Karanlık Günler - +18 Korku

Karam55

Hectopat
Katılım
13 Mart 2016
Mesajlar
31
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

Okumaya başlamadan önce linkini verdiğim videoyu başlatın:)


İlk uçakla Antalya'ya gittim.
Annemin rahatsızlığı bana her şeyi unutturmuştu. Onun iyi olup olmadığını bilmekten başka hiçbir şey düşünemiyordum. Nihayet hastaneye ulaştım ve annemin yoğun bakımda olduğunu öğrendim. Kalp krizi geçirmiş ve anjiyo yapılmış. Tıkalı iki damarına toplamda dört stent takılmış. Allah'tan hastaneye zamanında yetişmişler. Yanına girmemize izin vermediler ama ben hastanede kalmaya karar verdim. Ben gelince de kardeşim anneannemin evine gitti. Bir hayli yorgundu çünkü. O dinlenecek, ben hastane de kalacaktım.

Hastane kantininde sabahladım;


Annemi yoğun bakımdan çıkarıp, normal odaya aldılar. Yorgun görünüyordu ama iyiydi. İyi olması her şeye bedeldi zaten. Refakatçi olarak annemle kalacaktım o gece ama aynı odada kalamadım. İçimi acayip bir his kapladı. Annemin iyi olduğunu öğrendikten sonra İstanbul'daki yaşadıklarım geldi aklıma. Ben nasıl bir durumun içinde olduğuma karar veremiyordum. Beynim bana oyunlar oynuyordu. Bir duble rakı içsem iyi olacaktı aslında. Sakinleşeceğimi düşünüyordum. Hastane çıkışına doğru ilerlerken yaşlı bir teyze yanıma gelerek "oğlum yardım et" dedi. Takside eşi vardı. Eşinin taksiden inmesine yardımcı oldum ve görevli personeli çağırdım. Sedyeyle amcayı aldılar ve acil servise götürdüler. Bende biraz daha teyzenin yanında kaldım, bir şeye ihtiyaçları olmadığını anlayınca, yanlarından ayrıldım ve taksiye binerek meyhane tarzı bir mekan buldum. Bir-iki derken bayağı içmişim ve sarhoş bir şekilde hastaneye döndüm. Annem uyuyordu. Bende kantine indim. Kalabalıkta oturmak bana iyi gelir diye düşündüm. Arada sırada annemi yine kontrol ederdim nasılsa. Sabaha kadar kantinde kaldım.

Yaşlı teyze ile kantinde sohbet ettik;


Bir ara yardımcı olduğum yaşlı teyze kantine geldi. Beni görünce tekrar teşekkür etti ve çay ısmarlamak istediğini söyledi. Konuşurken mevzu İstanbul'da yaşadığım olaylara geldi. Bir bir anlattım hepsini. O da bana dini konularda bir sürü öğütler verdi ve abdestsiz dolaşmamam gerektiğini söyledi. Pek önemsemedim söylediklerini çünkü tüm bunların psikolojik bir durum olduğunu düşünüyordum.

Nihayet anneannemin evine geldik;


Ertesi gün annemi hastaneden çıkardık ve anneannemin evine döndük. Çok uykusuz ve yorgundum. Anneannemin huzurlu evinde tertemiz ve mis gibi kokulu çarşaflarda mükemmel bir uyku beni bekliyor zannediyordum. Saat daha 20:00 olmamıştı ki ben iki bira içip yatağa girdim. Hiçbir şey düşünemeden uykuya dalmışım ve bir rüya gördüm. Rüyamda bulunduğum odanın içinde üç adam kendi aralarında çok sesli bir şekilde bir şeyler tartışıyordu. Ne dediklerini anlamıyordum. Ama inanılmaz şekilde rahatsız ediyorlardı. Birbirleriyle çok sinirli ve heyecanlı bir şekilde tartıştıklarını anlayabiliyordum. Sonra sesler anlaşılır olmaya başladı. Salonda üç kadın var ve hangisiyle kimin birlikte olacağı için tartışıyorlardı. Şişman ve kel olan adam parayı kendisinin ödediğini ve seçme hakkının onun olduğunu söylüyordu. Onlardan daha genç olan adam ise kızları onun bulduğunu ve hakkın kendisinde olduğunu söylüyordu. Tam olarak göremediğim kişi ise evi kendisinin ayarladığını ve en güzel kadını kimseye bırakmayacağını söylüyordu. O sırada ben yine tartışmaya katılıyorum ve diyorum ki;
-Evi nasıl sen ayarladın? Burası anneannemin evi ve içeride annemle, kardeşim var.
Annenle, kardeşin burada değil, İstanbul'dalar rahat ol.
-Nasıl yani? Peki anneannem nerede?
Onu biz hallederiz, sen düşünme.
-Ne diyorsun, neyi hallediyorsun, sen beni tanıyor musun? Annemi daha bugün hastaneden çıkartıp buraya getirdim.
"Annenle kardeşin burada değil, inanmıyorsan kalk ve bak, beni sinirlendirme" diye bağırdı bana ben de anneme bakmak için yataktan kalmaya çalıştım ama kalkamadım. Ellerimi kıpırdatamıyordum. Sırt üstü uzanmıştım, gözlerim kapalıydı, bağırmak istiyordum bağıramıyordum. Sağa veya sola hareket edemiyordum. Dişlerimi sıkıyordum ve havanın serinliğini hissedebiliyordum. Yaşadıklarımın bir rüya olduğunu anlamıştım ama yine de yataktan kalkamıyordum. Adamların tartışmaları devam ediyordu, hiçbir şey anlamıyordum. Bütün gücümü toplayıp "Anne" diye bağırmaya çalışıyordum ama kendimden çıkan sesi duyabiliyordum. Kedi hırıltısı gibi bir ses. Uyanmaya çalıştıkça yatağa saplanıyordum. Üzerimde bir baskı, ağzımda bir el. Sonra bir şeylerin üzerimden kalktığını hissettim. Artık bağırabilirdim. Tüm gücümle "Anne" diye bağırdım. Yerimden sıçradım ve yatağın yanına düştüm. Odamın kapısı açıldı ve anneannem odaya girdi.

Anneannem benim odamda yattı;


Elinde bir bardak suyla odaya girdi ve hiç konuşmuyordu. Artık uyanmıştım, kendimdeydim, halıyı hissedebiliyordum ama neden anneannem hiç konuşmuyordu. Bu sessizlik yalnızca 1-2 dakika sürdü. Onun yüzüne bakmaya korkuyordum. Kafamı hiç yerden kaldırmadan;
-Anneanne
Efendim yavrum.
-Neden hiç konuşmadın odaya girince?
Suya okuyordum caniçim, al iç iyi gelir, hem yerden de kalk artık. Rüya gördün sadece dedi.
Ben suyu içtim. Anneannem yüzümü okşadı. Bir yandan da okumaya devam ediyordu. Yüzüme üfledi ve iyice rahatlattı beni. Sonra yere döşek serdi ve benimle beraber uyudu. Çok rahat bir gece oldu sonrası.
Sabah abdest almaya karar verdim;

Sabah uyandım ve kahvaltımı yaptım. Dün gece korkunçtu ama bir şekilde huzurluydum. Neden olduğunu bilmiyorum. Gündüz olması bir etkendi sanırım ve korkmuyordum. Annemde iyi sayılırdı. Kardeşim ise dün gece eve bile gelmemişti. Kim bilir nerede eğleniyordu? Ben banyoya gidip gusül abdesti almalıydım. Uzun zamandır önemsemiyordum. Halbuki rahmetli babam dini bilgileri bize çok iyi aşılamıştı. Banyoya girdim ve abdestimi aldım. Üzerimi giyindim ve anneannem "oğlum ben markete gidiyorum, bir şey istiyor musun?" dedi. Bir isteğim olmadığını söyledim ve gitti.

Gözüme seccade takıldı;


Tam oturdum ve televizyonu açtım ki anneannemin seccadesi kıbleye dönük bir şekilde duruyor ve üzerinde tespih vardı. İçimden bir ses "kalk iki rekat namaz kıl, zaten abdestlisin" dedi. Bende televizyonu kapattım ve seccadenin üzerine geldim. Tam ellerimi kulak hizama çıkardım ve "Allahu Akbar" diyecektim ki, arka sağ çaprazımda koyu pembe, çıplak ama avret yerleri görünmeyen, vücudu seyrek kıllarla kaplı bir şey gördüm. Hareketsiz duruyor ve bana bakıyordu. Ben kafamı tamamen ona çevirip bakmaya korktum ve koşarak annemin yattığı odaya girdim.
Dilerseniz devam edecek...


Not: İstesem bir sürü gereksiz betimleme yapabilirdim. Taksiden inen teyzeyi ve eşini bile sayfa boyunca betimleyebilirdim. Gereksiz betimlemelerle sıkılmanızı istemediğim için elimden geldiğince sade yazmaya özen gösterdim.
 
"Uyurken kıpırdayamadım ve bağıramadım" deyince aklıma karabasan geldi, Bilimsel adıyla uyuku felci. Devamını bekliyorum. Ve uzun yazmaktan çekinmeyin hiç sıkılmadım :).
 
Güzel ama korku olarak etkilemedi beni belki şahsi bir şeydir, kişiden kişiye değişir. Macera türünde yazarsan bol aksiyonlu kafamızda canlandırırken daha etkili olabilir. Ve bu tarz yazılarda yazıya uygun şarkının olması lazım. Herkesin yazı okuma hızı bir olmadığından atıyorum taksiden amca inerken gerilim müziğinin arkadan gelmesi saçma olur. :) Müziği kaldırırsan daha güzel.

Nedendir bilinmez pek korku filmlerinden korkmuyorum. Küçükken beni tek etkileyen ürperten anlatılmış hikaye şuydu:

Bir kadın evde yatağında tek başına uyuyor. O sırada salondan sesler geliyor. Bu seslerin yatak odasına doğru geldiğini fark eden kadın uyuyor gibi yapıyor. Eve giren hırsız odada ki eşyalara göz geçirdikten sonra kadının kulağına eğiliyor ve ''uyumadığını biliyorum...''

Kendini kadının yerine koyunca kötü oluyor insan. :) Hiç unutmam. Zamanında düşündürmüştü. Korku olarak tek etkileyen bu olmuştur sanırım.
 
Güzel ama korku olarak etkilemedi beni belki şahsi bir şeydir, kişiden kişiye değişir. Macera türünde yazarsan bol aksiyonlu kafamızda canlandırırken daha etkili olabilir. Ve bu tarz yazılarda yazıya uygun şarkının olması lazım. Herkesin yazı okuma hızı bir olmadığından atıyorum taksiden amca inerken gerilim müziğinin arkadan gelmesi saçma olur. :) Müziği kaldırırsan daha güzel.

Nedendir bilinmez pek korku filmlerinden korkmuyorum. Küçükken beni tek etkileyen ürperten anlatılmış hikaye şuydu:

Bir kadın evde yatağında tek başına uyuyor. O sırada salondan sesler geliyor. Bu seslerin yatak odasına doğru geldiğini fark eden kadın uyuyor gibi yapıyor. Eve giren hırsız odada ki eşyalara göz geçirdikten sonra kadının kulağına eğiliyor ve ''uyumadığını biliyorum...''

Kendini kadının yerine koyunca kötü oluyor insan. :) Hiç unutmam. Zamanında düşündürmüştü. Korku olarak tek etkileyen bu olmuştur sanırım.
Yorumunuz için teşekkür ederim. Müzik konusunda insanların okuma hızını hesaba katmadım benim hatam:) Devamında buna dikkat edeceğim:)

"Uyurken kıpırdayamadım ve bağıramadım" deyince aklıma karabasan geldi, Bilimsel adıyla uyuku felci. Devamını bekliyorum. Ve uzun yazmaktan çekinmeyin hiç sıkılmadım :).
Teşekkür ederim :) Devamı gelecek.
 

Geri
Yukarı