Hocam, bu nasıl bir mantık? Bu nasıl bir savunma şekli? Senin ispat yükümlülüğünden haberin var mı?
A: Boynuzlu at var.
B: Hayır, öyle bir şey yok.
A: Yooo, var.
B: Kanıtla.
A: Sen olmadığını kanıtla.
B: Yok yav. Vay canına. Ne kadar da akıllısın?
Bertrand Russell şöyle der;
"Eğer ben Dünya ve Mars arasında eliptik bir yörüngede Güneş'in etrafında dönen porselen bir çaydanlık olduğunu öne sürseydim ve bu çaydanlığın en güçlü teleskoplarımızla bile tespit edilemeyecek kadar küçük olduğunu ekleyecek kadar da dikkatli olsaydım, kimse bu görüşümün tersini kanıtlayamazdı. Ama devam edip de bu savımın yanlışlanamaz nitelikte oluşundan dolayı insan aklının ondan kuşku duymasının kabul edilemez bir küstahlık olacağını söyleseydim, herkes haklı olarak saçmaladığımı düşünürdü. Ancak, eğer böyle bir çaydanlığın varlığı eski kitaplarca onaylansaydı, her pazar günü kilisede kutsal gerçeklik olarak öğretilseydi ve okullarda çocukların beynine kazınsaydı, onun varlığından kuşku duymak bir gariplik belirtisi olarak görülür ve o kuşkuyu duyan kişi, yakınçağda bir ruh doktoruyla, daha önceki çağlardaysa bir engizisyon yargıcıyla görüştürülürdü."
Allah'a inanmamak için yeterli bir mesaj.