Saw the Game Ön İnceleme

Katılım
14 Ağustos 2010
Mesajlar
79.057
Makaleler
289
Çözümler
2.268
Yer
İstanbul
Daha fazla  
Cinsiyet
Erkek
Profil Kapağı
1522743131
Saw, yani testere isimli film ilk kez gösterime girdiğinde etrafımdaki insanlardan ‘’abi saw izledin mi?’’ ya da ‘’abi nasıl bir insansın, kaçar mı!’’ gibi tepkiler almıştım. Bildiğim kadarıyla ortalama bir insanın görmek istemeyeceği sahneler içeren bu filmi en sonunda dayanamayıp izledim. Gördüklerim şok ediciydi. İğrençlik ve insanda yüz kapama isteği uyandıran bu film aslında inanılmaz bir psikoloji şaheseriydi. Özellikle ilk filmin verdiği o çaresizlik hissiyatı ve o mükemmel son; hakikaten görülmeye değerdi. Saw serisi o kadar tuttu ki devam filmler peşi sıra dizildi. Saw II de güzel bir film olarak hafızamda yer etse de, benim için kalan filmler ‘’böööö’’ gurubu filmlerden olarak kaldılar. Zombie Studios da durumu güzide bir şekilde fark etmiş ki hemen bir oyun yapıştırmışlar. Malumunuz şişen film serilerini itinayla oyun yaparak para kazanmak, fevkalade etkili bir sistemdir.

Testere ve oyuncak…> Öncelikle oyun bir hayatta kalma oyunu. Tıpkı filmlerde ki gibi, nasıl buraya düştüğünü bilmeyen bir karakteri oynuyoruz. Üçüncü şahıs kamerasına sahip olan bu oyun yapımcı John Williamson’un dediğine göre; üçte bir’i araştırma, üçte bir’i yakın dövüş, üçte bir’i ise bulmaca olarak tasarlanıyor. Etrafımız ise bizden önce buraya gelmiş insanlarla dolu olacak. Bir gurubu bu oyunu oynamayı reddetmiş, bir diğer gurubu ise bu oyuna katılmış ve etrafta dolaşmakta olacak. Elimde bulunan kaynaklardan derinlemesine gagaladığımda gördüm ki, an itibariyle grafikler hoş fakat kontrol ettiğimiz karakterimizin fizik motoru pek olmamış durumda. Çevre detayları ise bu duruma tamamıyla tezat oluşturacak güzellikte. Etraftaki nesnelerin kalitesi bir yana, ışıklandırmaya o kadar çok emek harcanmış ki gözümüzü almadan geçemiyoruz.

Oyunun büyük bir çoğunluğu hepimizin God of War’dan tanıdığı ‘’aniden düğmeye bas’’ şeklinde ilerliyor olması açıkçası hoşuma gitti. Buradaki güzel ayrıntı, artık basmamız gereken düğmenin ya da kullanmamız gereken analog hareketinin direkt olarak ekrana yapıştırılmayacak olması. Bunun yerine basmamız gereken tuşlar tuzağa geldiğimizde, beklide gelmeden az önce içinde bulunduğumuz bölgede saklı olarak duruyor olacaklar. Bu kadar güzel bir fikir bence kesin iş yapacaktır. Tabii ki gene bu ani durumlarda zamanlama çok önemli olacak. Tuzaklardan birisinde kapıyı açıyoruz ve aynı anda kapı arkasında bizi yok etmeye programlanmış bir pompalı tüfek bekliyor durumda. Etrafta beliren düğmeye bakıp hız ilen gereken düğmeye basıyor ve kurtuluyoruz. Yanlış bir düğmeye bastığımızda ise ikinci bir şansımız olmayacak. Basmamız gereken düğmeler her seferinde farkı şekillerde karşımıza çıkacaklar. Yani aynı tuzağı her seferinde ‘’A’’ tuşuna basarak geçemeyeceğiz.

Yapımcı ve tasarımcı olan John Williamson diyor ki; ‘Saw filmini izlemiş olanlar hem tanıdık sahneler karşılaşacaklar hem de yepyeni saw usulü bir kurguyla karşılaşacaklar. Tabii ki oyun sadece saw fanları için değil. Saw filmlerini hiç izlememiş olanlar içinse harika bir korku- gerilim oyunu olacak.’’ Hal böle olunca birkaç tuzak ve bulmaca örneği vermeden geçmek olmaz. Öncelikle en bilinen tuzak sanıyorum ayı kapanı. Hani şu kafamızda duran ve birkaç dakika içinde aktif hale gelecek olan kapan. Bu tuzaktan kurtulmak için oyunun bizi yönlendirmesine izin veriyoruz. Etrafta görünen analog simgesi gözümüze çarpıyor ve bir bar dolmaya başlıyor. Ta ki oyun bize bir düğmeye bas diyinceye kadar. Gereken düğmeye basıyoruz ve ‘’click’’ mekanizmadan kurtulduk. Bir sonraki bölümde elimizde bir anahtar mevcut ama kapının şifreli bir kilidi var. Birazcık etrafa bakıyoruz ve duvarda karalamaya yakın bir yazı gurubu görüyoruz. Eğer dikkat edersek karşında bir ayna olduğunu fark ediyoruz. Son olarak içinde bulunduğumuz oda içerisinde doğru bir yerden doğru bir açıyla aynaya baktığımızda, yansımanın aradığımız şifre olduğunu görüyor ve yolumuza devam ediyoruz.

Birebir dövüş sistemi konusunda ise hali hazırda bir bilgi yok. Etraftan eşya toplayacağımız ve bunları farklı yerlerde kullanacağımızı biliyoruz. Bir yerleri kırıp geçmek ve de tanıştığımız insan sorun çıkartıyorsa onu ortadan kaldırmak için kullanacağımız eşyalarımız olacak. Oyun esnasında sahip olduğumuz alan biraz karmaşık. Kaybolmamız halinde ise etrafa dağılmış yapboz parçaları bulunacak. Her bir parça bize gitmemiz gereken yön hakkında gerekli bir ipucu sağlayacak. Işık sisteminin harika olduğundan bahsetmiştim. Oyun esnasında iki farklı ışık kullanabileceğiz ve ikisi de gerilim için biçilmiş kaftan. Birisi bir çakmak ve bu çakmak sayesinde her yanımızı kısa bir mesafede aydınlatabiliyoruz. Fakat koşunca sönüyor. Bir diğeri ise el feneri; sadece baktığımız yönü aydınlatacak ama koşarken malum kapanmayacak. Siz hangisini tercih ederdiniz? (bence gerilim budur.)

Testere değil tırpan…> Saw the Game benzeri korku – gerilim oyunlarından farklı olarak gerçek bir senaryo yapısı sunuyor. Yani oyunda fantastik öğeler yer almıyor. Goblin gibi yaratıklar görmeyeceğiz. Korkuyu ve olabilecek olayları bizim hayal etmemize imkan tanıyor. Artık Resident Evil’deki gibi bir anda önümüze atlayan zombi köpekler ya da Slient Hill’daki böcüler yok. Saw the game tek bir şeyi amaçlıyor: Siz bu durumda olsaydınız ne yapardınız?

ÖZET KUTUSU

Eğer kendini tekrarlayan bir oyun olmazsa çok tutacağı kesin. Müziklerin de grafikler kadar önem taşıyacağı bu oyunu, ilgiyle bekliyoruz.

AYDIKLIK TARAFA
- Korkutacak olması.
- Saw gibi bir filmden uyarlanması.
- Bir şekilde yeni bir türe öncülük yapma ihtimali.

KARANLIK TARAF
- Korkutacak olması!
- Sadece bulmacalara önem verilme ihtimali.


Saw serisi her ne kadar birçoğumuza iğrenç gelip kendini izlettirmese de, dünya bu konuda farklı düşünüyor gibi. Saw serisinin gişe hasılatı tam tamına 665 milyon dolar ve dünya çapında 28 milyondan fazla DVD satışı yaptı. (ilk filmi izlemeden geçmeyin diyorum.)

  • yapım Zombie Studios
  • dağıtım Konami
  • tür Third Person
  • platform PC, PS3, XBox 360
  • çıkış tarihi Ekim 2009
  • web www.zombie.com/saw.html
 
Uyarı! Bu konu 12 yıl önce açıldı.
Muhtemelen daha fazla tartışma gerekli değildir ki bu durumda yeni bir konu başlatmayı öneririz. Eğer yine de cevabınızın gerekli olduğunu düşünüyorsanız buna rağmen cevap verebilirsiniz.

Yeni konular

Geri
Yukarı