KHK mağduriyetlerini kim giderecek?

Hocam hep kaçamak cevap veriyorsun bu tarz konularda. Bir geliyon ölümüne Canan Kaftancıoğlu savunuyon bir çıkıyor HDP davaları yanlış diyorsun bir çıkıyor KHK ile atılanlar diyorsun.

Sana sadece bir soru sordum. Ne kadarı suçsuzdur bu KHK ile atılanların?

Hepsini görevine iade edeceğiz anlayışı siyaseten mavi boncuk dağıtmaktır ve bence yanlıştır. Attığın videolar izlenecek gibi değil bu arada.
Ben de diyorum ki bilmediğiniz bir konu hakkında nasıl hüküm veriyorsunuz?

Konu dışı (Burayı uzatmayalım. İlgili başlıklarda cevapları verdim ama hatırlatıyorum. O başlıklarda tartışılabilir) :
Farklı konuları burada tartışmanın alemi yok. İlgili konularda ne söylediysem orada duruyor. Hukuk somut delillerle ve bağlayıcılık sırasına göre uygulanır. Anayasa'da suç olmayan bir şeyi siyasilerin kolayca değiştirdiği alt ceza kanunları veya bir kişinin ben yaptım oldu keyfiyeti ile çıkardığı KHK'larla işlemez. Bunlara göre hüküm veren hakimler taraftır. İtiraz ettiğiniz şeylerin özet karşılığı budur. Bunu isimler üzerinden algılarla değiştiremezsiniz. Bağımsız yargının algılarla işi olmaz. Ama bizde yok işte.
 
Son düzenleme:
Ben de diyorum ki bilmediğiniz bir konu hakkında nasıl hüküm veriyorsunuz?

Konu dışı (Burayı uzatmayalım. İlgili başlıklarda cevapları verdim ama hatırlatıyorum. O başlıklarda tartışılabilir) :
Farklı konuları burada tartışmanın alemi yok. İlgili konularda ne söylediysem orada duruyor. Hukuk somut delillerle ve bağlayıcılık sırasına göre uygulanır. Anayasa'da suç olmayan bir şeyi siyasilerin kolayca değiştirdiği alt ceza kanunları veya bir kişinin ben yaptım oldu keyfyeti ile çıkardığı KHK'larla işlemez. Bunlara göre hüküm veren hakimler taraftır. İtiraz ettiğiniz şeylerin özet karşılığı budur. Bunu isimler üzerinden algılarla değiştiremezsiniz. Bağımsız yargının algılarla işi olmaz. Ama bizde yok işte.

KHK mağdurları için komisyonlar kurulmadı mı?

2016 yılından beridir suçsuz olan varsa görevine dönüyor az veya çok. Ama toptancı bir şekilde hepsi suçsuz hepsi görevine dönmeli anlayışına karşıyım ben diyorum yoksa suçsuz olan geri dönsün tabi. Bütün hepsi suçsuz diye savunan veya benimseyen yanlış yapıyordur.

Sana bir soru sordum inatla cevap vermiyorsun sence ne kadarı suçsuzdur? Ayrıca bir kişi mahkeme tarafından tahliye edilirse ne olursa olsun kim olursa olsun devlet geri almalı mıdır? Devletin insiyatifi veya çalışacağı kişiyi seçme hakkı yok mudur? Amirlerinin veya yetkililerin değerlendirme hakkı yok mudur?

Adan direk FETO'cu değildir ama iltisaklıdır veya sempatizandır bunları nasıl ayırt edecez mesela devlet kritik görevde o kişiyi çalıştırmamak isteyemez mi? Darbe sonrası oluşan OHAL sürecinde işine son veremez mi ?

Şu tarz açıklamalar söylemler beni rahatsız ediyor mesela. Geri dönecez görevlerimizi geri alacaz itibarlı bir şekilde geri gelecez kurumlarımızı alacaz flan.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
KHK mağdurları için komisyonlar kurulmadı mı?

2016 yılından beridir suçsuz olan varsa görevine dönüyor az veya çok. Ama toptancı bir şekilde hepsi suçsuz hepsi görevine dönmeli anlayışına karşıyım ben diyorum yoksa suçsuz olan geri dönsün tabi. Bütün hepsi suçsuz diye savunan veya benimseyen yanlış yapıyordur.

Sana bir soru sordum inatla cevap vermiyorsun sence ne kadarı suçsuzdur? Ayrıca bir kişi mahkeme tarafından tahliye edilirse ne olursa olsun kim olursa olsun devlet geri almalı mıdır? Devletin insiyatifi veya çalışacağı kişiyi seçme hakkı yok mudur? Amirlerinin veya yetkililerin değerlendirme hakkı yok mudur?

Adan direk FETO'cu değildir ama iltisaklıdır veya sempatizandır bunları nasıl ayırt edecez mesela devlet kritik görevde o kişiyi çalıştırmamak isteyemez mi? Darbe sonrası oluşan OHAL sürecinde işine son veremez mi ?

Şu tarz açıklamalar söylemler beni rahatsız ediyor mesela. Geri dönecez görevlerimizi geri alacaz itibarlı bir şekilde geri gelecez kurumlarımızı alacaz flan.

Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
Yine konuyu sulandırmışsınız. Gazetecilik ayrı bir şey devlet memurluğundan, kamu işçiliğinden hukuksuzca atılmak ayrı bir şeydir. Adem Yavuz ile konunun ne ilgisi var?
Gazetecilik faaliyetleri, "cemaat" medyası veya destekleyen medya kuruluşları ayrı bir konu. Onu tartışmak istiyorsanız, gidin o konuyu bir başlık olarak açın. İsteyen gelir tartışır.

Memuriyetten çıkarılmak için yüz kızartıcı suç, terör faaliyetleri falan lazım. Tabi bunun da somut delillerle ve mahkeme kararları ile ortaya konması lazım. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu okuyun.
Bu insanlar hiçbir mahkeme olmadan, bir kişinin keyfiyeti ile çıkardığı KHK'larla görevlerinden uzaklaştırıldı. KHK'lara giden listelerde, amir veya kendilerince belirledikleri yandaş sendika üyesi memur görüşü ile yani bu memurların çalıştığı kurumların amirleri veya yandaş memurlardan birileri "bunlar bölücü, PKK yanlısı, FETÖ yanlısı" gibi bildirimler gönderdi.
Ohal Komisyonu kuruldu, bu adil bir çözüm değil ve çok ağır işliyor. Zaten verdiği kararlar da hâlâ keyfi ve hukuka uygun değil.
Komisyona başvuran 126 bin civarı insan var. Sadece 16 bin kişi göreve kabul edildi. 104 bin kişi reddedildi. 6 bin kişi hakkında hâlâ bir karar yok. Başvurusu reddedilenler hukuki itiraz yoluna gidebiliyor. Ve haklarını arıyorlar. Başvurusu sonuçlanmayanlar bu haktan da mahrum.
Aralarında suçlu bulunanlar var. Suçları neymiş? Devletin kuruluşuna onay ve yıllarca destek verdiği sendikalara üye olmak, yine devletin destek verdiği ve BDDK eliyle denetime tabi tuttuğu bankalarda hesabı olmak (bu arada o bankaların çeşitli yöneticileri ve ünlü müşterileri devlette, ana akım medyada cirit atıyor, el üstünde tutuluyor), devletin onay ve reklamını yaptığı, gençleri adeta mecbur bıraktığı okul, dersane ve yurtlarda (AKP'li yetkililerin çoğu bu kurumların açılışlarına katılmış, etkinliklerine katılıp, öğrenim görmeleri içinde çocuklarını göndermiştir) bir dönem öğrenim görmüş olmak. Bir de bunlarla hiç ilgisi olmayan KESK (en çok Eğitim Sen) üyesi olmak ve KESK'in eylem - miting gibi etkinliklerine katılmak.
Komisyona başvuran sayı mağdurların hepsi değil ve mağdurların sayısı sürekli artıyor. Yani keyfi işten çıkarmalar aralıksız devam ediyor. Videoyu izlerseniz sayının 2 milyona dayandığını söylüyor arkadaşlar.

Devlet birlikte çalışmak istemediği kişileri çıkaramaz mi diye sormuşsunuz. Neye göre, kime göre olacak bu tutum? Devlet memurunu, kamu personelini kimsenin keyfine göre çıkaramazsınız. Yukarda yazdığım gibi suçu sabit olanları çıkarır devlet.
Haa diyelim ki hakkında soruşturma devam eden personel olur. O zaman soruşturma sonuçlanana kadar açığa alabilir.
Bir de kendilerince güvenemedikleri personel var. Şu an orduda binlerce personel, işinden uzaklaştırılıp, tüm maddi ve özlük hakları devam ederek evlerinde dinlendirilenler var.

Konumuzda KHK mağduru insanlar bu iki durumda da değil, hiçbir soruşturma, mahkeme olmadan bir gecede uzaklaştırılıyorlar. Tüm maddi ve özlük haklarından mahrumlar. Kendilerinin başka iş yapmaları da engelleniyor.

Suçlu olanlar var mı? Görevden uzaklaştırmak için böyle bir gerekçeye başvurulmadı. Bazılarını çok sonradan hukuksuz olarak bir seylerle suçlayıp hüküm verdiler. Ama onlara da itiraz hakkı vermiyorlar. Ve o insanlar suçlu ise neden cezaevlerine girmiyorlar?
Ordu personelinden FETÖ'cü olduğunu iddia ettiklerinin bir kısmını cezaevlerine koydular.
Sivil memurlardan sonradan suç isnat edilen insanlardan cezaevinde yatan yok gibi.

Bu konuda mağdurları ve temsilcilerini dinlemenizi öneririm. Orada konuya son derece hakim bir sözcü ve avukat konuşuyor. Onları dinlerseniz daha sağlıklı bilgi edinirsiniz.
 
Yine konuyu sulandırmışsınız. Gazetecilik ayrı bir şey devlet memurluğundan, kamu işçiliğinden hukuksuzca atılmak ayrı bir şeydir. Adem Yavuz ile konunun ne ilgisi var?
Gazetecilik faaliyetleri, "cemaat" medyası veya destekleyen medya kuruluşları ayrı bir konu. Onu tartışmak istiyorsanız, gidin o konuyu bir başlık olarak açın. İsteyen gelir tartışır.

Memuriyetten çıkarılmak için yüz kızartıcı suç, terör faaliyetleri falan lazım. Tabi bunun da somut delillerle ve mahkeme kararları ile ortaya konması lazım. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nu okuyun.
Bu insanlar hiçbir mahkeme olmadan, bir kişinin keyfiyeti ile çıkardığı KHK'larla görevlerinden uzaklaştırıldı. KHK'lara giden listelerde, amir veya kendilerince belirledikleri yandaş sendika üyesi memur görüşü ile yani bu memurların çalıştığı kurumların amirleri veya yandaş memurlardan birileri "bunlar bölücü, PKK yanlısı, FETÖ yanlısı" gibi bildirimler gönderdi.
Ohal Komisyonu kuruldu, bu adil bir çözüm değil ve çok ağır işliyor. Zaten verdiği kararlar da hâlâ keyfi ve hukuka uygun değil.
Komisyona başvuran 126 bin civarı insan var. Sadece 16 bin kişi göreve kabul edildi. 104 bin kişi reddedildi. 6 bin kişi hakkında hâlâ bir karar yok. Başvurusu reddedilenler hukuki itiraz yoluna gidebiliyor. Ve haklarını arıyorlar. Başvurusu sonuçlanmayanlar bu haktan da mahrum.
Aralarında suçlu bulunanlar var. Suçları neymiş? Devletin kuruluşuna onay ve yıllarca destek verdiği sendikalara üye olmak, yine devletin destek verdiği ve BDDK eliyle denetime tabi tuttuğu bankalarda hesabı olmak (bu arada o bankaların çeşitli yöneticileri ve ünlü müşterileri devlette, ana akım medyada cirit atıyor, el üstünde tutuluyor), devletin onay ve reklamını yaptığı, gençleri adeta mecbur bıraktığı okul, dersane ve yurtlarda (AKP'li yetkililerin çoğu bu kurumların açılışlarına katılmış, etkinliklerine katılıp, öğrenim görmeleri içinde çocuklarını göndermiştir) bir dönem öğrenim görmüş olmak. Bir de bunlarla hiç ilgisi olmayan KESK (en çok Eğitim Sen) üyesi olmak ve KESK'in eylem - miting gibi etkinliklerine katılmak.
Komisyona başvuran sayı mağdurların hepsi değil ve mağdurların sayısı sürekli artıyor. Yani keyfi işten çıkarmalar aralıksız devam ediyor. Videoyu izlerseniz sayının 2 milyona dayandığını söylüyor arkadaşlar.

Devlet birlikte çalışmak istemediği kişileri çıkaramaz mi diye sormuşsunuz. Neye göre, kime göre olacak bu tutum? Devlet memurunu, kamu personelini kimsenin keyfine göre çıkaramazsınız. Yukarda yazdığım gibi suçu sabit olanları çıkarır devlet.
Haa diyelim ki hakkında soruşturma devam eden personel olur. O zaman soruşturma sonuçlanana kadar açığa alabilir.
Bir de kendilerince güvenemedikleri personel var. Şu an orduda binlerce personel, işinden uzaklaştırılıp, tüm maddi ve özlük hakları devam ederek evlerinde dinlendirilenler var.

Konumuzda KHK mağduru insanlar bu iki durumda da değil, hiçbir soruşturma, mahkeme olmadan bir gecede uzaklaştırılıyorlar. Tüm maddi ve özlük haklarından mahrumlar. Kendilerinin başka iş yapmaları da engelleniyor.

Suçlu olanlar var mı? Görevden uzaklaştırmak için böyle bir gerekçeye başvurulmadı. Bazılarını çok sonradan hukuksuz olarak bir seylerle suçlayıp hüküm verdiler. Ama onlara da itiraz hakkı vermiyorlar. Ve o insanlar suçlu ise neden cezaevlerine girmiyorlar?
Ordu personelinden FETÖ'cü olduğunu iddia ettiklerinin bir kısmını cezaevlerine koydular.
Sivil memurlardan sonradan suç isnat edilen insanlardan cezaevinde yatan yok gibi.

Bu konuda mağdurları ve temsilcilerini dinlemenizi öneririm. Orada konuya son derece hakim bir sözcü ve avukat konuşuyor. Onları dinlerseniz daha sağlıklı bilgi edinirsiniz.

Arkadaşım benim gördüğüm 17-25 Aralık sonrası 15 Temmuz'a kadar uzanan süreçte halen daha FETO çizgisinde gezen kişiler anayasal olarak veya TCK eliyle ceza almıyor belki ama devlet insiyatif kullanıp bu insanlarla çalışmak istemiyor benim anladığım. Buna hakkı var diye düşünüyorum.

Adam gitmiş FETO çağrısı sonrası bankaya para yatırmış ve açıklama kısmına hoca efendimiz istedi yatırdım yazmış mesela. Bu adam TCK'ya göre ceza almaz. Ama devlet bu adamla neden çalışsın? Memuriyetine son veriyor.

Tekrar söylüyorum KHK'lılar içinde suçsuz insan var mıdır vardır. Ama bu sayı çok uçuk bir rakam değildir bana göre. 125 bin kişi atıldıysa içlerinde 3-5 bini geçmez bu rakam. Ama 120 bin kişi birden işine geri dönecek tutuklu olanlar salı verilecek hapiste olanlar çıkartılacak ve üstüne bizi içeri tıkanlar yargılanacak devlet hesap verecek tazminat verecek dendiği zaman bu söylemler üstte ki firari FETO mensuplarının söylediği çizgiye gelmiş olur ve yanlış olur bana göre. Benim itirazım buna. Ve işin kötüsü 3-5 oy için oraya mavi boncuk dağıtacam diye bol keseden atan isyasetçiler türedi.
 
Son düzenleme:
Arkadaşım benim gördüğüm 17-25 Aralık sonrası 15 Temmuz'a kadar uzanan süreçte halen daha FETO çizgisinde gezen kişiler anayasal olarak veya TCK eliyle ceza almıyor belki ama devlet insiyatif kullanıp bu insanlarla çalışmak istemiyor benim anladığım. Buna hakkı var diye düşünüyorum.

Adam gitmiş FETO çağrısı sonrası bankaya para yatırmış ve açıklama kısmına hoca efendimiz istedi yatırdım yazmış mesela. Bu adam TCK'ya göre ceza almaz. Ama devlet bu adamla neden çalışsın? Memuriyetine son veriyor.

Tekrar söylüyorum KHK'lılar içinde suçsuz insan var mıdır vardır. Ama bu sayı çok uçuk bir rakam değildir bana göre. 125 bin kişi atıldıysa içlerinde 3-5 bini geçmez bu rakam. Ama 120 bin kişi birden işine geri dönecek tutuklu olanlar salı verilecek hapistekiler çıkartılacak ve üstüne bizi içeri tıkanlar yargılanacak devlet hesap verecek tazminat verecek dendiği zaman bu söylemler üstte ki firari FETO mensuplarının söylediği çizgiye gelmiş olur ve yanlış olur bana göre. Benim itirazım buna. Ve işin kötüsü 3-5 oy için oraya mavi boncuk dağıtacam diye bol keseden atan isyasetçiler türedi.
KHK mağdurları hukuksuz bir şekilde görevlerinden uzaklaştırıldı. Ne bir soruşturma ne bir mahkeme kararı olmadan. Bu başlı başına hepsinin göreve iade edilmesi için yeterli sebep.
Mahkemeler, somut delillerle Devlet Memurluğu'ndan çıkarılmasını gerektiren suçları olanları ispat eder ve hükme bağlarsa onlar memurluktan çıkarılır zaten.
Bu iş çocuk oyuncağı değil. Bence öyle, sence şöyle diyerek yapılmaz.
Tüm KHK'li ihraclar göreve iade edilmeli ve tüm maddi kayıpları yasal faizleri ile karşılanmalı.

Buna siyasi çıkarları için yaklaşmak isteyenler olabilir tabi ki. Ama bu işin olması gereken hukuki boyutunu değiştirmez. Ayrıca bu yaklaşıma çekinceli olarak iktidarı da katabilirsiniz. O komisyonlar da bu yaklaşıma bir örnektir. Ama başarısız bir örnek. Şimdi bunu insanlarla dalga geçmek, oyalamak için yapanlar elbette seçimde karşılığını göreceklerdir.

Bu insanlar toplam seçmenin %10-15'i haline geldi. Öyle 3-5 oy diyenler bunun etkisinin daha büyük olacağını da görecekler.
KHK mağdurlarının %76'sı daha önce AKP'ye oy vermiş. Şimdi vermeyiz diyorlar. Ve yakın çevrelerine de etki ediyorlar. Göreceğiz bakalım neler olacak?

Şu milat meselesine de bir değinelim.
17-25 Aralık neyin miladı? Birilerinin keyfinin miladı.
O birileri o milat'ta bahsettiğiniz bankayı kapatmış mı?
O milat'a kadar kendileri bu bankalar, okullar, yurtlar ve etkinlikleri için neler yapmış? Ne istemişler de vermemişler mesela.
O FETÖ ile "iltisaklı", "irtibatlı" olmayan ve hatta destek vermeyen bir tane bakan var mı şu an?
Bugün bir haber kanalının en gözde kadın temsilcisi o bankadan ne kadar kredi kullanıp süper lüks ev aldı. O krediyi ödüyor mu acaba?
Bizzat kendisi neler söyledi, bakın:
"Şubat 2013’te bir ev kredisi almaya karar verdik. 17-25 Aralık’tan aylar önceydi. O zaman neredeyse bütün devlet kurumlarının ve devlet şirketlerinin parası Bank Asya’daydı. Devlet nezdinde meşru bir bankaydı."
Bu keyfi miladı hukuk neye göre kabul ediyor?

Bu bankayı kimler açtı?

55eb2408f018fbb8f8ade2d3.jpg


Bank Asya 25 Ekim 1996 tarihinde İstanbul’da açıldı. Bankanın açılış törenine Recep Tayyip Erdoğan, Abdullah Gül, Fethullah Gülen ve Tansu Çiller gibi önemli isimler katıldı. (Hürriyet)​


Oh ne âlâ memleket, bir milat uydurun. O milat'a kadar kendiniz besleyip büyütün. Sonra paylaşamadığınız makamlar ve sermaye için birbirinize girin. Ve birbirinize bıçak çektiğiniz zamanları milat kabul edin.

Bank Asya eski yöneticisi SPK'ya başkan atandı​


Sermaye Piyasası Kurulu'na (SPK) ilişkin atama kararı Resmi Gazete'de yayımlandı. Yeni başkanın FETÖ'den el konulan ve TMSF'ye devredilen Bank Asya'da daha önce 16 sene görev yapan Ali Fuat Taşkesenlioğlu oldu. (Yeniçağ - 17 Nisan 2018)​

 
Khk mağdurları hukuksuz bir şekilde görevlerinden uzaklaştırıldı.

Arkadaşım sürekli genelleme yapıyorsun bu hiç hoş durmuyor bu tarz olaylarda. İçlerinde haksız hukuksuz olan illaki vardır diyorum ama sen 3-5 kişi üstünden 125 bin kişiyi aklamaya çalışıyon bu olmuyor işte.

Tüm Khk'li ihraclar göreve iade edilmeli ve tüm maddi kayıpları yasal faizleri ile karşılanmalı.

Tüm KHK'lı ihraçlar göreve iade edilmeli bir de :) hocam sen nerede yaşıyon iyi misin? Oldu olacak firariler de gelsin el konular malları geri flan da verilsin! Zaman gazetesi Samanyolu Bankaları flan da açılsın oldu olacak!

Şimdi bunu insanlarla dalga geçmek, oyalamak için yapanlar elbette seçimde karşılığını göreceklerdir.

Darbe 2016 yılında oldu. Onun üstüne 2017 referandumu geçti üstüne 2018 genel seçimleri 2019 yerel seçimleri geçti. Daha ne olacak kim neyi görecek? Bu tarz söylemler tehdit gibi oluyor.

17-25 Aralık 2013 yılında oldu darbe girişimi 15 Temmuz 2016 yılında. Bu arada halen daha inatla devlete karşı pozisyon alanlar kamuda çalışmasına rağmen devletine zıt gidenler cezalandırılmayı bırak sana kalsa ödüllendirilecek herhalde!
 
Arkadaşım sürekli genelleme yapıyorsun bu hiç hoş durmuyor bu tarz olaylarda. İçlerinde haksız hukuksuz olan illaki vardır diyorum ama sen 3-5 kişi üstünden 125 bin kişiyi aklamaya çalışıyon bu olmuyor işte.



Tüm KHK'lı ihraçlar göreve iade edilmeli bir de :) hocam sen nerede yaşıyon iyi misin? Oldu olacak firariler de gelsin el konular malları geri flan da verilsin! Zaman gazetesi Samanyolu Bankaları flan da açılsın oldu olacak!



Darbe 2016 yılında oldu. Onun üstüne 2017 referandumu geçti üstüne 2018 genel seçimleri 2019 yerel seçimleri geçti. Daha ne olacak kim neyi görecek? Bu tarz söylemler tehdit gibi oluyor.

17-25 Aralık 2013 yılında oldu darbe girişimi 15 Temmuz 2016 yılında. Bu arada halen daha inatla devlete karşı pozisyon alanlar kamuda çalışmasına rağmen devletine zıt gidenler cezalandırılmayı bırak sana kalsa ödüllendirilecek herhalde!
Devlet Memurları Kanunu diyorum. Bir bakın. En azından "Memurluktan Çıkarılmayı Gerektiren Suçlar" diye arayıp okuyun. O zaman böyle saçma sapan, "bana göre", "bence" falan diye gelip yazmazsınız umarım.

Biraz hukuk okuyun ve konu sulandirmayi bırakın.
Zaman, Samanyolu, Bugün TV vs için gidin ayrı bir konu açın. Burada işi zevzekleştirmekten başka bir amacı yok bunların.
 

Geri
Yukarı