladım. Yaklaşık olarak 6 yıldır kılıyorum. Askerdeyken Kuranın mealini okudum. Her okuyuşumda hayatın anlamını, neden yaşadığımızı, neden burada olduğumuzu, Allah'ın nasıl bir kudreti olduğunu ve kendisine inananları ne kadar çok sevdiğini gördüm. O günden sonra hayatımı Kuran ve Peygamberimizin sünneti üzerine yaşamaya çalıştım.

Günahın büyüğü varsa tövbeninde büyüğü vardır. Çok gözyaşı döktüm çok af diledim. Geçmişte yapmış olduğum şeylerle şimdiki hayatımı düşününce aklıma hep Necip Fazıl'ın sözleri geliyor

" benim geçmişim çöplüktür. Karıştıran köpektir"

Gelelim dua meselesine. Askere giderken hiçbir şeyi olmayan birisiydim. Her namazdan sonra hep aynı duayı ettim. İş eş hayırlı bir evlat. Yaklaşık 2 sene nişanlı kaldık. Bir gün radyo dinliyordum. Bir ayetin mealinde " Allah evlenenlere yardım eder " gibi bir cümle duydum. Işim olduğu zaman evlenecektik ama o kadar beklemeden sonra demek ki dedim evlenmek bizim için daha hayırlı olacak. Birkaç gün sonra gidip düğün tarihini aldık. Sağolsun babam yardım etti her şeyi halletti. Evlendikten 1 ay sonra, 1 sene önce başvuru yaptığım yerden aradılar ve işe başladım ( bu iş yerine cv bıraktıktan sonra ikindi namazı için karşısındaki camiye gidip o okulda çalışmak için dua etmiştim) Evliliğimizin 2.ayında eşimin hamile olduğunu öğrendik. O günden sonra hayırlı bir evlat duama devam ettim. Çünkü duada ısrarcı olmak gerekir. Çok şükür çocuğumuz dünyaya geldi. Sonra başka bir iş için mülakata girdim. Çok şükür orası da oldu. Torpilin olmadan kamuya girmek çok zor dediler. Kimseden yardım istemedim. Çünkü o zamana kadar hep Allaha dayandım Ona güvendim. Oradan da mezun oldum.

Şimdi eşim, arabam, evim, 2.5 yaşında bir kızım var. Son zamanlarda dua edecek bir şey bulamıyorum. Çünkü Allah hepsini nasip etti. Ama bunlara da şükretmek lazım. Bol bol hamd ediyorum, şükrediyorum. Günahkar olmak ayrı ama tövbe kapısı son nefesini verene kadar açık. Ölümün ne zaman geleceğini bilmediğimiz için her an ölüme hazır olmak lazım. Allah herkese imanlı ölmeyi nasip etsin. Ve son sözüm;

Yaşamak için aldığımız her nefesin, bizi ölüme bir adım daha yaklaştırdığı bu dünyada; dünya için ahireti, ahiret için dünyanın güzelliklerini terk etmeden yaşamak ümidiyle..
Allah senden ve cümlemizden razı olsun kardeş.
Maşaallah.
 
Konuyu açan arkadaşın ikilemi umarım son bulur ve doğrunun ne olduğunu anlar. Bazılarına yalan gelebilir bazıları sallıyor diyebilir ama içimden gelenleri ve yaşadıklarımı yazıyorum.

Askere gidene kadar klasik yurdum müslümanı birisiydim. Cumadan cumaya ramazandan ramazana. Onun dışında namaz abdest yok. +18 videolara bayılırdım. Bilmediğim site yoktu. Sürekli kızlarla konuşma isteği vardı ve çok kız arkadaşım vardı. Aynı anda başka başka sevgililerim olmuştu. Yüzeysel anlamda sevişmelerim bile çok olmuştu.

Askerde koğuş arkadaşlarımin çoğu namaz kılıyordu. Tabi normal yaşantımda öyle insanlar yoktu. Ailemde de annem babam ablam namaz kılıyordu. Ortam her şeydir. Orada bir akşam namazıyla birlikte namaza başladım. Yaklaşık olarak 6 yıldır kılıyorum. Askerdeyken Kuranın mealini okudum. Her okuyuşumda hayatın anlamını, neden yaşadığımızı, neden burada olduğumuzu, Allah'ın nasıl bir kudreti olduğunu ve kendisine inananları ne kadar çok sevdiğini gördüm. O günden sonra hayatımı Kuran ve Peygamberimizin sünneti üzerine yaşamaya çalıştım.

Günahın büyüğü varsa tövbeninde büyüğü vardır. Çok gözyaşı döktüm çok af diledim. Geçmişte yapmış olduğum şeylerle şimdiki hayatımı düşününce aklıma hep Necip Fazıl'ın sözleri geliyor

" benim geçmişim çöplüktür. Karıştıran köpektir"

Gelelim dua meselesine. Askere giderken hiçbir şeyi olmayan birisiydim. Her namazdan sonra hep aynı duayı ettim. İş eş hayırlı bir evlat. Yaklaşık 2 sene nişanlı kaldık. Bir gün radyo dinliyordum. Bir ayetin mealinde " Allah evlenenlere yardım eder " gibi bir cümle duydum. Işim olduğu zaman evlenecektik ama o kadar beklemeden sonra demek ki dedim evlenmek bizim için daha hayırlı olacak. Birkaç gün sonra gidip düğün tarihini aldık. Sağolsun babam yardım etti her şeyi halletti. Evlendikten 1 ay sonra, 1 sene önce başvuru yaptığım yerden aradılar ve işe başladım ( bu iş yerine cv bıraktıktan sonra ikindi namazı için karşısındaki camiye gidip o okulda çalışmak için dua etmiştim) Evliliğimizin 2.ayında eşimin hamile olduğunu öğrendik. O günden sonra hayırlı bir evlat duama devam ettim. Çünkü duada ısrarcı olmak gerekir. Çok şükür çocuğumuz dünyaya geldi. Sonra başka bir iş için mülakata girdim. Çok şükür orası da oldu. Torpilin olmadan kamuya girmek çok zor dediler. Kimseden yardım istemedim. Çünkü o zamana kadar hep Allaha dayandım Ona güvendim. Oradan da mezun oldum.

Şimdi eşim, arabam, evim, 2.5 yaşında bir kızım var. Son zamanlarda dua edecek bir şey bulamıyorum. Çünkü Allah hepsini nasip etti. Ama bunlara da şükretmek lazım. Bol bol hamd ediyorum, şükrediyorum. Günahkar olmak ayrı ama tövbe kapısı son nefesini verene kadar açık. Ölümün ne zaman geleceğini bilmediğimiz için her an ölüme hazır olmak lazım. Allah herkese imanlı ölmeyi nasip etsin. Ve son sözüm;

Yaşamak için aldığımız her nefesin, bizi ölüme bir adım daha yaklaştırdığı bu dünyada; dünya için ahireti, ahiret için dünyanın güzelliklerini terk etmeden yaşamak ümidiyle..
Bayıldım, beğenmeyen arkadaş ağır hasarlı sanırım başka açıklama yok. Neyse, maşAllah hocam, ben de namaza başlamayı sürekli erteliyorum ve inşAllah sizin gibi güzel bir kıvılcım ile sürekli hale gelir. Dediğiniz her şey çok doğru, duada ısrarcı olmak gerekir ve ayrıca o duayı ederken rahatlamak psikoloji falan ya bırakın abi ne psikolojisi, inanmayanın kaba eti, sallama makinesi. O hazzı herkes de alamaz, işte göründüğü gibi bazılarına nasip bile olmuyor sözde o ''psikolojik'' ferahlamak. Hidayet cümlemize. Okurken sevindim, tebessüm ettim, umarım hepimiz bu dünyadan doğru yoldan çıkmamak kaydıyla güzel bir şekilde yaşayıp göçeriz, ne de olsa fani dünya değil mi, bir dikili taştan gayrı ne'm kaldı demiyor mu şair? Allah herkese iyi dileklerini ve dualarını vakti gelince nasip etsin inşAllah, sağlıcakla kalalım.
 
Keşke öyle olsa dediğinize göre siz tanrısal varlıksınız ve biliyorsunuz.

Tamam ben başka bir şey mi söyledim ilk mesajımda bunu söylüyorum zaten yarı yarıya demek yüzde 50ye 50 demek.

Öyle değil işte olasılık diye bir şey var mesela Türkiye'deki herkes Allah'tan Bugatti istese kaç kişi sahip olabilecek sizin dediğinize göre %50 şans var 86 milyon insandan 43 milyonu Bugatti sahibi olacak ne güzel mantık.
 
Konuyu açan arkadaşın ikilemi umarım son bulur ve doğrunun ne olduğunu anlar. Bazılarına yalan gelebilir bazıları sallıyor diyebilir ama içimden gelenleri ve yaşadıklarımı yazıyorum.

Askere gidene kadar klasik yurdum müslümanı birisiydim. Cumadan cumaya ramazandan ramazana. Onun dışında namaz abdest yok. +18 videolara bayılırdım. Bilmediğim site yoktu. Sürekli kızlarla konuşma isteği vardı ve çok kız arkadaşım vardı. Aynı anda başka başka sevgililerim olmuştu. Yüzeysel anlamda sevişmelerim bile çok olmuştu.

Askerde koğuş arkadaşlarımin çoğu namaz kılıyordu. Tabi normal yaşantımda öyle insanlar yoktu. Ailemde de annem babam ablam namaz kılıyordu. Ortam her şeydir. Orada bir akşam namazıyla birlikte namaza başladım. Yaklaşık olarak 6 yıldır kılıyorum. Askerdeyken Kuranın mealini okudum. Her okuyuşumda hayatın anlamını, neden yaşadığımızı, neden burada olduğumuzu, Allah'ın nasıl bir kudreti olduğunu ve kendisine inananları ne kadar çok sevdiğini gördüm. O günden sonra hayatımı Kuran ve Peygamberimizin sünneti üzerine yaşamaya çalıştım.

Günahın büyüğü varsa tövbeninde büyüğü vardır. Çok gözyaşı döktüm çok af diledim. Geçmişte yapmış olduğum şeylerle şimdiki hayatımı düşününce aklıma hep Necip Fazıl'ın sözleri geliyor

" benim geçmişim çöplüktür. Karıştıran köpektir"

Gelelim dua meselesine. Askere giderken hiçbir şeyi olmayan birisiydim. Her namazdan sonra hep aynı duayı ettim. İş eş hayırlı bir evlat. Yaklaşık 2 sene nişanlı kaldık. Bir gün radyo dinliyordum. Bir ayetin mealinde " Allah evlenenlere yardım eder " gibi bir cümle duydum. Işim olduğu zaman evlenecektik ama o kadar beklemeden sonra demek ki dedim evlenmek bizim için daha hayırlı olacak. Birkaç gün sonra gidip düğün tarihini aldık. Sağolsun babam yardım etti her şeyi halletti. Evlendikten 1 ay sonra, 1 sene önce başvuru yaptığım yerden aradılar ve işe başladım ( bu iş yerine cv bıraktıktan sonra ikindi namazı için karşısındaki camiye gidip o okulda çalışmak için dua etmiştim) Evliliğimizin 2.ayında eşimin hamile olduğunu öğrendik. O günden sonra hayırlı bir evlat duama devam ettim. Çünkü duada ısrarcı olmak gerekir. Çok şükür çocuğumuz dünyaya geldi. Sonra başka bir iş için mülakata girdim. Çok şükür orası da oldu. Torpilin olmadan kamuya girmek çok zor dediler. Kimseden yardım istemedim. Çünkü o zamana kadar hep Allaha dayandım Ona güvendim. Oradan da mezun oldum.

Şimdi eşim, arabam, evim, 2.5 yaşında bir kızım var. Son zamanlarda dua edecek bir şey bulamıyorum. Çünkü Allah hepsini nasip etti. Ama bunlara da şükretmek lazım. Bol bol hamd ediyorum, şükrediyorum. Günahkar olmak ayrı ama tövbe kapısı son nefesini verene kadar açık. Ölümün ne zaman geleceğini bilmediğimiz için her an ölüme hazır olmak lazım. Allah herkese imanlı ölmeyi nasip etsin. Ve son sözüm;

Yaşamak için aldığımız her nefesin, bizi ölüme bir adım daha yaklaştırdığı bu dünyada; dünya için ahireti, ahiret için dünyanın güzelliklerini terk etmeden yaşamak ümidiyle..
İlk olarak geçmiş hayatında çok zevk-ü sefa yaşamışsın. Bu duygulara hazlara doyduğun için artık yaşadıkların sana sıradan kötü bir şey gibi gelmeye başlamış. Sen ağlayarak sadece içini dökmüşsün plasebo etkisi altında kalmışsın. Hem ağlayan bir insan mutluluk hormonu salgılar içi huzur dolar. Sen bu yüzden allah'ın sana yardım ettiğini zannetmişsin. Allah sana yardım felan etmemiş. Şansın yaver gitmiş. Belirli imkanların varmış hayatın düzelmiş. Piyangoyu tutturmuşsun yani. 😀

Eğer dediklerin doğru olsaydı herkes senin gibi namaza başlayıp ağlayarak tövbe ederdi.
Allah'ta onlara refah dolu bir hayat nasip ederdi. Güllük gülistanlık bir hayat sürerlerdi. Gerçekten böyle uydurmalara
inananlar oluyor ya hayret ediyorum.
 
Öyle değil işte olasılık diye bir şey var mesela Türkiye'deki herkes Allah'tan Bugatti istese kaç kişi sahip olabilecek sizin dediğinize göre %50 şans var 86 milyon insandan 43 milyonu Bugatti sahibi olacak ne güzel mantık.

Söylediğinizle kendiniz çelişiyorsunuz 1 kişinin ihtimali yarı yarıya dedim sayının çoğalması başka bir şey 86 milyonun yarısını kabul eder yarısını kabul etmez demedim. Belki 80 milyonun kabul etmez 6 milyonun kabul eder ama kişisel olarak yine bu oran yarı yarıyadır.
 
Söylediğinizle kendiniz çelişiyorsunuz 1 kişinin ihtimali yarı yarıya dedim sayının çoğalması başka bir şey 86 milyonun yarısını kabul eder yarısını kabul etmez demedim. Belki 80 milyonun kabul etmez 6 milyonun kabul eder ama kişisel olarak yine bu oran yarı yarıyadır.

Yani rastgele oldugunu soyluyorsunuz, her kotu pisligi yapan kumar oynayan icki icen 1 milyar dolar istese olacak, yari yariya sans tuttu diyelim bunda. Diger kiside iman edip yari yariya sansi kaybedecek. Bunada cevabiniz varsa helal olsun.
 

Geri
Yukarı