gaptansamil
Hectopat
- Katılım
- 27 Ağustos 2020
- Mesajlar
- 168
- Çözümler
- 2
Evet arkadaşlar şimdi söylemek istediğim şeyleri söyleme ihtiyacı hissettiğim bir an. Ve aslında bu gemide beraber seyahat ederken aslında ne kadar birbirimizin kuyusunu kazdığımızı da gözler önüne sermek istedim.
Zaman geçtikçe artık daha çok zor sahip olunan şeyler sıradanlaştı ve popüler kültürün esiri haline geldi. 10 yıl önce kasa toplamak ciddi ve meşakkatli bir işken şu an 8 yaşında arkadaşlarımızın kasa toplama videolarını izler olduk. Evet teknoloji büyük bir hızla gelişiyor ve bizim de buna ayak uydurmamız boynumuzun borcu. Ama burada birkaç ciddi çıkmaza giriyoruz.
Öncelikle A ve B ürünlerinden bahsetmek istiyorum. A ürünü 100 TL ve b ürünü çok daha tanınmış bir marka olduğu için 300TL. Evet elimizde iki ürün var ama bu iki ürünle ilgili milyonlarca farklı olası sonuç var. Kalite, kullanıcı deneyimleri, üretkenlik, son kullanıcıya sağladığı kolaylıklar vs.. B ürünü çok iyi bir pazarlamayla markalaşmış bir firma. A ürünü ise pazarda kendine pay bulmaya çalışıyor. Ama günümüz sisteminde her şey tekel halinde.
Eğer büyük bir inceleme sitesi b ürününü sevdiyse. Artık b ürünü ilahi derecede kalitelidir. A ürünü ise yoldaki amca mahallenin bakkalı ya da evin annesi tarafından çöp ilan edilir. Burada asıl sorulması gereken soru. Ürünler arası fiyat farkı gerçekten buna değer mi? Genelde değmez. Eskiden MSI ASUS çöp firmalardır bizim için. Zotac ve Gigabyte firmaları varken başka ürüne ürün demezdik.
Şimdi MSI ve ASUS tekelinde yürüyor her şey. Aslında bunu biz kendi kendimize yapıyoruz. Bir markaya hak ettiği sen fazla ilgiyi ve maddi sermayeyi vererek fiyatları biz yükseltiyor diğer markaların pazardan çıkışını da yine biz gerçekleştiriyoruz. Apple şu an Türkiye'de zam rekoru kırdı çünkü talep var. Bu adam 30K ya da telefon satsa satacağı güveni var adamda. Ve bu kartopu etkisine dönüşüyor. 100 kişi bir etki yaratmazken sosyal medya çağında binlerce insan bir etki yaratabiliyor.
Size naçizane tavsiyem ön yargısız, deneyimlerle ve toplumsal hassasiyetlerle hareket ederek ürün değerlendirmesi yapmanız. Arkadaşlar biz bir toplumda yaşıyoruz ve bunu şekillendirmek yine bizim elimizde.
Zaman geçtikçe artık daha çok zor sahip olunan şeyler sıradanlaştı ve popüler kültürün esiri haline geldi. 10 yıl önce kasa toplamak ciddi ve meşakkatli bir işken şu an 8 yaşında arkadaşlarımızın kasa toplama videolarını izler olduk. Evet teknoloji büyük bir hızla gelişiyor ve bizim de buna ayak uydurmamız boynumuzun borcu. Ama burada birkaç ciddi çıkmaza giriyoruz.
Öncelikle A ve B ürünlerinden bahsetmek istiyorum. A ürünü 100 TL ve b ürünü çok daha tanınmış bir marka olduğu için 300TL. Evet elimizde iki ürün var ama bu iki ürünle ilgili milyonlarca farklı olası sonuç var. Kalite, kullanıcı deneyimleri, üretkenlik, son kullanıcıya sağladığı kolaylıklar vs.. B ürünü çok iyi bir pazarlamayla markalaşmış bir firma. A ürünü ise pazarda kendine pay bulmaya çalışıyor. Ama günümüz sisteminde her şey tekel halinde.
Eğer büyük bir inceleme sitesi b ürününü sevdiyse. Artık b ürünü ilahi derecede kalitelidir. A ürünü ise yoldaki amca mahallenin bakkalı ya da evin annesi tarafından çöp ilan edilir. Burada asıl sorulması gereken soru. Ürünler arası fiyat farkı gerçekten buna değer mi? Genelde değmez. Eskiden MSI ASUS çöp firmalardır bizim için. Zotac ve Gigabyte firmaları varken başka ürüne ürün demezdik.
Şimdi MSI ve ASUS tekelinde yürüyor her şey. Aslında bunu biz kendi kendimize yapıyoruz. Bir markaya hak ettiği sen fazla ilgiyi ve maddi sermayeyi vererek fiyatları biz yükseltiyor diğer markaların pazardan çıkışını da yine biz gerçekleştiriyoruz. Apple şu an Türkiye'de zam rekoru kırdı çünkü talep var. Bu adam 30K ya da telefon satsa satacağı güveni var adamda. Ve bu kartopu etkisine dönüşüyor. 100 kişi bir etki yaratmazken sosyal medya çağında binlerce insan bir etki yaratabiliyor.
Size naçizane tavsiyem ön yargısız, deneyimlerle ve toplumsal hassasiyetlerle hareket ederek ürün değerlendirmesi yapmanız. Arkadaşlar biz bir toplumda yaşıyoruz ve bunu şekillendirmek yine bizim elimizde.
