Biri anti-malware, biri antivirüs.
Ha normalde ikisi de aynı işi yapıyor temelde, anti-malware pazarlama terimi olarak zamanında çıkarılan bir şey.
Bunu şöyle açıklayabiliriz. Bilgisayar dünyasında ilk çıkan zararlılar "virüs" adını verdiğimiz türdendi. Bu nedenle güvenlik yazılımları ilk çıktığında adına "antivirüs" denildi. Fakat yıllar ilerledikçe daha farklı çeşitli zararlı yazılımlar çıkmaya başladıkça antivirüsler bunları da tespit etmeye devam etti. Fakat bir kere alışkanlık olduğundan "antivirüs" terimi değiştirilmedi. Eskiden antivirüslerin bazıları yasal nedenlerden ötürü "adware" olarak tanımladığımız yasal reklam yazılımlarını zararlı olarak algılamıyordu.
Bu nedenle 2000'lerin ortalarında SpyBot, MalwareBytes, SUPERAntiSpyware gibi firmalar reklam zararlılarını da algıladıklarını söyleyerek alternatif bir çözüm olarak piyasaya çıktılar. Bu firmalar kendilerine "anti-malware" dediler. Temelde bunlar da antivirüs ile aynı işi yapıyordu.
Günümüzde ise antivirüsler de "adware" tarzı zararlıları veritabanlarına eklemekten çekinmiyor. ABD'deki ve AB'deki yasaların biraz daha düzene binmesi bu durumu olumlu yönde etkilediği için firmalar biraz daha rahat artık.
Günümüzde ise anti-malware ile antivirüs arasındaki temel fark, anti-malware yazılımlarının temel amacının tam anlamıyla sistemde yüksek güvenlik sağlamak olmamasıdır. Genel itibariyle birçok anti-malware aracı tarama amaçlı kullanıma uygun şekilde geliştirilip piyasaya sunulurlar, AR-GE'leri bunun üzerinedir. Antivirüs firmaları ise bir bilgisayar sistemini genel itibariyle aktif bir şekilde korumak üzerine ürünler geliştirirler. Coğrafi olarak dünyanın çeşitli noktalarında laboratuvarları bulunur, tehdit istihbaratı söz konusu olduğunda biraz daha avantajlıdırlar.
İkisi de kullanılabilir. Anti-malware olanının gerçek zamanlı korumasını kapatırsınız. Antivirüs ile beraber kullanırsınız.
NOT: Burada antivirüs diyerek kastettiğimiz şey günümüzde IS yazılımlarıdır. Saf antivirüs paketleri yetersizdir. IS paketleri tercih edilmelidir.