İnceleme Mount and Blade II: Bannerlord v1.0

Buğra's

Kilopat
Katılım
5 Temmuz 2015
Mesajlar
1.999
Makaleler
3
Çözümler
7
Dikkat! Bu konu Bannerlord hakkında çok ağır eleştiriler içermektedir. Oyuna karşı eleştirileri kaldıramayacak insanlar okumamalıdır.

Yaklaşık 10 yıldır geliştirilen çıkmayan oyun sonunda erken erişim sürecinden çıktı. Ben de hem final sürümünü hem de erken erişimi ve de Warband'ı fazlasıyla oynamış biri olarak eleştirme ihtiyacı duydum. Oyunu teknik ve oynanış bazında ikiye böldüm ancak her şeyden önce olayın birazcık mali yönüne bakmak istiyorum.

Bannerlord tam da herkesin eve kapandığı, Covid-19'un patladığı dönemde erken erişime çıktı ve bu dönemde de yeni hiçbir oyun olmadığı için Bannerlord korkunç satış rakamlarına erişti. Bugün resmi olarak tam sürümü çıktı ve sadece Steam tarafında aşağı yukarı 5 ile 11 milyon birim satış yapmış olarak görünüyor. Yani konsol satışlarını ve Steam'i üst üste koyduğumuzda minimum 7 milyon birim satış yaptığını düşünebiliriz. Bunun gerçekten çok çok iyi bir rakam olduğunu söylememe gerek yoktur zaten. Bunu bir yorumsuz not olarak buraya bırakıyorum.

Kaynak



Teknik
Öncelikle oyunun en kuvvetli yanı bazı falsolarla da olsa burası. Genel itibariyle görsellik gerçekten başarılı. 2022'nin dördüncü çeyreğinde çıkmış bir oyun için aşırı iyi olmasa da şahsen hiçbir eksiklik veya daha iyi görsellik arayışı içerisinde olmadım. Animasyonlar ise yine başarılı, özellikle birine silahınızla vurduğunuzda verdiğiniz darbeyi hissetmeniz için düşmanın verdiği fiziksel tepki genelde sizi tatmin ediyor, kare oranıysa oldukça sabit ve stabil. 1000 kişilik savaşlarda dahi çok bir sıkıntı yaşamadım. Oyunun teknik anlamda tek büyük sıkıntısı var, o da modlarla oynadığınızda sürekli olarak çökmesi bu konuya "O zaman modsuz oyna" gibi bir cevap gelebileceğinden oynanış kısmında yine uğrayıp cevaplacağım.


Oynanış
Oynanış kısmı oyunun en ağır sıkıntılı olduğu yer. Az önce anlattığım oyunun teknik anlamda keyifli ve oturaklı olması maalesef bu noktada eriyip gidiyor. Öncelikle M&B serisi Sandbox-RPG'dir. Yarattığınız karakterin direkt bir amacı, takip etmesi mecburi bir yolculuğu yoktur. Sizin karakterin özelliklerine, nasıl bir yol izleyeceğine karar vermeniz gerekir. Yani, yer yer rol yapılabilecek kadar iyi yazılmış ve bol diyalogların olması, yer yer de seçimler anlamında özgürlük sağlaması gerekir. Ben her ne kadar bu yapıda oyunları kaliteli ve scripted içeriğe sahip olmayacakları için sevmesem de M&B serisini oldum olası sevmişimdir. Sevmemin nedeniyse sunduğu özgürlüğün aşırı sığ olmaması, gerçekten beni düşünmeye itebilmesiydi. Mesela Warband'den bir örnek vermek gerekirse; bir imparatorluğun zalim bir kralı olarak hareket ediyordum. Her zaman en acımasız seçimleri yapıyor, yakınımdaki imparatorlukları rahatça ezip geçiyordum. Dokunmadığım sadece bir imparatorluk vardı. Zaten zayıf oldukları için ve bana da biraz uzak olduklarından hiç savaş açmazdım, zaten onlar da başka bir imparatorlukla pek savaşa girmiyorlardı. Yakınımdaki imparatorlukların son şehirlerini de aldıktan sonra o imparatorluklara bağlı komutanların hepsi bu hiç savaşmadığım imparatorluğa geçtiler. Hatta bu imparatorluğun kralı bu olaydan hemen sonra ziyafet düzenledi. Ziyafet düzenlendiğinde imparatorluğun başkentine bütün komutanlar, lordlar toplanır, Warband oynadıysanız illaki görmüşsünüzdür. Ben de gittim bu ziyafete ancak başkente yaklaşır yaklaşmaz oyunu kaybettiğimi anladım. O kadar fazla askerleri ve komutanları vardı ki mouse imlecimi başkentlerine getirdiğimde komutanların isimlerinin ekrana sığmadığını hatırlıyorum. Başkentin etrafında da yüzlerce komutan geziyordu. Ben de belki bir ihtimal kazanırım diyerek savaşa girdim ve ben öldürdükçe üzerime gelen, neredeyse bütün kale ve şehirlerimi aynı anda kuşatan bu imparatorluk karşısında pek de duramadım. Yani benim zalimliğim dönüp dolaşıp bana zehir oldu. M&B'yi benim için güzel yapan özellik tam da buydu gerçekten rol yapabilmek. Eğer ki benim zalim olmamın bana dönüp dolaşıp küçük ya da büyük bir etkisi olmayacaksa benim rol yapmam da pek mümkün değil demektir. Bannerlord'un en büyük sıkıntısı bu işte; amaçsızlık. Tamam savaşmak keyifli ama neden savaşayım ki? Bir rol yapma unsuru yok, kendinizin bir imparatorluğun kralını veya komutanını kafaya takıp rol yapmanız gerekiyor. Oyun size güzel bir diyalog ağacı, dallanıp budaklanan olaylar silsilesi gibi şeyler vermiyor ve haliyle oyundaki her şeyi bir amaçsızlık kaplıyor. Yani basitçe bir örnekle; diyelim ben bir kalenin veya şehrin refahını göklere çıkardım, her şeyi para verip, vali tutup geliştirdim. Bunları yaptıktan sonra şehre girip halktan "Sizin sayenizde böyle güzel bir hayat yaşıyoruz" falan gibi cümleler duyamayacaksam, insanlar bana aynı şeyleri robot gibi söyleyecekse, rol yapamayacaksam niye yapayım ki bunu? Bir de üstüne üstlük her NPC'den aynı diyaloğu duyunca oyuna olan hazzınız kırılıyor gibi hissediyorsunuz. Zaten savaşlardan kazandığım silahları, zırhları satarak deli gibi para yapıyorum, ihtiyacım yok ki bununla uğraşmaya. Neden yapayım? Paraya ihtiyacım olsa da olmasa da kısacası bu durum saçmalık. Oyunun diyalogları, rol yapma öğeleri berbat ve çok çok az. Oyunun tam sürümünde bunların düzeltileceğini sanıyordum ancak böyle bir şey pek yok. Teknik kısımda belirttiğim oyunun modlarla sürekli çökmesinin büyük bir sıkıntı olması da bu yüzden. Oyunun ana hatları güzel olsa da içerik anlamında hiçbir şey yok. Haliyle oynamak istiyorsanız, hele ki Warband'in o rol yapma tadını almış biriyseniz modlarla oynamak mecburi oyunun da sürekli olarak çökmesi her çökme yaşandığında öğürme noktasına gelmeme sebep oldu.

Bunun dışında oynanışta irili ufaklı yer yer yukarıda bahsettiğim konuyla bağlantılı bir çok eksik var. Hepsini hızlıca aradan çıkarmak istiyorum.

  • Oyunda çok çabuk güçleniyorsunuz, etrafta gezen lordlarla takas yapmak istediğinizde, 30 günlük karakterinizin kim bilir kaç yıldır lord olarak yaşayan adamdan daha zengin olduğunu görmek sizi oyundan soğutuyor.

  • Kuşatma yapmak da kuşatma savunmak da var fakat kuşatma savunmayı neredeyse oyun boyunca hiç yapmıyorsunuz. Sürekli bir agresif olma eğilimindesiniz çünkü rakipleriniz sizi pek zorlamıyor. Zaten zorlasalar da oyun kuşatmayı savunacak fırsat vermiyor. (Neredeyse tüm ayarlar en zorda oynuyordum)

  • Bir köy yağmalayınca veya ordunuz aç kalınca yoldaşlarınızın bundan rahatsız olması güzel olsa da her yağmalama veya açlık sonrası sürekli aynı diyaloğun geçmesi yine oyundan koparıyor.

  • Oyunda keyifli mekaniklerden biri olan ziyafet yok.

  • Lordları kendi tarafınıza çekme ve evlenme mekaniği tamamen şansa bakıyor ve genel anlamda saçmalık. Warband'deki o evlenmek istediğiniz kişiyle zamanla ilişkinizi arttırmak, şiir okumak ve kişilik özelliklerini öğrenmek gibi şeyler çok daha güzeldi.

  • Koskoca bir imparatorluğun başındaki kral olarak kendi tarafınıza lord çekmek için orda burda koşup, lordları bulup onlarla konuşmanızın gerekmesi saçmalık. Warband'da bu tarz şeyler için diplomat yollama vardı.

  • İmparatorluğunuzu daha demokratik ya da daha baskıcı bir şekle pek sokamıyorsunuz. Öncelikle imparatorluğun farklı bufflar ve debufflar veren bir başkenti olmalıydı. Savaş açma, yasa geçme vb. bir çok şey bu başkentte imparatorluğa bağlı klanların liderleri arasında yapılan bir toplantı sonrası karar bulmalıydı ya da daha otoriter bir imparatorluksa bu karar büyük oranda kral ne isterse o olur şekliden olmalıydı. Bu gibi sebeplerden dolayı oyunu ciddiye almıyorsunuz. Bir tıkla savaş açıyor, savaş olur da kötü giderse cebinde 20.000 dinarı olan krala gidip, "al sen şu 40.000'i barış imzaladık biz" gibi saçma sapan bir şekilde barış yapıyorsunuz. Bazense 1 milyon dinar vermenize ve savaşı kaybediyor olmalarına rağmen barışı kabul etmiyor. Kısacası oyunda bir ciddiyet ve derinlik sorunu var. Oynanış anlamında her şey çok sığ ve oyunda yaşananları ciddiye almak gerçekten çok zor.

  • Oyunda surlar sadece şehir etrafına değil dağlık olmayan, bazı arazilere de sur çekme mekaniği eklenmeliydi. Yani ben bir imparatorluğun başındayken belli başlı şehirleri alıp, imparatorluğun güçsüz ya da her bölgesini surlarla çevrileyerek defansif bir konuma geçebilmeliydim. Karşı imparatorluklar şehirlerimi kuşatabilmek için önce bu surları yıkmalı veya başka bir yöntemle aşmalılardı.

  • Aşırı güçlenen bir imparatorluğa karşı tüm imparatorluklar saf tutmuyor, üstüne ittifak bile kuruyor.

  • Oyunda kral öldürmenin, acımasız olmanın zarardan başka bir şey getirdiği yok. Bir lordu öldürdüğünüz an ona yakınlığı olan herkesle aranız bozuluyor. Acımasızlığımızla ün saldığımızdan yer yer korkak lordları hiç savaşmadan şehri vermeye veya teslim olmaya zorlayabilmemiz lazımdı.

  • İrili ufaklı kendimiz küçük yerleşim bölgeleri yapabilmeliyiz. Tabii aşırı zahmet ve para gerektiren bir şey olmalı.

  • Oyundaki yan görevler berbat ve çok tekrar ediyor.


Kısacası Warband'den oynanış anlamında bir çok yönden geride kalan bir yapım. Oyunda yaptığınız eylemler amaçsız olunca eylemin kendisi teknik olarak iyi veya kötü farketmeksizin sıkıcılaşıyor. Sırf Türk yapımı diye eleştirmeyip, üstüne Metacritic vb. yerlerde kötü olduğunu bile bile hak etmediği puanları veren insanları anlamıyorum. Tabiki oyun bir zevk meselesi ancak bir serinin bir önceki oyunundan fersah fersah eksik çıkması bence kabul edilebilir bir şey olmadığı gibi herkesin kabul etmesi gereken kocaman bir eksi. Hele ki 10 yıl geliştirildiyse...

Bannerlord'un oynanış anlamında geriye gittiğini açıklayan bir makale:
 
Son düzenleme:
Lordları kendi tarafınıza çekme ve evlenme mekaniği tamamen şansa bakıyor ve genel anlamda saçmalık. Warband'deki o evlenmek istediğiniz kişiyle zamanla ilişkinizi arttırmak, şiir okumak ve kişilik özelliklerini öğrenmek gibi şeyler çok daha güzeldi.

Bu beni de üzmüştü. Ragavandın klanından biriyle evlendim. Daha sonrasında şehrime gittiğimde onu kurdum ve diyalog kurmak istedim. Bana yüzün hiçte yabancı durmuyor dedi. :(

Oyunda para kazanmak gerçekten çok kolay. Yağmacılardan o kadar çok item düşüyor ki sadece bunları satarak oyunda hiç para sıkıntısızı oynanabiliyor.
 
Tam sürümü deneyim edipte bu kadar olumsuz bir deneyim yaşamanıza şaşırdım açıkçası. 1000 saatin üzerinde oynamama rağmen ben bile bu kadar olumsuz bir deneyim yaşamamıştım.
Tam sürümle early access arasında iki yıl beklemeye değecek bir fark yok zaten. Sadece early access sonrası inceleme yazsaydım daha olumlu olurdu muhtemelen.

Dediğim gibi benim en büyük sıkıntım Warband'de olan şeylerin dahi olmaması. Bir serinin ikinci oyunu, birinci oyunuyla tamamen aynı mantıkta olup da nasıl onun üstüne koymayı bırak daha eksik kalır benim kafam almıyor.
 

Geri
Yukarı