Libretto

Decapat
Katılım
21 Haziran 2018
Mesajlar
67
Çözümler
1
Yer
Türkiye
Bu konunun amacı, Kızılderililerin gerçekte kim olduklarını öğretebilmek ve konu hakkında sizlerle sohbet etmektir.

Kızılderili gerçek Amerikalıydı. Neredeyse hepsi yok oldu ama unutulmayacaklar. Toprakları için nasıl savaştıklarının tarihi, zamanın silemeyeceği kanla yazıldı. Güneş onların Tanrısıydı, açık hava, kiliseleriydi. Doğa, onların bütün sayfalarını bildikleri tek kitaptı. Charles M. Russell

Eski nesil Vahşi Batı’yı seyrettiği filmlerden, okudukları kitaplardan ve çizgi romanlardan öğrendi. Ve bazılarınız Kızılderililerin sıklıkla "kötü adam" olduğu kovboy filmleriyle büyüdü, birçoğunuz ise buna benzer filmler izledi. Vahşi Batı’yla ilgili en büyük yanılgı kovboyların kahraman, Kızılderililerin düşman olduklarına inandırılmamızdır. Western filmlerinde Kızılderililer vahşi, ilkel ve ölü olarak gösterilmiştir, onlar hep kötü adamdır.

General Philip Sheridan, 1851 yılında En iyi Kızılderili, ölü Kızılderilidir. demiştir, peki gerçekten öyle midir? Kaliforniya valisi Peter Hardeman Burnett ise Ocak 1851 yılında, Kızılderili ırkı yok olana kadar bu iki ırk arasında yürütülen imha savaşı devam edecektir. diye seslenmiştir, peki beyaz adamlar Kızılderililerden ne istemiştir?

son.gif

Amerikan tarihinin en renkli dönemidir Vahşi Batı yılları. 19. yüzyılda Missisipi Nehri’nin batısında kalan topraklarda olup bitenden ibarettir her şey. Ama onlarca kahraman, onlarca kanun kaçağı ve onlarca ilginç tarihi kişilik sığmıştır bu kısa döneme. Ve bir tanesi de Buffalo Bill takma adıyla nam salan William Frederick Cody'dir

Soluk benizliler, Yeni Dünya'ya ayak basmadan önce, Kızılderililerinin ana geçim kaynağı olan bizon sayısı 60.000.000 (60 milyon) olarak tahmin ediliyor. 1867–1868 yılları arası bir beyaz adam birden ortaya çıkıp, 18 ay içinde 4.282 bizonu öldürerek Buffalo Bill lakabını kazanıyor. 1902 yılına gelindiğinde ise bizon sayısı 1.940'a düşüyor.

aa.jpg

(Amerika bizonu 1870'lerde neredeyse tükenmek üzereydi.)
Kristof Kolomb’un 1492 yılında Yeni Dünya’yı keşfetmesi, bu kıtada yaşayan yerliler için sonun başlangıcı olmuştur. Etnolog (ırk bilimci) Christian Feest Amerikan tarihi aynı zamanda Amerikan Yerlilerinin topraklarını kaybedişlerinin tarihidir. diye yazar.

Hâlen Birleşik Devletler topraklarının %2’si, pek de verimli olmayan topraklar, yerli kabilelere aittir. Oysa yerliler için toprak çok önemlidir ve şimdi üzerinde yaşayan insanlarla geçmişte onlara egemen olanlar arasında bir bağ oluşturmaktadır. Tanınmış yazar Louise Erdrich’in Tracks (İzler) adlı romanında, bilge Kızılderili Nanapush toprak konusunda şöyle der: Yaşamdan yaşama kalan yegâne şey topraktır. Para kav gibi yanar, su gibi akar gider. Hükümetin verdiği sözlere gelince, rüzgâr daha kalıcıdır.

Amerika Kıtası, 12 Ekim 1492’ye kadar, üzerinde güneşin batmadığı bir ülkeydi. Coşkun akarsularla kuşatılmış bu verimli topraklar üzerinde, yeryüzünün büyük medeniyetlerini kurmuş, doğayı katletmeden ondan faydalanmasını öğrenmiş, silahı ve savaşı tanımayan insanlar yaşıyordu.

Kristof Kolomb, İspanyol Kralı ve Kraliçesine yazdığı mektupta şöyle der: Silah taşımıyorlar, silahın ne olduğunu da bilmiyorlar. Onlara bir kılıç gösterdim, keskin tarafından tuttular ve ellerini yaraladılar.

Amerika Kıtası keşfedildiğinde oraya medeniyetten önce ölüm gitti. Vahşet, hırsızlık, soykırım gitti. Peki daha sonra medeniyet gitti mi? Hayır! Çünkü oranın yerlileri “Beyaz Adam”dan çok daha medeniydiler. Hırsızlığı, insan öldürmeyi bilmiyorlardı. Huzur içinde yaşayan büyük bir aile gibiydiler.

“Beyaz Adam” gelince onu misafirperverce ve samimiyetle ağırladılar. Yiyeceklerinden bol bol ikram ettiler. Topraklarını açtılar. Hatta altınlarının da çoğunu karşılığında hiçbir şey beklemeksizin bu yeni misafirlerle paylaştılar. Fakat Beyaz Adamın gözü doymuyordu. Ne kadar verirlerse hep daha fazlasını istiyordu. En sonunda canlarını da istedi. Verdiler… İki şey öğretti hayat bize. Bir; tarihi kazananlar yazar. İki; kazananlar her zaman haklı değildir.

aa2.jpg


Neden Böyle Konu Açmayı Gereği Duydum?

Öncelikle hiçbir yerde Kızılderililer hakkında kitap önerilerinde bulunan blog veya forum görmedim. Ayrıca Türkçe'ye çevrilmiş fazla kaynak olduğu da söylenemez, hatta birçoğu artık basılmıyor bu yüzden elimden geldiğince size Kızılderililer hakkında kitap önerilerini paylaşacağım.
Eğer farklı olarak sizinde okuduğunuz veya bildiğiniz kitaplar var ise lütfen sizde bizlerle paylaşın. Bu konunun amacı, Kızılderililerin gerçekte kim olduklarını öğretebilmek ve konu hakkında sizlerle sohbet etmektir.

Paylaşacağım kitapların hiçbiri kurmaca değildir, burada İskandinav mitolojisi veya Yunan mitolojisi gibi kurmaca hayali varlıklardan bahsetmeyeceğiz, tam burada şuanda bir halkın düşü öldü, bir ulusun umudu kırılıp paramparça oldu.

Bugün ise, hâlâ Amerika'daki okulların ders kitaplarında bir halk kahramanı olarak tanıtılan Kristof Kolomb ve diğer kâşiflerin gerçek yüzü, pek çok yazar tarafından ortaya çıkarılmıştır.

Okuduğum kitaplara ✔ "tik" işaretini koyacağım, böylece merak ettiğiniz kitap hakkında soru sorabilirsiniz. Paylaştığım kitapların hepsi Türkçe'dir, kaliteli fotoğraf bulamadığım için bazılarında İngilizce orijinal kapak fotoğraflarını koydum.

1) Kalbimi Vatanıma Gömün / Dee Brown - ✔

1.jpg


Türkçe'ye çevrilmiş en kapsamlı kitap olarak görüyorum.

Arka Kapak:
Elinizdeki, neşeli bir kitap sayılmaz, ama tarihin bugüne uzayan bir yanı vardır ve belki de bu kitabı okuyanlar, geçmişte ne olduğunu öğrenmekle, Amerikalı Kızılderili'nin bugün ne olduğunu daha iyi anlayacaklardır. Amerikan mitinde, kaba birtakım savaşçılar şeklinde basmakalıp bir biçimde sokulan Kızılderililerin ağzından ince ve son derece akla yatkın sözlerin çıktığını görünce şaşıracaklardır belki de. Belki de, toprakla olan ilişkilerini büyük bir titizlikle koruyan bu halktan, toprak ile kendi aralarındaki ilişki hakkında biraz bir şeyler öğreneceklerdir. Kızılderililer toprağın ve onun zenginliklerinin hayatla bir tutulması gerektiğini ve Amerika'nın bir cennet olduğunu çok iyi biliyorlardı; Doğu'dan gelen istilacıların niçin Kızılderililere ait her şeyin yanı sıra Amerika'nın kendisini de yok etmeye kararlı olduklarını anlayamadılar. Bu kitabın okurları, bugün Kızılderililerin yaşadıkları yerlerin yoksulluğunu, umutsuzluğunu ve sefaletini görme fırsatını bulurlarsa, bunun nedenlerini de gerçekten anlayabileceklerdir."


2) İri Boynuzlu Kara Geyik Anlatıyor / John G. Neihardt - ✔

2.jpg


Kitap Oglala Lakotalarının kutsal adamı veya şamanı olan Heȟáka Sápa (Black Elk) Türkçe deyişle Kara Geyik'in hayatını konu alıyor. Kendi yaşam öyküsünü ve Siu dini törenlerini John Gneisenau Neihardt ile paylaşmış. Kitap ilk defa 1932 yılında basılmış.

O zamanlar bunun ne kadarının bittiğini bilmiyordum. Şimdilerde, ihtiyarlık yaşımın şu yüksek tepesinden geriye dönüp baktığımda, kuru derenin eğri büğrü yamaçlarında, etrafa dağılmış, kesilip biçilmiş bir sürü çocuğu ve kadını, genç gözlerimle görmüş olduğum zamanlardaki kadar net olarak hala görebilmekteyim. Ve orada, kanlı çamurlar içinde daha başka bir şeylerin de ölmüş olduğunu ve şiddetli yağan karlar altında gömülü kaldığını görebilmekteyim, ben şimdi. Bir milletin rüyası can vermiş bulunuyor orada. Ama güzel bir rüyaydı o...


3) Kızılderili Masalları / Margaret Compton ve W.T. Larned - ✔

3.jpg


İlk olarak 1895 yılında derlediği, 21 masaldan oluşan bu kitap, Kızılderililerin inanışlarına ve kültürlerine dair güzel bir bakış açısı da sunuyor.

Arka Kapak:
Kuzey Amerika’nın cesur halkı Kızılderililerin masalları…
Yakılan büyük ateşin çevresinde kabilenin yaşlıları tarafından anlatılan bu fantastik masallar, Kızılderililerin kültür ve inanışlarıyla birlikte renkli dünyalarını da gözler önüne seriyor.
Animizm inanışının izlerini taşıyan bu 21 masalda, Kızılderililerin mistik ve rengârenk kültürünü tanıyacaksınız.
Bozkırlardan çıkıp kocaman bir kıtaya yayılan bu masallarda büyücülerden perilere, kurtlardan kuğulara, yıldızlardan rüzgârlara kadar canlı ve cansız her varlığın bir ruhu olduğunu göreceksiniz.
Geçmişle geleceği birbirine bağlayan bu masallar, masal seven herkesin kitaplığında bulunmalı.


4) Kampateşi Başında Kızılderili Efsaneleri ve Masalları / Richard Erdoes, Alfonso Ortiz - ✔

4.jpg


Bu hikâyelerin çoğu, kitaba ortak emeği geçmiş olan iki yazarın, yirmi beş yıldan fazla süren uğraşları sonucunda bir araya getirilmiş. Bunların birçoğu daha evvel hiç yayınlanmamış; yıllardır ortalarda dolaşıp duran diğer birçoğu da, bugünün anlatıcıları tarafından yeni şekillendirilmiş biçimleriyle bu kitapta yer almış. Kitabın yazarları çalışmayı otantik ve daha yapmacıksız kılmak için yoğun uğraşlarla kaleme almışlar.

Amerika yerlilerinin yürek ve ruhlarından çağlayıp, onların kamp ateşi yakıp ateşin etrafında toplandıklarında, babadan oğula, dededen, toruna, kulaktan kulağa anlattıkları 150’den fazla efsane ve masal yer alıyor.


5) Kızılderili Mitolojisi / Alice Marriott, Carol K. Rachlin

5.jpg


Bu kitaptaki destan ve efsaneler, günümüzde yaşamakta olan Kızılderililer tarafından kitabın yazarlarına anlatılmış ve doğrulukları bazı antropolojik desteklerle de kanıtlanmıştır. Bu yapıt, antropoloji, edebiyat ve tarih alanlarında çalışmalarda bulunanlar için önemli bir kaynaktır.


6) Ben Adamım - Bir Kızılderilinin Yaşam Öyküsü / Joe Starita

6.jpg


Elinizdeki bu kitap Ponca şefi Dinelen Ayı’nın Amerikan tarihinde ilk kez bir Kızılderili’nin birey olmak, insan olmak, eşit olmak adına verdiği hukuk mücadelesini gözler önüne seriyor ve Amerikan yerlilerinin bu mücadele sonucunda vatandaşlık haklarına sahip olmalarının önünün açılmasının hikâyesini anlatıyor.

Arka Kapak:
Mahkemedeki insanlar Dinelen Ayı’nın (Standing Bear) yavaşça oturduğu yerden kalktığını gördüler. Öne geldiğinde durdu ve dinleyicilere dönüp sağ elini kaldırıp uzun bir süre öyle tuttu. Bir süre sonra kürsüye döndü, sözcüklerini tercüman yoluyla yargıca ve kalabalığa ileterek alçak bir sesle konuşmaya başladı:
“Bu el sizin renginizden değil, ama onu kesersem acı hissederim. Siz de elinizi kesseniz acı hissedersiniz. Benden akan kan sizinkiyle aynı renkte olacak. Ben bir insanım. Hepimizi aynı Tanrı yarattı.” Sonra döndü ve dinleyicilerine baktı, bir süre durdu, sessizce mahkeme salonunun penceresinden dışarıya bakıp bir süre sonra dışarıda ne gördüğünü anlatmaya başladı: “Bir nehrin kenarında dikiliyormuşum gibi. Karım ve küçük kızım yanımdalar. Nehrin önü geniş ve geçilemez. Her tarafta yüksek yamaçlar var ve sular hızla yükseliyor. Umutsuz bir şekilde kayalıklara bakıyorum ve sonunda güvenli bir yere çıkan sarp, taşlı bir yol görüyorum. Karıma ve çocuğuma kurtulduk diye bağırarak dönüyorum. Yeşil adaların etrafından dökülen Hızlı Akan Su’ya döneceğiz. Orada babalarımızın mezarları var. Böylece güvenli yere gittikçe daha çok yaklaşarak hızla yolu tırmanıyoruz, sular arkamızda yükselmektedir. Ama bir adam geçişi engeller… Geçemeyeceğimi söylerse, geçemem. Uzun mücadele boşuna olacaktır. Karım, çocuğum ve ben geri dönüp selin içine batmalıyız. Zayıfız, bitkiniz ve hastayız. Savaşamam.” Durdu ve yüzünü yargıca dönerek yavaşça konuşmaya başladı: “Sen o adamsın.”


7) Kızılderililer Nasıl Yok Edildi? / Bartolomeo De Las Casas - ✔

7.jpg


Bartolome de Las Casas, yerli halka Hıristiyanlığı aşılamak için Amerika'ya gitmiş bir papazdır. Ancak gördüğü vahşetin ne kadar acımasızca olduğunun farkına varınca amacından vazgeçmiştir. Ömrünü Kızılderililerin haklarını korumaya adamış ve onların lehinde yasalar çıkartacak kadar da başarılı olmuştur. Piskopos Bartolome de Las Casas, bu kitapta anlattığı her şeyi bizzat yaşadı. O bir “beyaz” idi. Fakat bu vahşete duyarsız kalamayacak kadar da insandı.


8) Beyaz Adam Öncesinde Bir Kızılderili Kızının Öyküsü / Ella Cara Deloria - ✔

8.jpg


On dokuzuncu yüzyılda, beyazların ovalara yerleşmesinden önceki dönemde, bir Dakota (Siu) kadınının yaşamının roman formatında muhteşem bir anlatımı...


9) Kızılderili Tarihi ve Gelenekleri / R. Thevenin, P. Coze

9.jpg


Eğer insan ruhunun yücelmesi maddeden kurtulmak ve bir üstbilince doğru uzanmak üzere harcadığı çaba ile ölçülürse, barbar kızılderilinin ruhu pekçok uygar insanınkinden daha yüce ve daha soyludur.

“Öncesiz-sonrasız Tabiat Ana’nın gücü her şeye yeter. İnsanların icatları, çölün sınırında yükselttikleri kibirli siteler, elde ettikleri fetihlerini korumak ve pekiştirmek için kullandıkları korkutucu silahlar ne ifade ediyor? Büyük doğal güçlerin asıl formuna geri kavuşturmaya çalıştığından, oluşmuş birkaç parça döküntüden başka hiçbir şey.


10) Küçük Ağaç'ın Eğitimi / Forrest Carter - ✔

10.jpg


Forrest Carter'ın otobiyografi romanı.

Arka Kapak:
Egemenlik ve güç tutkusu peşinde koşan Beyaz Adam’ın acımasızca yok ettiği Çerokilere ithaf edilen bu kitap, insanı umursayan, acılarını paylaşan, yaşamın bütünselliğini savunan bir kültürün mesajı... Evrensel dostluk ve barışın hikâyesi... İnsani duyarlılığın görkemli direnişi... Yüzeysel ve mekanik ilişkilerin hâkim olduğu günümüzde, yitirilen değerlere saygı duruşunda bulunma denemesi... Heidi, Küçük Prens, Şeker Portakalı ve Martı’daki samimiyeti, dürüstlüğü özleyenler; coşmak, sevmek, özgür olmak, hüzünlenmek, doya doya ağlamak isteyenler için... En çok da kitle iletişim araçlarının kölesi olanlar, yaratıcılığı körelten eğitimi sorgulamak isteyenler için...


11) Dağlardan Sorun Beni / Forrest Carter

11.jpg


Kızılderililerin ve uygarlıkların ortadan kaldırılması, çağımızın en büyük yüzkaralarından biridir. Kıtayı atalarından miras alan Kızılderililer, ne yazık ki bunu çocuklarına bırakamamışlardır. Kızılderili soykırımı ve onlarca kabilenin yeryüzünden silinmesi, 1860-1890 yılları Amerikası'nın korkunç bir trajedisidir. Dağlardan Sorun Beni bu trajediyi anlatmaktadır.


12) Gölgeleri Sahiplenen Kadın / Paula Gunn Allen

12.jpg


Gölgeleri sahiplenen kadın Amerikan yerlisi bir kadın tarafından bir Kızılderili kadın hakkında son elli yılda yazılmış ilk kitaptır. Kitap tüm dünyanın Kızılderilileri bıraktığı yerde, yani ölümün kıyısında başlar.


13) Kızılderilinin Çocukluğu Ohiyesa / Charles Eastman - ✔

13.png


Arka Kapak:
İlk soylu vahşilerden Ohiyesa, Amerika'nın gerçek sahipleri olan Kızılderililerden bir bilge öykü anlatıcısı. Kızılderilinin Çocukluğu bir sürgün öz yaşam öyküsü olduğu kadar, insanoğlunun başta ırk ve kültür olmak üzere farklılıklarından ötürü birbirini ötekileştirip katletmelerinin antropolojik ayrıntılarla bezenmiş, öyküsüdür de. Aynı zamanda, bir Sioux çocuğunun ait olma ve topluma katılma yolculuğu olan bu kitabı keyifle ve içiniz acıyarak okuyacaksınız.


14) Örümcek Kadının Ağı - Kızılderili Kadın Hikayeleri / Susan Hazen Hammond

14.jpg


Bu kitaptaki öyküler, Amerika kıtasının çeşitli bölgelerindeki kabilelerin genel bir kesitini yansıtmak üzere seçildiler. Bu öykülerde kadın yaratıcı, doğaüstü güç, evrendeki değiştirici kuvvet olarak dile getirilmektedir. Hepimizin hayatını etkileyen birçok mesele, kadın gözünden yansıtılmaktadır.


15) Kız Kulesindeki Kızılderili / Sunay Akın - ✔

15.jpg


Arka Kapak:
(...)
Cervantes, Kızılderililerin kimlerle savaşmak zorunda kaldığını soykırımın yapılmakta olduğu yıllarda susmamakta kararlı olan Sançho’nun ağzından açıkça yazar: “Babamız, Amerika’nın alçakların barınağı, fahişelerin sığınağı olduğunu söylemedi mi?”Don Kişot sinirlenir: “Kes sesini dedim.”
Ve Cervantes, Sançho’yu konuşturmaya devam eder: “Hint Adaları’na doğru yola çıkan herkes vicdanını rıhtımda bırakır.”
(...)


16) Onlar Hep Oradaydı / Sunay Akın - ✔

16.jpg


Arka Kapak:
Kızılderililerin sürüldüğü topraklarda, 1966'da, uzay kıyafetleri giydirilen NASA görevlilerine Ay'a indiklerinde ne yapacakları, nasıl davranacakları anlatılırken, yaşlı bir Kızılderili'nin yanındaki çocukla birlikte bu çalışmaları her gün izlediği görülür. Aradan geçen birkaç gün sonra çocuk yanlarına gelir: "Beni babam gönderdi. O Beyaz Adam'ın dilini bilmiyor. Ben okulda öğrendim. Babam, bu garip aletler ve kıyafetlerle burada günlerdir ne yaptığınızı soruyor."

Bir NASA yetkilisinin, Ay'a gitmek üzere olduklarını, bunun için astronotları eğittiklerini anlatması üzerine Kızılderili çocuk babasının yanına geri döner... Bunun üzerine günlerdir hiç kımıldamadan duran yaşlı Kızılderili koşarak astronotların yanına gelir ve nefes nefese Navaho diliyle bir şeyler söyler. Söyleneni anlamayan NASA görevlileri, babasının arkasından koşarak gelen çocuğa bakarlar... Çocuk, Beyaz Adam'ın Ay'a gideceğini öğrenince babasının çok heyecanlandığını anlatır ve kendisinin Ay'a bir mesajı olduğunu, onu da yanlarında götürüp götüremeyeceklerini sorduğunu söyler. Günlerdir güneş altında ciddi ciddi çalışmaktan sıkılan görevliler bir teyp uzatırlar: "Babana söyle, mesajını bu teybe söylesin. Söz, giderken yanımızda götüreceğiz." Kızılderili, çocuğunun Beyaz Adam'ın sözlerini Navaho diline çevirmesinden sonra teybe bir şeyler söyler, sonra da kızgın adımlarla uzaklaşır oradan. Mesaj şöyledir:
"Bu adamlara dikkat edin! Topraklarınızı almaya geliyorlar!.."


17) Kızılderililer ve Türkler / Reha Oğuz Türkkan - ✔

17.jpg


Bu kitap, "keşif" ve "altına hücum" dönemindeki insanlık tarihinin en büyük soykırımlarını anlatırken öte yandan bu talihsiz ırkın köklerini yarattıkları ırkın izlerini sürüyor. Kitap, Amerikan Yerlileri ile Türklerin soybirliğini değil onların medeniyetlerinin oluşmasında rol oynayan Türk veya Ön-Türk göçmenlerinin izlerini arıyor.

son.gif


Benim paylaşabileceğim kitaplar bu kadar, umarım faydalı olabilmişimdir.

Konu hakkında bildiğim birkaç faydalı site paylaşmak istiyorum. Son iki site İngilizce ancak sayfayı Türkçe'ye çevirdiğinizde bazı basit şeyleri mutlaka anlarsınız. Fakat üçüncü site biraz karışık.

museumsyndicate Bu sitede birçok Kızılderili'nin ve kabile reislerinin gerçek fotoğraflarına ulaşabilirsiniz. Resmi kaynaklardan arşivlenmiştir.

warpaths2peacepipes Bu sitede Kızılderili kültürünü, savaş boyaların anlamı, yaşamlarını, ünlü savaşçılarını, totem anlamlarını, şamanları, dinleri, inançları ve birçok konu hakkında çok kapsamlı bilgi bulabilirsiniz.

native-languages Bu sitede Kızılderili dilleri, hayvan anlamlarını, mitolojisini, Yüce Manitu ve hemen hemen her şeyi öğrenmek mümkün. İngilizce olması üzücü tabii.

Son olarak Amerika Kızılderili Şamanizmi İle Orta Asya-Sibirya Şamanizm’in Benzerlikleri adında bir PDF makalesi paylaşmak istiyorum. Korsan değildir.

Ayrıca, Doğu Batı Düşünce Dergisi Sayı: 32 - Bir Zamanlar Amerika. Temmuz 2005 makale yazısını paylaşıyorum. Kolomb’dan Wovoka’ya Kızılderililer.
 
Son düzenleyen: Moderatör:
Gerçekten çok yararlı bir konu olmuş teşekkürler. Keşke teknoloji bizleri esir almamış olsa da böyle tarih içeren kitapları okuyabilsek. Malesef ülkenin genel kültür seviyesi düşüyor kitap okumamaktan.
 
Derleme harika. Emeğiniz takdir edilmeli. Teşekkürler...
Faydalı olabilmişsem ne mutlu.

Uzun uğraşlar sonrası böyle bir konu açtım, birçok taslak oluşturdum. Başta da dediğim gibi amacım, Amerika’nın cesur halkı Kızılderililerin gerçekte kim olduklarını öğretebilmektir. Kristof Kolomb ve diğer kâşiflerin gerçek yüzü, pek çok yazar tarafından ortaya çıkarılmıştır.
 

Geri
Yukarı