Ölecekmiş gibi hissediyorum

Bir doktorun röportajında söylediği şey. Beynin yapabileceklerini gördüğüm için... :)

Kendisi oluşturmuyor elbette. Beynin kendisi oluşturuyor. Bir savuna mekanizması. Beynin aslında sen kafayı yeme, mutlu ol diye çok şey yapıyor. Seni kandırmak da dahil.

Biyokinezi elbette gerçektir. Sana dediğim ergen meselesini bak bizzat üzerinde görmüş olduk. Sadece ergenler uğraştığı için, hayatın şifresini barındıran bu tür alanlara ciddi gözle bakılmıyor.


Bunlar için şöyle demiştim:


Bazı şeyler elbette beynin hiçbir şey yapamayacağı şeylerdir. Boğazdan kılıç sokarsan beyni de öldürmüş olursun zaten. Susuz kalırsan sistemler çöker. Buzda donarsın. Suyun altında oksijen olmaz. Gene sistemler çöker. Sistemleri şiddetli ve çok kısa sürede çökerten şeylere beyin elbette bir şey yapamaz.

Ama hastalıklara bir şeyler yapabilir. İhtiyacın olan kimyasallar içinde zaten, her şey içinde. Sadece açığa çıkarman gerekiyor, ama nedendir bilinmez, açığa çıkartamıyoruz bu gücü.
Bir doktor? Ama hangi doktor? Halen bir kaynak verilemedi. Bu durumda söylentiden ibaret olduğunu düşünmemizi normal karşılarsın umarım.

Beyin elbette kendini kandırır ama dediğim gibi insanı kanser yapıp sonra ölümüne yakın birden yok olan bir kanser vakasıyla ilgili hiçbir haber duymadım. Ben duymamış olabilirim diye sizin gerçek diye sunduğunuz şeyin gerçekliğini sorguluyorum. Bu sorgulamaya hak veriyorsunuzdur umarım.

Biyokinezi elbette gerçektir dediğinize dair hiçbir kanıt yok. Hiçbir bilimsel çalışma yok.


Elbette gerçektir nasıl diyebilirsiniz? Ergen meselesiyle bir alakası yok. Yapılabiliyorsa yapılıyordur. Sadece ergenler uğraşıyor o yüzden dalgaya alınıyor diye bir şey yok. Çünkü ortada hiçbir kanıt yok. Ergenler inanıp uğraşıyorsa doğal olarak ortaya bir şey koyamadıkları için dalgaya alanlar varsa bu sebeple alıyordur.

Hayatın şifresi? Bu zamana kadar ortada olmayan, hiçbir bilimsel çalışması olmayan ve kanıtı bile olmayan hayali bir durum mu hayatın gerçeği?

Hastalıklara karşı psikolojik desteğin önemi olduğunu biliyoruz. Ama bu biyokinezi değildir.

Açığa çıkartılması gereken o olmayan gücü halen kimse açığa çıkartıp kanıtlayamadı.

Buna siz de dahilsiniz. Ama buna inanıyorsunuz. Yani bu durum sizin gerçekliğini kabul edecek kadar bir deneyim yaşadığınız ve bildiğiniz bir durum değil. Sadece var olabileceğini umut ediyorsunuz belki yada öyle olmasını istiyorsunuz. Ama sizin de elinizde hiçbir kanıt yok.

Bu durumda ortada hiçbir şey yok. Sadece öyle inanıyorum noktasındayız.

Uçan Adam Sabri ne kadar gerçek ise Biyokinezi ve diğer mevzular da o kadar gerçek.
 
Kardeşim.
 

Dosya Ekleri

  • 11.jpg
    11.jpg
    20,5 KB · Görüntüleme: 85
Bir doktor? Ama hangi doktor? Halen bir kaynak verilemedi. Bu durumda söylentiden ibaret olduğunu düşünmemizi normal karşılarsın umarım.
Hatırlamıyorum doktorun adını. Ayrıca dediklerimi kanıtlamak gibi bir amacım yok.
Beyin elbette kendini kandırır ama dediğim gibi insanı kanser yapıp sonra ölümüne yakın birden yok olan bir kanser vakasıyla ilgili hiçbir haber duymadım. Ben duymamış olabilirim diye sizin gerçek diye sunduğunuz şeyin gerçekliğini sorguluyorum. Bu sorgulamaya hak veriyorsunuzdur umarım.
Çünkü normal algılandı. Ayrıca kimse böyle bir şeye ihtimal vermez, o yüzden elbette duymayacaksınız. Adamın kendisi de normal zannediyordu. Bir anda oluverdi kafasındaydı. Söyleyen doktor, o adamın yakın bir arkadaşıydı. Direkt vakaya bakmıyordu. Bunu hisseden doktordur.

Biyokinezi elbette gerçektir dediğinize dair hiçbir kanıt yok. Hiçbir bilimsel çalışma yok.

Elbette gerçektir nasıl diyebilirsiniz? Ergen meselesiyle bir alakası yok. Yapılabiliyorsa yapılıyordur. Sadece ergenler uğraşıyor o yüzden dalgaya alınıyor diye bir şey yok. Çünkü ortada hiçbir kanıt yok. Ergenler inanıp uğraşıyorsa doğal olarak ortaya bir şey koyamadıkları için dalgaya alanlar varsa bu sebeple alıyordur.
Bakınız: Parapsikoloji.
Hayatın şifresi? Bu zamana kadar ortada olmayan, hiçbir bilimsel çalışması olmayan ve kanıtı bile olmayan hayali bir durum mu hayatın gerçeği?
Çoğu şeyi yüzlerce yıl önceki insanlar ve onların felsefeleri çözdü. Geçmişe bakmanız yeter, o felsefelerde neler deniyor onları anlamaya ve kavramaya, kendinizce yorumlamaya çalışın.

Böyle diyeceğinizi zaten biliyordum bu arada. Hâlen ergen meselesi kafasında bakıyorsunuz. Dediğim gibi, eski felsefelere bakın, Asya'ya bakın mesela.
Açığa çıkartılması gereken o olmayan gücü halen kimse açığa çıkartıp kanıtlayamadı.
Zor bir şey çünkü. Sanki kaybettiğimiz, yitirdiğimiz bir yetenek gibi. Bunu da söylemiştim.
Buna siz de dahilsiniz. Ama buna inanıyorsunuz. Yani bu durum sizin gerçekliğini kabul edecek kadar bir deneyim yaşadığınız ve bildiğiniz bir durum değil. Sadece var olabileceğini umut ediyorsunuz belki yada öyle olmasını istiyorsunuz. Ama sizin de elinizde hiçbir kanıt yok.
Beynin bu güce sahip olduğunu biliyorum.
Bu durumda ortada hiçbir şey yok. Sadece öyle inanıyorum noktasındayız.
Ufkunuzu genişletir, ön yargılarınızı kırar ve araştırmaya koyulursanız, birkaç şeyin sizi epey şaşırtacağından eminim. :) İşte böyle.
 
Macera dolu Tür-ki-ye Tür-ki-ye. Moral bozma yiğidim, al sana ilaç. Keyfin yerine gelsin.
Bu içeriği görüntülemek için üçüncü taraf çerezlerini yerleştirmek için izninize ihtiyacımız olacak.
Daha detaylı bilgi için, çerezler sayfamıza bakınız.
 
Hatırlamıyorum doktorun adını. Ayrıca dediklerimi kanıtlamak gibi bir amacım yok.

Çünkü normal algılandı. Ayrıca kimse böyle bir şeye ihtimal vermez, o yüzden elbette duymayacaksınız. Adamın kendisi de normal zannediyordu. Bir anda oluverdi kafasındaydı. Söyleyen doktor, o adamın yakın bir arkadaşıydı. Direkt vakaya bakmıyordu. Bunu hisseden doktordur.



Bakınız: Parapsikoloji.

Çoğu şeyi yüzlerce yıl önceki insanlar ve onların felsefeleri çözdü. Geçmişe bakmanız yeter, o felsefelerde neler deniyor onları anlamaya ve kavramaya, kendinizce yorumlamaya çalışın.

Böyle diyeceğinizi zaten biliyordum bu arada. Hâlen ergen meselesi kafasında bakıyorsunuz. Dediğim gibi, eski felsefelere bakın, Asya'ya bakın mesela.

Zor bir şey çünkü. Sanki kaybettiğimiz, yitirdiğimiz bir yetenek gibi. Bunu da söylemiştim.

Beynin bu güce sahip olduğunu biliyorum.

Ufkunuzu genişletir, ön yargılarınızı kırar ve araştırmaya koyulursanız, birkaç şeyin sizi epey şaşırtacağından eminim. :) İşte böyle.
Parapsikoloji bilimsel bir dal olduğunu mu düşünüyorsun yoksa :) boş işler hepsi. Ben inanıyorum diyorsun sonuç olarak ben seninle dalga geçmiyorum.

Sadece bilimsel olmadığını biliyorum ve insanların bu konularda birilerine kandırmaya çalışması hoşuma gitmiyor. Genel olarak söylüyorum.

Yani gerçekmiş gibi ve kanıtları varmış gibi insanlara aktarmamak gerekiyor. İnanan inansın sonuç olarak.

Ben bilimsel değil, kanıt yok diyorum siz ergen meselesi kafasında bakıyorsunuz diyorsun. Bilimsel açıdan bakmak ergence bakmak mı oluyor? Takılmışsınız oraya. Ergen baksaydım şu an ergenler gibi biyokineziye inanıp göz rengimi değiştirmek için subliminal videoları izlerdim.

Efsaneler ve hikayelerin gerçekliği bilimin ilerlemesiyle son buluyor. Misal artık yanardağların neden patladığını biliyoruz. Bilim ilerledikçe safsataların nasıl da yok olduğunu görüyoruz. Eskilerden anlatılan uçup kaçılan hiçbir olay şimdi yok neden :) Çünkü artık insanları kandırmak o kadar kolay değil. Gerçi yine kananlar var :)

Bu yüzden bu çağda o tarz safsatalar daha azınlıkta. 1 kişi çıkıp televizyonda bunu gösteremez. Bilimsel olarak kanıtlayamaz. Bunu söylediğimde bana gösterirlerse sorun olur gibi akıl dışı şeylerle bahaneler uyduranlar oldu. Komik yani. Ergen dediğiniz onlar işte. Çünkü onların kafasını bulandırmak ve kandırmak daha kolay.

Pardon 1 kişi gösterdi dediğim gibi Uçan Adam Sabri :)

Beynin bu güce sahip olduğunu bilmiyorsun. Ne etrafında ne de başka bir yerde bunu yapan yok. Sadece geçmiş efsanelere takılmışsın. Bu da bilmek olmuyor inanmak oluyor işte.

Ön yargı veya araştırmayla bir ilgisi yok. Beni şaşırtan hiçbir şey olmadı. Çünkü ortaya hiçbir şey koyamadılar. Sen de koyamadın.

Neyse arkadaşın konusunu fazla baltalamış gibi olduk. Kendisinden kusura bakmamasını istiyorum. Ama yine de konu biraz bağlantılı görünüyor. Kendi açımdan konuyu kapatıyorum.
 
Son düzenleme:
Beynin bu güce sahip olduğunu bilmiyorsun. Ne etrafında ne de başka bir yerde bunu yapan yok. Sadece geçmiş efsanelere takılmışsın. Bu da bilmek olmuyor inanmak oluyor işte.
Elbette biliyorum. Araştırma yapmanız yeterlidir. Mevcut bilimsel araştırmalardan yola çıkarak bu sonuca varmak zor değil. Bedeni yaratan ve yöneten beyin, bedeni de istediği gibi yönetebilir.

Ama belirli sınırlamalar var ve en optimal yol böyle olduğu için böyle çalışıyor. Beyin göz rengini de değiştirir, saç rengini de değiştirir, yüz hatlarını da değiştirir, ten rengi de değiştirir, bunlar çok basit şeyler. Sadece beyniniz üzerinde yeterli güce ulaşmanız gerekiyor.

Ama siz ne yazık ki benim bunları söyleyeceğinizin farkında olmamı bilmenize rağmen hâlen inanmak istiyormuşum, inanıyormuşum gibi takılıyorsunuz. :) Dediğim gibi, geçmiş felsefeleri araştırın ya da beyin üzerindeki mevcut bilimsel araştırmaları bir okuyun.

Bilinçaltı, deneyim depolaması, daha önce araştırdınız mı bilmiyorum ama bu şeyleri araştırsaydınız en azından dediklerime daha özenle yaklaşırdınız.
Sen de koyamadın.
Böyle bir amacım yok. Kimin bana inanıp inanmadığı umurumda değil.
 
Depresyon, anksiyete ve OCD mağduru biri olarak ben de öyle hissediyorum uzun süredir. Korona oldum geçen ay ve aklımdan arada sırada "acaba ölecek miyim" sorusu geçerdi, "kim bilir belki" tarzında cevaplar olurdu, bazen içimdeki ses benimle alay ederdi bunları düşündüğüm için. Her gün aklımda, o şüphesiz. "Gece uyurken ölürsem ya da dışarıda bir şey olursa?" "Ya tam tersine etrafımdaki herkes ölürse?" hatta dizi izlerken böyle konuşmalar geçtiğinde bir garip olurum. Aklıma ilk gelen örnek Peaky Blinders'ta (SPOILER SPOILER) May, Tommy'e "eşini kaybettin, şimdi de kardeşini." diyordu ve ben sanki üstüme alındım onu. Gelecekte aynı şey başıma gelebilirmiş gibi.
 
Elbette biliyorum. Araştırma yapmanız yeterlidir. Mevcut bilimsel araştırmalardan yola çıkarak bu sonuca varmak zor değil. Bedeni yaratan ve yöneten beyin, bedeni de istediği gibi yönetebilir.

Ama belirli sınırlamalar var ve en optimal yol böyle olduğu için böyle çalışıyor. Beyin göz rengini de değiştirir, saç rengini de değiştirir, yüz hatlarını da değiştirir, ten rengi de değiştirir, bunlar çok basit şeyler. Sadece beyniniz üzerinde yeterli güce ulaşmanız gerekiyor.

Ama siz ne yazık ki benim bunları söyleyeceğinizin farkında olmamı bilmenize rağmen hâlen inanmak istiyormuşum, inanıyormuşum gibi takılıyorsunuz. :) Dediğim gibi, geçmiş felsefeleri araştırın ya da beyin üzerindeki mevcut bilimsel araştırmaları bir okuyun.

Bilinçaltı, deneyim depolaması, daha önce araştırdınız mı bilmiyorum ama bu şeyleri araştırsaydınız en azından dediklerime daha özenle yaklaşırdınız.

Böyle bir amacım yok. Kimin bana inanıp inanmadığı umurumda değil.
Yanıt vermeyecektim ama o kadar gereksiz yazıyorsun ki cidden bir yanıt vermek gerekiyor. En azından arkadaşların daha iyi anlaması için.

Gerçek hayattan arkadaşa örnek verdiğini söylüyorsun. Ama olayın gerçekliğini öğrenmek için sorunca yanıt dahi veremiyorsun. Bu da insanları yanlış yönlendirdiğini gösteriyor. Gerçek olmayan konularla insanların kafasını bulandırmamalısın.

Ölecekmişim gibi hissediyorum diyen birisine gerçek olmayan bir konudan bahsedip onu daha fazla endişeye sürüklemeye hakkın yok.

Bana yanıt veriyor olman kanıtlamaya çalıştığını gösteriyor ama ortada kanıt namına zerre bir şey koyabilmiş değilsin. Sonra da böyle bir amacım yok diyorsun :) Tezatlık bu. Bu tartışmayı bu safsatalara inanan başka kişilerle de yaptım. Birebir aynı konuşmaya sahipsiniz. Elde hiçbir şey yok ama her şey çok basit yapılabiliyor :)

Bilimsel araştırmalar diyorsun vermiş olduğun hiçbir bilimsel araştırma yok. Biyokenizinin bilimsel olmadığını bilmiyor olamazsın değil mi? Parapsikoloji de öyle.

Beyin göz rengini, saç rengini, ten rengini hatta yüz hatlarını değiştirir diyorsun. Hatta bunlar basit şeyler diyorsun. Ama hiçbir KANIT YOK. Basit olan şeyleri sen de yapamamışsın. Bir yazı önce zor çünkü demiştin. Kendinle çelişiyorsun.

Geçmiş felsefeler nedir arkadaşım? Bilimsel diyorsun sonra geçmiş felsefeler diyorsun? Bir tane bilgi veremedin. Ama kanıtlamaya çalışıyormuş gibi sürekli yanıt veriyorsun.

1 tane Biyokinezi ile ilgili bilimsel bir çalışma göster. 1 tane :) Olmadığını biliyorsun ama iddian üzerinde halen aynı şeyleri tekrarlamaya ve sanki öyleymiş gibi davranmaya devam ediyorsun.

Konu sana inanıp inanmamak değil işte. Bunu anlayabilmiş değilsin. Konu gerçeklik bilim ve milletin kafasını boş şeylerle dolduran insanlar.

Böyle bir amacın yok çünkü elinde ne kanıtlayacak ne de bilimsel zerre bir kaynağın yok.

Kanıtlayamadığın bir konuda bilimsel çalışmalar var git araştır, geçmiş felsefeleri araştır. Araştırsanız böyle yazmazsınız gibi abuk sabuk laf dolandıran şeyler yazıyorsun.

Neye özenle yaklaşacakmışım? Daha 1 tane bilimsel kanıt sunamadığın konuya mı? Gerçek hayattan alıntı dediğin konuyu bile kanıtlayamadın.

Şirinler de gerçek. Git Afrika'nın çok özel koordinatları olan yerine ve kimsenin olmadığı ormanlara orada görürsün. Gittin mi? yok gitmedin. O zaman niye yok diyorsun :) Gitmeden yok diyemezsin. Sen önce gidip bir gör. Görmeden ön yargıyla yaklaşmayın arkadaşlar. Şirinler var. İyi çocuk olursanız size görünüyorlar. Ayrıca bilimsel. Hatta eski felsefeleri araştırsaydın bana yok demezdiniz.

Konuyu daha fazla dağıtmak istemediğim için yeni konu açtım. Gücü yeten varsa iddialarını kanıtlasın.

 
Son düzenleme:
Ölecekmişim gibi hissediyorum diyen birisine gerçek olmayan bir konudan bahsedip onu daha fazla endişeye sürüklemeye hakkın yok.
Kendini böyle şartlandırmaya devam ederse ölecek çünkü.
Bana yanıt veriyor olman kanıtlamaya çalıştığını gösteriyor ama ortada kanıt namına zerre bir şey koyabilmiş değilsin. Sonra da böyle bir amacım yok diyorsun :) Tezatlık bu. Bu tartışmayı bu safsatalara inanan başka kişilerle de yaptım. Birebir aynı konuşmaya sahipsiniz. Elde hiçbir şey yok ama her şey çok basit yapılabiliyor :)
Cevapsız bırakmayalım, laflar ortada kalmasın diye cevap verince böyle oluyor demek ki. :)
Böyle bir amacın yok çünkü elinde ne kanıtlayacak ne de bilimsel zerre bir kaynağın yok.
İnsanları çok iyi biliyorsunuz galiba. Hayatımda birçok şeyle uğraşıyorum ve günde birkaç dakika şu forumda 2 -3 yorum yazıp çıkıyorum. Günlerce girmiyorum, sonra bir kere daha uğruyorum.

Sadece kafa dağıtmak için girdiğim forumda size birçok makaleden, eski felsefelerden alıntılar yapıp, deneme yanılma sonucuyla elde ettiğim çeşitli çıkarımlarımı paylaşmamı falan mı bekliyordunuz?

Herkes bir şeyleri kanıtlama, haklı çıkma peşinde değil. Umursamamak diye bir şey var.

Dediğim gibi bana inanılıp inanmaması umurumda değil, ancak böyle diyen birine ısrarla kanıtla deyip, kanıtlamaya yeltenmeyince de dalga geçervari laflarda bulunmanıza ne denir bilmem.
Basit olan şeyleri sen de yapamamışsın. Bir yazı önce zor çünkü demiştin. Kendinle çelişiyorsun.
Yazdığım onca şeyin bu kadar yanlış yorumlanması... Yazdığım kelimelere üzüldüm. Beyine kıyasla basit. Daha da bir şey yazmayacağım, çünkü dediğiniz her şey için halihazırda cevap vermeme rağmen beni bilimsel olmamakla suçluyorsunuz. Böyle diyeceğinizin farkında olduğumu da kaç kez belirtmem gerekiyor bilmiyorum, hâlen aynı ithamlar. :)

Sanki bir şey kanıtlamak, haklı çıkmak umurumdaymış gibi bir algı oluşturmanıza gerek yok. Ancak yine de konu açıp, insanların bu konuya ergen meselesi gibi baktığı lafımı doğruladığınız için teşekkür ederim. Yorumları okuyunca anlaşılıyor.

Dediğim gibi, daha bir şey yazmayacağım. Bu mesajıma vereceğiniz yanıtlar görmezden gelinecek. İşte böyle.
 

Geri
Yukarı