Taraf seçmeye gerek duymadan, isimlendirmeye gerek duymadan bazı şeyleri açıklığa kavuşturmak gerekiyor.
- Dünyanın büyük bölümünde mevcut olan sistem insanlara adil bir düzen kurma konusunda yetersiz kalıyor. Bir taraftan aşırı zenginlik yaratırken diğer tarafta hala barınma, karnını doyurma gibi temel ihtiyaçlardan bile mahrum kalan milyonlar var.
- Birileri harcamakla bitiremeyeceği kadar servet biriktiriyor. En lüks otomobiller, evler, adalar, uçak ve helikopterlere sahip olmanın yanında hala milyarlarca dolar serveti olan insanlar var. Bu servet yatırıma dönmediği takdirde hem manipülasyon aracı oluyor hem de rakipleri ezici bir güç. Kimsenin bu derece servete sahip olmamalı. Belli bir miktarın üstü insanlığın ihtiyacı olan alanlarda yatırıma dönüştürülmeli.
- Eğitim, barınma, sağlık hizmetlerinin adil olmadığı düzende suç başta olmak üzere hiçbir sorunu çözemiyorsunuz. Bilgiye ulaşma imkanı olmadan yetişmiş insanın 8 çocuk yapması da bir başkasının suça karışması da beklenir gerçekler oluyor.
- Mevcut düzende çalışanın hakkının yeterince olduğunu düşünmek patron değilseniz günü gelince sizi de üzecek şey olur. Toplumlarda emeği veren kişinin hakkı yeterince korunmadığında, dünyanın büyük bölümünde olduğu gibi, o insanlar iyi bir yaşamdan uzak şekilde sürünüp, günü geldiğinde ölüyor. Kolayca yerine yenisinin geçebileceği, ülkemizde olduğu gibi ''Kod-29'' gibi bahaneler ile salgın döneminde bile işsiz bırakılacağınız bir düzende huzur mümkün değil.
- Haftanın 60 saatini çalışarak geçiren insanlar, izin günlerinde gidip bir tiyatro bile izleyemiyor, yılın bir 15 günü aile yanına gitmek dışında tatilini yapamıyorsa orada bir sorun olduğunu kabul etmek gerek.
- Birileri ada satın alıyor, bir diğeri uzaya otomobil gönderiyor; diğer tarafta her işi yapmaya hazır insanlara bile iş yok, sağlık güvencesi yok, eğitim yok.
- Tüm dünyayı etkileyen bir hastalık ortaya çıkıyor, tedavi için gereken aşıyı parayla satıyorsunuz. Hatta güç dengeleri gereği kimileri parayla bile ulaşamıyor. Herkesle paylaşılması gereken bilgiler bile saklanıp sahte kahramanlar nişanlar ile ödüllendiriliyor.
Özel sektör olmasın demek bu saatten sonra gerçekçi değil. Diğer taraftan sınırlamalardan bağımsız, yeterince denetlenmeyen, ulaştığı büyüklüğü toplumla paylaşmayan bir özel sektör de zamanla tehlikeli bir hal alıyor. Devlet bir sözleşmedir. İçinde yaşayan toplumun huzur, mutluluk, güvenlik ve refahı için vardır. Bunu sağlayamadığı noktada varlığı anlamsızlaşır. Var olmasını devam ettirebilmek için milliyetçilik, din, toprak gibi örneklerini çoğaltabileceğimiz şeylere ihtiyaç duymaya başlar. Bu da savaş, ölüm, yıkım, yoksulluk, hastalık gibi yine örneklerini çoğaltmanın mümkün olduğu birçok kötü şeye yol açar.
Devletin aşırı güçlenmesi de özel sektörün güçlenmesi kadar kötü şeylere yol açıyor. Tarih boyunca bunu da çok gördük. Devlet ve özel teşebbüsün birbirini denetlediği daha adil bir şeye ihtiyacımız var.