Neden kimse kimseyi dinlemiyor?

294144

Hectopat
Katılım
25 Aralık 2019
Mesajlar
1.839
Makaleler
3
Çözümler
4
Neden insanoğlu olarak konuşmayı dinlemeye tercih eden bir yapıya sahibiz?

Dünya üzerinde 3 büyük sorundan, biri de bu ya; sözleri, aracı elde ettiği soyut/somut silahlarla mutlaklaştırıp dayatmak, dinlememek, hepten kulağı tıkamak; gülene, ağlayana, susana, susayana, susturana; bir bir eli kolu bağlı en nihayetinde seyre daldığımız, önüne geçemediğimiz acı olan her bir olguya. Bu sonuçlara rağmen sağırlık, yıllar yılı süregelmeye devam ediyor ve etmeye devam edecek.

Savaş, hırsızlık, kavga, istismar, din/dil/ırk ayrımı, cinayet... Bunların başlıca sebeplerinden biri de dinlememek sayılmaz mı sizce de?

Ne düşünüyorsunuz? Tartışmak isterim.

Konu sadece A kişisinin B kişisinin ağzından çıkan sözlere itibar etmeyip dayatması değil. Geniş yelpazede yayılmış ve uzanmış olan her türlü sağır olma durumu ve sonucunda istenmeyen senaryoların, sürekliliği daim olan bir döngü yaratılarak yaşatılması.
 
Son düzenleme:
Dinlemek yerine sürekli karşısındakinin sözünü bölen kişiler genelde cahil kesim oluyor. Lafını bölmeyi de geçin, bağıra bağıra kendi bildiğini kabul ettirmeye çalışıyor. Dediğim gibi bir gerçeğe inanıyor ve bunun yanlış olabilme ihtimalini düşünmeksizin onu savununca ortaya dinlemeyen, çok bildiğini düşünen insanlar çıkıyor. Kendi ülkemiz adına konuşacak olursak, yobazlık, cahillik ve bencillik en büyük sorun.
 
Dinlenmeye değecek insanları dinlemek hayatımızdan çalınacak saniyeleri, dakikaları önlemek için önemli. Boş konuşan insanlara kulak tıkamayıp ne yapalım? Fikri olmadan zikri olan insanlar bol bol türedi. Mümkünse dinlemeyin.
 
Boş konuşan insanlara kulak tıkamayıp ne yapalım? Fikri olmadan zikri olan insanlar bol bol türedi. Mümkünse dinlemeyin.
Değinmeye çalıştığım nokta; işin genel olarak her bir noktaya yayılmış olan felsefi yanı. Sadece A kişisinin B kişisinin ağzından çıkan sözlere kulaklarını tıkaması değil.
 
Değinmeye çalıştığım nokta; işin genel olarak her bir noktaya yayılmış olan felsefi yanı.
Biraz kızgınım insanlığa, göz yumulan haksızlıklara. Benim yaklaştığım açı biraz da toplumun en çok benim sesim çıksıncılarına, ben haklıyımcılarına. Sorunların kaynağı buna dayanıyor. Hak, adalet, eşitlik hepsi bir kenara atılmış durumda. Dinlememekte tamamen bencillik, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıktan kaynaklanıyor. Yoksa o kadar çok sorun var ki, ancak konuşmakla yetiniliyor. Çözüm üretmek için elini taşın altına koyan yok. İşte bunun için üstteki mesajımı sitemli olarak yazdım. Eğitimden yakınılıyor, eğitim fakültelerinin halini bilen var mı? Öğretmen olmak için çabalayan insanların halini bilen var mı? Yıllardır girdikleri sınavlara yüzlerce lira döken insanların sesini kimse duymuyor maalesef. Sadece konuşuyoruz.
 
Biraz kızgınım insanlığa, göz yumulan haksızlıklara. Benim yaklaştığım açı biraz da toplumun en çok benim sesim çıksıncılarına, ben haklıyımcılarına. Sorunların kaynağı buna dayanıyor. Hak, adalet, eşitlik hepsi bir kenara atılmış durumda. Dinlememekte tamamen bencillik, bana dokunmayan yılan bin yaşasıncılıktan kaynaklanıyor. Yoksa o kadar çok sorun var ki, ancak konuşmakla yetiniliyor. Çözüm üretmek için elini taşın altına koyan yok. İşte bunun için üstteki mesajımı sitemli olarak yazdım. Eğitimden yakınılıyor, eğitim fakültelerinin halini bilen var mı? Öğretmen olmak için çabalayan insanların halini bilen var mı? Yıllardır girdikleri sınavlara yüzlerce lira döken insanların sesini kimse duymuyor maalesef. Sadece konuşuyoruz.
Teşekkür ederim içtenlikle yazıya döktüğünüz düşünceleriniz için.
 
Neden insanoğlu olarak konuşmayı dinlemeye tercih eden bir yapıya sahibiz?

Dünya üzerinde 3 büyük sorundan, biri de bu ya; sözleri, aracı elde ettiği soyut/somut silahlarla mutlaklaştırıp dayatmak, dinlememek, hepten kulağı tıkamak; gülene, ağlayana, susana, susayana, susturana; bir bir eli kolu bağlı en nihayetinde seyre daldığımız, önüne geçemediğimiz acı olan her bir olguya. Bu sonuçlara rağmen sağırlık, yıllar yılı süregelmeye devam ediyor ve etmeye devam edecek.

Savaş, hırsızlık, kavga, istismar, din/dil/ırk ayrımı, cinayet... Bunların başlıca sebeplerinden biri de dinlememek sayılmaz mı sizce de?

Ne düşünüyorsunuz? Tartışmak isterim.

Konu sadece A kişisinin B kişisinin ağzından çıkan sözlere itibar etmeyip dayatması değil. Geniş yelpazede yayılmış ve uzanmış olan her türlü sağır olma durumu ve sonucunda istenmeyen senaryoların, sürekliliği daim olan bir döngü yaratılarak yaşatılması.

Belki konuşmak, kişinin farklı psikolojik sorunlarına iyi geliyordur.
 
Bu konu genellemeden ibâret. Birbirlerini dinleyen insanlara şâhit olduğumdan, başlık çürüyor.
3-5 kişinin birbirini dinlemesi, hepten gözleme dayanan bir gerçeği çürütemez. Doneniz varsa bu konuda öne sürersiniz, tartışılır. Benim de çevremde tek tük dinleyen var ama bu hepten bir kaideyi değiştirmeye; konuyu "çürütmeye" yetmiyor maalesef. Kendi bireysel perspektifinizi kaynak tutarak bir yere varamazsınız. Ayrıyeten değinmeye çalıştığım nokta A kişisinin B kişisinin sözlerini dinlememesi değil. Fazlasıyla somut ve sığ bakıyorsunuz.
 
Son düzenleme:

Geri
Yukarı