Hiç uğraşmam, bu akşamdan sonra bu konunun varlığını bile unutmayı tercih edeceğim için takipten bile çıkarım.
Bunun için 2003 yılına geri dönmek lazım. İlk bilgisayarımı o zaman topladım, bizim sokakta aslında kurumsal danışmanlık veren iyi bir şirket vardı ama sokaktaki "komşular" bir ricada bulununca işin yoğun olmadığı bir zamanda ilgileniyorlardı. O dönemde bu insanlarla benim bir yakınlaşmam oldu, benim ilgimi ve 14 yaşındaki meraklı tutumumu sevdikleri için müşteri olmanın dışında da o şirkete okul çıkışlarında uğrardım. Zaman içinde zaten evlatlık olduğum bu ailede babamla aramdaki gerilim giderek büyüdü, ergenliği dibine kadar yaşadığım bir dönemde de tamamen koptu. Evden kovuldum, babam varken geri dönmeyi de düşünmedim.
16 yaşında evden kovulunca ne yapacağımı düşündüm, ertesi sabah o şirkete gidip "abi" olarak gördüğüm kişilere bu durumu anlattım. Sağ olsunlar asla geri çevirmediler, o yaş için güzel bir harçlık karşılığı işe başlattılar. Şirketin arka odasındaki kanepe yatıyordum, duş ve çamaşır gibi şeyleri patronların evlerinde hallediyordum, sağ olsunlar sık sık da beni evlerinde misafir ediyorlardı biraz rahat edebilmem için. Sabahları şirketi açıyordum, bir çalışan gelince okula gidiyordum. Okuldan çıkıp tekrar şirkete dönüp çalışıyordum, daha doğrusu işi öğreniyordum. Önce teknik serviste doğru düzgün iş yapabilmeye başladım, sonra teknik serviste sorumluluk alacak duruma geldim, en son üniversiteye hazırlanacağım dönemde gayet iyi bir paraya tam zamanlı olarak çalışıyordum. Lise bittikten hemen sonra sınava girmedim, 1 yılda Microsoft ve Cisco'nun eğitimlerini tamamladım. Microsoft ile olan bağlantım da Windows 7 daha çıkmadan önce başlamış oldu, şirket olarak da partnerliğimiz vardı. Illient ile de ortak çalışıp SysAid için modül hazırladığımız dönem üniversiteye hazırlandığım yıl oldu. Aynı zamanda hem okuyup hem üniversite sınavına hazırlandım ve Ankara'da iyi bir okula gittim.
Üniversitedeyken de hem okuyup hem çalıştım. Hem eski şirkete artık "sistem yöneticisi" unvanıyla uzak masaüstü desteği veriyordum hem de İvedik Organize'deki bir fabrikaya da gerekli olduğu zaman teknik işleri yapmaya gidiyordum. Tabii hâlâ günde 3-4 saat uyuma alışkanlığım da bu dönemlerdeki tempomdan kaldı. Okul fena gitmiyordu, okulun o yıl değişim programı kapsamında anlaştığı yurt dışındaki bir üniversiteye de gittim. Orada daha kolay oldu çünkü ders programı serbestlik sağlıyordu. Okul, gezi ve işi orada birlikte götürdüm, yabancı çocukluk arkadaşlarımın bazılarının da o dönemde bana faydası oldu.
Okul bitti, eski şirketle olan ilişkim ortaklığa dönüştü ama başka yerlerde tecrübe kazanmak istedim. Geçmişten çok iyi referanslarım ve büyük şirketlerde başarılı çalışma dönemlerim olduğu için yeni tecrübeler edineceğim yeni yerler bulmak çok kolay oldu. İstanbul ve Aydın'da çalıştım, departman kurup yöneticiliğini yaptım, benim için bir başarısızlık hikayesi olduğu için üstünde çok durmayacağım bir Microsoft tecrübem oldu. İşin sonunda fark ettim ki yıllardır yaşadığım tempodan dolayı psikolojik sorunlarım açığa çıktı, stres yönetiminde başarısız olduğumu ve tekrar rekabete giremeyeceğimi anladım. Maalesef işimi de kötü yapmaya başladığım dönemdi, yükselme yerine muhtemel bir kovulma durumu da olabileceği için eski işimi bırakmaya karar verdim. Sistem yöneticisi/mühendisi ve ağ güvenlik uzmanı gibi unvanlarım vardı bıraktığımda. 9 yıllık zor temponun ardından farklı alanda iş yapmaya karar verdim.
2015 yılında 3 boyutlu modelleme, görselleştirme, animasyon ve akışkan mekanikleri konusunda çalışmaya başladım. Bir süre sonra büyük bilgisayar parçası üreticisinin YouTube sayfasında göstereceği reklamlardaki parçaların modellemesini yapmaya başladım. Aynı zamanda bu işimle ilgili bana eğitim veren kişinin rehberliği ve biraz da inatçılığımla ücret düzeyi yüksek olan bir internet topluluğunun da içine dahil oldum. Çoğunlukla mimarlık şirketlerine iş yaptım ama hem o bilgisayar parçası üreticisi hem de büyük bir Online oyun yapımcısıyla da modelleme konusunda çalıştım. Sonunda freelance olarak iş bulma derdinden kurtulmak için daha önce iş yaptığım ve benden memnun kalmış olan yabancı şirketlere ulaştım, sözleşmeli olarak iş yapmak istediğimi söyledim. En az 20 tanesinde reddedildim ama İngiltere'deki bir şirketi ikna edebilmeyi başardım. Sonuç olarak 4 yıldır onlarla çalışıyorum ama tek çalıştığım şirket değiller.
Üniversitede İngilizce'yi tamamen öğrendim ve o dönem Erasmus ile gelen İspanyol kız arkadaşım sayesinde orta düzeye kadar İspanyolca öğrenmiştim. 30 yaşına girmeden önce bunların yanına 3. bir yabancı dil eklemeye karar verdim. Çocukluğumdan çok sayıda Fransız arkadaşım olduğu için Fransızca öğrenmeye karar verdim, hem İngilizce hem aynı dil ailesinden İspanyolca bilmem sayesinde çok kolay adapte oldum. Hiç üşenmedim, arkadaşlarımın dalga geçmesine rağmen 30 yaşında dil okuluna gittim birebir ders almak için. O dönemde her ay Fransa'ya gidiyordum 4-5 günlüğüne, bunun da gelişimimde faydası büyük oldu. Sonuç olarak bunu iş için bir avantaja çevirme umuduyla Fransız şirketleriyle de iletişime geçtim, Paris'teki iç dekorasyon yapan bir mimarlık şirketiyle de öğrenmeye başlamamdan 6 ay sonra Fransızca iş mülakatı geçerek anlaştım.
3 ay önce Paris'teki o şirketle 3. sözleşme yenilemesini yapmadık, başka bir şirketle anlaştım yıllık sözleşmeyle. Bir hata yapıp yine beni buraya bağlayan bir neden yaratmazsam (önceden Fransızca öğretmenimle çıkarak İngiltere'ye gitmemi 2 yıl erteledim) gelecek yaz İngiltere Molesey'e yerleşiyorum artık. Hiç istemesem de belli saatlerde çalışıp hayatımı düzene sokmam gerekecek bir işe geçme vaktim geldi sanırım.