Kötü olunur mu kötü doğulur mu?

Mantıklı değil ancak yapacak bir şey de yok. Kötü davranışların, önüne geçmek için cezaların olması gerekli. Ayrıca her insan günahsız, iyi olarak doğar. İnsan sonradan kendisi kötü olur. Umarım herkes doğru yolu bulabilir, diyelim.
 
Bence her insan hayatta kalma iç güdüsünden dolayı kötü doğar. Eğer çocuk güvende hissettiği ve sevdiğini hissettirebilen ebeynlerin bulunduğu bir aile ortamında büyürse iyi huylu duygusal özellikler kazanır, iyi bir insana dönüşmesi sağlanmış olur. Eğer nötr veya baskıcı, duygularını iyi aktaramayan, her çözümü şiddette bulan insanların arasında büyürse çocuk hayatına kötü bir insan olarak devam eder. Kötülüğün derecesi ebeveynlerin durumuna göre değişkenlik gösterir.
Evet arkadaşlar, gerçekten de kötü doğuyormuşuz :(
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

@Shimada Sensei
 
Evet arkadaşlar, gerçekten de kötü doğuyormuşuz :(
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.

@Shimada Sensei

Bu video iradeye dair bir işaret değil midir? Her şeye dair bilgi sendedir, seçmek de senin elindedir. Bize her bilgi doğuştan verilmiştir; seçim de zamansız olarak, isterse 5, isterse 10, isterse 60 yaşında değiştirilebilmektedir. Özellikle 6:39 civarı bahsedilen "sosyal normlar"ı yıkma gayretini sarf eden pek çok örnek geçmişte mevcuttur. Var olduğu toplum içinde, herkesi gerçekten önemsediğini bize hissettiren insanlar yaşamıştır. Çokluk ya da azlık veya onların içindeki davranış şekillerinin sebepleri tam belli değilken bu eminlik nasıl hasıl olabiliyor?

Kötünün kaynağını bulmaya kalktığınızda cevap basittir, doğal seleksiyon. Doğada varlığını sürdürme içgüdüsü neticesinde, güçlülük ve güçlülüğü sağlayan birliktelik insana yatkındır. Peki bu işleyiş ve artık insanın temellerine işlenmiş bu kabul içinde, tüm bunların dışında bir şeyler olduğunu düşünen ve her canlıyı her şart altında önemseyen insanların varlığının sebebi nedir?

İnsan doğuştan sadece kötü ise iyilik nasıl var oldu? Sadece kendi gibilerin değil de diğerinin de varlığı için gerçekten çabalayanlar hangi oluştan feyz aldı? Bir insanın başka bir canlı için tüm öğrendiklerinin temelinde yatan, varlığın sürekliliğinin ana maddesi olan "canını" vermesine sebep olan nedir?
 
Son düzenleme:
Bize her bilgi doğuştan verilmiştir.
Doğduğumuz ilk anda bildiğimiz tek şey hayatta kalmak zorunda olduğumuzdur.

Özellikle 6:39 civarı bahsedilen "sosyal normlar"ı yıkma gayretini sarf eden pek çok örnek geçmişte mevcuttur. Var olduğu toplum içinde, herkesi gerçekten önemsediğini bize hissettiren insanlar yaşamıştır.
Bu insanlar ne olursa olsun her zaman var olacaklar. Hatta yıllar içinde çoğunluk iyi insanlardan da oluşabilir çünkü sevgiyle büyümüş ve iyi eğitim almış yetişkin insanların istisnalar dışında kötü olarak kalabileceklerini sanmıyorum.

Çokluk ya da azlık veya onların içindeki davranış şekillerinin sebepleri tam belli değilken bu eminlik nasıl hasıl olabiliyor?
Bebeklerin çoğunluğunun böyle davranmasının sebebinin hayatta kalma iç güdüleri olduğu zaten belli. Ama bu davranışta bulunmayan, her koşulda iyi olanı seçen istisna bebekler mutlaka olmuştur.

Peki bu işleyiş ve artık insanın temellerine işlenmiş bu kabul içinde, tüm bunların dışında bir şeyler olduğunu düşünen ve her canlıyı her şart altında önemseyen insanların varlığının sebebi nedir?
Yukarıda da söylediğim gibi, sevgi ve eğitimin birlikteliği iç güdüleri büyük oranda baskılayabilecek bir güç oluşturuyor bence.

İnsan doğuştan sadece kötü ise iyilik nasıl var oldu?
Sadece kendi gibilerin değil de diğerinin de varlığı için gerçekten çabalayanlar hangi oluştan feyz aldı?
Bence yerleşik hayata geçildikten sonra insanların komşu yerleşkelerdeki insanlarla olan ilişki durumları ticaret ve takas sayesinde zamanla düşmandan nötre döndü. Bu dönüşle beraber yerleşkeler arasında kadın-erkek birliktelikleri yaşandı ve bu birliktelikler zamanla insanlara karşı yerleşkelerin öcü olmadığını gösterdi. Bir süre sonra bu komşu yerleşkeler birleşerek ilk kalabalık şehirleri oluşturdular ve herkesin huzuru ve güvenliği için bir takım kurallar koyuldu. Bu kurallar şehirler arasında çok büyük farklılıklar göstermediği için zamanla evrensel ahlak ilkelerine dönüştüler. Bu ilkeler ışığında küçük çocuklar eğitilmeye başladı ve bu eğitim koşulsuz olan anne sevgisiyle birleştiğinde herkesin mutluluğuna önem veren ilk gerçek iyi insanları oluşturdu. Ama maalesef günümüzde bu medeniyet seviyesinde bile etrafta ırkçı ve kendinden farklı düşüneni dışlayan, bulunduğu ortamdan uzaklaştırmaya çalışan hatta bazen ileri gidip birbirlerine zarar veren insanlardan çok fazla var. Bunda bence eğitimsizliğin çok büyük etkisi var.

Bir insanın başka bir canlı için tüm öğrendiklerinin temelinde yatan, varlığın sürekliliğinin ana maddesi olan "canını" vermesine sebep olan nedir?
Canlıdan kastınız diğer insanlarsa, açıkçası bu durumun kovanı canı pahasına koruyan arılardan pek bir farkı yok ama diğer canlı dediğiniz insanın dışındaki türlerse onlar çok istisna durumlar bence. Yani bu durumla ilgili bir deney yapsak, insanlara ya sen ya bu köpek ölecek derseniz insanların çok azı ölüme göz yumar.
 
İyilik ve kötülük doğduktan sonraki yaşantımıza ve tercihlerimize bağlıdır.
Bir uyuşturucu çetesinin içine doğarsan %90 ihtimalle uyuşturucu satarsın, hatta cinayet bile işleyebilirsin.
Hiç kimse hamile bir köpeği tekmeleme, hayvanlara ya da insanlara tecavüz etme, eş cinselleri öldürme, kendi dininden olmayanların kafasını kesme, savaş meydanında onlarca askeri katletme isteği ile doğmaz.
 

Geri
Yukarı