Askerlik ve siyaset iki farklı kurumdur, İsmet Paşa'nın asker sıfatının olduğu dönemlerde ülke tamamen bir açmazdaydı, ancak politikacı sıfatının olduğu dönemlerde Atatürk döneminden kalma statükocu bir politika hakimdi.
Savaşın iki sonucu olur, ya kazanır; ya kaybedersin. Ancak politika için aynı cümleyi kuramazsın. Memnun etmen gereken milyonlarca insan ve onlarca kitle mevcut, herkes senin düşündüğün gibi düşünemeyebilir, sana mantıklı gelen ona mantıklı gelmeyebilir, siyasetin ve politikanın öznel olduğunu, bütünün iyiliği şeklinde bir kavramdan politika içerisinde bahsedemeyeceğimizi bu doğrultuda çokluğun iyiliği şeklinde bir terimin politika ve siyaset için daha uygun olacağı kanısındayım. Netice olarak İsmet İnönü hatta sadece İsmet İnönü değil Kazım Karabekir gibi nice Milli Mücadele kahramanının askerlik kariyerleri hakkında sayfalarca övgü yazan insanların bile iş İsmet İnönü veya Kazım Karabekir'in politik kariyerine gelince ikiye bölündüğü bizzat gözlemledim.
Günümüzde yaşlı kesimden İnönü adı geçince duyacağınız ilk sitem "Ezanları Türkçe okuttu." olacaktır -ki bunun bir sitemlik bir konu olduğunu düşünmüyorum-, ezan konusu bir yana bir siyaset bilimi ve uluslararası ilişkiler öğrencisi olarak dönem şartlarında Atatürk'ün İsmet İnönü'ye vasiyetine ve daha sonrasında İsmet İnönü'nün Cumhurbaşkanı olduktan sonra kendine "Milli Şef" sıfatını verip sonrasında aldığı aksiyonlara baktığımızda İsmet İnönü'nün POLİTİK KARİYERİNİ eleştirmek için çokça sebep olduğunu düşünüyorum.