Demek ki insanlar az da olsa uyanmışlar. Kimse partilerin oyuncağı olmak zorunda değil. Sağa sola yerleştirdikleri torpilliler ayaklansın.
Hep birlikte uçuruma sürükleniyoruz ve kaznın suyu git gide ısınıyor ama. "Filler tepişsin biz arada niye ezilelim abi" edebiyatı yaparak konumumuzu korumuyoruz ki, her geçen gün daha da çamura batıyoruz. Seyirci kalarak neyi düzelteceğiz? Ben artık meselenin parti/torpil/senin adamın benim adamım boyutunu çoktan aştığını düşünüyorum, hatta ne düsünmesi yahu hepimiz bunun acısını çekiyoruz şu anda. Bir toplum ne zaman hesap sorar, daha ne olması gerekiyor? Ben bunu anlayamıyorum. (Size olan yanıtım sona erdi)
Herkes "Efendim parti kendini kurtarsın yok biz hapse girerken şu neredeydi" falan diyor. Yahu arkadaşlar, ama kaybeden de hâlâ biziz o nasıl olacak? Hani evde oturup kaybetmeye devam etmesek hepiniz haklısınız gözlerinizden öpeceğim de, mahvoluyoruz yahu. Ülke tarihinde ilk defa cumhuriyet altını asgari ücreti geçti hem de 10 bin tl farkla! Gençler kendi kafasının içinde ülkeyi çoktan terk etmiş, demokrasi lağvediliyor, kimse bir kurtuluş göremiyor. Yahu hep birlikte susarak yok mu olacağız?
Başlığın cevabı da bu. Bunu söylediğim için çok üzülüyorum ama bu toplum, 102 yıllık cumhuriyette hâlâ egemenliğin millete ait olduğunu benimseyemedi. Öyle olsaydı, partilerin bir araç olduğunu ve esas olanın ve kurtarılması gerkenin bizim mutluluğumuz olduğunu anlardı. Bu toplum kendini milletin sahibi olarka görmeyi başarsaydı, ne Akp ne Chp ortada kalmazdı ya da bambaşka bir şekilde varlıklarını sürdürebilirlerdi. Biz, bir toplum olmayı başaramıyoruz.
Hâlâ daha "CHP bizi yordu, Kemal AKP'li çıktı, efendim Kürt dediler" canlarım bu vatanın sahibi biziz. Zararı da bize, kârı da bize. Sırça köşklerde oturanlar bu ülkeyi yerden yere vururken bize ait olanı savunmayacak mıyız?
Heh işte, bu vatanın tapusunun bizde olduğunu hâlâ anlayamamış ki. Atatürkçüyüm, şöyle cumhuriyetçiyim, aman Tanrım ne kadar da hürriyet sevdalısıyım, Allah'tan başkasına kulluk etmem diye övünenlerin hepsinin, bakın hepsinin sadece lafta kaldığını içim yanarak görüyorum.
Tam bir Ortadoğu toplumu olduk. Amin Maalouf’un Ortadoğulular için dediği gibi “Her şeye üzülen ama hiçbir şeyle ilgilenmeyen insanlar” olduk çıktık. Belki de olmadık, hep öyleydik ama Türk toplumunun Namık Kemal'leri bu toplumdan çok şey bekledi.
Bilmiyorum, çok üzülüyorum hem de çok. Kendimi çaresiz hissediyorum. Kuşatılmış kaleyi tek başına savunan kumandan gibi hissediyorum.
Neyse, saygılar.