Daha fazla
- Cinsiyet
- Erkek
- Profil Kapağı
- 1522743131
Lost Planet: Extreme Condition - Donmamak için hareket et
Bazı oyun türleri söz konusu olduğunda PC’ler ve konsollar arasında kesin ayrımlar vardır. Bir konsolda FPS ve gerçek zamanlı strateji oyununu game pad yüzünden tadını çıkartarak oynayamasınız. Aynı şekilde PC’de de kaliteli bir dövüş oyunu bulmak ta çok zordur. Varsa bile tadı klavye ile değil game pad ile çıkar. İşte bu yüzden biz PC sahipleri de konsollara çıkan aksiyon oyunlarına yutkunarak bakar ve bir yandan da PC versiyonlarının çıkması için dua ederiz. Lost Planet: Extreme Edition’da tam bu oyunlardan.
Yaşasın PC
Bir çok konsol oyunlarının PC’ye “uyarlanmasından “ sonra ortaya çıkan eser genelde faciadır. Grafik kalitesinden oynanışına kadar bir çok yerde sorun yaşadığımız bu oyunların tadını nadiren çıkartabiliriz. Fakat Lost Planet bu konuda büyük bir istisna. Bırakın oyunun PC’de çalışmasını Lost Planet hem DirectX9 hemde DirectX10’da çalışan nadir oyunlardan birisi. Bu durumda yapımcı Capcom’a teşekkür etmemek elde değil. Her iki DirectX versiyonu arasında büyük bir fark olmasa da oyunun grafikleri PC’ye uyarlanırken oldukça başarılı bir iş ortaya konulmuş. Yanlız oyun Direct X10 versiyonunda ara sıra çökebiliyor. Oyun, başından sonuna kadar hiç durmayan bir aksiyona sahip. Bilimkurgu öğeleri üzerine kurulu olan oyunda E.D.N. III isimli bir gezegende savaşıyoruz. Gezegenin tamamı buzlarla kaplı. Bu soğukta canlı kalmanın yolu ise vücut ısımız sürekli olarak yüksek tutmak. Bunun için ise termal enerji depolamamız gerekiyor. Termal emerji ise gezegeni tamamen işgal eden Akrid adlı dev böceklerden alabileceğimiz gibi gezegenin üzerinde çıkarı olan diğer birliklerden de elde edebiliyoruz. Bir savaş sırasında babamızı kaybedip Akrid’lerden intikam almayı da senaryoya eklediğimizde doğal düşmanımızda ortaya çıkıyor. Özetle bol bol böcek avlayıp üstüne karşımıza çıkan rakipleri de deviriyoruz. Oyunda termal enerjimiz ve yaşam enerjimiz bitmeden ölmüyoruz. Yaşam enerjimiz ise termal enerji tarafından dolduruluyor. Fakat termal enerji aynı zamanda oyun içerisinde bulduğumuz ve VS adı verilen savaş robotlarını kullanmak için de gerekli.
Savaş robotu demişken
Oyunda VS’leri kullanmak çok keyifli. Tabiiki karşımıza rakip olarak çıkan VS’lerle kapışırken bu tat ikiye katlanıyor. VS’lerin tek problemi üzerlerine binerken izlediğimiz animasyon yüzünden harekete biraz geç atılmamız. Fakat bu oyunun tümünde gerçekçilik kazandırılmak için katılmış bir özellik. Oyunda iki tip VS var. Birisi kar kızağı gibi yerde kayarken öteki bir robot gibi hareket ederek yükseklere zıplıyor.
Büyük bosslarla kapışırken toprağı titrettiklerinde tökezliyoruz yada bir yerden düştüğümüzde dengemizi bulmak için biraz salınıyoruz. Ayrıca üzerimizde iki silah ve bir el bombası taşıyabildiğimiz gibi VS’lerden sökebileceğimiz veya onlara monte edebileceğimiz roket atar ve gatling gibi ağır silahları da kullanabiliyoruz. Bunun yanında lazer gibi enerji harcayan silahlarda var. Enerji bize çok lazım olduğundan bu tip silahları ancak boss kapışmalarında kullanmanızı tavsiye ederiz. Savaşmanın yanında kemerimizdeki kancayı kullanrak yüksek yerlere ulaşabiliyoruz. Bu oyunun özünü oluşturan aksiyon sırasında dikkatli yerlere nişan almazsak düşmemiz olası. Kancayı atabileceğimiz yerlerde crosshair yeşil oluyor. Fakat her yeşil yere kancayı attığımızda yukarı fırladığımız an bir yerlere tutunabileceğimiz anlamına gelmiyor.
Oyundaki aksiyon böceklerle karşılaştığımızda ne kadar tepeye vuruyorsa insanlarla savaştığımızda da bir o kadar sıkıcı olabiliyor. Çünkü yapay zeka cidden çok sıkıcı ve tepkisi çok yavaş. Ayrıca konsoldan geçirildiği için bu kısımlar oyunun en kolay savaşlarını oluşturuyor. İnsanlarla savaşırkan kontrolü beş yaşındaki kardeşinize bile verseniz hepsinin hakkından gelebilir.
Oyun boyunca devamlı hareket edip savaştığımızdan nişan almak için en iyi seçimin klavye-mouse ikilisi olduğu tartışılmaz. Oyun Xbox joypad’ini de destekliyor. Boss karşılaşmaları aynı zamanda oyunun en zor bölümleri ve oldukça zorlanacağınız tartışılmaz. Fakat iyi bir performansla oyunu 10-12 saat civarında bitirebilirsiniz. Oyunun içerisinde saklanmış çeşitli büyük paraları bulacak o bölüm içindeki kelimeyi tamamlamaya çalışıyorsunuz. Bu aynı zamanda oyunu tekrar oynatmaya yönelik bir numara. Yapıp yapmamak size kalmış.
Kesenin ağzını açmak
Lost Planet’ın enfes görsel efeklerinin ve aksiyonunun tadını tam çıkartabilmek için oldukça iyi bir sisteme sahip olmalısınız. Bunun için oyunun gerektirdiği minimum sistemi size oyunun bilgi kutucuğunda belirttik ama siz daha yüksek bir sisteme sahip olmadan bu oyundan keyif almayı çok beklemeyin. Bir süre sonra tüm oyunlar böyle bir sistem isteyeceğinden şimdiden ufak ufak kenara para koymaya başlamanızı tavsiye ederiz.
Bölümler arasında animeleri andıran ara videolarla ilerleyen hikaye yer yer sürprizlere açık olsada biraz sıkıcı gelebilir. Anime kahramanları andıran yüzlere ve karakter animasyonlarına karşın ilk başta oldukça klişe gelen hikaye bir süre sonra sizi hafiften sarıyor.
Genel olarak baktığımızda Lost Planet: Extreme Condition tartışılmaz bir görsel şölen sunuyor. Oyunu oynarken monitörünüze şöyle bir göz atan herkesin efektlere takılıp kalacağı tartışılmaz. Bunun yanına tatmin edici ses efektlerini ve müzikleri de eklediğimizde aslında karşımızda vasatın üstünde bir oyun buluyoruz. Tek eksiği insan rakiplerinizle savaşırken vasatın altında bir yapay zeka yüzünden sıkıcı bir kimliğe bürünmesi olan oyun, böcek bosslara karşı savaştığınız bölümleriyle bu açığı kapatıyor. Oyunun çoklu oyuncu modunda bir sürü bug var ve sunucuları dolu olduğundan keyfini çıkartmanız pek mümkün değil. Bu kadar güzel grafikli bir oyun daha iyi bir senaryo ve çeşitli bölümlerle desteklenseydi arkadaşlarınızla aranızda konuşabileceğiniz bir oyun olabilirdi. Fakat şu haliyle bir kez oynadıktan sonra arşive kaldıracağınız yapımlardan birisi olmaya mahkum.
Sistem gereksinimleri: 2.4 GHz işlemci, 1 GB bellek, 256 MB ekran kartı
Bazı oyun türleri söz konusu olduğunda PC’ler ve konsollar arasında kesin ayrımlar vardır. Bir konsolda FPS ve gerçek zamanlı strateji oyununu game pad yüzünden tadını çıkartarak oynayamasınız. Aynı şekilde PC’de de kaliteli bir dövüş oyunu bulmak ta çok zordur. Varsa bile tadı klavye ile değil game pad ile çıkar. İşte bu yüzden biz PC sahipleri de konsollara çıkan aksiyon oyunlarına yutkunarak bakar ve bir yandan da PC versiyonlarının çıkması için dua ederiz. Lost Planet: Extreme Edition’da tam bu oyunlardan.
Yaşasın PC
Bir çok konsol oyunlarının PC’ye “uyarlanmasından “ sonra ortaya çıkan eser genelde faciadır. Grafik kalitesinden oynanışına kadar bir çok yerde sorun yaşadığımız bu oyunların tadını nadiren çıkartabiliriz. Fakat Lost Planet bu konuda büyük bir istisna. Bırakın oyunun PC’de çalışmasını Lost Planet hem DirectX9 hemde DirectX10’da çalışan nadir oyunlardan birisi. Bu durumda yapımcı Capcom’a teşekkür etmemek elde değil. Her iki DirectX versiyonu arasında büyük bir fark olmasa da oyunun grafikleri PC’ye uyarlanırken oldukça başarılı bir iş ortaya konulmuş. Yanlız oyun Direct X10 versiyonunda ara sıra çökebiliyor. Oyun, başından sonuna kadar hiç durmayan bir aksiyona sahip. Bilimkurgu öğeleri üzerine kurulu olan oyunda E.D.N. III isimli bir gezegende savaşıyoruz. Gezegenin tamamı buzlarla kaplı. Bu soğukta canlı kalmanın yolu ise vücut ısımız sürekli olarak yüksek tutmak. Bunun için ise termal enerji depolamamız gerekiyor. Termal emerji ise gezegeni tamamen işgal eden Akrid adlı dev böceklerden alabileceğimiz gibi gezegenin üzerinde çıkarı olan diğer birliklerden de elde edebiliyoruz. Bir savaş sırasında babamızı kaybedip Akrid’lerden intikam almayı da senaryoya eklediğimizde doğal düşmanımızda ortaya çıkıyor. Özetle bol bol böcek avlayıp üstüne karşımıza çıkan rakipleri de deviriyoruz. Oyunda termal enerjimiz ve yaşam enerjimiz bitmeden ölmüyoruz. Yaşam enerjimiz ise termal enerji tarafından dolduruluyor. Fakat termal enerji aynı zamanda oyun içerisinde bulduğumuz ve VS adı verilen savaş robotlarını kullanmak için de gerekli.
Savaş robotu demişken
Oyunda VS’leri kullanmak çok keyifli. Tabiiki karşımıza rakip olarak çıkan VS’lerle kapışırken bu tat ikiye katlanıyor. VS’lerin tek problemi üzerlerine binerken izlediğimiz animasyon yüzünden harekete biraz geç atılmamız. Fakat bu oyunun tümünde gerçekçilik kazandırılmak için katılmış bir özellik. Oyunda iki tip VS var. Birisi kar kızağı gibi yerde kayarken öteki bir robot gibi hareket ederek yükseklere zıplıyor.
Büyük bosslarla kapışırken toprağı titrettiklerinde tökezliyoruz yada bir yerden düştüğümüzde dengemizi bulmak için biraz salınıyoruz. Ayrıca üzerimizde iki silah ve bir el bombası taşıyabildiğimiz gibi VS’lerden sökebileceğimiz veya onlara monte edebileceğimiz roket atar ve gatling gibi ağır silahları da kullanabiliyoruz. Bunun yanında lazer gibi enerji harcayan silahlarda var. Enerji bize çok lazım olduğundan bu tip silahları ancak boss kapışmalarında kullanmanızı tavsiye ederiz. Savaşmanın yanında kemerimizdeki kancayı kullanrak yüksek yerlere ulaşabiliyoruz. Bu oyunun özünü oluşturan aksiyon sırasında dikkatli yerlere nişan almazsak düşmemiz olası. Kancayı atabileceğimiz yerlerde crosshair yeşil oluyor. Fakat her yeşil yere kancayı attığımızda yukarı fırladığımız an bir yerlere tutunabileceğimiz anlamına gelmiyor.
Oyundaki aksiyon böceklerle karşılaştığımızda ne kadar tepeye vuruyorsa insanlarla savaştığımızda da bir o kadar sıkıcı olabiliyor. Çünkü yapay zeka cidden çok sıkıcı ve tepkisi çok yavaş. Ayrıca konsoldan geçirildiği için bu kısımlar oyunun en kolay savaşlarını oluşturuyor. İnsanlarla savaşırkan kontrolü beş yaşındaki kardeşinize bile verseniz hepsinin hakkından gelebilir.
Oyun boyunca devamlı hareket edip savaştığımızdan nişan almak için en iyi seçimin klavye-mouse ikilisi olduğu tartışılmaz. Oyun Xbox joypad’ini de destekliyor. Boss karşılaşmaları aynı zamanda oyunun en zor bölümleri ve oldukça zorlanacağınız tartışılmaz. Fakat iyi bir performansla oyunu 10-12 saat civarında bitirebilirsiniz. Oyunun içerisinde saklanmış çeşitli büyük paraları bulacak o bölüm içindeki kelimeyi tamamlamaya çalışıyorsunuz. Bu aynı zamanda oyunu tekrar oynatmaya yönelik bir numara. Yapıp yapmamak size kalmış.
Kesenin ağzını açmak
Lost Planet’ın enfes görsel efeklerinin ve aksiyonunun tadını tam çıkartabilmek için oldukça iyi bir sisteme sahip olmalısınız. Bunun için oyunun gerektirdiği minimum sistemi size oyunun bilgi kutucuğunda belirttik ama siz daha yüksek bir sisteme sahip olmadan bu oyundan keyif almayı çok beklemeyin. Bir süre sonra tüm oyunlar böyle bir sistem isteyeceğinden şimdiden ufak ufak kenara para koymaya başlamanızı tavsiye ederiz.
Bölümler arasında animeleri andıran ara videolarla ilerleyen hikaye yer yer sürprizlere açık olsada biraz sıkıcı gelebilir. Anime kahramanları andıran yüzlere ve karakter animasyonlarına karşın ilk başta oldukça klişe gelen hikaye bir süre sonra sizi hafiften sarıyor.
Genel olarak baktığımızda Lost Planet: Extreme Condition tartışılmaz bir görsel şölen sunuyor. Oyunu oynarken monitörünüze şöyle bir göz atan herkesin efektlere takılıp kalacağı tartışılmaz. Bunun yanına tatmin edici ses efektlerini ve müzikleri de eklediğimizde aslında karşımızda vasatın üstünde bir oyun buluyoruz. Tek eksiği insan rakiplerinizle savaşırken vasatın altında bir yapay zeka yüzünden sıkıcı bir kimliğe bürünmesi olan oyun, böcek bosslara karşı savaştığınız bölümleriyle bu açığı kapatıyor. Oyunun çoklu oyuncu modunda bir sürü bug var ve sunucuları dolu olduğundan keyfini çıkartmanız pek mümkün değil. Bu kadar güzel grafikli bir oyun daha iyi bir senaryo ve çeşitli bölümlerle desteklenseydi arkadaşlarınızla aranızda konuşabileceğiniz bir oyun olabilirdi. Fakat şu haliyle bir kez oynadıktan sonra arşive kaldıracağınız yapımlardan birisi olmaya mahkum.
- Tür: Aksiyon
- Yapımcı: Capcom
- Dağıtıcı: Capcom
- Türkiye Dağıtıcısı: -
- Yaş: 13 +
- Web: Capcom - Lost Planet™
Sistem gereksinimleri: 2.4 GHz işlemci, 1 GB bellek, 256 MB ekran kartı
- Grafik: 5
- Ses: 4
- Oynanabilirlik: 4
- Çoklu Oyuncu: 2
- Eğlence: 4
Son düzenleme: