Kendime dertler!

Eyyüp İ.

Kilopat
Katılım
2 Ağustos 2016
Mesajlar
184
Çözümler
1
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Nereden anlatmaya başlayım bilemiyorum. İki hafta önce bir işin kursuna başladım. Bir hanımefendi var ki, hayatımda bana ikinci defa en derin hisleri hissetmemi sağladı. Tabi ki buraya yazdığıma göre kendisinin bundan haberi yok. Gördüğüm ilk günden beri unutamıyorum, hep aklımı kurcalıyor otobüste, metroda, işten servisle eve dönerken, kurstayken, yemek yerken, gece yattığımda, sabah uyandığımda, gidip konuşamıyorum da bu konuyu. Erkek arkadaşı olduğunu dün öğrendim, zaten şüpheleniyordum sürekli telefonla konuşmalar, whatsapp'dan yazışmalar vs. Hoş erkek arkadaşı olmasa yine gidip konuşamazdım herhalde. Bildiğiniz ezik, zevksiz, sıkıcı, sessiz tipi oynuyorum kurs ortamında, belki de ben öyle hissediyorum. Vur ensesine al ekmeğini derlerya işte o kişi benim. 8 saat boyunca birisi bir şey sormasa/söylemese ağzımı bıçak açmıyor, karakterimle mi ruh halimle mi alakalı bilmiyorum ama toplumda çok konuşmam, hatta evde annemle babamla bile doğru düzgün oturup muhabbet etmişliğim yoktur. Karakterim böyle sanırım. Ya da gerçekten eziğin tekiyim, nedense şimdiye kadar hayatım boyunca hep bu huyumdan kendimi suçladım, sosyalleşemiyorum bir türlü insanlarla.

Hanımefendinin kendisi hemen bir arkadaş ortamı kurdu kendisine tabi, biraz bayan ağırlıklı bir ortam olduğu için. Onun bulunduğu gruba bir türlü dahil olamıyorum, arada görünmez bir duvar var sanki, bir kaç soru soruyorum sonra sus pus oluyorum, öylece konuşmadan onu izleyip zaman dursun istiyorum, hoş zaten zamanın farkında bile olmuyorum. İlk iki gün eve dönüş yolunda biraz sohbet etme imkanım oldu, bir kaç soru sordum muhabbet açılsın diye cevap verdi sonra hiçbir şey söylemedi. Metro da öyle sessizce bir iki durak gittiğimiz oldu. Belki çekinmiştir, aynı ortamda bulunalı ne kadar oldu ki dedim kendi kendime. Üçüncü gün kurstan arkadaşlarıyla seslenmeden, bakmadan iki gün önceki indiği duraktan daha önce indi. O zaman rahatsızlık verdiğimi hissettim/hissettirdi. Kurstan başka bir bayanla geçen muhabbetimizde çok ortam insanı değilim dedim, yok ne alaka öyle olmasan burada ne konuşuyoruz biz dedi. Ama malum bayanla olan aradaki duvarı kıramıyorum bir türlü kendimi çok kasıyorum, geriyorum.

Ben iş bulayım borçlarımı kapatıyım derken karşıma ne çıktı. Konuştuğu birisi olduğunu öğrenmeden önce, bir yanım git konuş ne kaybedersin en fazla reddedilirsin çektiğin acı biter, aklındaki soru işaretleri gider diyordu, ben o yanımın söylediğini dinleyene kadar, sevgilisi olduğunu öğrendim. Bir başkasının mutluluğunu bozacak kadar insanlıktan çıkmadım Allah'tan. Hem öyle bir şey yapsam bile bugün bana gelen yarın başkasına gider. Gönül eğlendiren bir tip de hiç olmadım zaten olamam da.

Herkesin hayatında karşısına böyle biri çıkar ya hani işte evleneceğim kişi, kalbimin atışını durduran birisi, aileme yakışır birisi dersinizya işte hissettiklerim böyle şeyler. Gözlerine bakınca insanın gönlüne serin sular serpiliyor, gülmek öyle bir yakışıyor ki aynaya baktığımda ben niye yaratıldım der gibi isyana sürüklüyor beni, gülmediği zamanlar simasının aldığı o güzel ağırbaşlılık. Hissedip de yazamadığım o kadar çok şey var ki.

Hayatta hep böyle sessiz birisi olmamın dezavantajlarını tecrübe ediyorum. Ama bir türlü bu kalıbımı yırtıp dışarı çıkamıyorum. Bankada, PTT de, otobüs durağında öne geçen adama bile ses çıkaramıyorum. İçimden aileme kızıyorum beni böyle yetiştirdikleri için çünkü onlarda böyle ses çıkarmıyorlar hiçbir şeye. Eğlenceli, ağzı laf yapan, tam yerinde cuk diye espri yapan/iltifat eden tipler hep böyle prestij sahibi olurya, çok koyuyor bu bana.

Bunları niye yazıyorum bilmiyorum, belki hissettiklerim hafifler diye! Bir umut! Göğsümde ağır bi yük hissediyorum, kalbimi paramparça olmuş gibi!

Arada bir bana baktığını yakalıyorum ama seven insan herşeyden nem kaparya, benimkisi de öyle oluyor. Belki o an başka birşey düşünüyor baktığının farkında bile değil.

Aslında kendimce eğlenceli sıkıcı olmadığımı düşünüyorum, ama bunu karşımdaki insanlara hissettiremiyorum. Ben lise yıllarında böyle değildim, çok güzel ortamlarım olurdu. Artık kendimi tanıyamıyorum ki başkasına tanıtayım. Artık yaptığım hiç bir faaliyetten zevk alamıyorum. Derdimi anlatacak insan bulamıyorum, bugün anlatsan yarın birilerinin dedikodusuna meze oluyor.

Kalbi bir yana bırakıp mantık devreye girdiğinde asgari ücretle çalışan ben mi, sevgilisi asker olan benden 4-5 kat fazla maaş alan kişi mi? Hayatta hep kaybeden taraf benmişim gibi hissediyorum.

Bu kadar yazıyı okutturup zamanınızı aldığım için kusura bakmayın!
 
Bu kadar yazıyı okutturup zamanınızı aldığım için kusura bakmayın!
Wow !. Hissettiklerini anlayabiliyorum ve anlattıkların kesinlikle zaman kaybı değil şahsen bu kadar yazının hepsini okuyacağım aklımın ucundan geçmezdi :). İlk başta klasik lise aşk hikayesi sanıp '' Herkeste sevgili potansiyeli görme '' diyecektim de sen gerçekten abayı yakmışsın. Artık gerisi sende kalmış bir şey bence sana tavsiye verebilecek birininde çıkacağını sanmıyor. Umarım bu işten en az zarar ile çıkarsın. Bol şanslar :).
 
Wow !. Hissettiklerini anlayabiliyorum ve anlattıkların kesinlikle zaman kaybı değil şahsen bu kadar yazının hepsini okuyacağım aklımın ucundan geçmezdi :). İlk başta klasik lise aşk hikayesi sanıp '' Herkeste sevgili potansiyeli görme '' diyecektim de sen gerçekten abayı yakmışsın. Artık gerisi sende kalmış bir şey bence sana tavsiye verebilecek birininde çıkacağını sanmıyor. Umarım bu işten en az zarar ile çıkarsın. Bol şanslar :).

Ergenlik aşamalarını geçeli çok oldu ya naptın 🙂 Çalışacağım yerde 100 lerce hanım var. Ama "bahtsızın bağına ya taş yağar ya yağmur" atasözü varya, benim gibiler için söylenmiş işte. İyi dileklerin için de teşekkür ederim ayrıca
 
Dostum nasibin değilse herşeyi elde edemezsin ki. Bende yıllarca hep birini severek hep birşeyler hayal ederek yaşadım. Arkadaşlarım cebinde parasıyla gezip tozup harcarken ben 20 yaşıma kadar beş kuruşsuz gezdim. Ben babamı ilk gördüğümde yaşım 7'di. Çünkü babam yıllarca arap ülkelerinde işçi olarak çalıştı bizlere para yollayabilmek için. Ama birgün bile isyan etmedim. Çünkü annesi,babası olmayan insanlar gördüm ben. Benim dert dediğim şey aslında başkasının hayalleriydi. İlkokulda kanser olan arkadaşım vardı benim çok seviyordum kendisini sonra okula gelmedi bir süre ve sonradan duydum ki vefat etmiş. Aldığım nefes bile yeterdi anlayacağın şükretmem için. Üniversitede beni seven bir kız vardı bende ona karşı boş değildim ama cebimde üç kuruş para yoktu o yüzden kendimi pasif hissediyordum ve yanına gidip açılamadım. Bana karşı hisleri çok açık olduğu halde ama parasızlık işte. Zaten ailemin verdiği parayı dolmuşa veriyordum. Üniversite de bile arkadaşlarım bir yere çağırdığı zaman ben gelemeyeceğim diyordum halbuki gitmeyi çok istiyordum ama malum cepte para yok kafeye gidip çay içsem ailemden yine para isteyeceğim ve durumumuzda iyi değil o kadar. Bu şekilde 20 yaşıma kadar yaşadım ve iyi köyü iş sahibi olup kendi paramı kendim kazandım. Şimdi ne geriye bakıp o kızı arıyorum nede o kafelere arkadaşlarımla gidemediğim için üzgünüm. Şuan Allah'a şükürler olsun evlendim ve bir ailem oldu. Şuan gençliğimde ki düşüncem yok fikirlerim alışkanlıklarım tamamen değişti. O zamanlar benim için çok önemli olan kişilerden geriye bir avuç insanlar kaldı. Demem o ki sana dert gelen bazı şeyler için hayaller kuran insanlar var. Ne bir kıza kavuşamadın diye üzülme, ne de param yok deyipte sızlanma. Dua etki sağlığın yerinde, nefes alabiliyorsun. Bir tekerlekli sandalyeye ya da yatağa bağlı değilsin. Hayatının değerini bil. İnan ki zaman sel gibi neleri getirir neleri götürür bilemezsin. Sabret dostum maddi, manevi olarak kendini iyi bakmaya çalış. Zamanı gelince geriye dönüp baktığında hiçbirşey hatırlamayacaksın bile. Ayrıca hobiler edinmeni tavsiye ederim.
 
Dostum nasibin değilse herşeyi elde edemezsin ki. Bende yıllarca hep birini severek hep birşeyler hayal ederek yaşadım. Arkadaşlarım cebinde parasıyla gezip tozup harcarken ben 20 yaşıma kadar beş kuruşsuz gezdim. Ben babamı ilk gördüğümde yaşım 7'di. Çünkü babam yıllarca arap ülkelerinde işçi olarak çalıştı bizlere para yollayabilmek için. Ama birgün bile isyan etmedim. Çünkü annesi,babası olmayan insanlar gördüm ben. Benim dert dediğim şey aslında başkasının hayalleriydi. İlkokulda kanser olan arkadaşım vardı benim çok seviyordum kendisini sonra okula gelmedi bir süre ve sonradan duydum ki vefat etmiş. Aldığım nefes bile yeterdi anlayacağın şükretmem için. Üniversitede beni seven bir kız vardı bende ona karşı boş değildim ama cebimde üç kuruş para yoktu o yüzden kendimi pasif hissediyordum ve yanına gidip açılamadım. Bana karşı hisleri çok açık olduğu halde ama parasızlık işte. Zaten ailemin verdiği parayı dolmuşa veriyordum. Üniversite de bile arkadaşlarım bir yere çağırdığı zaman ben gelemeyeceğim diyordum halbuki gitmeyi çok istiyordum ama malum cepte para yok kafeye gidip çay içsem ailemden yine para isteyeceğim ve durumumuzda iyi değil o kadar. Bu şekilde 20 yaşıma kadar yaşadım ve iyi köyü iş sahibi olup kendi paramı kendim kazandım. Şimdi ne geriye bakıp o kızı arıyorum nede o kafelere arkadaşlarımla gidemediğim için üzgünüm. Şuan Allah'a şükürler olsun evlendim ve bir ailem oldu. Şuan gençliğimde ki düşüncem yok fikirlerim alışkanlıklarım tamamen değişti. O zamanlar benim için çok önemli olan kişilerden geriye bir avuç insanlar kaldı. Demem o ki sana dert gelen bazı şeyler için hayaller kuran insanlar var. Ne bir kıza kavuşamadın diye üzülme, ne de param yok deyipte sızlanma. Dua etki sağlığın yerinde, nefes alabiliyorsun. Bir tekerlekli sandalyeye ya da yatağa bağlı değilsin. Hayatının değerini bil. İnan ki zaman sel gibi neleri getirir neleri götürür bilemezsin. Sabret dostum maddi, manevi olarak kendini iyi bakmaya çalış. Zamanı gelince geriye dönüp baktığında hiçbirşey hatırlamayacaksın bile. Ayrıca hobiler edinmeni tavsiye ederim.

Her sözün doğru, söylediklerinin hepsinin farkındayım şükürler olsun. Konu farklı yerlere kaymasın ama elimden geldiğince namazında niyazında bir insan olmaya çalışıyorum. Dua'nın gücüne de inanıyorum. Tek dayanağım da bu inancım zaten. Ama işin ucu gönüle değince, akıl mantık kalmıyor bazen insanda. Hep böyle bişeyleri içine atıp atıp yaşamak zor geliyor artık, Lise yıllarından iletişimde olduğum kimse kalmadı, üniversitede zaten bu arkadaşta iyi not var deyip sınav zamanı etrafımda kümeleniyolardı. Bunları paylaşacak ailem dışında kimse yok, onlara da herşey anlatılmıyor zaten.
Ailemden yana memnunum Allah razı olsun ki güzel ahlak öğrettiler, en değerli hazine benim için ama insan işte böyle yerlerde silik mi deyim pısırık mı deyim böyle acayip hissediyor.

Yaşadıkların için üzüldüm ayrıca, umarım hayatının evlilikle açtığın yeni sayfası senin için çok daha güzel ve hayırlı olur.
 
Dostum nasibin değilse herşeyi elde edemezsin ki. Bende yıllarca hep birini severek hep birşeyler hayal ederek yaşadım. Arkadaşlarım cebinde parasıyla gezip tozup harcarken ben 20 yaşıma kadar beş kuruşsuz gezdim. Ben babamı ilk gördüğümde yaşım 7'di. Çünkü babam yıllarca arap ülkelerinde işçi olarak çalıştı bizlere para yollayabilmek için. Ama birgün bile isyan etmedim. Çünkü annesi,babası olmayan insanlar gördüm ben. Benim dert dediğim şey aslında başkasının hayalleriydi. İlkokulda kanser olan arkadaşım vardı benim çok seviyordum kendisini sonra okula gelmedi bir süre ve sonradan duydum ki vefat etmiş. Aldığım nefes bile yeterdi anlayacağın şükretmem için. Üniversitede beni seven bir kız vardı bende ona karşı boş değildim ama cebimde üç kuruş para yoktu o yüzden kendimi pasif hissediyordum ve yanına gidip açılamadım. Bana karşı hisleri çok açık olduğu halde ama parasızlık işte. Zaten ailemin verdiği parayı dolmuşa veriyordum. Üniversite de bile arkadaşlarım bir yere çağırdığı zaman ben gelemeyeceğim diyordum halbuki gitmeyi çok istiyordum ama malum cepte para yok kafeye gidip çay içsem ailemden yine para isteyeceğim ve durumumuzda iyi değil o kadar. Bu şekilde 20 yaşıma kadar yaşadım ve iyi köyü iş sahibi olup kendi paramı kendim kazandım. Şimdi ne geriye bakıp o kızı arıyorum nede o kafelere arkadaşlarımla gidemediğim için üzgünüm. Şuan Allah'a şükürler olsun evlendim ve bir ailem oldu. Şuan gençliğimde ki düşüncem yok fikirlerim alışkanlıklarım tamamen değişti. O zamanlar benim için çok önemli olan kişilerden geriye bir avuç insanlar kaldı. Demem o ki sana dert gelen bazı şeyler için hayaller kuran insanlar var. Ne bir kıza kavuşamadın diye üzülme, ne de param yok deyipte sızlanma. Dua etki sağlığın yerinde, nefes alabiliyorsun. Bir tekerlekli sandalyeye ya da yatağa bağlı değilsin. Hayatının değerini bil. İnan ki zaman sel gibi neleri getirir neleri götürür bilemezsin. Sabret dostum maddi, manevi olarak kendini iyi bakmaya çalış. Zamanı gelince geriye dönüp baktığında hiçbirşey hatırlamayacaksın bile. Ayrıca hobiler edinmeni tavsiye ederim.
Abim çok ama çok güzel yazmışsın be. Allah bize de hayırlı hayatlar hayırlı eşler nasip etsin. Takdir ettim seni gerçekten. Çok az kişi senin gibi düşünüyor. Maaşallah diyelim... Konu sahibi kardeşe de Allah mutluluklar nasip etsin. Düşmeden çıkılmıyor diye bir söz vardır ya. İnsanoğlu beşer şaşar... Keşke boşa üzüldüğümüzü anlasak. Zaten mevla rızka kefil değil midir ki insan endişe ediyor hayattan. Biz helal yaşayalım gerisi Allahın taktiri ile eşde olur işde. :)
 
Öncelikle duygularını senin kadar güzel ifade eden pek az kişi görmüşümdür. Çok hoşuma gitti kendini ifade ediş tarzın. İnsanoğluyuz elbet beğeniriz bazı şeyleri, kız arkadaşımız varken bile başka bir kızı beğenebiliriz acımasız bir örnek vermek gerekirse. Bazen sahip olduğumuzu beğenmeyiz, bazen ise beğenmediğimize bile sahip olamayanlara tanık oluruz.

İçine kapanıklık belirli oranda genetik faktörlerden kaynaklansa da büyük oranda çevresel faktörlerden kaynaklanmakta. Bu durumdan kurtulmak büyük oranda senin elinde. Dünya'ya bir defa geldiğinin farkında olan insanlar içine kapanıklık durumundan kurtulmak için elinden gelenin fazlasını yapacaktır mutlaka.

Olay tamamen farklı arkadaş gruplarına girmek ve kendini, olmak istediğin kişi gibi tanıtmakta yatıyor. İnsanın kendine olan güveni büyük önem arz ediyor elbette, kendini iyi ifade edebilen biri olduğunu gördüm. Bence önünde bir engel yok. O duvarı yıkabilirsin, başta biraz rol yapıyor gibi hissedeceksin belki ancak belli ki şu an ki durumdan pek memnun değilsin.

İçindeki güzelliği dışarı vurduğunda seni seven ve saygı duyan insanların sayısı da emin ol artacaktır. Kız arkadaş meselesi ise tamamen spontane gelişen bir durum. Ben de seninle aynı dönemleri yaşadım, yeri geldi bana olan sevgisini açıkça dile getiren kişilerden elektrik alamadığım için karşılık veremediğim oldu; ama şuan 3,5 yıllık bir ilişkim var ve her şey çok iyi gidiyor. Zamanın insanın karşısına neler çıkaracağı hiç belli olmuyor. Ümidini ve hevesini hiç yitirme bu yüzden. Dolu bir otoparkta yer aramaya benziyor bazen işler, tam ümidini kaybettiğin noktada biri gelip arabasını çekiveriyor.

Normalde bu tip konulara asla bu denli vakit ayırıp yanıt yazmam ancak sen gerçekten kendini çok hoş bir dille dışa vurmuşsun, aynı samimiyet ile yanıt yazmak ve derdini paylaşmak bir borçtur bizler için.
 
@BilgisayarKurdu önemseyip, söylediklerime zaman ayırıp kulak verip, umut dolu bir yanıtla derdimi paylaştığın için nasıl mutlu oldum anlatamam. Buraya yazabildiklerimin çeyreğini tabularımı yıkarak karşısına çıksam söylesem belki karşılık alırım ama benim için bu olay bugün itibari ile bitti. Tek yapabileceğim uzaktan durumu gözlemlemek, çünkü bir insanın aklını kurcalayarak iki insana zarar vermeyi ahlaki ve etik bulmuyorum. Olan yine bana olsun benim gönlüm geniştir, orada kendine bir yer bulan, bir de yakan kişi bu kişi olsun.

Ayrıca cevabınızdaki iltifatlar için de teşekkür ediyorum.
 
Hayatta hep böyle sessiz birisi olmamın dezavantajlarını tecrübe ediyorum. Ama bir türlü bu kalıbımı yırtıp dışarı çıkamıyorum. Bankada, PTT de, otobüs durağında öne geçen adama bile ses çıkaramıyorum. . Eğlenceli, ağzı laf yapan, tam yerinde cuk diye espri yapan/iltifat eden tipler hep böyle prestij sahibi olurya, çok koyuyor bu bana.


Aslında kendimce eğlenceli sıkıcı olmadığımı düşünüyorum, ama bunu karşımdaki insanlara hissettiremiyorum.

Aa tanıdık geliyor, acaba nereden? Eski ben. Yaşadıkların tamamen özgüvensizlikten. Herkese de bu öneriyi veriyorum ama benim özgüvenimi kazanmama yardım eden insan " Ege Fitness " Youtube da olsun Instagram hikayeler de olsun hep beni motive etmiştir özgüvenli bir insan olmamda yardımı çoktur. Hiç gerçekte konuşmadık sadece videolardan. Spora başla, kimseyle konuşmana gerek yok salonda. Tak kulaklığı aç en sevdiğin müziği. Meditasyon.
 
Aa tanıdık geliyor, acaba nereden? Eski ben. Yaşadıkların tamamen özgüvensizlikten. Herkese de bu öneriyi veriyorum ama benim özgüvenimi kazanmama yardım eden insan " Ege Fitness " Youtube da olsun Instagram hikayeler de olsun hep beni motive etmiştir özgüvenli bir insan olmamda yardımı çoktur. Hiç gerçekte konuşmadık sadece videolardan. Spora başla, kimseyle konuşmana gerek yok salonda. Tak kulaklığı aç en sevdiğin müziği. Meditasyon.

Mesele sporla alakalı değil bana göre... tabi insana verdiği özgüveni biliyorum. Ama anlatmaya çalıştığın şey kas gücünden gelen özgüvense gerek yok, ne insanlar görüyorum üflesen yıkılacak gibi ama yürekleri mangal. Benim sıkıntım karakteristik özelliğimi değiştirememek..

Ama hep başlamak isteyip de ertelediğim birşeydi. Uzun süren maddi imkansızlığın ardından ertelenmiş bu spor meselesini tekrar gündeme alıcam, önce bir işime çeki düzen vermem gerek.
 
Uyarı! Bu konu 5 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı