Kapitalizm vs Komunizm

Kapitalizm mi? Komünizm mi?


  • Oy verenlerin toplamı
    211
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.
Kim ne derse desin kapitalizmin insanın doğasına uygun bir sistemdir. Her ne kadar iyi insanlar, adalet tutkusuyla hareket eden insanlar veya dünyanın gelişimi için çabalayan insanlar olsa da bunlar inanılmaz azınlıktadır. İnsan toplumu sanıldığı gibi zeki değil aptaldır. Bugünlere gelebilmemiz azınlık bir toplum sayesinde gelmiştir. Geri kalanı ise çöptür. Hiç bir katkısı olmaz dünyaya, aynı şekilde bu yüzden de sadece kendilerini düşünürler. Ki kendini düşünmek de kapitalizmin temel fikridir. Komünizm ütopyadır maalesef.
 
Kapitalizm, serbest piyasa sistemi.
İçinde rekabeti barındırır. Rekabet beraberinde mikro bazda kişiselleştirme, geniş ürün yelpazesi gibi etkenler oluştururken makro bazda ise uluslararası ticaretin ve küresel yatırımların atasıdır. Teknolojinin gelişmesindeki en büyük etkendir.

Tabii devlet üstüne düşen konularda olayı serbest piyasadan arındıracak. Örneğin sağlık, eğitim gibi. Karma sistem belirli aşamalarda desteklenmeli lakin olayı tamamen devlet eline alıp serbest piyasadan vazgeçmek gerek içinde yaşanılan uluslararası sistemde gerekse genel iç piyasada sağlıklı sonuçlar doğurmayacaktır.

Gucci gözlüğe para vermeniz sizin seçeneğinizdir. Marka değerini yüksek tutan markalar egosunu tatmin etmek isteyen, statüsünü göstermek isteyen ve geliri bol olan insanlar için piyasada var. Gayet uygun fiyatlı gözlüklerin olması serbest piyasanın nimetidir. Herkes aynı gözlüğü kullansın kaidesi ise özgürlük ve adaletten uzak bir önergedir.
Kabul edilemez.

Kapitalizm esnek ve şekil değiştirebilen yapısıyla günümüz şartlarındaki değişimlere ayak uydurabilen sistemdir.

Para olmayan bir Dünya'da mal olur. Bu da takası doğurur. Yıllar öncesine dönüş yaparız. Kabul edilemez. Emeğin karşılığını temsil eden bir değer olmalıdır.

Yine kapitalizm esnek ve şekil değiştiren yapısıyla zaten son yıllarda çevreci yapıya bürünmeye başladı. Problemli aşamalar kapitalizmden vazgeçmeyi gerektirmez, değişime açık bir sistemdir.
Ben dünyanın serbest piyasadan devam edeceğine inanıyorum.
 
Zaten komünizm hiçbir şekilde uygulanmadı, uygulanması için 2. basamak olan sosyalizm uygulanabildi. Sosyalizmde yöneticilerin adam kayırması, sözde herkes eşit diyip baştakilerin daha iyi yaşaması ve halkın bunu çakozlamaya başlamasıyla herkesin susturulmaya başlanması bir yere kadar dayanılabildi ve çöküş yaşadılar.
Hayır uygulandı hem de en saf haliyle. Tam 600 yıl boyunca.
 
Arkadaşlar bir süre düşünüp geldim( 2 yıl) ve düşüncem şu şekilde:

Dünya: İki ucu Kapitalist bir değnektir; Zengin ve liderler yuvarlak, Eşitliği savunanlar ise Geoid olduğunu bilir.
 
Hazır konu hortlamışken SSCB'de halk sürünüyordu zırvasına da belgeli cevap verelim madem.

ABD'de 124 milyon ton çelik üretildiği dönemde SSCB'de 150 milyon ton çelik üretilebilir hale gelinmiş ve SSCB dünyada bu alanda birincidir. Ayrıca demir üretiminde 144 milyon ton ile birinci, alüminyum üretiminde 2,3 milyon ton ile ikinci, otomobil üretiminde 1,6 milyon adet ile altıncı, pamuklu tekstil üretiminde 1,5 milyon ton ile birinci, sentetik tekstil üretiminde 0,5 milyon ton ile üçüncü, elektrik üretiminde 1200 milyar kilowatt/saat ile ikinci, buğday üretiminde 120 milyon ton ile birinci, yulaf üretiminde 18 milyon ton ile birinci, şekerpancarı üretiminde 93 milyon ton ile birinci, patates üretiminde 85 milyon ton ile birinciydi.
(Kaynak: Meydan Larousse Ansiklopedisi, ek cilt 21, s. 39 ve ek cilt 23 s. 783)

Sağlık hizmetlerinde, ABD'de 100 bin kişiye 972 hastane yatağı ve 282 doktorun düştüğü dönemde, bu rakamlar SSCB'de 100 bin kişiye 1210 hastane yatağı ve 347 doktordu.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, 4. cilt, s. 993)

Eğitim alanında, ABD'de öğretmen başına 21 öğrencinin düştüğü dönemde, bu sayı SSCB'de öğretmen başına 15 öğrenciydi.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, 2 cilt, s. 639)

Türkiye'de kişi başına alınan günlük kalori miktarının 2300 olduğu, ABD'de 3461 ve İngiltere'de 3249 olduğu dönemde, Bulgaristan'da kişi başına 3000, SSCB'de 3360, Polonya'da 3479 kaloriydi.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, cilt 2, s. 638, ansiklopedinin yararlandığı kaynak: Documantation Francaise)

SSCB'de kişi başına düşen günlük 3360 kalorinin %38,4'ünü tahıllar, %6,3'ünü patates, %9,3'ünü et ve tavuk, %1,8'ini balık, %9,9'unu süt ve yumurta, %10,9'unu ise katı ve sıvı yağlar oluşturduğu görülüyor, aynı raporda adı geçen ve o dönemde sosyalist üretim ilişkilerinin hakim olduğu Polonya'da kişi başına günlük 3479 kalorinin %35,2'sini tahıllar, yüzde 6,8'ini patates, yüzde 10,4'ünü et ve tavuk, % 1'ini balık, %12,6'sını süt ve yumurta, % 13,9'unu katı ve sıvı yağlar oluşturuyor. Aynı tabloda ABD'de kişi başına günlük kalori miktarı 3641 iken %18,2'sini tahıllar, %2,9'unu patates, %20,6'sını et ve tavuk, %0,6'sını balık, %11,7'sini süt ve yumurta, %16,6'sını ise katı yağlar oluşturuyor. Aynı dönemde İngiltere'de kişi başına günlük kalori miktarı 3249 ve bunun yüzde 21,1'i tahıllardan, %6,3'ü patatesten, %15,8'i et ve tavuktan, %0,7'si balıktan, %12'si süt ve yumurtadan ve %18,1'i de katı ve sıvı yağlardan oluşuyor. Aynı dönemde, AET üyesi olan Portekiz'de kişi başına düşen kalori miktarı günlük 3204, bunun %39,3'ü tahıl, %6,1'i patates, %10,5'i et ve tavuk, %1,5'i balık, %4,3'ü süt ve yumurta, %15,5'i de sıvı yağlar olarak görülüyor.
(Kaynak: Memo Larousse Ansiklopedisi, cilt 2, s. 638, ansiklopedinin yararlandığı kaynak: Documantation Francaise)
 
Durum
Mesaj gönderimine kapalı.

Yeni konular

Geri
Yukarı