Okuduğunuz okulu veya yaptığınız mesleği seviyor musunuz?

Şu an okuduğum okuldan hiç memnun değilim. Okula kayıt olurken içimde kötü bir his vardı kötü okuldur diye. İç sesim cidden haklı çıktı okul özel okul fakat öğrenci seviyesi meslek lisesi altında. Korona virüs iyi geldi dedim kurtuldum diye mutluyum. Ama koronadan ölenlere ve kapanlara üzülüyorum. Kapanlara acil şifalar diliyorum.
Nesibe Aydın gibi bir özel okula gitmiyor isen zaten hepsi okumaktan aciz şımarık zengin çocukları olur genelde.

Ülkemizde matematik yapamayan herkes aptal damgası yiyor. Öğrencileri ilgi ve yeteneklerine göre yargılamaktansa okulda öğretmedikleri matematiği soruyorlar. Hocam eğer bu ülkede yaşayacaksan ya çok zengin olman lazım ya da millet vekili bir tanıdığın olacak. Fikirlerimi başka bir konuda belirtmiştim, buradan da belirtmek istedim. Halkın dini duygularıyla oy toplayanlardan bahsetmiyorum bile.
 
Son düzenleme:
Nesibe aydın gibi bir özel okula gitmiyor isen zaten hepsi okumaktan aciz şımarık zengin çocukları olur genelde.

Hepsi kavga maili düşünme yetenekleri sıfır insanlardan oluşuyor sınfın çoğunluğu. Geçen sene doğa kolejine gidiyordum kavga maili insan fazla yoktu. Şu an gittiğim okulda kendini bir bok sanan aptallar dolu. Hiç biride zengin değil o da ayrı bir şey baba parası ile şımarık değiller.
 
Hepsi kavga maili düşünme yetenekleri sıfır insanlardan oluşuyor sınfın çoğunluğu. Geçen sene doğa kolejine gidiyordum kavga maili insan fazla yoktu. Şu an gittiğim okulda kendini bir bok sanan aptallar dolu. Hiç biride zengin değil o da ayrı bir şey baba parası ile şımarık değiller.
Doğa Kolejine 7 ve 8. sınıfta gittim dediğiniz tiplerin hepsi mevcuttu galiba biraz da kampüsün konumuna bağlı.
9. Sınıfta gittiğim sınıf efsanelerin efsanesiydi devlet okulu olmasına rağmen adam gibi adamlar doluydu.
Şu anda 10. Sınıftayım ama şehir değiştirdiğim için eski efsane sınıfta değilim fakat halimden yine memnunum.
 
Son düzenleme:
Eğitim sistemi dışında bulunduğum okuldan çok memnunum. (Çankırı Fen Lisesi) Pursaklar Fen Lisesi'ne gitmemek için aileme direttiğim için hiç pişman olmadım.
Korona sağolsun sadece 1 dönem kalsamda gördüğüm kadarıyla öğrencilerin kendini geliştirmesi için çok uğraşıyorlar.
 
Şikayet edenler de hep çalışmayanlar, bi yere kapak atayım diye yer seçenler... Yok bu bilgi gerçek hayatta neye yarayacakmış da mışmış...
Sistemde eksikler vardır yok değil; ama sistem yanlış değil. Matematiği beğenmiyorsanız, bölüm değiştirin, üniversiteden memnun değilsen okulunu değiştir. Sevmediğiniz bölümlere, okullara gidiyor olmanız nasıl sistemin hatası? Siz şuna "ben kendim için doğru olanı seçmeyi beceremiyom aga" desenize.
Kardeş bir adamın tarih öğretmeni olması için bilmem kaç tane matematik yapması gerekiyor bak bu sistem hatası. Hayalindeki mesleği yapabilmek için ve hayatta kalabilmek için zıkkımın karekökünü hesaplamak gerekiyor sistem hatası. Bizleri kitaplara hapsedip hayat sınavımızda işe yarayacak temel bilgiler verilmeyip matematik kimya veriliyor. Bunların hepsini it gibi ezberleyip çalışıp öğrenip sınava giriyoruz aradan 1 yıl geçince de unutuyoruz. En kötüsü de sınavı verdikten sonraki günlerce donukluk var ya hani ben ne yapacağım artık diye kafada gezen düşünceler ve bu bilgileri gerçek hayatta asla kullanmadığını öğreniyorsun zamanla en kötüsü de bu. 75-80 yıllık ortalama hayat sürenin 12'si anlam veremediğin hengame ile geçiyor. Ağaç yaşken eğilir diyorlar ya seni kendi önlerinde eğdiriyorlar. Benim için eğitim de bu. Ha okulun kattığı hiç mi iyi bir şey yok, var çok güzel şeyler de var. Mesela sosyal açıdan güzel dostluklar arkadaşlıklar kurabiliyorsunuz. Yeni hayatlar görüyorsunuz "vay anasını nasıl dayanmış onca şeye la" diyorsunuz. Sosyal becerileriniz gelişebiliyor vs birçok iyi yanı da yok değil. İçimi dökmek istedim.
 
Okulumu (Bilkent) seviyordum da bölümümü sevmiyordum. Eski işime 2006 yılında tekniker stajyerlikle başlayıp 2009-2015 arasında sistem mühendisi olarak çalıştım, nefret ediyordum son zamanlarda işimden. 2015 yılından sonra farklı bir alanda eğitim alıp referanslarla bir modelleme/görselleştirme grubuna dahil oldum, şu anda çok rahatım. Stresi çok daha az, çalışma saatim önceki işimin çeyreği kadar, gelirim de birkaç kat daha iyi.

Şimdiki aklım olsa 16 yaşında aileme meydan okuyup evden kovulmaz, bazı konularda taviz verir, gene Bilkent'e ama bu sefer psikoloji bölümüne gider sonrasında İngiltere'de doktora yapıp araştırmacı olurdum. En azından ilgimi çeken bir alanda ortalama da olsa yeterli yaşam şartlarıyla mutlu olurdum. Belki kitap yazar oradan güzel bir para kaldırırdım. :D
 
Kardeş bir adamın tarih öğretmeni olması için bilmem kaç tane matematik yapması gerekiyor bak bu sistem hatası. Hayalindeki mesleği yapabilmek için ve hayatta kalabilmek için zıkkımın karekökünü hesaplamak gerekiyor sistem hatası. Bizleri kitaplara hapsedip hayat sınavımızda işe yarayacak temel bilgiler verilmeyip matematik kimya veriliyor. Bunların hepsini it gibi ezberleyip çalışıp öğrenip sınava giriyoruz aradan 1 yıl geçince de unutuyoruz. En kötüsü de sınavı verdikten sonraki günlerce donukluk var ya hani ben ne yapacağım artık diye kafada gezen düşünceler ve bu bilgileri gerçek hayatta asla kullanmadığını öğreniyorsun zamanla en kötüsü de bu. 75-80 yıllık ortalama hayat sürenin 12'si anlam veremediğin hengame ile geçiyor. Ağaç yaşken eğilir diyorlar ya seni kendi önlerinde eğdiriyorlar. Benim için eğitim de bu. Ha okulun kattığı hiç mi iyi bir şey yok, var çok güzel şeyler de var. Mesela sosyal açıdan güzel dostluklar arkadaşlıklar kurabiliyorsunuz. Yeni hayatlar görüyorsunuz "vay anasını nasıl dayanmış onca şeye la" diyorsunuz. Sosyal becerileriniz gelişebiliyor vs birçok iyi yanı da yok değil. İçimi dökmek istedim.
Sözel isteyenin matematik çözmesi şart değil, çözerse ekstrası var mı var. Senin verdiğin örnekten gidelim: Tarih öğretmeni olmak isteyene matematiğin getirisi var. Hiç çözmese olur mu, olmaz, barajı geçip bir yere gidemez; ama barajı geçmesine yetecek matematiği bilmeyeni zaten günlük hayatta karşımıza çıktığında "mala bak la, şunla şunu toplayamadı" veya "bi para hesabı yapamadı salak" diye nitelendiriyoruz. Ki bu söz konusu kişi matematiği fullese bile getirisi çok az, hedeflediği alana çok uzak çünkü.

Hani her şeyi tam bilmemiz gerekmeyip de yerine göre farklı farklı bir çok konuda az-çok bilgi sahibi olmamız gerekir ya, eğitim sistemi onu gayet güzel yapıyor. Senin gözün yüksektedir, "Atatürk Üniversitesi olmaz, Galatasaray Üniversitesi'ne gidecem ben" dersen mecbur her yerden kastıracaksın. Bunu yapan kişi de işte "ulan sınava girdik çıktık, o kadar matematik ezberledim, ee 90%'ı günlük hayatımda işe yaramıyor" deyip sisteme sövüyor.

Sadece işine yarayacak bilgilerle zirveye erişmek olsaydı, herkes aynı kefede olurdu. Farklı farklı bilgileri, yerine göre alakasız bilgileri işini görene kadar, köprüyü geçene kadar öğrenen zirveye oynuyor.

Her nimetin bir külfeti var ya, o gereksiz görülen matematik bilgileri de kişiyi Atatürk Üniversitesi yerine Galatasaray Üniversitesi'ne taşıyan basamak, külfet.
 
Sözel isteyenin matematik çözmesi şart değil, çözerse ekstrası var mı var. Senin verdiğin örnekten gidelim: Tarih öğretmeni olmak isteyene matematiğin getirisi var. Hiç çözmese olur mu, olmaz, barajı geçip bir yere gidemez; ama barajı geçmesine yetecek matematiği bilmeyeni zaten günlük hayatta karşımıza çıktığında "mala bak la, şunla şunu toplayamadı" veya "bi para hesabı yapamadı salak" diye nitelendiriyoruz. Ki bu söz konusu kişi matematiği fullese bile getirisi çok az, hedeflediği alana çok uzak çünkü.

Hani her şeyi tam bilmemiz gerekmeyip de yerine göre farklı farklı bir çok konuda az-çok bilgi sahibi olmamız gerekir ya, eğitim sistemi onu gayet güzel yapıyor. Senin gözün yüksektedir, "Atatürk Üniversitesi olmaz, Galatasaray Üniversitesi'ne gidecem ben" dersen mecbur her yerden kastıracaksın. Bunu yapan kişi de işte "ulan sınava girdik çıktık, o kadar matematik ezberledim, ee 90%'ı günlük hayatımda işe yaramıyor" deyip sisteme sövüyor.

Sadece işine yarayacak bilgilerle zirveye erişmek olsaydı, herkes aynı kefede olurdu. Farklı farklı bilgileri, yerine göre alakasız bilgileri işini görene kadar, köprüyü geçene kadar öğrenen zirveye oynuyor.

Her nimetin bir külfeti var ya, o gereksiz görülen matematik bilgileri de kişiyi Atatürk Üniversitesi yerine Galatasaray Üniversitesi'ne taşıyan basamak, külfet.
Allah akıl fikir versin reis. Bir şey demiyorum bu yorumun üstüne ve kendimle bir kez daha gurur duydum. Kafamı aptal şeylerle bozmadığım için. Dediğim gibi diyecek sözüm yok sana.
 
TEOG puanım yüksek olmasına rağmen ortaokul puanının düşürmesi ile meslek lisesine düşmüştüm. Ama teknik bölüm diye bir olay olduğunu öğrenince sıkı çalışıp teknik bölüme girmiştim. İlk okulumdaki arkadaşlarım çok iyiydi. Teknik liseye geçince yeni okula geçmem gerekti. Okulumun bahçesi ve binaları çok güzel. Hepsi depreme dayanıklı bölüm binaları. Kendi bölümüm elektrik elektronik bölümü. Teknik olduğum meslek dersleri azdı. Meslek dersleri 8 saatti. Şu an okulumdan memnunum. Düşük puanla buraya geldiğimde şükür ediyorum hep.
 

Yeni konular

Geri
Yukarı