Arkadaşlar ben hayati boyunca dersleri umursamamis birisiyim. Son zamanlarda kendime baktigimda gercekten degismem gerektigini fark ettim. Matematige neredeyse sifirdan baslayip temelleri atmak ve bu bolum tercihini yapmak mantikli olur mu sizce? Bu yil 12. sinifim ve 1 yil mezuna birakacagim.
İstisnalar kaideyi bozmaz; süper zeki insanlar, her konuda tutuğunu sıfırdan başlayıp koparan nadir kişiler, dayısı amcası sağlam olanlar... bunlar benim konum değil, ben normal şartlardan bahsedeceğim.
Öncelikle düzgün bir okula girebilmek için matematik biliyor ve yapabiliyor olmak durumundasın. Adı bilinen bir okulda okuyamazsan hayata 1-0 yenik başlarsın. Yazılımcılar sadece bilgisayar mühendisi/yazılım mühendisi bölümlerinden gelmiyor artık, yönetim bilişim sistemleri neredeyse her okulda var, iki yıllık yazılım bölümleri onlarca, matematik bölümü mezunları bir diğer rakip grubu. Yani ortam çok kalabalık, fark yaratmak gerekli, en sağlam yolu da iyi üniversite.
Sonrasında, bilgisayar mühendisleri
en az calculus (integral ve diferansiyel hesap), diferansiyel denklemler ve lineer cebir derslerini alırlar. Bu dersler aslında genel olarak bütün mühendislik bölümlerinde standarttır (mühendis kelimesinin kökü "hendese"dir, yani hesap). Mezun olmak için bu dersleri geçmek zorundasın, liseye benzemez, kulağından tuttukları gibi kapının önüne koyarlar. Üstelik bu derslerin o müfredatta olmasının sebepleri var. "Yazılım mühendisliği ile matematiğin hiç ilgisi yok" gereksiz kahvehane muhabbetidir, takılma hiç. Matematik bölümlerinden çok iyi yazılımcı çıkar örneğin.
Ben başka bir olasılıktan bahsedeceğim. Sayısalcı olmak zorunda mısın? Kızım bu sene üniversiteye başladı. Geçen yaz sınav sonuçları açıklandığında EA puanı neredeyse sıfır matematiğe rağmen oldukça yüksek geldi (sözel puanı ise açık ara daha iyiydi). Biz de kafamızda yönetim bilişim sistemleri, lojistik yönetimi, iktisat, vb eşit ağırlıklı bölümlere odaklanmış olarak bir dolu okul gezdik tercih öncesi. Bu ve benzeri bölümlerin ders müfredatının neredeyse mühendislikler ile aynı miktarda (belki daha düşük seviyede) matematik ile yüklü olduğunu gördük. Bölüm hocaları ile konuştuğumuzda defalarca aldığı halde birinci sınıf matematik derslerini veremeyen ve bu yüzden mezun olamayan öğrencilerinin olduğunu öğrendik. Sonuç olarak vaz geçtik ve sözel bölüm yazdık. Şu an o da mutlu, bizimde içimiz rahat.
Yani daha geniş bak ve diğer seçenekleri de baştan göz ardı etme.
"Ben hayatı boyunca dersleri umursamamış birisiyim" pek iyi bir başlangıç olmasa da zararın neresinden dönersen kardır. Ekmek aslanın ağzında, yan gelip yatandan normal şartlar altında bir cacık olmuyor. Kararlı ve iradeli ol, 3.5 milyon adayın an az 3.450.000'ni geride bırakmak zorunda olduğuna odaklan.